Düzce'deki bu göl eşsiz güzelliğiyle görenleri kendisine hayran bırakıyor

Efteni Gölü'nün sazlık alanları, bataklıkları ve çamur düzlükleri gibi farklı ekolojik nitelikteki habitatları, başta su kuşları olmak üzere değişik türden hayvanların barınmasını sağlıyor. Türkiye’de ender görülen kuş türlerine de ev sahipliği yapan göl, nilüfer çiçekleri, sazlık alanları ve habitatlarıyla fotoğrafçıların uğrak noktası oluyor.

"GÖLÜN ÇOK GÜZEL BİR HİKAYESİ VAR"

Efteni Gölü'nü ziyaret eden Elif Varol, "Gölün çok güzel bir hikayesi var. Hem o hikayeyi bu ortamla bütünleştirmek istedim hem de sonbahar da burayı görmek istedim. Burada yeşilin ve kahverenginin tüm tonları hakim. Bire bir bunları görmek istedim. Burası çok güzel. Ağaçlar, kuşlar, nilüferler var. Doğanın her türlü imkanını burada bulmak mümkün" dedi.

EFTENİ GÖLÜ'NÜN HİKAYESİ NEDİR?

Gölün hikayesi Bizans dönemine dayanmaktadır. Bir gün Bizans ordusu savaştan dönerken yolda gölün kıyısında bir konaklama alanı oluşturmuşlar. Yanlarında bulunan prenses Eftalya’nın vücudunda ve suratında yaralar varmış. Prenses gölün suyu ile yıkandıkça ve suyu cildine sürdükçe yaraları iyileşmeye başlamış. Gölün suyu prensesi gün geçtikçe daha güzel bir hale getirmiş. Bunun üzerine Bizans kralı, göl kenarına bir hamam inşa edilmesini emretmiş ve prenses ile bakıcıları burada bırakarak şehre dönmüş.

Bir gün prenses kayık ile gölde gezinirken karşı ki dağın eteklerinde gördüğü bir delikanlıya aşık olmuş. Bu delikanlı Osmanlı topraklarında yaşamaktaymış. Genç de prensese aşık olunca buluşmaya başlamışlar. Prenses yine bir gün genç ile buluşmaya giderken kayığı su almış ve batmış. Prenses gölün içerisinde boğularak yaşamını kaybetmiş. Bunun üzerine göl o günden beri Efteni gölü olarak anılmaktaymış.