Yatırımcılar 2021’de banka hisselerine yöneliyor

Bankacılık sektörü son yıllarda piyasaların gerisinde kaldı. Ancak korona virüs aşılarının getirdiği iyimserlik, banka hisselerine dönüşü başlattı

ABONE OL
GİRİŞ 13.01.2021 10:39 GÜNCELLEME 13.01.2021 10:39 EKONOMİ
Yatırımcılar 2021’de banka hisselerine yöneliyor
Yatırımcılar 2021’de banka hisselerine yöneliyor

Yatırımcıların yıllardır tercih etmediği banka hisseleri yeniden sahnede. Geçtiğimiz hafta ABD Senatosu’nun iki koltuğu için yapılan seçimlerin sonucunda kontrol demokratların eline geçti. 2020’de korona virüs nedeniyle batık kredi riski ortaya çıktığında, sektör zorlu bir yıl geçirdi. Sektör, 2018 yılında uzun vadeli faiz oranları düşmeye başladığından ve kar marjlarını daralttığından bu yana piyasaların gerisinden geliyordu. Ancak ABD’nin banka endeksleri  9 Kasım tarihinde Pfizer ve BioNTech’ten gelen olumlu aşı haberlerinden bu yana, piyasaların %25 üzerinde performans gösterdi.

 

Bankalar üzerine araştırmalar yürüten Portales Partners’dan Charles Peabody, “banka hisseleri yaz aylarında oyun dışıydı ancak şimdi yatırımcıların ilgisini çekiyor” dedi. Yatırımcılar aşıların yön verdiği ekonomik toparlanmadan fayda görme ihtimali yüksek olan hisse arayışında.

Aynı zamanda demokratların Beyaz Saray ve Kongre’de söz sahibi olması da enflasyon beklentilerini güçlendirdi. Enflasyonun yükselmesinin ise uzun vadeli faiz oranlarını yükselterek, bankaların karlılığına katkı sağlaması bekleniyor.

 

Geçtiğimiz hafta Çarşamba günü Georgia seçimlerinin sonuçlarının belirlenmesinin ardından ABD banka hisseleri, Kasım ayından bu yana en büyük yükselişini gerçekleştirerek %7 artış gösterdi. Korona virüs krizi banka hisselerinin düşük performansını daha da kötüleştirdi. 

KBW banka endeksi, 2018 yılının sonundan 2020 sonuna kadar, S&P 500’ün neredeyse %50 gerisinde kalarak, değerinin dörtte birini kaybetti. Endeksin fiyat/kazanç oranı üzerinden hesaplanan değerlemesi şimdi piyasaların genelinin yarısı kadar.

Strategic Value Bank Partners’ın Portföy Yöneticisi Ben Mackovac, “2020’de bankaların piyasaların geneline kıyasla düşük performans göstermesi oldukça aşırıydı. 2000 yılında da benzer bir durum yaşanmış ancak olaylar tersine döndüğünde, bankalar sekiz yıl boyunca yüksek performans göstermişti” dedi. Yatırımcı algısındaki değişiklik, 2016 yılındaki sahte hesap skandalını atlatamamış olan Wells Fargo’nun hisselerine olan ilgide oldukça açık bir şekilde görülüyor. Banka 2020’nin ilk dönemlerinde değerinin yarısından fazlasını kaybetmişti.

Ancak Kasım ayından bu yana, banka Wall Street analistlerinden beş yüksek puan aldı ve bankanın hisseleri neredeyse %40’lık ralli gördü. Banka hisselerindeki ralli ABD dışındaki borsalarda da dikkat çekiyor. Avrupa’da Stoxx 600 endeksindeki banka hisselerini takip eden bir endeks, Kasım ayında %30 yükseliş göstererek 2009 yılından bu yana en iyi ayını geçirdi.

Arbuthnot Latham’ın Baş Yatırım Uzmanı Gregory Perdon, bankalar için boğa piyasasının Avrupa’da, ABD’nin 10 yıllık hükümet tahvili getirileri %1 ya da daha yüksek seviyede kaldığı takdirde devam edeceğini söyledi.

Ancak bir uzman yatırımcı, şüpheci tavrını koruyor. Hennessey Funds’ın Portföy Yöneticisi Dave Ellison, bankaların rallinin keyfini çıkarırken, oldukça düşük faiz oranları ve düşük büyümenin kalıcı olduğunu söyledi. Ellison, “fonların maliyeti %3 ve mortgage getirisi %6 mı olacak? O günler geri gelmeyecek” dedi. Açıklamasının devamında, “nasıl müşteri kazanabilirler? Fiyatlandırma yoluyla değil, zira sermaye maliyeti sıfır. Hizmetle de değil, çünkü Apple ve Google’la yarışamazlar” ifadelerini kullandı. Ellison’ın portföylerinde ağırlıklı olarak bankalara ait olmayan, PayPal ve Visa gibi finansal hizmetler şirketleri yer alıyor.

Ancak iyimser yaklaşanlar çeşitli faktörlere dikkat çekiyor. Bazıları hissedarların, gelecek aylarda bankaların hisse geri alımlarının hızlanmasıyla fayda göreceğini düşünüyor. Bu seçenek ise 2020’nin ikinci yarısında ABD Merkez Bankası (FED) tarafından bankalar için mümkün kılınmıştı. Financial Times’a göre, büyük ABD bankalarınını sermaye fazlası, tahminlere göre piyasa değerlerinin ortala %18’i civarında. Bu da bankaların kendi hisselerinin anlamlı bir bölümünü satın alabileceği anlamına geliyor. Ancak daha küçük bankaların hisseleri, konsolidasyondan fayda görebilir.

Son yıllarda yatırımcılar banka birleşmelerine mesafeli yaklaştı ve hedef bankalar için ödenen büyük meblağları onaylamadı. Ancak giderek artan bir şekilde, bankalar denkleriyle düşük maliyetli ya da maliyetsiz birleşmeler gerçekleştiriyor ve 2019’da Truist’i yaratan 28 milyar dolarlık BB&T ve SunTrust anlaşmasının modelini benimsiyor.

 Aralık ayında, Huntinton Bancshares, TCF Financial’ı 6 milyar dolarlık küçük bir meblağ karşılığında almaya karar verdi. Sektörde 2020 yılındaki anlaşma hacmi 32 milyar dolara yükseldi ve virüse rağmen, son yılların seviyelerini yakaladı.

Son katalizör ise yükselen faiz oranları ve dikleşen getiri eğrisi: Kısa ve uzun vadeli faiz oranları arasında daha büyük bir fark. Daha dik bir eğri, daha yüksek kar anlamına geliyor, çünkü bu durum bankaların fon sağlama maliyeti ve kredi getirileri arasındaki farkı yükseltiyor. Pandemi hafiflerken bastırılmış ekonomik talebin geri dönmesi ve destekleyici parasal politikalar, teoride daha dik bir eğriye neden olmalı. D.A. Davidson’ın Banka Analisti David Konrad, ekonomi korona virüs krizinden çıkarken “gelecek yılın ikinci yarısında, dikleşen bir eğri olmaması imkansız” dedi.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR