Suriyeli sığınmacılar için ‘eve dönmek’ ölüm demek

Yüz binlerce Suriyeli için eve dönmek ölüm demek. Çünkü 1 milyon tutuklu, 300 binden fazla kayıp var. Selva Aksoy, abisinden 7 yıldır haber alamıyor. “Kayıp olanların çoğunluğunun öldürüldüğünü bilsek de ümit etmekten vazgeçemiyoruz” diyor

ABONE OL
GİRİŞ 16.05.2022 10:29 GÜNCELLEME 16.05.2022 10:29 DÜNYA
Suriyeli sığınmacılar için ‘eve dönmek’ ölüm demek
Suriyeli sığınmacılar için ‘eve dönmek’ ölüm demek

Türkiye’de ırkçı söyleme öncülük eden CHP, İYİ Parti ve Zafer Partisi çözüm için Beşşar Esed rejimi ile uzlaşmayı adres gösterse de Suriyeliler bu öneriden endişeli. Esed rejiminin birçok ilan ettiği genel affa güvenmeyen Suriyeliler, 2011’den bu yana hukuksuza tutuklananların sayısının 1 milyonu aştığını belirtiyor. Yeni Şafak’a konuşan aktivist ve daha önce zindanlarda kalan Suriyeliler, Esed rejimine güvenilmeyeceğini büyük acılar yaşayarak tecrübe ettiklerini vurguluyor. Esed rejiminin zindanlarındaki 154 bin tutukluyu isimleri ile belgelediklerini dile getiren Suriye Tutuklular Komitesi Sözcüsü Mervan Elhosh, “Devrimin başlangıcından bu yana Suriye’deki tutuklu sayısı bir milyonu aştı. 7 bin 122 kadın ve 10 yaş altı 437 çocuk dahil olmak üzere 300 binden fazla kişi kayıp” ifadelerini kullandı.

ABİMDEN YILLARDIR HABER YOK

Cezaevlerinde ağır işkencelere maruz kalan isimler ve yakınları Esed rejimine güvenmiyor. Suriyeli Selva Aksoy 2012 senesinde evinden alınıp götürülen abisi İbrahim Çetav’dan 2015 senesinden beri haber alamadıklarını söylüyor. Aksoy şunları kaydediyor:

“2012 yılının başlarında evimize bir askeri araç geldi ve içinde en az 15 asker vardı. Hiçbir şey söylemeden abimi götürdüler. Bir yıl boyunca nerede olduğunu tüm çabalarımıza rağmen öğrenemedik. Sonra bir gün abim aradı. Eşi, çocukları, annem ve babam onu ziyaret ettiler. Sonra tekrar ortadan kayboldu. En son 2015 yılında yaşadığına dair bir bilgi geldi. Büyük bir çaresizlik içindeyiz. Tademun katliamının görüntülerini izledikten sonra ailecek çok sarsıldık. Onun başına böyle bir şey gelmediğini nasıl bilebiliriz. Hiç haber alamamak kahredici. Kayıp olanların büyük çoğunluğunun öldürüldüğünü bilsek de ümit etmekten vazgeçemiyoruz. Abimin başına gelenlerden sonra siyasetle ilgilenmeye başladım. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) üyesiyim ve siyasi heyetin içinde çalışıyorum. Bunu halkıma karşı bir görev olarak görüyorum ve onların hakkını savunmak istiyorum.”

140 KİLO GİRDİM 40 KİLO ÇIKTIM

Eski bir tutuklu olan insan hakları aktivisti Münir Elfakır da, Esad rejiminin 11 yıl boyunca bir kez bile gerçek bir af kararı çıkartmadığını belirtiyor. Elfakır şu ifadeleri kullanıyor:

“Uluslararası arenaya ve medyaya kendini temize çıkartmak istediği için rejim her zaman af çıkarmadan önce hiçbir şeyle alakası olmayan yüzlerce insanı tutukluyor. Karar çıktıktan sonra onları serbest bırakıyor. Ben 2012 yılında İstanbul’da bir toplantıya katılmak için geldim ve Suriye’ye döndüm. Hemen tutuklandım ve iki yıl hapishanede kaldım. Şişman biriydim 140 kilo girdim ve 40 kiloya düştüm, neredeyse aklımı kaybedecektim. Şimdi asla dönmem, güvenmiyorum. Ürdün, Lübnan, Türkiye ve birçok ülkeden vatanlarına geri dönen insanları sınırından girer girmez tutukladılar. Af kararına inanıp gelenlerin çoğu hapishanede öldü ve toplu mezarlara gömüldü. Aileleri halen bekliyor ama asla dönmeyecekler.”

İKİ ÇOCUĞUMUN BAŞINA NE GELDİ BİLMİYORUM

Melek Ouda’nın iki çocuğu hapiste ve onlardan yıllardır haber alamıyor. Şam’dan 2017 senesinde ayrılmak zorunda kalan Ouda, yaşadıklarını şu sözlerle özetliyor: “Büyük oğlum Muhammed henüz 19 yaşında iken 2011 yılında, kardeşi Mahir 15 yaşında lise öğrencisiyken 2012 yılında tutuklandı. Muhammed’e ateş açıldığını duydum ama haber alamadım. Mahir’i 2014 senesinde son kez gördüm ve nerede bilmiyorum. Beni de tutukladılar ve 15 ay kaldım. Mübadele ile çıkarıldım. Kardeşimi öldürdüler, bir kardeşim halen hapiste ve onunla ilgili de bir şey bilmiyorum. Ülkeme ancak Esed rejimi gittiğinde dönebilir. Dönersem yine tutuklanacağım. Benim gibi Türkiye’de binlerce Suriyeli aile var. Çaresizce bekliyoruz.”

HÜCREDE 5 AYLIK BEBEK

İstanbul’da yaşamını sürdüren Meysa Gazziz, Hapishanede yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Şam’da enerji bakanlığında çalışıyordum. Devrimin başlangıcında birçok insan gibi yürüyüş ve eylemlere katıldım. Beni iş yerimden aldılar. Mezze’de istihbarat birimi tarafından sorguya alındım. İşkence çeşitlerini tarif etmeye kelimeler yetmez. Hücrede beş aylık bir bebek vardı. Hayatımızı çalan bu rejime asla inanmıyorum.”

KAYNAK : Yeni Şafak
Abdurrahman Koç Haber7.com - Editör
Haber 7 - Abdurrahman Koç
YORUMLAR 4
  • ahmet 1 yıl önce Şikayet Et
    o rejimin değişmesi için önce savaşacaksın tarihinde savaştan ölümden kaçmamış vatan için canını hiçe saymış bir milletin evladı olarak sizi anlamıyoruz gidin savaşın burda keyif çatıp beklemekle olmaz öso var katılın işte
    Cevapla
  • deli gadir 1 yıl önce Şikayet Et
    Yetr artik gitsinler arap ulkelerine musafirlik biryerekadar kactane arap ulkesi var gonderin halkimizin durumu belli suriyeli afganli irakli iranli hepsini gonderin reis yanlis yapiyor avrupada istemiyor bu multecileri sonu gelmiyor
    Cevapla
  • Vatandaş 1 yıl önce Şikayet Et
    Kendi sorunları, biz 12 YİLDİR CEKTİK YETERLİ, 12 DE GEVSEKLİK ETMEYİP KENDİ SORUNLARİYLA KENDİLERİ İLGİLENSİZ, BİRİ BİZİDE DUSUNSUN.
    Cevapla
  • Sedef 1 yıl önce Şikayet Et
    Çeçenler'in hiç kimsesi yoktu onlar nasıl yıllarca savaştı?? Bir kere siz şunu bir kabul edin; Arapların ve Suriyelilerin genlerinde vatan millet sevgisi ve duygusu diye bir şey yok! Sadece rahatlık eğlence ve çocuk yapmak bunların yaşama sebebi de amacı da sadece bu'dur. Ha bir de nargile içmek vardı onu unutmuşum...
    Cevapla

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR