Adı Rize'de kendisi Ankara'da
Rize şehrinin kültürüne büyük katkı sağlayan Rize Defteri serisinin ikinci cildi birbirinden çarpıcı ayrıntılar ve oldukça güçlü bir içerikle yayınlandı.
ABONE OLFatih Sultan KAR'ın haberi
Kısa bir süre önce kuruluşu gerçekleşen Rize Araştırmaları Vakfı'nın (REVAK) tarafından Prof. Dr. İsmail Kara editörlüğünde hazırlanan eser 296 sayfadan oluşuyor. Rize Defteri 2'nin künye bölümünde isimlerine yer verilen Rize Kitapları Dizisi Müteşebbis Heyeti'nde Abdurrahman Karali, Ali Mahmutoğlu, Hasan Taşçı, Hızır Tutan, İshak Güven Güvelioğlu, İsmail Kara, Mehmet Erdoğan, Ömer Arısoy, Ömer Erdoğan, Ramazan Minder, Recep Koyuncu yer alıyor.
Rize ilinin belleği oluşuyor
Her yıl yeni bir cildinin yayınlaması düşünülen Rize Defteri'nin elinizdeki ikinci cildinde hem bölümleri hem de yazı adedi, bunlara bağlı olarak sayfa sayısı artmış bulunuyor. Yeni bölümlerimizden biri olan "Matbuat" kısmında Rize ve çevresi ile ilgili yayınlara, dergilere temas ediliyor.
Onlar Rize'nin değerleri unutmak olmaz
İkinci yeni bölüm "Vefeyat" kısmında ise son yıllarda vefat eden Rize'ye hizmeti geçmiş, Rize ve civarına dair çalışmalar yapmış, eserler vermiş zevata dair hatıra-biyografi arası metinler yer alıyor. "Araştırma ve Derlemeler" bölümünde beş yazı, "Biyografiler-Tipler" bölümünde dört yazı, "Röportajlar" bölümünde iki yazı, "Matbuat" bölümünde üç yazı, "Vefeyat" bölümünde beş yazı, "Hatıralar" kısmında bir yazı, Ekler kısmında da birinci sayıda olduğu gibi bir rapor metni ve onun değerlendirmesi bulunuyor.
Rize Defteri 2 Kitabında yer alan makaleler
Osmanlı Dönemi Rize Vakıfları İshak Güven Güvelioğlu
İshak Güven Güvelioğlu; makalesinde bu güne değin üzerinde ciddi bir araştırma yapılmamış olan Osmanlı Dönemi Rize Vakıflarını konu olarak alıyor. "Rize'de kurulan vakıflara ait belgeler incelendiğinde bu vakıfların öncelikle din adamları, ağalar, eşraf, tüccar, esnaf gibi her kesimden insan tarafından kuruldukları anlaşılmaktadır. Bunların genelde cami, mescit, mektep, medrese için vakfedilen nukûd-i mevkûfe (nakit paralar) ve dükkân, mağaza ve kahvehane gibi gayr-i menkullerin kira geliri vakıflar oldukları görülmektedir" diyen Güvelioğlu'nun makalesi Rize tarihi için çok önemli anekdotlar içeriyor.
Pazar-Hemşin Yöresi'nde Ayanlık ve Serdengeçti Ağaları Murat Ümit Hiçyılmaz
1595 yılından sonra Akıncı Ocağı kısmen kalkmış ve bunların görevini 1826 yılma dek Kırım Atlı Akıncıları sürdürmüştür. Bu dönem içerisinde ve özellikle 1700'lü yıllarda bir sınır bölgesi olan Doğu Karadeniz'de de birçok serdengeçti ağası ortaya çıkmıştır. Murat Ümit Hiçyılmaz'ın "Pazar-Hemşin Yöresi'nde Ayanlık ve Serdengeçti Ağaları" başlıklı makalesi bu serdengeçti ağalarının sahip oldukları güçler, mahiyetleri ve bölgemiz tarihi üzerindeki etkileri konu etmektedir.
Rize Tarihinden Bir Köy, Bir İnsan: Sütlüce (Aron) Köyü ve Muhacir Hoca Davut Hut
Davut Hut'un makalesi, birincil kaynak niteliğindeki Osmanlı arşiv belgeleriyle mezartaşları ve sözlü anlatımlar ışığında, Rize merkeze bağlı Sütlüce (Aron) köyünün tarihçesini ve ayrıca bu köyle özdeşlemiş bir isim olan Muhacir Hoca'nın hikâyesini ortaya koymaktadır. Hut, bu makale ile mensubu olduğu bu köyün ve dolayısıyla Rize'nin yerel tarihine bir katkı sağlamıştır.
Rize İskelesi İnşa Projesi Filiz Dığıroğlu-Gökçen C. Albayrak
İskeleler, denize kıyısı olan şehirlerin dış dünya ile irtibatını sağlamaları hasebiyle şehir yaşamında hayati önem taşırlar. Bu bağlamda Karadeniz sahil şehirlerinden biri olan Rize'de, Rize ve civarının dış dünyaya açılan kapısı niteliğini taşıyan Rize iskelesi, tarihin her devrinde aktif olarak kullanılmıştır. Filiz Dığıroğlu ve Gökçen C. Albayrak hazırladıkları makalede XIX. yüzyılın sonlarında Rize kasabasında halkın talebi doğrultusunda ortaya çıkan bir demir iskele inşa projesini konu edinmişler. İskele inşasını, Osmanlı Devleti'nin ilgili birimleri arasındaki yazışmalardan yola çıkarak anlatan bu çalışma, Doğu Karadeniz sahil kasabasında bir bayındırlık hizmetinin hangi aşamalardan geçerek gerçekleştiği/gerçekleşmediği konusunda fikir vermeyi amaçlamaktadır.
Geleneksel Türk Hallaçlık ve Yorgancılık Sanatları Dr. Mustafa Duman
Heyamola Yayınlarından çıkan ve alanında kaynak eser olarak gösterilen "Geleneksel Türk Yorgancılık Sanatı" kitabının Yazarı Dr. Mustafa Duman "Geleneksel Türk Hallaçlık ve Yorgancılık Sanatları" isimli makalesinde Rize'de Osmanlı döneminde ve sonrasında gelişen el sanatlarına yer vermektedir.
Biyografiler -Tipler
Kemençe Sanatkârı Rizeli Hasan Fehmi Sözeri Osman Zeki Sözeri - Elif Yemenici
Hasan Fehmi Sözeri; Türk Sanat Müziği alanında başarılı bestelere imza atmıştır. Bu eserler 1960'lı yıllarda, Zeki Müren, Nesrin Sipahi, Neşe Can, Neşe Karaböcek, Müzeyyen Yıldızdoğan, Güzide Kasacı, Ali Şenozan, Mualla Mukadder, Güler Tacer ve o devrin sevilen sanatçıları tarafından plaklarda ve gazino sahnelerinde seslendirilmiştir. "Tabancamın Sapını Gülle Donatacağım", "Gökte Yıldız Aynısın", "Yesin Onu Nenesi", "Gemime Çektim Yelken", "Kiremite Su Düştü" ve "Yenge Kızın Bir Tane" gibi bestelediği ve derlediği eserler çok sevilmiş, hit olmuştur. Oğlu Osman Zeki Sözeri ve Elif Yemenici "Kemençe Sanatkârı Rizeli Hasan Fehmi Sözeri" isimli makalelerinde bu büyük sanatkarın hayatını konu edinmişlerdir.
Osmanlı'dan Günümüze Masalsı Bir Köprü: Emine Ana Murat Ümit Hiçyılmaz- Özcan Baştopçu
Emine Ana, Rize ili Pazar ilçesinin Başköy Köyü'nden olup, uzun yıllar yaşayıp, Osmanlı'nın son dönemini, 2000'li yıllarda bizlere adeta bir masal gibi anlatabilen nadir yaşlılarımızdan biri idi. 103 yıllık ömründe yaşadığı türlü anılarını bir bir anlatarak hem hafızasının ne kadar güçlü olduğunu gösterebilmiş, hem de tarihin O'na vermiş olduğu misyonu layıkıyla yerine getirebilmişti. Bölge tarihi üzerine yaptıkları çalışmalarla bilinen Murat Ümit Hiçyılmaz- Özcan Baştopçu "Osmanlı'dan Günümüze Masalsı Bir Köprü: Emine" isimli makalede Emine Ana'nın hayatı ekseninde Pazar ve Rize Tarihine ışık olacak bilgilere yer veriyorlar.
Halil Oldu Ateşe Atladı Cemal A. Kalyoncu
Dedeleri Rize'den Romanya'ya göç etmiş olan Derviş Halil Özkan, kum misâli, cama dönüşmek için hep ateşlere girmiş, çok çileler çekmiş bir gönül adamı. O, eski dervişler gibi bu uğurda yanmaya çaba göstermemiş, zaten çok çileli bir hayat geçirmiş. Derviş Halil Özkan; rahmetli Ahmet Yüksel Özemre'den Kazım Karabekir Paşa'nm kızı Timsal Karabekir'e, Niyazi Sayın'dan Prof. Yılmaz Kafadar'a, Yaşar Nuri Öztürk'ten Mual-la Eyüboğlu'na, rahmetli Münevver Ayaşlı'ya uzanan bir dostluk halkasının da dervişidir. Biyografi alanında ürettiği eserlerle tanınan Cemal A. Kalyoncu "Halil Oldu Ateşe Atladı" isimli makalesinde Derviş Halil Özkan'ın hayat hikayesine yer vermiştir.
Hala Umali'nin Hikâyesi ve Türküleri Mahmut Dilbaz
Hala Umali Rize'ye bağlı Varda (Güneyce) isimli bir köyde dünyaya gelir. Yıl 1911 ya da 1912. Daha doğmadan bir hasretin pençesine düşer, baba hasreti. İlmiye mensubu babası Hacı Receb Hilmi Efendi o sırada çok uzak bir diyarda, Osmanlı Devleti'nin isyanlarla savrulan, karışık bir toprağında, Yemen'de ıslâh-ı hâl için, din u devlet için vazife başında. İklimin elverişsizliği, erzak ve ilaç kıtlığı, sıtma gibi bulaşıcı hastalıklar pek çok meslektaş ve yoldaşını olduğu gibi Receb Efendi'yi de yatağa düşürmüştü. Yemen'in liman kenti Hudeyde'de, hasırdan yapılmış bir hastanede vefat eder Receb Efendi, tarihler 6 Aralık 1912'yi gösterirken; binlerce kilometre uzakta, Varda'da, iki eşini ve birini hiç görmediği dört evladını yetim bırakarak. Mahmut Dilbaz; "Hala Umali'nin Hikâyesi ve Türküleri" isimli makalesinde büyükannesinin acı hikayesini kaleme almıştır.
Röportajlar
Sami Kumbasar'la Geçmişe, Rize'ye ve Siyasete Dair...
Sami Kumbasar Rizeli bir politikacı. Ailenin kökleri çok eskilere dayanıyor. Dedesi, babası yakın dönem eğitim tarihinin, hukuk ve siyaset hayatının, resmi veya mahalli idareciliğin içinden geliyor. Kendisi diş tabibi, üç dönem CHP'den Rize milletvekilliği yapmış. Son yıllarda Rize kültürü ve tarihiyle daha yakından ilgileniyor. Ayrıca hatıralarını yazıyor. "Sami Kumbasar'la Geçmişe, Rize'ye ve Siyasete Dair" isimli makalede ailesinden, köyünden başlayarak Rize ile ilgili hatıralarına, hafızasının derinliklerinde kalanlara, siyasi hayatına, tecrübelerine yer veriliyor.
Hedik Yapmak mı Zor, Kar Üstünde Yürümek mi? Ömer Arısoy
Bilal Arısoy usta, Kasım 1939'da Çamlıhemşin'in Topluca (Çanu) köyünde doğdu. Köyün Çamkerten sülalesindendir. Askerlikten sonra Hebibi Ahmet'ten marangozluk ve ahşap ‘boğazlı' ev yapmayı öğrendi. Kavron, Elevit, Kale, Çiçekli, Pokut ve Sal yaylaları ile Güroluk (Hala) ve Şenyuva (Çinçi-va) gibi Hemşin köylerinde evler inşa etti. Eski evleri tamir etti, yeniledi. Taş duvar ustalığı, kara kovan arıcılığı ve sepetçilik yaptı. Ömer Arısoy; "Hedik Yapmak mı Zor, Kar Üstünde Yürümek mi?" isimli makalesi için Hedik yapma işini Bilal usta ile söyleşi yaptı.
