FETÖ dershaneleri "vesayet" aracı olarak kullanmış
SALİH BARAN - HAKAN ŞAHİN - Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "vesayet" aracı olarak kullandığı dershaneleri, çocukların ve ailelerinin bilgilerinin depolandığı veri tabanı şeklinde kullandığı bilgisine yer verildi.
ABONE OLFETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında 19'u tutuklu 43 şüpheli hakkında hazırlanan ve Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, örgüt için eğitim alanlarının "insan kaynağı", "ekonomik kaynak" ve hareketin meşru olarak görünmesini sağlaması açısından "gayrimeşru işlerin adeta kamufle edildiği önemli bir faaliyet mecrası" anlamına geldiği belirtildi.
İddianamede, FETÖ'nün "okul ve dershanelere" yönelmesinin temel amacının, paralel yapıya öncülük edebilecek ve zamanla kadrolarda yer alabilecek zeki kişileri yetiştirmek olduğu vurgulandı.
Dershanelerde temas edilen öğrencilerin hücresel yapılanma sisteminde eğitime alındığı kaydedilen iddianamede, "Örgütle ilk karşılaşmalar genellikle dershanelerde ya da benzeri eğitim kurumlarında olmaktadır. Temas sağlanan öğrenciler, 'abilerin' sorumlu oldukları evlere dağıtılmaktadır. Öğrenciler belirli bir okula yerleştirilmek isteniyorsa, sınavlara birkaç ay kala gruplar halinde farklı yurtlara çıkarılmaktadır. Bu gruplar, daha sonra daha küçük gruplara ayrılmaktadır. Her öğrenciye 'kod adı' verilmektedir. 'Paralel devlet' dediğimiz yapılanma içerisinde, aslında bölgesinden birimlerine kadar herkes 'kod isim' kullanmıştır." denildi.
- "Sorular önceden ezberletildi"
Gruplar halinde eğitime alınan öğrencilere sınavlarda çıkacak soruların önceden ezberletildiği aktarılan iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Mülki idare, emniyet, Türk Silahlı Kuvvetleri ve yargı gibi stratejik kurumlar için hazırlanacak öğrenciler, daha özel şartlarda seçilip, özel şartlarda hazırlanmaktadır. Bunlar özellikle 'dörder kişilik gruplar' halinde hazırlanmakta ve bunların mümkün olduğunca diğerleriyle teması sınırlanmaktadır. Bunlara 'hücre tipi' yapılanma modeli uygulanmakta; askeri okullara, Polis Akademisi ve Polis Koleji'ne sokulacak öğrenciler, kesinlikle kendi dershanelerine gerçek isimleri ile kayıt edilmemektedir. Bu öğrencilere sınav sorulan sınavlardan önceden verilir. Buna örgüt jargonunda 'Fetih okutmak' denir. 'Fetih okutmak', 'sınavda çıkacak soruların öğrencilere okutulup ezberletilmesi' demektir."
- "Dershaneler, bilgilerin depolandığı bir veri tabanıdır"
Hem öğrencilerle ilk temas hem de velilere ulaşımdaki en kolay yol olarak belirlenen dershanelerin, örgüt için önemli olduğunun altı çizilen iddianamede, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Dershaneler, örgütün adeta vesayet araçlarıdır. Çocukların ve ailelerin bilgilerinin depolandığı bir veri tabanıdır. Bu yapının, her ilde en az bir okulu olmakla birlikte, aileler çocuklarının etiketlenmesini istemediği için pek fazla göndermemektedirler fakat dershaneler için bu ihtimal daha az olduğundan, dershanelerine daha fazla öğrenci gitmekte ve aileleri de bu yapının içine çekebilmektedirler. Dolayısıyla konunun sadece eğitim olmadığı, PDY'nin dershaneler üzerinden çocuklara, ailelere, il ve ilçelere, köylere ulaştığı ve kontrol ettiği anlaşılmaktadır. Bu bağı kopartacak şekilde, dershanelere gerek kalmayan bir sistem getirildiğinde artık PDY'ye ya da benzeri bir yapıya ihtiyaç kalmayacaktır."
Örgütte eğitim kurumları sayesinde, çocukları bahane ederek velilerin evlerine girilebilen bir sistemin vücut bulduğuna dikkati çekilen iddianamede, "PDY 'abilik' ve 'ablalık' müessesiyle çocukları adeta ailelerinden daha iyi tanır hale gelmekte, gelişimini takip etmekte ve bu çocuklar bahanesiyle ailelerinin evlerine gelip bilgi toplayıp, not etmektedir. Ailenin dini, siyasi, ekonomik, demografik, eğitim, kültürel, etnik gibi durumu o defterlerde kayıtlı olup, adeta aileler fişlenmektedir. Bu şekilde Fetullah Gülen örgütünün elinde 'geniş bir demografik arşivin olduğu' bilinmektedir." ifadelerine yer verildi.