Miniklerin 'uzaktan' eğitim sorunu! En büyük görev anne ve babalara

Yüz yüze eğitimde harflerin yazımı, sesleri konusunda öğretmenler öğrencilerine anında destek olabiliyorken uzaktan eğitimde neredeyse bu seçenek imkânsız. Bu noktada en büyük görev anne ve babalara düşüyor...

ABONE OL
GİRİŞ 19.12.2020 07:34 GÜNCELLEME 19.12.2020 07:34 EĞİTİM
Miniklerin 'uzaktan' eğitim sorunu! En büyük görev anne ve babalara
Miniklerin 'uzaktan' eğitim sorunu! En büyük görev anne ve babalara

Birinci sınıf öğrencileri okumayı öğrendiği zaman öğretmenlerinden kurdeleler alırlardı. O günler geride kaldı. Koronavirüs ile minikler artık uzaktan eğitim görüyor. En büyük sıkıntıyı bu yaş aralığı çekiyor. Uzmanlar uyarıyor; en büyük görev aileye düşüyor. Yüz yüze eğitimde harflerin yazımı, sesleri konusunda öğretmenler öğrencilerine anında destek olabiliyorken uzaktan eğitimde neredeyse bu seçenek imkânsız. Bu yaşta oluşan sıkıntılar öğrencide yıllar boyunca büyüyerek devam ediyor. Eğitim performansını ciddi şekilde etkiliyor. Eğitim sistemimizdeki değişiklikler ise sıkıntıları daha da artırıyor. Harflerin yazılışı ve telaffuzu için ailelerin gördüğü eğitim ile çocukların şu andaki sistemi birbirinden oldukça uzak. Öğretmene destek olmak isterken çocuğun harfleri yanlış öğrenmesine sebep olan bazı veliler işi daha da güçleştiriyor.

 

AİLE NEDEN Mİ ÖNEMLİ?

Miniklerin uzaktan eğitimi ile aileler arasındaki eşitsizlik de gün yüzüne çıkıyor. Maddi durumu ve eğitimi iyi olan aileler sürekli öğretmen ile irtibat hâlinde olup gerekli takibi yapıyor. Çocuğun eksikliğini gidermek için özel hoca tutan aileler bile var... Maddi durumu kötü olan ya da çalışan aileler ise gerekli desteği veremiyor. Öğrenciler arasındaki makas daha bu yıllarda kendini gösteriyor.

PSİKOLOG: BASKI KURULMAMALI

Klinik psikolog Emre Konuk “Bu süreçten belki de en olumsuz etkilenen öğrenci grubu ilkokula yeni başlayanlar... Bütün hayatımız boyunca eğitim-öğretim hayatımızda ilk tecrübelerimizin yeri hayati bir öneme sahiptir. Bu ilk zamanlarda öğrenmenin keyifli bir şey olduğu algısını çocuklara verebilmek çok kıymetlidir. O sebeple onlara baskı kurmadan, öğrendiği her yeni şeyden sonra güzel sözlerle ve neşeyle onu takdir ederek onların yolculuğuna ortak olmak gerekir. ‘Her geçen gün yeni şeyler öğreniyorsun, büyüyorsun, merak ediyorsun, sorular soruyorsun. Seni böyle görmek beni çok mutlu ediyor. Gurur duyuyorum seninle’ gibi ifadelerle onları desteklemeliyiz” dedi.

 

ÖĞRETMENLER: TELAFİ ŞART
Öğretmen Yılmaz Aydın "Eğitim hayatlarının birinci sınıfında gerekli öğrenme desteğini alan, anlatılanı kavrayan ve başaracağını hisseden çocuklar öğrencilik konusunda kendilerine güvenecek; anlatılanları kavrayamayan, ailesinden ya da öğretmeninden gerekli desteği bulamayanlar ise daha ilk yılda öz güvenlerini yitireceklerdir. Maalesef uzaktan eğitimde şu ana kadar öz güvenlerini kaybedenlerin sayısı oldukça fazla. Bu çocuklar geçen yıl anaokulun ikinci döneminde de bir eğitim almadılar. Öğrenme kayıpları için yüz yüze eğitimle telafiler mutlaka yapılmalı. Gerekirse yaz tatilinin bir kısmı bile alınabilir” dedi.

VELİLER: KAYBIN FARKINDAYIZ

Zeynep Ö: Çocuğum tek başına yapamadığı için onunla derse giriyor çıkıyorum. Gerekli desteği vermeye çalışıyorum ama ne kadar başarıyoruz, o soru işareti... Derste her evden farklı bir ses geliyor. Zaten öğretmen o ortama hâkim olana kadar dersin yarısı bitiyor.
Dilşa K: Harfleri öğrenmesi dert, telaffuzu ayrı bir dert. Böyle yürümüyor herkes farkında. Biriyle ilgilenirken diğer çocuğumun dersi başlıyor. Onu takip etmek imkânsız. Bir sene boşuna kayıp gidiyor. Ama elden bir şey gelmiyor.

BAKAN SELÇUK: ÖĞRENECEKLER

Millî Eğitim Bakanı Selçuk, uzaktan eğitim sürecinde çocuklarının okuma yazmayı öğrenemeyeceğinden endişe duyan velilere seslenmişti. Selçuk şunları söylemişti: ‘Bak arkadaşın okudu, sen geç kaldın, bak şu ne güzel yazıyor' demeyin. Benim bu yılki birinci sınıf çocuklarım da okuma yazmayı normal zamandaki gibi öğrenecekler. Kimi uzaktan eğitimle kimi yüz yüze... Kimi erken kimi geç... Kimi takılarak kimi akıcı... Ama öğrenecekler.

BUNLARA DİKKAT!

Okuma yazma sabır isteyen bir süreç
∂ Çocuğa harf öğretimini sadece öğretmen yapmalı. Veliler kesinlikle harf öğretmemeli. Çünkü oluşabilecek en küçük yanlış öğrenme, ileride önemli problemlere yol açabilir.
∂ Sınıflarda çocukların öğrenmelerini pekiştirecek panolar kullanılır. Okul ortamı olmadığı için bu fonksiyonu yerine getirecek ortamlar oluşturabilirsiniz.
∂ Çocuğunuzun öğrendiği harflerden oluşan hece, kelime ve cümle okumaları yapın.
∂ Okuma yazma sabır isteyen zorlu bir süreç. En küçük bir sabırsızlık veya acelecilik, çocuğun motivasyonunun kırılmasına sebep olabilir, okuma yazmadan soğuyabilir.

Türkiye Gazetesi

YORUMLAR 11 TÜMÜ
  • Zafer 3 yıl önce Şikayet Et
    Fehmi ye; yıl 1972 tırnakları pençe gibi uzun, mini etekli ,boyalı çağdaş öğretmen sadece konuştum diye tırnağını kulağıma geçirdi kanatıncaya kadar bastırdı. Kanayan kulakla gün boyu gezdim. Eski öğretmenlerini al da git emi.
    Cevapla
  • Hadi 3 yıl önce Şikayet Et
    Bu hatırlatmalarınızı uzaktan eğitimi yüy yüze eğitime denk saymaya çalışan değerli MEB yetkililerimizle de paylaşır mısınız.
    Cevapla
  • Fehmi 3 yıl önce Şikayet Et
    Eskiden öğretmenler daha ilgiliydi şimdi çocuğun ailesi ilgilenmese öğretmen pek bir şey veremiyor egitimi salla başı al maaşı olmamali
    Cevapla
  • Hasan 3 yıl önce Şikayet Et
    Adın Fehmi ama olayları fehmedecek sıfat yok sende!Bilip bilmeden konuşma!
    Cevapla
  • Zafer 3 yıl önce Şikayet Et
    Çoook doğru iyi yazmışsın,ellerin dert görmesin. Bende bir öğretmenim ama o öğretmenleri hiç te hayırla yad etmiyorum. -35 derecede buz gibi soğuktan sırf geç geldik diye elimizi sobaya sokan öğretmenler vardı. Heepsi çağdaş ve CHP liydi. Ellerinde hiç sopa eksik olmazdı bu işkencecilerin . Çıplak bacaklarımızı ince dallarla çırpardılar. Oklava gibi şişerdi her yanımız. Rahmetli anam bakar durur usul usul ağlardı. Evde dayak vardı,okulda vardı,karakolda vardı,askerde vardı. Türkiye bir dayak cennetiydi. ESKİNİZ BATSIN SİZİN,ESKİ TÜRKİYENİZDE. Kimse o karanlık yılları hiç boş yere övmesin. O yıllar mı 1960 -1980 arasıydı.
    Cevapla
  • Can 3 yıl önce Şikayet Et
    Öğretmenler hala ilgili benim kızım da birinci sınıf bizde çalışan bir aileyiz.ögretmenimiz her gün cocuklarla canlı ders yaparken aksamları velilerde zoom uzerinden veya video cekip velileri şöyle yapalım boyle yapalım diye surekli bilgilendiriyor ama abartısız hergün ama velilerin çoğu kendi cocuklarına zamsn ayırmaya üşeniyor aman dizim kaçmasın derdinde
    Cevapla
  • Yanlış biliyorsun 3 yıl önce Şikayet Et
    Sen bugün öğretmenlerin daha fazla yorulduğunu biliyor musun! Eskiden kurulu bir düzen vardı ve öğretmen mesai saatinde okuluna gidip hem eğitim hem öğretimini yapar insan yetiştirebilirdi. Ama şimdi olmayan olamayacak sanal bir düzende sadece bilgi vermeye çalışılıyor. Bunu öğretmenlerde istemiyor.
    Cevapla
  • Ahmet 3 yıl önce Şikayet Et
    Eskiden burnunu herşeye sokan insanda azdı. Çok bilmiş . Daha bu iyi zamanlar sen 10 sene sonra neler olacak gör .siz ve sizin gibi herşeyi bilen veliler çocuklarını mahvediyorlar
    Cevapla
  • Serkan15 3 yıl önce Şikayet Et
    Öve öve bitiremediğiniz eli cetvelli, her an tokat atan elin kafanda olduğu, şiddetin zirve yaptığı, işkencehane görevlisi eski öğretmenleri hiç iyi bilmeyiz Fehmi.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR