Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz mesajına ilk yorum: Türkiye ön plana çıkıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam yaptığı konuşmada "Yüksek faize karşıyım." ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın konuşmasının ardından Uzmanpara yazarı Stratejist Cüneyt Paksoy'dan yorum geldi. Paksoy açıklamasında Türkiye'nin yavaş yavaş hikayesinin öne çıktığını, atılacak adımlarla güçlenerek, ülkemize yabancı yatırımcı algısının pozitif kalmasının beklendiğini belirtti.

ABONE OL
GİRİŞ 23.01.2021 14:23 GÜNCELLEME 23.01.2021 14:48 EKONOMİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz mesajına ilk yorum: Türkiye ön plana çıkıyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz mesajına ilk yorum: Türkiye ön plana çıkıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜGİK) Yönetim Kurulu üyelerini kabulünde yaptığı konuşmada "Yüksek faize kesinlikle karşıyım." ifadelerini kullandı. "Yüksek faizle ülkemin kalkınacağına inanmıyorum." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada şu anda eksi faizle kredi veren finans kuruluşları olduğunu belirterek, Japonya'yı örnek gösterdi. Öte yandan Erdoğan kapsamlı reform paketinin yakında kamuoyuyla paylaşılacağını duyurdu.

Konuya dair değerlendirmelerde bulunan Uzmanpara yazarı Stratejist Cüneyt Paksoy şunları söyledi:

"Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan yüksek faize karşı olduğunu belirtirken önemli olanın üretim ortamını güçlendirmek, üretim ortamını güçlendirirken rekabetçiliği artırmak, daha katma değerli daha kaliteli ürünlerle dünya pazarında öne çıkacak reel sektör firmalarının sayısını çoğaltmak amacıyla ilerlemek gerektiğini belirtti. Bu noktada uluslararası yatırımcının küresel ölçekli büyük şirketlerin Türkiye'ye daha fazla yatırım yapacakları ortamı sağlamak için çalıştıklarını da ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli bir noktaya değinmiş oldu.

'SİNYALLERİ ALDIK'

Çünkü pandemi sonrası oluşacak yeni normallerde taleplere çabuk cevap veren, kaliteli üretim yapan, lojistik manevra alanı geniş olan ülkeler daha hızlı büyüme imkanına kavuşacak. Böyle ülkelere büyük ölçekli firmaların ve büyük sermayelerin çok daha fazla talepkar olacağını görmekteyiz. Zaten pandemi döneminde bunun örneklerini gördük. Hem ihracat tarafında hem de son dönem gelen doğrudan yatırım haber akışında bununla ilgili sinyalleri aldık. Yapısal reformlar tamamlandıkça, yatırım ortamı netleştikçe çok daha fazla doğrudan sermaye alma ihtimalimiz olacaktır. Kendi yerli sermayemizin de hem kendi imkanlarıyla hem global ortaklıklar yolu ile üretimi güçlendirerek dünya ticaretinde Türkiye'nin çok daha fazla pay almasına hizmet edeceklerdir. Burada diğer önemli bir konu da sermaye piyasalarının gelişimi ve finans piyasalarının daha fazla enstrümana kavuşmasıdır.

'DAHA ÇOK ÇALIŞILMASI GEREK'

Bu noktada sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya ve dünyadaki diğer farklı ülkeleri ve bölgeleri göstererek oradaki düşük faiz ortamının amaçlandığını ve bunun için çalışıldığını ve daha çok çalışılması gerektiğini belirtti. Önemli olan finans sektörünün karlılığı yanında asıl reel sektörün karlılığı olmakta. Çünkü büyüme, istihdam noktasında Türkiye'nin önünü açacak olan reel sektörün üretim kapasitesini desteklemek, güçlendirmek ve artırmaktır.

'TÜRKİYE'NİN HİKAYESİ ÖNE ÇIKIYOR'

Reel sektör global ölçekte güç kazandıkça daha fazla insanımıza iş imkanı sağlanırken büyümeden kalkınma ortamına geçerek daha sağlıklı bir döneme geçiş imkanı olacaktır. Bu noktada finans sisteminde risk yönetimi, katılım sermayesi gibi yeni alanlar da dahil olmak üzere atılacak adımlarla vergi politikalarında daha öngörülebilir, sadece yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı teşvik edecek bir temel oluşturarak üretimle büyüme teşvik edilecektir. Teknoloji, bilişim, inovasyon olmazsa olmazımız olarak devam edecektir. Bütçe performansımıza baktığımızda, CDS'lerimize baktığımızda ve portföy girişlerine baktığımızda 15 milyar doların üzerinde portföy girişine de Türkiye'nin yavaş yavaş hikayesinin öne çıktığını, atılacak adımlarla güçlenerek, ülkemize yabancı yatırımcı algısının pozitif kalması beklenmektedir."

FAİZ ARTIRIMLARI GEÇİCİ ADIMLAR

Doç. Dr. Kadir Tuna yüksek faiz ortamına ilişkin olarak değerlendirmelerde bulundu. Tuna “Merkez Bankası’nın faiz artırımlarını geçici olarak yaptığını yatırım ortamının güç kazanması için faizin kısa süre sonra düşeceğini belirtti. Tuna, pandemi döneminde Türkiye’ye olan yabancı yatırımların ilgisinin arttığını da söyledi.

Tuna “Merkez Bankası geçici adımlar atarak faizi artırdı. Türk Lirası’ndaki değerlenme sonrası yılın ikinci yarısından itibaren Merkez Bankası faizleri kademeli olarak düşürebilir. Büyüme ve istihdamın sürdürülebilir olması için düşük faiz ortamı son derece önemli. Geçmiş dönemlere baktığımız zaman özellikle üreticilerin yatırım iştahını artırmak için düşük faizin olması gerekiyor. Bu yaşanan sürece geçici dönem diyebiliriz. Koronavirüs salgını nedeniyle bu süreç yaşanıyor. Ekonomi alanında atılan adımlarla birlikte faizlerin kademeli olarak düşeceği bekleniyor.” açıklamasında bulundu.

FAİZDEKİ DÜŞÜŞ YATIRIM ORTAMI OLUŞMASINI SAĞLAYACAK

Koronavirüs pandemisi nedeniyle hemen her merkez bankasının bir aksiyon aldığına değinen Tuna “2020 yılında Mart ayında tüm dünyayı etkisi altına alan salgın, büyük merkez bankalarıyla birlikte diğer tüm merkez bankaları düşük faiz politikalarını bir yıldır devam ettiriyor. Euro Bölgesi olmak üzere birçok gelişmiş merkez bankası negatif faiz uygulamayı tercih ediyor. Bunda pandemiden dolayı önemli ölçüde üretim ve tüketimdeki yavaşlamanın etkisi var. Gelişmekte olan ülkelerin ve Türkiye’nin de pandemiden güçlü çıkabilmesi için düşük faiz uygulanması son derece önemli. Düşük faiz ortamı önemli ölçüde yatırımcı iştahı açısından katkılar sağlıyor. Benzer durum yine hane halkı satın alması da düşük faiz ortamı etkiliyor. Başta konut, otomotiv piyasası olmak üzere doğrudan faizle ilgili sektörler. Konut ve otomobil satışlarında artış yaşandı. Önümüzdeki süreçte Merkez Bankası’nın atmış olduğu sadeleşme adımı ve yapısal reformlarla birlikte Türk Lirası’ndaki değerlenme faizlerin düşmesinde, yatırım ortamının oluşmasında katkılar sağlayacak.” dedi.

YABANCILARIN İLGİSİ ARTIŞTA

Tuna “Salgının zor dönemlerinde dahi yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisi arttı. Yabancıların desteğiyle de 2021 yılından itibaren daha fazla yatırımların artması da bu anlamda büyümenin desteklenmesine önemli katkılar sağlayacağı öngörülmekte. OECD başta olmak üzere tahminlere baktığımızda 2021’de Türkiye diğer ülkelere göre pozitif ayrışacak.” sözlerini kaydetti.

KAYNAK : Milliyet
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR