Mehmet Acet yazdı: Mısır’la ilişkiler normalleşiyor mu?

Türkiye ile Mısır arasındaki yakınlaşma/normalleşme hamlesi olarak yorumlanan adımlar, Doğu Akdeniz'de sıcak gelişmelerin yaşanmasına neden oldu. özellikle Yunanistan ve Rum yönetimi bu gelişmeden pek de hoşnut olmazken, Ankara-Kahire hattındaki bu gelişmeleri Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet "Mısır’la ilişkiler normalleşiyor mu? Son gelişmeler neyin habercisi?" başlıklı yazısında son yaşananları ele aldı.

ABONE OL
GİRİŞ 08.03.2021 11:01 GÜNCELLEME 08.03.2021 11:07 DÜNYA
Mehmet Acet yazdı: Mısır’la ilişkiler normalleşiyor mu?
Mehmet Acet yazdı: Mısır’la ilişkiler normalleşiyor mu?

Geçtiğimiz günlerde Doğu Akdeniz'de Türkiye ile Mısır arasında sıcak gelişmeler yaşandı. Mısır'ın hidrokarbon ihalesi gerçekleştirirken Türkiye'nin deniz yetki alanlarına riayet göstermesi iki ülke arasındaki normalleşme gelişmesi olarak değerlendirildi.

Özellikle bu noktada hükümet nezdinde yapılan açıklamalarda da ılımlı sözlerin sarf edilmesi, "Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler düzeliyor mu?" sorularını beraberinde getirdi.

TÜRKİYE MISIR İLİŞKİLERİ ATİNA'YI PANİKLETTİ

Türkiye ile Mısır hattındaki son yaşananlar her ne kadar Doğu Akdeniz için yapıcı gelişmeler olsa da bu durum özellikle Atina'yı panikletti. Özellikle Rum Yönetimi'nde de yaşanan panik havası, Akdeniz'deki denge unsurunun bozulması noktasında önemli bir etken olurken Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet "Mısır’la ilişkiler normalleşiyor mu? Son gelişmeler neyin habercisi?" başlıklı yazısında son yaşananları ele aldı.

Yeni Şafak'taki köşesinde, Ankara-Kahire hattında yaşananları kaleme alan Acet'in köşe yazısı:

MISIR'LA İLİŞKİLER NORMALLEŞİYOR MU? SON GELİŞMELER NEYİN HABERCİSİ

"Geçtiğimiz günlerde Mısır’ın Doğu Akdeniz’de hidrokarbon çalışmaları için çıktığı ihalede Türkiye’nin kıta sahanlığını gözeterek bir sınır çizmesi, Ankara’da memnuniyet, Atina’da ise telâşla karşılanmıştı.

Mısır’ın bu tutumu, Türkiye’nin Kasım 2019’da Libya ile yaptığı Deniz Sınırlarını Yetkilendirme Anlaşması’na saygı duyduğu anlamına geliyordu.

Atina’daki telâş ya da panik havasının sebebi tam da buydu.

Ankara’da bu gelişmeden duyulan memnuniyeti dışa vuran ilk isim Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu oldu.

Çavuşoğlu, Gürcistanlı mevkidaşı ile yaptığı basın toplantısı sırasında şunları söyledi:

“Doğu Akdeniz’de en uzun karası ve kıyıları olan iki ülke olarak ilişkilerimizin seyrine göre biz de yarın deniz yetki alanları konusunu Mısır’la müzakere edebiliriz, kendi aramızda da ileride bir anlaşma imzalayabiliriz.”

Devamında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan yine dikkat çekici bir beyanat geldi.

Mısır’la Türkiye arasındaki tarihsel ve kültürel değerlere atıf yapan Akar, dikkat çekici bir cümle kurarak, “Önümüzdeki günlerde farklı gelişmeler olabilir” dedi.

ÜST DÜZEY BİR YETKİLİ: HENÜZ KESİNLEŞMİŞ BİRŞEY YOK

Ağustos ayında Yunanistan’la kendi aralarında imzaladıkları deniz sınırlarını yetkilendirme anlaşmasında da Mısır, sınırların çiziminin Meis Adası’ndan yapılmasını kabul etmemişti.

Bu son gelişme, o kararın ikinci bir adımı olarak görülebilir.

Ortaya çıkan bu durum üzerine, Ankara’da bu işler için mesai harcayan çevrelerin nabzını yokladım.

“Mısır’la anlaştık mı? Doğu Akdeniz’le ilgili yeni gelişmeler beklemeli miyiz” şeklindeki sorularıma, üst düzey bir yetkili şu cevabı verdi:

“Görüşmeler vardı zaten teknik düzeyde ama son hamleleri memnuniyet verici bir mesaj oldu. Biz zaten her zaman Mısır da dâhil olmak üzere bölge ülkeleriyle deniz yetki anlaşması imzalamaya hazır olduğumuzu söylüyorduk.”

Bu işler için mesai harcayan bir başka üst düzey isim ise, ihtiyatlı bir dil kullanıp, Mısır’la anlaştık mı şeklindeki soruma, “Henüz kesinleşmiş bir şey yok, görüşmeler devam ediyor” şeklinde cevap verdi.