Adı Rize'de Kendisi Ankara'da: Ayane Dergisinin Menakıbı Mehmet Erdoğan
Ayane Dergisi, Ocak 1988-Aralık 1990 tarihleri arasında yayımlanmış aylık bir kültür-edebiyat dergisidir. Derginin kurucuları Mehmet Erdoğan, İsmail Hocaoğlu, Ömer Erdoğan ve Ali Mahmutoğlu adlı Rizeli dört arkadaştır. Dergi, Mehmet Erdoğan ve İsmail Hocaoğlu'nun Ankara'da üniversite öğrencisi olması dolayısıyla bu şehirde çıkar. Resmiyette ise idare yeri Rize-Güneysu'da metruk bir adrestir! Derginin künyesinde sahibi ve yazı işleri müdürü olarak Ömer Erdoğan, yayın yönetmeni olarak Mehmet Erdoğan yazar. İsmail Hocaoğlu ve Ali Mahmutoğlu da bütün imkânlarıyla dergiyi destekler ve çıkmasını sağlar. Mehmet Erdoğan; makalesinde Rize Kültüründe büyük önem taşıyan Ayane Dergisinin serüvenini anlatmaktadır
Rize Ağızları Üzerine Kamil Yeşil
Türkiye Türkçesi ağız haritasının tespitinde ağız çalışmalarının çok önemli bir yeri vardır. Rize İli Ağızları'nın ilk baskısı 1978'de Kültür Bakanlığı tarafından yapılmıştır. 2003 yılında Türk Dil Kurumu yayınları arasında ikinci baskısını yapmıştır. Rize İli Ağızları adlı kitapla söz konusu ağzın diğer Anadolu ağızlarıyla olan benzerlikleri ve özellikle de farklılıkları ortaya konmaktadır. Kitapta Kıpçakçanın Rize Ağzı üzerindeki etkisinden de bahsedilmektedir. Eser; "Giriş", "İnceleme", "Ses Bilgisi", "Biçim Bilgisi", "Metinler", "Sözlük" ve "Bibliyografya"dan oluşmaktadır. Kamil Yeşil makalesinde bu eseri değerlendirmektedir.
Kültür Edebiyat Dergisi'ne dair Osman Selvi
İlk sayısı Şubat 1989'da çıkmaya başlayan bir yerel gazete ekidir Kültür Edebiyat. Yusuf Turan Günaydın'ın her ay Ankara'dan Taşova'ya (Amasya) giderek o zamanın imkânlarında elle dizilen yerel Yeni Taşova gazetesinin matbaasında birkaç gün çalışmasıyla şekillenen bir ekti. Osman Selvi makalesinde bu eseri değerlendirmektedir.
Kutup Yıldızı Bir Âlim: Zavendikli Mustafa Yıldız Hocaefendi Ali Haydar Yıldız
Genelde Karadeniz'in, özelde Rize'nin Osmanlı'nın bir serhat şehri olması belli reflekslerin kendiliğinden gelişmesine; dinî hayatın, dinî eğitimin kendine mahsus özelliklerinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Fatih Sultan Mehmed Han'ın Trabzon'u fethinden sonra (1461), bölgeye yerleşen âlimler, şeyhler, dervişler sayesinde hem bölge nüfusu İslâmlaşmış hem de tarikat / tasavvuf kültürü ve dinî eğitim geleneği bölgede kök salmıştır. Şüphesiz bahsettiğimiz bütün bu hususlar Zavendikli Mustafa Yıldız Hocaefendi'nin şahsiyeti, dinî eğitimi, hayata bakışı, taşıdığı geleneksel kodlara da etkili olmuştur. Ali Haydar Yıldız; Kutup Yıldızı bir alim başlıklı makalesinde Zavendikli Mustafa Yıldız Hocaefendi'nin hayat hikayesine yer verdi.
Bir Rize Kültürü Sevdalısı: İhsan Topaloğlu (1966-2010) Murat Ümit Hiçyılmaz
1966 yılında Rize Pazar Suçatı (Apso) Köyün'de doğdu. 1982 yılında Pazar lisesinden mezun oldu. Özel nedenlerden dolayı yüksek tahsiline devam edemedi. 1983-1985 yılları arasında Ankara'nın Keçiören ilçesinde gazete dağıtıcılığı yaptı. Bu yıllarda ilk yazıları Türkiye Gazetesi'nde yayınlanmaya başladı. 1994 yılında İstanbul'da Rize Kaçkar Gazetesi'nde muhabirlik yaptı. Bir bankada güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu. Birçok yerel ve ulusal gazeteye, Rize yöresinin tarihi, kültürü üzerine yazılar yazdı. 24 Temmuz 2010 tarihinde vefat etti. Hemşehrisi Meslektaşı Murat Ümit Hiçyılmaz İhsan Topaloğlu'nun hayatını kaleme aldı.
Bir Rize Araştırmacısı: Muzaffer Arıcı Melek Yılmaz
Kısa bir süre önce aramızdan ayrılan Muzaffer Arıcı'ya vefa örneği gösterilerek kitapta kendisine yer verilmiş. Arıcı'nın kızı Melek Yılmaz babasının ölümünün ardından Fatih Sultan Kar'ın kaleme aldığı yazıyı okuyucularla paylaşmış.
Kutuz Hoca'ya Dair İlyas Dilbaz
Kutuz Hoca 1918 doğumlu bir köy hocası. Tahsili ve hizmetleri tamamıyla Cumhuriyet devrinin zor ve sıkıntılı ama aynı zamanda zevkli ve bereketli şartlarında gerçekleşmiş ve şekillenmiş. İlyas Dilbaz, talebesi olma şansına eriştiği Kutuz Hoca'yı kendi izlenimleri ve hatıralarıyla kaleme almış.
Kalemini ve Yüreğini Rize Kültürüne Adamış Bir Çınar: Süleyman Kazmaz Fatih Sultan Kar
Kalemini halk kültürünün hizmetine sunan Süleyman Kazmaz'ın ilk şiiri Rize Vilayet Gazetesi'nde 6 Ağustos 1931 tarihinde "Süleyman" imzasıyla yayınlanır. Küçük Süleyman, o zaman Rize Orta Mektebi'nin 197 numaralı talebesidir. Bu şiirle yayın dünyasına merhaba diyen ve halk kültürü araştırmalarını aralıksız sürdüren Kazmaz, zaman içerisinde 36 kitaba, yüzlerce makaleye, araştırmaya ve derlemeye imza atarak ülkemizin sanatını, kültürünü, güzelliklerini ve gerçek değerlerini dünyaya tanıtır. 21 Şubat 2013 tarihinde aramızdan ayrılan Süleyman Kazmaz, talebesi Fatih Sultan Kar'ın kendisiyle yaptığı söyleşiye yer verilerek yad ediliyor.
Nâtıkası Kuvvetli Bir Muallim, Gayretli Bir Hoca.. Hacı Süleyman'ın Hatıraları ve Evrakı Arasında Bir Cevelân İsmail Kara
Rize ilinin kültür dünyasına büyük katkıları olan ve Rize Defteri 2'nin Editörlüğünü yapan İsmail Kara, kendi hatıralarından yola çıkarak Hacı Süleyman Efendi'nin hayatını anlatan makalesiyle bir döneme ışık tutuyor.
1935 Yılında Rize'de Kancalıkurt Enfetasyonu ve Mücadelesine Dair Fransızca Rapor Ayşe Filizoğlu- Recep Koyuncu
Rize Defteri 2'nin sonunda yer alan efemera bölümünde Recep Koyuncu Arşivi'nden alınan 1935 Yılında Rize'de Kancalıkurt Enfetasyonu ve Mücadelesine Dair Fransızca Rapor'a ve açıklayıcı metinlere yer veriliyor. Ayşe Filizoğlu ve Recep Koyuncu yayınlanan metin ve Tıpkı basım belgeler esere değer kazandırmış.