Cumhurbaşkanı Erdoğan: Netanyahu'yu silip attık
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Başkabakanı Netanyahu için, "Artık muhatabımız değil, silip attık onu." dedi. Netanyahu'nun Tevrat ve İncil'den alıntılar yaparak gerçekleştirdiği konuşmalara değinen Erdoğan, tabiri caizse ateş püskürdü.
ABONE OLCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan'da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi'nin ardından yurda döndü. Erdoğan, aralarında Ülke TV Haber Spikeri Sevgi Deniz'in de olduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.
- Türk Devletleri Teşkilatı'nın gelecek vizyonuna değinen ve "Dünyanın umudu Türk Devridir." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'le devlet anlamında ikili ilişkileri devam ettirdiklerini ancak Netanyahu'nun artık kendileri için bir muhatap olmadığını söyledi.
- İsrail Başbakanı Netanyahu'nun, Tevrat ve İncil'den alıntılar yaparak gerçekleştirdiği konuşmalara adeta ateş püsküren Erdoğan, On Emir'e değinerek, "Adam kalkıyor, Tevrat'tan bahsediyor, diğer gün İncil'den bahsediyor. Senin yaptığının ne İncil'le ne Tevrat'la alakası var. Bunu ne İncil kabul eder, ne Tevrat kabul eder, ne Zebur kabul eder." diye konuştu.
"DÜNYANIN UMUDU TÜRK DEVRİDİR"
SORU: Türk devletleri Teşkilatı'nın bu yılki zirvedeki ana teması "Türk Devri" olarak belirlendi. Dünyada yeni küresel güç haritasında "Türk Devri" teması nasıl bir rol oynayacak?
CEVAP: Dünyada malum uzun zamandır, yıllar yılı bir sistem krizi vardı. Bu sistem krizi karşısında Türk devletleri olarak dedik ki, "Öyle bir adım atalım ki Türk devletleri arasında bir güç birliği oluşsun. Bu güç birliği siyasi, askeri, ekonomik ve ticari boyutları da içersin." Aramızda kültürel noktada zaten bir birlik söz konusuydu. "Bu nasıl olabilir?" diye düşündük. "Olsa olsa mevcut Türk devletlerinin bir araya gelmesiyle mümkün." denildi ve buna yönelik adım atıldı. Bu adımın atılmasıyla beraber de Türk devletleri arasındaki bu birliği, bu dayanışmayı hamdolsun başlatmış olduk. Şu ana kadar da Türk devletleri arasındaki bu dayanışma bu birlik ruhu, söylediğim alanların hepsinde gelişmeye başladı. Şu anda artık siyasi birlikteliğimiz hamd olsun mevcut. Askeri noktada en önemli dayanışmayı zaten malum Karabağ'da gösterdik. Karabağ dünyaya karşı bunun en büyük ispatı oldu. Yani bir devlet, bir millet böyle bir dayanışmayı arkasında görürse neticeyi de alabilir mesajı verildi. Karabağ'da da işte o netice alındı. Teşkilatımızın dinamizmi artık işlevsiz kalmaya başlayan küresel mekanizmaların boşluğunu kısa zamanda doldurma noktasında bizlere umut veriyor. Türk Devletleri Teşkilatı, uluslararası sistemdeki tıkanıklıkları açmak, etkin ve kalıcı çözümler üretmek için dünyanın yükselen gücü haline gelmektedir. Geleceği ve bugünkünden daha kapsayıcı, daha adil bir dünyayı inşa etmek için daha çok çalışacağız. Çünkü dünyanın umudu Türk Devridir.
"NETANYAHU'YU SİLİP ATTIK, MUHATABIMIZ DEĞİL ARTIK"
SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, siz Rusya-Ukrayna savaşında iki tarafla da konuşan bir lider olarak siz etkili oldunuz. Bu pozisyonunuz nedeniyle buğday krizinde ve esir değişiminde aracı oldunuz. Bu savaşta (İsrail-Filistin) da iki tarafla da yine konuşan bir lidersiniz. Bu savaşta da barışın sağlanması için bir rol üstlenir misiniz? Yoksa bu katliamlardan sonra İsrail sizin için konuşulur olmaktan çıktı mı? İsrail'le konuşur musunuz?
CEVAP: Benim şu anda bir temasım yok. MİT Başkanımız İbrahim Kalın, İsrail tarafıyla görüşüyor. Tabii ki Filistin'le ve Hamas'la da görüşüyor. Şunu söyleyeyim, Netanyahu hiçbir şekilde bizim için muhatap alınabilir biri değil artık. Onu sildik attık. Bu konudaki kararı İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nde yapacağımız görüşmelerle vereceğim. Oradaki havayı bir görelim. Ama bunun dışında bağları tamamen koparmak, hele hele uluslararası diplomaside öyle bir şey olmaz. Onun için gerek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, gerek Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın ve gerek diğer bakan arkadaşlarımla, diplomasinin bütün imkanlarını kullanıyoruz ve buna devam edeceğiz. Bizim temel amacımız İsrail-Filistin meselesinde nihai barışı tesis edebilmek. Bunun için girişimler yapıyor, formüller geliştiriyoruz ve buna da devam edeceğiz. Akan kanın durması, barışın tesisi için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Amacımız bölgemizi de ülkemizi de rahatlatacak kalıcı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmaktır. Bunu sağlamak için çağrılar yapıyoruz, mesela ilgili tüm tarafları bir konferansta buluşturmak istiyoruz.
NETANYAHU'YA TEVRAT VE İNCİL ÜZERİNDEN ATEŞ PÜSKÜRDÜ
SORU: İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Gazze'ye yönelik saldırıların başladığı günden bu tarafa sıkça Tevrat'tan alıntılar yapıyor. Bunun bir soykırımı, medeniyet ve din savaşı olarak nitelendiriyor. Başta İslam dünyası olmak üzere Rusya ve Çin bu savaşı durduracak güçte değil mi? Netanyahu'nun din ve medeniyet savaşı söylemine ne dersiniz?
CEVAP: Şimdi tabii Netanyahu hangi Tevrat'tan bahsediyor, o önemli. Bizim için aslolan nedir? Sahih Tevrat'tır. Netanyahu'nun sahih Tevrat'la amel etmesi zaten mümkün değil. Çünkü kendisi sahih değil. Biz sahih olanla amel ederiz. On Emir'deki sayılanlar ile İsrail'in yaptıklarının alakası var mı? On emirden biri "öldürmeyeceksin" demiyor mu? Ancak o çocukları öldürüyor. Bu zaten ona yetiyor. Kadınları öldürüyor, bu zaten ona yetiyor. Sadece şu On Emir, bunlar için yeter de artar bile. Adam kalkıyor, Tevrat'tan bahsediyor, diğer gün İncil'den bahsediyor. Senin yaptığının ne İncil'le ne Tevrat'la alakası var. Bunu ne İncil kabul eder, ne Tevrat kabul eder, ne Zebur kabul eder. Zaten Kur'an-ı Kerim şu anda hayatta olan en hakiki ve hiç bozulmamış tek kaynak. Onun için de bizim bu işin üzerine böyle varmamız, böyle gitmemiz lazım. İsrail'in barbarlığının sadece Tevrat'ta değil, hiçbir inançta yerinin olmadığının insanlara anlatılmasına ihtiyaç var.
Netanyahu, İsrail halkının da tepkisini çeken, vatandaşlarının desteğini yitirmiş biri. Tevrat'tan alıntı yaparak, dini terimler kullanarak yaptıkları katliamlara destek bulmak istiyor. Bu kişinin yaptığı tamamen halkla ilişkiler çalışması, popülist bir yaklaşım. İsrail yönetimi sistematik olarak Filistinlilerin evlerini, sokaklarını, iş yerlerini, yaşam alanlarını gasp etmektedir. Onlara hayat hakkı tanımayan uygulamalara imza atılmaktadır. Adına yerleşimci denilen işgalcileri Filistinlilerin yuvalarına yerleştirme yöntemi ile işgal yaygınlaştırılmıştır. İsrail ordusunun işlediği savaş suçlarını dini beyanlara meşrulaştırmak istiyorlar. Sağduyulu, savaşın kazananı olmayacağına inanan Yahudilerin eleştirilerini bu yolla bertaraf etme çabasındalar. Bu savaşı bitirmeye devletlerin gücü tabii ki yeterlidir ancak bu savaşı halkların vicdanı sona erdirecektir. Mazlumların sesine kulak veren milyonların haykırışları İsrail'e pes ettirecektir.
-
Metin 1 yıl önce Şikayet EtBunlardan bişey beklemiyoruz Ya Rabbi senin dinini yüceltecek kâfire dik duracak dünya hırsı olmayan Selahattinler nasip et başımızaBeğen
-
ekrem 1 yıl önce Şikayet Etneten yahu incili tevratı galiba chp matbasından almış okumuş ondan yanlış yoldaBeğen Toplam 2 beğeni
-
Doğrucu Davud 1 yıl önce Şikayet EtMüslüman ülkeler güney amerika ülkeleri kadar olamadı yazıklar olsun !..Beğen Toplam 8 beğeni
-
7500. 1 yıl önce Şikayet EtÖnemli olan israili terör devleti kabul edip o dan sonra silip atacaksın.Beğen Toplam 8 beğeni
-
1453 1 yıl önce Şikayet EtBu ateş bize gelene kadar kimse hiçbir şey yapmayacak, sırayla bütün müslüman ülkeleri yiyecekler. Bekleyin görün!Beğen Toplam 23 beğeni