İki ülkenin istihbarat birimleri arasında görüşmeler yapıldığı zaten bilinmeyen bir şey değil.

Gizlilik içinde yürütülen bu görüşmelerden nasıl bir sonuç çıkacağı, ilişkileri normalleştirme yönünde adımların atılıp atılmayacağı henüz netleşmiş değil.

Diğer yandan unutulmaması gereken bir husus olarak, Mısır’daki Sisi yönetiminin, Birleşik Arap Emirlikleri gibi bazı ülkelerin telkinlerine açık olduğunu, o çevrelerin bir karar anında ‘Hayır’ demesi halinde, buna tek başına ‘Evet’ diyebilecek halde olmadığını hatırlatmamız gerekiyor.

Dolayısıyla son gelişmelerden bahisle ortaya çıkan Mısır’la ilişkilerin seyrine dair konulara temkinli yaklaşmakta fayda var.

YUNANİSTAN’IN PANİĞİ, KIBRISLI RUMLARIN HAYAL KIRIKLIĞI

Türkiye’nin 2013’teki darbe sonrası Mısır’la, eşzamanlı olarak Körfez’deki bazı ülkelerle arasının bozulmasını Doğu Akdeniz’deki maksimalist talepleri için fırsat olarak gören Yunanistan, son dönemde bu durumu lehine çevirmek için pek çok adım attı.

Kahire ile Dubai ile sıkı fıkı oldular, üst düzey ziyaretler yaptılar.

Ancak bu son gelişme karşısında Atina yönetiminin büyük bir telaş yaşadığı, gözlerden kaçmadı.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis, 18’inci Parsel ile ilgili kararından vazgeçirmek için hemen telefona sarılıp Sisi’yi aradı.

Arkasından Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias için acil bir seyahat planlaması yapıldı.

Yunan Bakan bugün önce Kahire, ardından Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni ziyaret etmek üzere Lefkoşa’nın Rum tarafına gidecek.

Mısır ile Yunanistan arasındaki anlaşmazlık konularından biri de, Doğu Akdeniz’in yer altı zenginliklerinin Avrupa’daki pazarlarına taşınması için geliştirilen “EastMed” projesiyle alakalı.

Sisi/Miçotakis görüşmesine rağmen bu konuda da hâlâ bir çözüm yolu bulunabilmiş değil.

Kahire’nin EastMed için istediği rota hayata geçerse, Güney Kıbrıs, Doğu Akdeniz’deki oyun planında devre dışında kalmış olacak.

Bu durum da, haliyle Kıbrıslı Rumları rahatsız ediyor.

18’inci Parsel sonrası ortaya çıkan trafikten anladığımız kadarıyla, Yunan Bakan Dendias, Mısır ile GKRY arasında mekik dokuyarak bir orta yol bulmaya çalışacak.

Türkiye, bu türden anlaşmazlıkları da fırsat bilerek, Mısır’la olan sorunlarını yumuşatma ve Doğu Akdeniz denkleminde avantajlı hale gelmek istiyor.

Ama yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi, bu işler için mesai harcayan çevrelerde temkinli bir yaklaşım olduğunu hatırlatmak isterim.

Bu bağlamda Atina’nın telâşı, ‘seyir zevki’ veriyor olsa da, skor avantajının henüz Ankara lehine olmadığını da bilmekte fayda var."

 

KAYNAK : Yeni Şafak
YORUMLAR 11 TÜMÜ
  • Ispanak 3 yıl önce Şikayet Et
    konu biz olunca herkez herkezle anlaşır heleki biz mısıra kaldıysak eyvah eyvah
    Cevapla
  • antalya ve burdurlu 3 yıl önce Şikayet Et
    şu davutoğlu .. nasıl dış politika cahili anlamıyorum.. reisin kafasını allak bullak yaptı
    Cevapla
  • Yakup 3 yıl önce Şikayet Et
    Açıkçası Mısır yönetimine güvenmiyorum. İran gibi arkadan hançerler gibi geliyor.
    Cevapla
  • Bilgin 3 yıl önce Şikayet Et
    Yunan'a çokmu guvenicen
    Cevapla
  • Diyarbakır 3 yıl önce Şikayet Et
    Burda karşılıklı kazanına dayalı iş yapılıyor onlar yunanla yaptığı anlasmada çok büyük deniz alanı kaybetti ve Türkiye arka kapı diplomasisi ile bunu onlara anlattı ve zihinlerine soktu özellikle istihbaratı düzeyde bu görüşmeler yapıldı ve görülüyor ki Türkiye bunu başardı şimdi Rum ve Yunan düşünsün eğer mısırla deniz yetki alanı imzalanirsa yunanla Rum'un vay haline
    Cevapla
  • 321 3 yıl önce Şikayet Et
    tarihte mısırı rahat bıraksaydız mısır afrikadane çok islam imparatorlukları kurardılar
    Cevapla
  • huseyin 3 yıl önce Şikayet Et
    Bu konu yazar yorumlarına kadar düştüyse tüm ülkeler tedbirini alır, neden gizli kapaklı bir iş yapamıyoruz
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR