Yüksel Kahveci: 30 yıllık saltanat son bulacak

İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Başkan adayı Ethem Yüksel Kahveci, İSMMMO VE TÜRMOB'da 30 yıldır aynı anlayışın hakim olduğunu ifade ederek, "Bizde Meslekte Birlik Grubu olarak 30 yıllık bu saltanata son vermek istiyoruz” dedi.

ABONE OL
GİRİŞ 06.05.2019 12:34 GÜNCELLEME 06.05.2019 13:08 EKONOMİ
Yüksel Kahveci: 30 yıllık saltanat son bulacak
Yüksel Kahveci: 30 yıllık saltanat son bulacak

İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası(İSMMMO) 12 Mayıs'ta gerçekleştireceği olağan genel kurul ile yeni başkanını seçecek. İstanbul Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Derneği Başkanı(İSMMMD) ve İstanbul Meslekte Birlik Grubu İSMMMO Başkan adayı Ethem Yüksel Kahveci, yönetime geldiklerinde nasıl bir yönetim ortaya koyacaklarını ve gerçekleştirecekleri projeleri haber7.com'a anlattı.

 

Meslekte Birlik Grubu olarak 2019 seçim sürecine ilişkin yaptıkları çalışmaları anlatan İSMMMD ve İstanbul Meslekte Birlik Grubu İSMMMO Başkan adayı Ethem Yüksel Kahveci, oda yönetimindeki mevcut anlayışı değiştirmek için yola çıktıklarını dile getirdi. TÜRMOB ve İSMMMO’un 30 yıldır aynı anlayışla yönetildiğine dikkat çeken Kahveci, “Bugün itibariyle tahsilat, itibar, haksız rekabet gibi problemlerle karşı karşıyayız. Mevcut yönetim bu sorunlarla ilgilenmek yerine adeta bir siyasi partinin arka bahçesi gibi sadece siyasal beyanatlar veriyor. Bizde Meslekte Birlik Grubu olarak 30 yıllık bu saltanata son vermek istiyoruz” dedi. Kahveci, Tüm üyelerini ve meslektaşlarını 12 Mayıs’ta sandığa gelerek oylarını kullanmaları çağrısında bulundu.

EN BÜYÜK SORUN TEMSİLSİZLİK

İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası’nın yaşadığı sıkıntılar nelerdir? Bu sıkıntıları nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz?

En büyük sorun birkaç tane ama sayacak olursak; tahsilat problemi, itibar problemi, haksız rekabet problemi, angaryalar, gereksiz iş yükü, devletin çıkarttığı kanunlara, tebliğlere karşı elimizin kolumuzun bağlı olması…Aslına bakarsanız şu an mali müşavirlerin en büyük problemleri kendilerini temsil eden bir yapının olmamasından kaynaklanıyor. İstanbul'da mali müşavirleri temsil yetkisinde olan bir tek kuruluş vardır: İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası. Ama maalesef oda; meslektaşlarını ya da seçmenlerini ya da kendilerini oraya getirenleri temsil etmek yerine, şu ana kadar meslek ve meslektaş lehine bir tane proje geliştirmemekle birlikte sadece ve sadece varlığını orada sürdürmek yönünde adımlar atmış ve çabalarını bu yönde yoğunlaştırmıştır. Bu da mali müşavirliği icra eden meslek mensuplarının maalesef başsız ve temsilcisiz kalmasına sebebiyet vermiş, bu da herhangi bir yer ve platformda temsil edilememelerine sebebiyet vermiştir. Aslında bakarsanız alt sorunlar da var ama en büyük problem mali müşavirleri temsil eden resmi yapının görevini hiç mi hiç icra etmemesinden kaynaklanmaktadır. En büyük problem budur.

ODA YÖNETİMDEN AÇIKLAMA BEKLİYORUZ

Ben 1990'lı yıllardan beri bu iş ile uğraşıyorum, şuana kadar odanın meslek ve meslektaş lehine bir tane projesine rastlamadım. Belki de vardır, oda yönetiminden bu konuda da açıklama bekleriz. Mesela bir istatistik var. Şu an ki oda yönetimi eğitim konusunda çok ciddi adımlar attığını ve meslektaşı eğitim bilinciyle alakalı çok fazlaca proje ürettiklerini söylüyorlar. Ama biz denk gelememekle birlikte kendi yayınladıkları faaliyet raporunda 100 liranın sadece 4 lirasının eğitime gittiğini görüyoruz. İşin ilginci aynı pasta grafiğinde personel giderlerinin yüzde 37, diğer diye adlandırdıkları bir kalemin ise yüzde 32 olduğunu, ikisinin toplamının %69 olduğunu görünce insan diyor ki toplanan kaynaklar nereye aktarılıyor? İstanbul’daki 50 bin meslektaşımız her ay odaya aidat ödüyor. Odanın yaklaşık yıllık 35 milyon lira gibi bir bütçesi var. 30 yıldır aynı zihniyetin oda yönetiminde olduğunu göz önüne alırsak yeni parayla 1 milyar lira, eski parayla 1 katrilyon lira.  Acaba oda şu ana kadar topladığı kaynakları nereye harcamıştır. Şimdi bu paranın hesabının nasıl verileceğini ben kıymetli meslektaşlarımıza bırakıyorum. Burası bir vebal makamıdır, 50 bin meslektaşın hakkı sizin üzerinizedir. Siz o kaynakları dilediğiniz gibi harcayamazsınız. Sonra meslektaşlarınızın kalbinde mahkûm olursunuz. İnşallah bu mahkumiyetin bedelini de 12 Mayıs'ta seçmenlerimiz cevabını vereceğini düşünüyoruz.

Oda kaynaklarını meslektaşların lehine kullanılmasını savunuyorsunuz. Bunu nasıl yapacaksınız?

Odanın pasta grafiğinde, personel giderlerinin %37 olduğunu görüyoruz. Yani yaklaşık 10 milyon liranın personel giderinin yıllık aktarıldığını görüyoruz. Yaklaşık aylık 1 milyon liradan bahsediyoruz. Odanın 9 yönetim kurulu üyesi var. Yönetim kurulunda Meslekte Birlik Grubu’ndan 2 üye var. Temsil yetkimiz fazla olmadığından dolayı bunlarla alakalı müdahil olamadık. Bizler seçildiğimiz takdirde, şeffaf ve hesap verilebilir tablolarla meslektaşlarımızın karşısına çıkacağız. Bir önceki genel kurulda Meslekte Birlik Grubu’ndan bir temsilcimiz açıklama yapıyor: "Bir önceki yıl kar var. Sonraki yıl o kar geçmiş yıl karlarında yer almıyor. Dolayısıyla kar uçmuş. Bu nasıl bir şey?" diyor. Oda yetkilisi ise şunu söylüyor, bunlar internette var meslektaşlarımız izlesin, "Kar uçmuş olabilir ama para bankada" diyor. Mali müşavir olan herkes bu tabirin meslekle yakından uzaktan ne kadar alakasının olmadığını çözecek yapıya sahiptir.

YÖNETİME TALİP EN BÜYÜK GRUBUZ

İstanbul Meslekte Birlik Grubu’nun hakkında bilgiler veren İstanbul Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Derneği Başkanı ve İstanbul Meslekte Birlik Grubu İSMMMO Başkan adayı Ethem Yüksel Kahveci, “1989 yılında Birlik Vakfı uhdesinde kurulmuş, daha çok milliyetçi, muhafazakâr ve mütedeyyin mali müşavirlerin oluşturduğu bir grup olmakla beraber bütün herkesin oyuna talip ve herkesi kucaklamaya niyetli ve bunu başarmış, oda yönetimine talip en büyük grubuz. 1989 yılında Birlik Vakfı uhdesinde kurulduktan sonra dernekleşerek oda yönetiminde 2010 yılından itibaren nispi de olsa söz ve pay sahibi olmuş bir yapıdır. Meslekte Birlik Grubunun yapmış olduğu şeyler, meslek ve meslektaşın lehine, ilerlemesine yönelik adımlardır. Devletle ilişkilerimizin iyi olması, devletle aynı masada oturuyor olmamız, en azından onlara plan ve proje sunuyor olmamız bizi farklı kılan noktadır. Şimdiye kadar oda yönetiminin normal şartlar altında yapmadığı, yapamadığı, giremediği mecralardır bunlar. Oda yönetiminin bu zamana kadar yapmadığı noktaları Meslekte Birlik Grubu ya da İstanbul Mali Müşavir ve Muhasebeciler Derneği yapmıştır, yapmaya da devam edecektir.

HUKUKA AYKIRI PARA TOPLANIYOR

Şu anda odanın hukuka mugayir uygulamaları var. Danıştay kararına göre oda nispi aidat toplayamaz. Buna rağmen oda hala nispi aidat almaya devam ediyor. Bu hukuka karşı çıkmaktır. Hukuksal yönden oda yönetimi çok büyük bir suç işlemektedir. Yarın öbür gün hukuk karşısında da mahkûm olacaklardır. Ben seçmenlerimizden bununla alakalı gerekli hassasiyetleri göstermelerini rica ediyorum. Çünkü bu yapılanların bir bedeli ve hesabı olmalıdır.

30 YILDIR TARTIŞILIYOR

3568 sayılı bir kanun var, çok da konuşuluyor. Anlaşılması adına kanun neden bahsediyor? Burada sorun nedir?

3568 sayılı yasa mali müşavirlere devlete iletilecek olan vergi beyannamelerini imzalama, defterlerini döktürme ve bu işten sorumlu olma yetkisini verir. Ancak bu yasa 1989 model bir yasadır. 30 yıldır Türkiye ve dünya çok değişti ama maalesef yasa değişemedi, yenilenemedi. Burada çok önemli sorunlar vardır. Burada hukuk mezunlarının da mali müşavir olabileceğine ilişkin hüküm vardır. Ben Marmara İşletme mezunuyum, ben avukat olabiliyor muyum? Ama neden Marmara Hukuk mezunu biri mali müşavir olabiliyor? Bununla alakalı şimdiye kadar oda bir yanlışlık gördüyse düzeltmek adına devlete şimdiye kadar herhangi bir öneri sundu mu? Proje geliştirebildi mi? Alternatif getirebildi mi? Hayır. Hala hukuk mezunları mali müşavir olabiliyor. Bunun kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur. İşletme mezunlarının avukat olmasını sağlayan bir yasa çıkarın bakalım Türkiye'de yer yerinden nasıl oynuyor. Niye? Çünkü avukatları temsil eden bir yapı var. Ama mali müşavirleri temsil eden bir yapı yok.

BİZZAT MALİ MÜŞAVİRLERDEN OLUŞAN BİR GRUMUZ

Ethem Yüksel Kahveci, "Mesleği bizzat icra eden mali müşavirlerden oluşan bir gruptur. Meslekle alakası olmayan kişilerin Meslekte Birlik'te faaliyet göstermesi mümkün değildir. Zira mesleğin problemlerini bilmek, bunları görmek, bunları çözmek ancak mesleği fiili olarak icra etmekle mümkündür. O sebepten dolayı da Meslekte Birlik grubunun farkı da budur" dedi.

BİR ŞEY YAPMAZSANIZ TAKİPÇİSİ DE OLAMAZSINIZ

Diğer bir gariplik, yasa diyor ki, mali müşavirler maliye bakanlığının verdiği diğer işleri de yaparlar. Bu ne kadar muğlak bir kavram? Diğer diye bir ifade olabilir mi bir yasada? Kanunun bu halinde teknik ve fikir olarak müdahale etmeye çalıştın mı, fikir geliştirdin mi, alternatif sundun mu? Hiçbir tanesi yok, olacağı da yok. Şuanda mevcut oda yönetimi vaatler sıralıyor; emeğe dayalı ücret sistemi, mali tatil, mücbir sebep, yok şu, yok bu. Adama sorarlar 30 yıldır yönetimde değil miydin? Bakınız oda meclisin yerine konulsun, kanun çıkarsın demiyorum, takipçisi olsun diyorum. Sen bir öneri sunup, ilgili mercilere iletip, bunu da meslektaşlarınla paylaştın mı? Bakınız, bir şey yaparsanız onun takipçisi olursunuz. Başlattığınız bir yolun takipçisi olursunuz. Ama oda yönetimi bir yol başlatmadan sadece takipçisi olduğunu söylemekle yetiniyor. Oda yönetimini bu zihniyetten kurtaracağız.

Özellikle seçimlere katılım noktasında ciddi bir sıkıntı var. Bir önceki seçimde katılım oranı %40 seviyesinde. Bu katılımı sağlamak için neler söylemek istersiniz? Nasıl bu katılım sağlanabilir? Özellikle sizin kendi temsil ettiğiniz cenahtaki insanların sandığa gelmesi nasıl sağlanabilir?

2016 Mayıs rakamlarıyla söyleyeyim 38.195 İstanbul hazirun 15.784'ü sandık başına geldi. Katılım oranı yüzde 41.32. Yüzde 59 maalesef sandığa gelmemiş. Sadece bu bile oda yönetiminin başarısızlığıdır. Zira meslektaşlar oda yönetiminin kendisini temsil etmediğini bilerek, oda seçimlerine gidersek ne değişecek gözüyle bakmaktadır. Gelenlerin tercihleri itibariyle de oda yönetimi varlığını sürdürmektedir. Meslektaşları bu şekilde ümitsizliğe sürükleyen bir oda yönetiminin getirdiği katılım oranı budur. Bizde diyoruz ki, meslektaş olarak, mesleğinizden şikayetleriniz var mı? Var. 30 yıldır hiçbir şey yapmamış, hiçbir şey yapamayacağı da şimdiye kadar yaptığı uygulamalarla bundan sonraki süreçte çok belli olan bir oda yönetiminin hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini bildiğiniz halde gelin, alternatiflerine oy verin. Şimdiye kadar oda icra kurullarında temsil edilememiş tek grup Meslekte Birlik'tir. Yani bizim insanımız, Meslekte Birlik'in oda yönetimiyle tanışamamıştır. Eğer Meslekte Birlik'in oda yönetimiyle, adil, şeffaf, merhametli oda yönetimi anlayışıyla tanışırsa o zaman temsil yetkisine ulaşmış olacaktır. Yoksa 30 yıldır ne yaptığı ve ne yapacağı belli olan bir oda yönetiminin meslektaşları nerelere sürükleyeceği konusunda takdiri çok değerli seçmenlerimin kalbine ve beynine bırakıyorum. Bizler; projelerimizle, temsil yetkimizle ve mesleği bizzat icra eden meslek mensupları olarak biz, seçmenlerimizi sandığa davet ediyoruz. Şikayetiniz varsa gelip oyunuzun takipçisi olup hesabını sorun diyoruz. Aynı yönetimi bende gösterirsem, bu seçmenler beni de indirsinler. Burası hem vebal hem de temsil makamıdır. Gelecek olanların burada temsil olarak çok fazlaca çalışması lazım, burası çalışma makamıdır. Şu anda oda yöneticilerinin neredeyse hiçbiri mesleği icra etmemektedirler. Bir probleme çözüm üretebilmeleri için o probleme vakıf olmaları gerekmektedir. Oda yöneticiliğini profesyonel meslek haline getirirsen, olacağı budur. Bizler profesyonel yönetici değiliz, bizler mali müşaviriz. O yüzden diyoruz ki lütfen hepiniz gelin, birlikte yönetelim.

SİYASİ PARTİNİN ARKA BAHÇESİ GİBİLER

Siyasi görüşünüz ne olursa olsun, hangi partiye oy veriyorsanız verin hatta hangi gruba oy veriyorsanız verin ama lütfen sandığa gelin. Çünkü bu oda bizim odamız, bu meslek bizim mesleğimiz. Hep birlikte hareket edersek ancak meslekle alakalı kazanımlar elde edebiliriz. En büyük argümanımız, biz meslektaşların dertlerini çok iyi biliyoruz. Çünkü aynı dertleri biz çekiyoruz. Sahada bizzat mesleği icra eden bir mali müşavir olarak, kurumlar vergisinin son iki günü ben evime gitmedim, ofiste yattım işlerimi yetiştirebilmek için. Acaba oda yöneticilerinden kaç tanesi bugün bir kurumlar beyannamesi yapabilir? Ya da kaç tanesi bizim yaptığımız işi yapabilir? Ben hiç zannetmiyorum. O yüzden temsil önemli. Bu odanın en büyük problemi, temsil ile alakalı hiçbir derdi olmamasıdır. Bu sebepten dolayı bütün seçmenlerimizi ve meslektaşlarımızı sandığa iradelerini tecelli ettirmek için özellikle çağırıyorum. Meslekte Birlik olarak, meslek ve meslektaş eksenli çalışan bir grubuz. Ancak şuanda mevcut oda yönetiminin yaptığı, adeta bir siyasi partinin arka bahçesi gibi sürekli siyasal beyanat vermek. Senin işin bu değil. Senin işin mesleği yukarı çıkarmak, meslektaşın itibarını yükseltmek, meslekle alakalı yeni proje üretmek. Bırak siyaseti Ankara'dakiler yapıyor. O kadar meraklıysan, gidersin bir siyasi partiye girersin orada siyasetini yaparsın. Ama bu siyasilik maalesef meslektaşın itibarını gün be gün aşağıya doğru düşürüyor. İtibarı düşürmekle kalmıyor, popüler meslekler sıralamasında da mesleğimiz aşağıya doğru gidiyor.

ODA YÖNETİMİ MİADINI DOLDURDU

Düşünün, "5 yıl içinde ofisler kapanacak" diyen bir oda başkanı var karşımızda. Çok mu sevineceksin sen ofisler kapanınca. Zamanında "Şu öğrenciler olmasaydı MEB'i, YÖK'ü ne kadar iyi yönetirdim" diyen yöneticiler vardı. Zihniyet aynı zihniyet. Hiç değişmiyor. "Ofisler kapansa, mali müşavirler olmasa ben bu odayı ne güzel yönetirim" zihniyeti. Şuanda oda yönetimi, bu problemlerle adeta boğulmuş durumdadır, çözüm bulamamaktadır. Oda bir problem görmüyor şuan meslekte. Yok sayıyor demiyorum, görmüyor diyorum. Bu da oda yönetiminin miadının doldurduğu anlamına gelmektedir.

TÜRMOB’U DA İSMMMO’U DA AYNI ZİHNİYET YÖNETİYOR

Peki başkanım, TÜRMOB ile ISMMMO arasında bir yönetim değişikliği gibi bir durum var. Bunu nasıl yorumluyorsunuz? Sizin için dezavantajları nelerdir?

Türkiye'deki bütün odaların bağlı olduğu bir üst birlik var, bu TÜRMOB. Bununda en büyük ayağını İstanbul oluşturmaktır. İstanbul'u kazanan taraf aynı zamanda Türkiye'yi şekillendiren taraftır. Bir önceki dönem TÜRMOB Genel Sekreteri olan şahıs, bu dönem oda başkanı oluyor. Bir önceki dönem oda başkanı olan şahıs ise gidiyor TÜRMOB Genel Sekreteri oluyor. Böyle bir döngü içerisinde TÜRMOB'da yönetim değişikliği olduğunu mu zannediyorlar? Ya da bizim bunu tespit edemeyeceğimizi, göremeyeceğimizi mi düşünüyorlar? TÜRMOB'u da, ISMMMO'nı da aynı zihniyet yönetmektedir. İkisi de kendi aralarında iş görmektedir ama hiçbiri de bunları yaparken meslektaşa senin bir derdin var mı dememektedir. Bu çok ciddi bir problemdir. TÜRMOB ile ISMMMO arasındaki ilişki budur ve çok basit bir kandırmacadır. TÜRMOB'a en büyük kaynağı sağlayan İstanbul odasıdır. Türkiye'de şu anda yaklaşık 105 bin meslek mensubu vardır. Bunlardan 55 bini İstanbul'dadır. Yani tek başına mali müşavir sayısı ve çağı manasında da Türkiye'nin %50'sinden fazlasıdır. Bu yüzden meslektaşlarımız, biz inşallah İstanbul'da yönetimi aldığımız takdirde TÜRMOB'u da mesleğin ihtiyaçlarına ve meslektaşın taleplerine göre şekillendireceğimizden hiç şüphe duymasın.

BİZİ İNANDIRAMAZLAR, KUSURA BAKMASINLAR

Teşkilat ziyaretleriniz yoğun bir şekilde devam ediyor. Yaklaşık 18 bin mali müşaviri ziyaret ettiniz...

18 bin mali müşavire birebir dokunduk. Yaklaşık 30 bin meslektaşımız telefon aramalarıyla bizim tarafımızdan bilgilendirilmiştir. Ben Meslekte Birlik'te 21 aydır başkanlık yapıyorum, yaklaşık 600 faaliyetin altına imzamızı attık. 50 büyük salonda eğitim semineri yaptık, yaklaşık 13 bin kişiye eğitim verdik. Bunun dışında biz İstanbul Mali Müşavirler Muhasebeciler Derneği olarak, dernek merkezimizde ruhsat sınavına girecek olan meslektaşlarımıza ilişkin ücretsiz eğitimler yapıyoruz. Ne katılımcılar ücret ödüyor ne de hocalar ücret alıyor. Bende üniversitede hoca olmam sıfatıyla, Finansal Tablo Analizi dersine de ben giriyorum. Bunun dışında üniversitelerle protokoller yaparak bilirkişilik, konkordato, uzlaştırmacılık, Kamu Gözetim Kurumu ile protokol yaparak onların akredite eğitimlerini veriyoruz. Meslekte Birlik tarihinde de ilk defa başkan ve başkan vekili üniversitede hoca. Bunun da Meslekte Birlik camiasına getirmiş olduğu bir eğitim açılımı da oldu. Yaklaşık 10-15 üniversite ile çok çeşitli noktalarda protokoller yaptık. O yüzden benim acizane iyi bildiğim bir konu olarak eğitime yüzde 4 bütçe ayrılması çok garabet bir olaydır. İşin ilginci oda yöneticileri bunu çok ciddi bir şekilde pazarlamaya çalışmaktadır. Eğitimi bilmeyen kişiler belki buna inanabilir ama bizi inandıramazlar, kusura bakmasınlar.

30 YILLIK BİR SALTANAT VAR

Yüzde 4'lük bir dilimden bahsediyoruz. Sizin hedefiniz nedir? Ne kadar bütçe ayıracaksınız eğitime?

