1 Dolar = 1 YTL

Hazine ezki müsteşarlarından Mahfi Eğilmez'in bugünkü köşesinden

 AKP tek başına iktidar oldu. Biraz daha zorlansa neredeyse cumhurbaşkanını da tek başına seçecek çoğunluğu yakalayacaktı. Önce AKP'nin bu başarıyı nasıl yakaladığını analiz etmeye çalışacağım, ondan sonra da önümüzdeki dönemde neler olabileceğini.

AKP'nin bu başarısının ardında bir çok faktör var kuşkusuz. Bunların bir bölümü kendisiyle bir bölümü rakipleriyle ilgili. Bugünlerde herkes bunları analiz etmeye yönlendiği için ben işin ekonomik yönüyle sınırlı kalmayı seçeceğim.

Bundan aylar önce 'İktidarın Ekonomik Karnesi' başlıklı bir yazı yazmış ve o yazının sonunda aşağıdaki tabloyu vermiştim. 2002 yıl sonu verileri AKP'nin devraldığı ekonomik görünümü, 2006 sonu ise o yazının yazıldığı tarihteki ekonomik görünümü gösteriyordu. Bu tablo önemli bir ekonomik başarıyı ortaya koyuyor. Dolayısıyla bu başarının ardından bir seçim başarısının gelmesi normal bir durumdur. Ben bu tablonun AKP'nin elde ettiği başarıda çok önemli bir yer tuttuğunu düşünüyorum. Buna ek olarak Türk toplumunun AB'ye üye olma isteğini en ağırlıklı olarak temsil eden parti AKP idi. Öteki partiler AB'ye ya karşı tavır sergiliyor ya da pek gönüllü olmayan bir destek veriyorlardı.

Şimdi AKP'nin önünde cumhurbaşkanlığı seçimi konusu var. Bundan önce gerek Merkez Bankası başkanlığı seçiminde ve gerekse sonuç alınamayan cumhurbaşkanlığı seçiminde sergilenenden farklı bir yaklaşımla AKP bu seçimi aşmayı başarırsa o zaman kısa sürede ekonomik üst yapıda hızlı bir değişim izleyeceğimizi sanıyorum. Bu değişimin ilk işaretleri zaten seçimden önce gelmeye başlamıştı. Seçim sonuçlarının böyle olacağı tahminine dayanan yatırımcılar tek parti iktidarına yatırım yaparak tavırlarını ortaya koydular. Bundan sonra Türk Lirası'nın daha fazla değerleneceğini tahmin etmek hiç de zor değil. Eğer cumhurbaşkanlığı seçimi sorunsuz geçilir ve dışarıda da bir kriz olmazsa bu yıl bitmeden 1 YTL = 1 USD paritesini görebiliriz. Borsa da yeni rekorlara koşar.

Önümüzdeki dönemde AKP'nin özellikle daha da artacak olan doğrudan yabancı yatırımların da desteğiyle ekonomik düzenlemelere devam etmesi, yapısal reformları tamamlamaya çalışması ve biraz da seçim ekonomisi nedeniyle açılan bütçeyi toparlaması gerekiyor. Bana sorarsanız AKP siyasal açıdan en kritik döneme giriyor. Bu kadar büyük bir seçim başarısından sonra popülizme sapmadan reformcu havayı koruyarak ekonomide atılım yapmaya devam etmek oldukça zordur.