Mehmet Acet: Eğer Türkiye bu kararı alacaksa Taliban'la anlaşması gerekiyor

Acet yazısında, Kabil'deki Hamid Karzai Havalimanın Türk askeri tarafından korunmasıyla ilgili talebi değerlendirerek, "Bilindiği üzere, 14 Haziran'daki Erdoğan/Biden zirvesinde de gündeme gelen bir konu var. Kâbil havaalanının Türkiye tarafından korunması talebi. Türkiye, ABD'nin bu talebine şartlı olarak olumlu yanıt vermiş ancak, nihai bir anlaşma henüz ortaya çıkmamıştı. Taliban'ın bu kadar hızlı şekilde Kâbil'de kontrolü ele geçireceği tahmin edilmediği için aceleci davranılmamış olabilir. Ancak bu son gelişmelerle ABD'nin bu talebinin rafa kalkması ihtimali artmış görünüyor. Eğer böyle bir gelişme olacaksa bile, yani Kâbil havaalanının güvenliğini Türk Silahlı Kuvvetleri koruyacaksa eğer, Taliban'la bu konuda da bir anlaşma yapılması gerekebilir. Bu konu ilk gündeme geldiğinde Taliban, Türkiye ile kardeşlik bağlarına bir kere daha atıf yaptıktan sonra bu fikre karşı olduğunu beyan etmişti. Son gelişmeler ve ortaya çıkan fiili durum, Taliban’ın rızası olmadan böyle bir şeyi uygulamanın kolay olmayacağına işaret ediyor" ifadelerini kullandı.

Reuters haber ajansının geçtiği haberi de köşesine taşıyan Acet, Türk yetkililere dayandırılan haberin detaylarını yazdı:

- "Havalimanındaki kaos nedeniyle Türk ordusunun Kabil Havalimanı'nın kontrolünü ele alma planları otomatik olarak durduruldu.

- Ancak Taliban'ın teknik destek talep etmesi halinde Türkiye, güvenlik ve teknik destek sunabilir."

Taliban'dan son dakika 'genel af' kararı

Kabil ele geçirildi! Taliban'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

'Taliban'ın meşru yönetimini ilk Çin tanıyacak' iddiası

Başörtüsü takıp Taliban askerleriyle poz verdi

İşte Acet'in yazısının tamamı:

Afganistan’da, birkaç gün içerisinde hızlandırılmış bir film izledik sanki.

ABD’nin çekilmek için anlaşmaya vardığı Taliban, kimsenin beklemediği bir hızla ilerleyip, büyük yerleşim birimlerini kontrolü altına aldıktan sonra, en son başkent Kâbil’de yönetimi devraldı.

Kabil havaalanında yaşanan görüntüler, film sahnelerinde bile görmediğimiz türden dramları andırıyordu.

Ülkeden kaçmak isteyenlerin yığıldığı havaalanında, havalanmak üzere olan uçakların gövdesine sarılmaya çalışanların, tekerlek kısmına gizlice saklandıktan sonra uçağın havalanmasıyla yere çakılanların trajik görüntüleri.

2001’deki 11 Eylül saldırılarından sonra Afganistan’ı işgal eden ABD, aradan 20 yıl geçtikten sonra, ağır kayıplar vererek ve hiçbir sonuç elde edemeden çekilme kararı aldı.

20 yıllık savaşta, 2 trilyon dolarlık para harcandığı tahmin ediliyor.

Ama daha kötüsü askeri kayıplarla ilgili rakamlar.

2 bin 442 askerin öldüğü, 20 bin 666 kişinin yaralandığı bir bilançodan söz ediyoruz.

Ne uğruna?

Hiç…

20 yılın sonunda arkasına bile bakmadan, birlikte çalıştığı, kendilerine hizmet eden Afganları da ortada bırakarak çekilip gitmek.

ABD’nin yaptığı tam olarak bu oldu.

Bir ara not olarak şöyle bir bilgi de verelim.

ABD’nin bu trajik çekilişiyle ilgili Rusya’nın ilginç bir tepkisi oldu.

Moskova’dan yapılan açıklamada "ABD’nin bir ‘deneyi’ daha başarısız oldu" ifadesine yer verildi.

Vietnam, Irak başta olmak üzere birçok coğrafyada geride büyük acılar bırakan ‘deneylerden’ söz eden bu açıklamanın yanlış olduğu söylenemez.

Ama, bu konuda Rusların da yatacak yerinin olmadığı ortada.

Hem Afganistan işgali sırasında akıttıkları kanlar, hem de son 6 yılda Suriye’de liderlik ettikleri katliamlar.

Gelelim Türkiye’nin durumuna.

Pek bilinmeyen bir gerçeğin altını çizelim.

Türkiye’nin, Afganistan’da NATO bünyesinde aldığı görevler, hiçbir zaman muharip görevler olmadı.

Her zaman talihsiz Afganistan halkının iyiliğine olan, eğitim sağlık vb. yatırımlarla hareket etti Türkiye.

Kâbil caddelerinde kendi bayrağını rahatça göstererek dolaşabilen tek asker de bizim askerimiz oldu.

Böyle olunca Taliban sözcüleri bile, Türkiye ile ilgili konuşurken, sempati ifade eden cümleler kullandılar.

Türkiye’nin kendileri için kardeş ülke olduğunu dile getirdiler.

İyi ilişkiler kurmak istiyoruz dediler.

Ankara’dan Afganistan’a giden açıklamalar da, bu ülkenin yeni sahipleriyle diyalog kanallarının açık tutulacağı yönünde oldu.

Hatta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde katıldığı televizyon programında Taliban’ın lideriyle kendisinin de görüşebileceğini dile getirdi.

Nitekim herkesin, özellikle de batılı ülkelerin Kâbil’deki büyükelçiliklerin kapatmak için birbirleriyle yarışa girdiği bir ortamda, Afganistan’daki elçiliğini açık bırakan ülkelerden biri Türkiye oldu.

Bilindiği üzere, 14 Haziran’daki Erdoğan/Biden zirvesinde de gündeme gelen bir konu var.

Kâbil havaalanının Türkiye tarafından korunması talebi.

Türkiye, ABD’nin bu talebine şartlı olarak olumlu yanıt vermiş ancak, nihai bir anlaşma henüz ortaya çıkmamıştı.

Taliban’ın bu kadar hızlı şekilde Kâbil’de kontrolü ele geçireceği tahmin edilmediği için aceleci davranılmamış olabilir.

Ancak bu son gelişmelerle ABD’nin bu talebinin rafa kalkması ihtimali artmış görünüyor.

Eğer böyle bir gelişme olacakça bile, yani Kâbil havaalanının güvenliğini Türk Silahlı Kuvvetleri koruyacaksa eğer, Taliban’la bu konuda da bir anlaşma yapılması gerekebilir.

Bu konu ilk gündeme geldiğinde Taliban, Türkiye ile kardeşlik bağlarına bir kere daha atıf yaptıktan sonra bu fikre karşı olduğunu beyan etmişti.

Son gelişmeler ve ortaya çıkan fiili durum, Taliban’ın rızası olmadan böyle bir şeyi uygulamanın kolay olmayacağına işaret ediyor.

Reuters Türk yetkililere atfen isim vermeden şu haberi geçti:

- "Havalimanındaki kaos nedeniyle Türk ordusunun Kabil Havalimanı’nın kontrolünü ele alma planları otomatik olarak durduruldu.

- Ancak Taliban’ın teknik destek talep etmesi halinde Türkiye, güvenlik ve teknik destek sunabilir."