Öncelikle biz odaya gittiğimizde, bir kere bu personel giderleriyle diğer kısmından oluşan %69'un ne olduğunu tespit etmemiz lazım. Daha önce de söylediğimiz gibi, bir problemi çözebilmek için öncelikle o probleme vakıf olmak gerekir. Biz odada ne gibi bir problemlerin olduğunu, daha doğrusu bu oda yönetiminin odamızda ne gibi tahribatlara sebebiyet verdiği konusunda bilgi sahibi değiliz. 30 yılın tahribatından, tabiri caizse bir saltanattan bahsediyoruz. Hiçbir şekilde değiştirilemeyen oda yönetimi ve tarzından bahsediyoruz. Biz buraya gittiğimizde zaten özellikle o diğer kaleminin ayrıntılarını öğreneceğiz. Bizim eğitimden anladığımız şu, biz nasıl ki şu anda sadece 1000'e yakın aday meslek mensubuna ücretsiz eğitim vermişsek, bu eğitimleri oda bünyesinde odanın imkanlarıyla, (para imkanlarından bahsetmiyorum, marka ve ulaşabilirlik imkanlarını kastediyorum) çok daha yukarıya çıkarabiliriz. Bu eğitime verilen paralarda pahalı lüks otellerde verilen seminerlerin ücretleri dahildir. Dolayısıyla basılı yayın da dahil %4. Yani sen tutup da bir salona 200-300 bin para verip orada eğitim yaptığında, eğitimde değil seminer. Bunlar eğitim ile seminer arasındaki farkı da bilmiyorlar. 1000 kişiye verdiğin şey ya paneldir, ya seminerdir, ya da bilgilendirme toplantısıdır. Bunlara eğitim denmez. Ama maalesef bu arkadaşlarda bunu eğitim olarak adlandırıyorlar.

HAKSIZ REKABET BİRİMİ ÇALIŞTIRILMIYOR

Son olarak meslektaşlarınıza vereceğiniz mesaj nedir?

Biz mali müşaviriz. Biz mesleğimizi icra ediyoruz. Allah rızkımızı bu meslekten bize veriyor. Mesleğimizi önceliyorsak ve önemsiyorsak, mesleğimizin yarın öbür gün devlet kanalında da aynı masada oturup fikri ve teknik anlamda mücadele edebilecek bir yapıya dönüştürülmesi lazım. Meslek odasının meslektaşın dertlerini bilen ve bunlara çözüm getirebilen çapta insanlardan oluşması lazım. Bu insanların yöneteceği bir odanın farkının bütün meslektaşlarımız birebir görecektir. Önemli olan nokta temsil edilebilmektir. Çok basit bir örnek olarak "Haksız rekabet" diye bir birim var odada ve çalıştırılamamaktadır. Türkiye'de ticaret hacmi artarken mali müşavirlerin artış oranı çok daha fazladır. Bu çok daha fazlalık pastanın daralmasına ve milletin birbirinden adeta defter çalmasına kadar gitmektedir. Bu beraberinde tahsilat ve itibar problemini getirmektedir. Eğer oda bu haksız rekabet birimini çalıştırabilse meslektaşın itibarı ve popülerliği çok daha yükseğe çıkacaktır. Biz bunu uygulamayı vaat ediyoruz.

