İbrahim Karataş yazdı: Savunma sanayii baş döndürüyor

Yeni Akit Gazetesi Yazarı İbrahim Karataş, son köşe yazısında savunma sanayiindeki gelişmeleri ve Türkiye'nin dünyadaki başarısını yazdı. 

Karataş, "Doğrusu gururlanmamak elde değil. Çünkü dışa bağımlılık bitiyor, cari açık azalıyor, ihracat yapılarak para kazanılıyor ve terörle mücadelede mutlak başarı elde ediliyor." diyerek duygularını da dile getirdi.

İşte İbrahim Karataş'ın yazısı: 

Türkiye savunma sanayiinde sözde müttefiklerin ambargolarına rağmen vitesi yükseltmeye başladı. Bilhassa şu son iki ayda baş döndürücü gelişmeler oluyor. En belirginlerini belirtmek gerekirse; havadan-havaya fırlatılan Gökdoğan füzesi bir F-16’dan fırlatıldı ve başarıyla test edildi. Geçmişte muadilleri Amerika’dan alınıyordu ve her füze için inanılmaz rakamlar ödeniyordu. Ödeme bir yana, ödenen paranın Dolar olması bile başlı başına bir sorundu, çünkü cari açığı daha da büyütüyordu. Suudiler geçtiğimiz günlerde 280 adet için 650 milyon dolar ödediler. Yani füze başına 2.32 milyon dolar. Ama Türkiye artık para ödemiyor ve paralar cepte kalıyor. 

Kale Grubu mevcut 200-300 kilometre menzilli füzeler için de KTJ-3200 motorunu geliştirdi ve bu motorlar yıl bitmeden füzelere takılacak.

Birkaç ülkenin daha İHA alması, Nijerya ve Arnavutluk’un gemi siparişleri vermesi, Macaristan’ın bir Türk İHA’sını denemesi, Anka İHA’nın taşıdığı yükün 400 kilograma çıkarılması gibi başka gelişmeler de oldu. Ama en dikkat çekeni ve sürpriz olanı milli uzun menzilli hava savunma füze sistemi Siper’in atış testinin gerçekleştirilmesiydi. Hiç hesapta olmayan bu gelişme birden hava savunma sistemi sorununun kalıcı olarak çözümlenmesi demek. Siper’in envantere girmesi 2023’ü bulacak ama testler başladıysa ürün acil durumlarda üretilebilir düzeye gelmiştir demektir. 

Biraz Siper’den bahsedelim. Daha önce envantere giren Korkut ve Sungur isimli kısa menzilli sistemleri Hisar A+ takip etmişti. Şimdi Hisar O+ da envantere giriyor. Hisar O+ ile 25 kilometrelik menzile kadar önleme yapılabiliyor. Bu mesafe hâlâ kısa olduğundan, daha fazlası için Patriot ve S-400 gibi uzun menzilli füzelere ihtiyaç duyuluyordu. Onların da her bir sistemi milyar dolarları buluyor. Kaldı ki üretici ülkeler para ile bile satmıyorlar. 

Siper karadan-havaya savunma sistemi 80-120 km aralığında bulunan hava araçlarını hedef alarak ithal füzelere olan bağımlılığı tamamen bitiriyor. Siperler envantere girdiği zaman 100 km çapındaki bir alanda uçak uçurtmayacaklar. Diğer yandan 2025’ten itibaren anti-balistik hava savunma sistemleri de teslim edilmeye başlanacak. Bu sayede İsrail’in Demir Kubbesine benzer bir hava savunma sistemimiz olacak. 

Diğer iki gelişme de savaş uçaklarıyla ilgili. Hürjet’in üretilen parçaları montaj için kullanılmaya başladı. Bu da demektir ki uçak 2023’te uçmaya başlayacak. Ayrıca milli jetimiz TF-X’in ilk parçası da üretilmeye başlandı. Memleket düşmanı bir gazete her ne kadar üretilen parçayı kalorifer peteğine benzeterek bağnaz gericiliğinin üstünü örtse de, halk olarak hepimiz gurur duyduk. Çünkü tüm bu gelişmeler tank ve jet gibi büyük projelerin bitirilmesi için kararlı durulduğunun göstergesidir.

Doğrusu gururlanmamak elde değil. Çünkü dışa bağımlılık bitiyor, cari açık azalıyor, ihracat yapılarak para kazanılıyor ve terörle mücadelede mutlak başarı elde ediliyor. Batı dünyasının kaprislerinden ve kibrinden kurtulmak da cabası. Hatta onların, ambargolarla cezalandırmak isterken Türkiye’yi yerli üretime mecbur bırakmaları ve bunun sonucunda pazar kaybetmeleri büyük haz veriyor. Dahası, mesela Türkiye’ye İHA kamerası satmayan/sattırılmayan Kanadalı firmanın batması epey ilginç oldu.

Buna ava gidip avlanmak mı demek lazım bilemeyiz ama şer gibi görünen ambargoların hayra nasıl döndüğünü müşahade etmek büyük keyif veriyor. Eğer baş döndürücü gelişmeler böyle devam ederse daha nice müjdeleri yakında duyabiliriz.