12 MAYIS’TA HEPSİNİ SANDIĞA BEKLİYORUZ

Önemli olan ne kadar iktidarda kaldığın değil, iktidardayken neler yaptığındır. Bu sebeple biz bütün meslektaşlarımız, meslek ve meslektaş eksenin de buluşmak üzere, hangi dünya görüşüne sahip olurlarsa olsunlar, hangi siyasi partiye veya meslek grubuna oy veriyorlarsa versinler, gelsinler bize de baksınlar. Hepsini ölçüp biçip tartsınlar. Şu an ki oda yönetiminden memnunlarsa buyursunlar oda yönetimine oy versinler. Ama alternatiflerinin daha net ve somut vaatlerle geldiğini görüyorlarsa, lütfen ona göre gereğini yapsınlar. Yüksek katılım bekliyoruz. Ne kadar yüksek katılım, o kadar temsil, o kadar fazla hesap verebilir odadır. Bizim için bir tek mali müşavir bile çok önemlidir. Ama bu mesleğe yakışmayan mali müşavirlere de asla iyi gözle bakamayız. Genelin selameti için bazı özeller feda edilebilir. Bu haksız rekabet ile oluşturacağımız yapıda da mesleğin etik kurallarına ve meslektaşın itibarına yakışmayan mali müşavirleri, hukuksal tespiti sonucunda meslekten uzaklaştırmak için elimizden gelen çabayı da ardımıza koymayacağımızı bütün meslektaşlarımıza açık ve net bir şekilde belirtir ve taahhüt ederim. Önemli olan 12 Mayıs'ta gelip, 3 yılda bir olan seçimlerde 24. Olağan Genel Kurulda lütfen mali müşavir olan herkesi, ruhsatı olan herkesi, bütün dostlarımızı sandıkta iradelerini tecelli ettirmek için bekliyoruz.

Sadece meslek ve meslektaşlarının lehine projeler geliştirmek için çalışacaklarını belirten Kahveci, “Benim vaatlerimden biri de mali müşavirlere özel asgari ücret tarifesini hayata geçirmektir. Ben belgeli olan bir mali müşavirin bir şirkette asgari ücretle çalışmasına razı değilim. Onca yıl okumuşsun, sınava girmişsin, o belgeyi almak için yıllarını vermişsin bu paraya çalışacaksın. Niye? Gıda Mühendisleri Odası, Eczacılar Odası, Mimarlar odası bunu yapıyor, benim odam niye yapmıyor? Şimdiye kadar niye yapamamış? Rakamlar tartışılabilir ama bir mali müşavir bugün 3 bin TL netten, 5 yıl tecrübeli mali müşavir 4 bin TL netten, 10 yıllık mali müşavir 5 TL netten aşağıda çalıştırılmamalı. Çalıştırıldığı zaman devletle yaptığımız protokol gereği bunun hukuksal sürecini başlatırak o mali müşavirimize sahip çıkacağız”

KAYNAK : Haber7
YORUMLAR 7 TÜMÜ
  • Hakan Sönmez 4 yıl önce Şikayet Et
    Durumu özetlemiş. Tabip Odaları da, eczacı odaları da benzer şekildedir.
    Cevapla
  • Ömer 4 yıl önce Şikayet Et
    İSMMO nın siyasetten başka yaptığı hiç bir şey yok. Yönetimin acilen değişmesi lazım. STK gibi çalışıyorlar Meslek örgütü olmaktan uzaklar. Dünya kadar SMMM var istanbulda ama SPK da bile görev alamıyoruz. Bunların derdi meslek mensuplarına ve mesleğe katkı değil, siyasi muhalefet . ya adam gibi iş yaparlar veya kapatılsın gitsin. işsiz SMMM sayısı dolu bu ülkede..
    Cevapla
  • Nuri 4 yıl önce Şikayet Et
    Hangi odada yokki bu
    Cevapla
  • Hüseyin Akın 4 yıl önce Şikayet Et
    Mali Müşavirlik başvurusu adı altındaki düzenleme "insan haklarına eziyet" olarak girmesi gerekir. Önce bunu düzeltin yoksa yakında mali müşavir bulamayacaksınız. Hangi meslekte mevcut 3 sene staj zorunluluğu doktor mu olacak bu insanlar. Harcanan (pardon sömürülen) paralar da cabası. Hadi şimdi kaçın bakalım insan haklarından. Hakikatten nasıl kaçacaksınız bakalım....
    Cevapla
  • Adil 4 yıl önce Şikayet Et
    Poşet Beyannamelerine sadece 2 gün ayırmak zorunda kalıyoruz ayrıca defter beyan sistemi çok kötü. geçen seneye göre ekstra 1 hafta vaktimizi alıyor bu sorunların çözülmesi şart umarım siz kazanır ve çözüm üretirsiniz.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR