ASKON'dan ezber bozan açıklamalar: Özel sektörde maaşlara yüzde 50 zam tavsiyesi

ASKON Başkanı Orhan Aydın ile iş dünyasının gözünden, Dolar kurunda yaşananları, Yeni Ekonomi modelini, vatandaşın indirim beklentisini ve 2022 maaş zamlarını konuştuk. Ezber bozan açıklamalarda bulunan Aydın, faiz indirimi için geç bile kalındığını söylerken, devletin verdiği ucuz kredilerle döviz almanın savaşta düşmana kurşun taşımaktan farkı yok dedi.

ABONE OL
GİRİŞ 24.12.2021 16:30 GÜNCELLEME 25.12.2021 12:55 EKONOMİ
ASKON'dan ezber bozan açıklamalar: Özel sektörde maaşlara yüzde 50 zam tavsiyesi
ASKON'dan ezber bozan açıklamalar: Özel sektörde maaşlara yüzde 50 zam tavsiyesi

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, Haber7 Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli'nin sorularını yanıtladı.

Son dönemde Türkiye'de yaşanan ekonomik gelişmeleri derinlemesine değerlendiren Aydın, dolar kurunda 18 TL'yi aşan yükseliş için 'Hiçbir iktisadi temeli yok' derken faiz indirimleri için 'geç kalınmış adım' açıklamasında bulundu.

FABRİKALARI KAPATMAMANIN ETKİSİNİ BUGÜN DAHA İYİ GÖRÜYORUZ

SORU: Dünya pandemi ile zorlu bir süreçten geçiyor. Küresel ekonomilerde ciddi değişiklikler var. Siz bu değişimi nasıl okuyorsunuz? Ülke olarak biz değişimin neresindeyiz?

Pandeminin başlamasıyla birlikte yara alan Çin’in ihracat pastasından Türkiye'nin büyük pay alabileceği hep söyledik. Daha 2020 yılının ilk çeyreğinde yurt dışından büyük firmaların Türkiye’ye tekrar dönüş yaptığını, Çin’den önemli paylar almaya başladığımızı gördük. Bel kemiği sektörlerimiz var, bu sektörlerin güçlendiğini bir kez daha gördük.


Tekstil sektörü, plastik ham madde sektörü, mobilyacılık sektörü, demir-çelik sektörü bu alanlarda şov yapar iki sene geçerdik. Ve çok şükür firmalarımızın kapasite kullanım oranları neredeyse doldu. 2021 yılında yaklaşık %17’lik bir kapasite artışına girdiklerini gördük. Bunu şunu gösterdi; Biz pandemi boyunca devletimizin desteğiyle birlikte fabrikalarımızı hiç kapatmadık fabrikalarımız hiç durmadı.

Şüphesiz hizmet ve turizm sektörleri bu işten yara aldı. Şimdi 2021 yılını 225 milyar dolar bandında bir ihracatla kapatacağız. Bu da geçen seneye göre yaklaşık %30’luk bir artış demek. Pandemi sürecini iş dünyası bakımından, rakip ülkelerimize göre sanayi tarafında İtalya, Almanya, Polonya gibi ülkeler biz bu ülkelere göre çok daha verimli geçirdik.


Özellikle Avrupa tarafındaki rakiplerimize bakıldığında, son 10 senedir kaliteyi oturtmuştuk. Pandemiyle birlikte durmayan ekonomimizle birlikte salgın sürecini en az yara alarak geçiren ekonomilerin başında yer aldık. 2021 yılında Çin’den sonra dünyada en çok büyüyen ikinci ekonomi olduk . Bu verinin de nimetlerini almaya başladık. İhracat tarafındaki artışlar, yatırımın tarafındaki artışları görmeye başlamış olduk.

ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİN ADI İHRACAT

SORU: İhracatın ekonomiye yansımasını ne zaman görmeye başlayacağız? Türkiye’nin yeni ekonomi modelindeki değişikliği söz konusu siz bu değişikliği nasıl yorumluyorsunuz?

Açıklanan yeni model kısaca şöyle; Artık paradan para kazanma dönemi bitmiştir. Artık üreteceğiz ürettiğimizi ihraç edeceğiz ürettiğimize katma değer katacağız ürettiğimizi markalaştıracağız ve bununla artık para kazanacağız...

Sayın Cumhurbaşkanımız, oturduğumuz yerden çalışmadan, hiçbir insanlığa, memlekete, iş dünyasına faydası olmadan bir para kazanma yöntemi kalkacak dedi.

İş dünyası olarak uzun süredir sanayinin daha çok desteklenmesi ve teşvik edilmesi gerektiğini söylüyorduk. Bu zamana kadar son 20 senede devasa projelere imza atıldı. Türkiye gibi bir ülkenin yaklaşık 60-70 sene de yapacağı icraatları hükümetimiz 20 senede bitirdi. Bakıldığında artık büyük projelerde hiçbir şey kalmadı.


YENİ MODELİN ETKİLERİNİ 2022'DE HİSSEDECEĞİZ

Artık önümüzdeki süreçte en çok destekleyeceğimiz taraf sanayi, iş dünyası ve ihracat. Ve bununla alakalı da özellikle ham madde tarafında hâlâ cari açığımızı oluşturan sektörlerimiz var. Petrokimya alanları başta olmak üzere, enerji tarafındaki yatırımları gibi...

Yeni ekonomi modelini zannediyorum ki, 2022'de hissetmeye başlayacağız. Yapılacak teşvikler ve önümüzdeki süreçte gelecek olan yeni KGF çok önemli. Bu KGF de tamamen üreticilerimize ve ihracatçılarımıza gelecek teşvikler mevcut. Uygun faizli krediler kullandırılacak. İhracatçı desteklenecek fon kuruldu. İhracatı destekleyecek bir fondan çok uygun maliyetlerle faydalanılacak. Yani önümüzdeki süreç üreticilerimizin ve ihracatçılarımızın dönemi olacak diye düşünüyorum.

HER FABRİKA ÇATIŞINA KURSA ENERJİ İŞİNİ ÇÖZERİZ

SORU: Türkiye kendi enerjisini üretme noktasında ciddi adımlar atıyor. Üretim anlamında Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz?

Ana işleri devletimiz çözdü... Doğal gaz kısmını da bir çözmemiz gerekiyor. Bizim fabrikalarımızın sanayi tarafında özellikle 6. Bölgeden başlayalım diyorum. Devletimize bu çağrıyı da yaptım. Sonra 5. Bölge, 4.böge diye sanayi yatırımlarını şöyle bir teşvikleyelim. Kim fabrikasının çatısına yenilenebilir enerjiyi yapar ve kendi tükettiği enerjiyi kullanmaya başlarsa bu alanda bir teşvikleme yapalım. Her firmanın çatısının üstüne 1 megavat 2 megavat tükettiği enerjiyi düşünsenize 4 sene sonra artık bu fabrikanın devlete hiçbir yükü kalmıyor. Cari açığa da eksik yazdırmadan 4-5 sene sonra artı yazdırmaya başlayacağı bir yöntem olacak. Enerji faturası çok ciddi girdi kanallarımızdan ve çok büyük cari açığı oluşturan kanalımız.

DOLARDA YAŞANANLARIN HİÇBİR İKTİSADİ TEMELİ YOK

SORU: Son dönemde dolar kurunda neler yaşandı? Oluşan fiyatlamaları nasıl yorumluyorsunuz?

Dolar kurunda hiçbir iktisadi temele dayanmayan bir artış yaşadık. Bunu hepimiz kabul edelim. İçi boş balon bir artıştı bu yaşanan. Ve aslında bu artışların sebepleri ortada; Bir şekilde siyasete zarar vermek isteyenler, hükümete zarar verelim buradan yara aldıralım diyenler... Çağrılar yapıldı, hükümete muhtıra niteliğinde mektuplar yazıldı. Biz bu ve bunun gibi benzerlerini geçmişte çok yaşadık.

ASKON olarak özellikle bu tip şeylere çok açığız. 28 Şubatta iyi dayak yiyenlerdeniz. Bunun dayanağı ise şu; bizim şu anda ki iktisadi hiçbir temele dayanmayan ve iş dünyasının içinden birisi olarak şunu biliyorum. Hiçbir sanayi kolunda problem yok, Ben ASKON Genel Başkanı olarak Anadolu'nun her ay bir şehrineyim. Toplantılar yapıyorum, sanayicilerimizle bir araya geliyorum. Bakıldığında 2022 ilk altı ayını firmaların hepsi kapatmış durumda. Problem yok herkes mutlu. Ticaret adamı sadece mal alıp satarak basiretli olmaz. Sanayici, iş adamı aynı zamanda sattığı malı nasıl tahsil edeceğini planlar hangi koşullarda ödeme alacağını planlar, mal sattığında karşılığında almış olduğu çekin ödenip ödenmeyeceğini takip eder. Bu ne demek; Vatandaşın hiçbir döviz geliri yok ancak döviz borçlanmış. Şimdi burada onun hatası var. Firma olarak bir vizyonsuzluk problemi var demektir. Biz dedik, 'bir saniye kardeşim!' şu anda ekonomik olarak sanayicilerimizin hiçbir problemi yok, vatandaşa asgari ücret tarafında güzel de bir zam yapıldı, orada da problem yok dolayısıyla burada birileri yine kaşınıyor.

O GÜN MASADA KONUŞMAYANLAR 3 GÜN SONRA AÇIKLAMA YAPIYOR

2 hafta önce Hazine ve Maliye Bakanımız ile toplantı yaptık. Bütün sivil toplum kuruluşları başkanları ve büyük holding patronları, banka genel müdürleri hepimiz aynı masadaydık. Bu toplantıda herkese sayın Bakan dedi ki; 'Gündemi olan, önerisi olan, rahatsızlığı olan lütfen anlatsın'. O masada o gün konuşmayanlar 3 gün sonra bakıyorsunuz açıklamalar yapıyor. Yahu arkadaş madem konun ve gündemin var bazı şeylerin yanlış olduğunu düşünüyorsun neden konuşmadın o gün o masada. Burada maalesef halisane değil hamasi bir duruş görüyoruz.

Ekonomik modelin açıklamasından sonra çılgınca artan dövizi tekrar durduran vatandaşımız oldu. 2 hafta önce kapalı çarşıda ki burası dövizin kalbidir. 50 dolar dahi almaya giden vatandaşımız şimdi iki gündür 50 doları satmak için kuyruğa girmiş durumda. Faiz düştüğünde döviz artar mı? Evet artar bu normaldir. Ama 100 baz puan düşürüp, yüzde 30'luk bir döviz artışını hiçbir mantıkla anlatamayız.

FAİZ İNDİRİMİ İÇİN GEÇ BİLE KALINDI

SORU: Faiz indirimine nasıl bakıyorsunuz? Zamanlama konusunda neler söylemek istersiniz?

Bence geç kalınmış bir iş. Benim dünyadaki rakiplerim, yüzde 1’le yüzde 2’yle yatırım yaparken benim Türkiye’de ki sanayicim yüzde 25-30’la yatırım yapıyor. Ve bunlara rağmen yatırım yapmaya devam ediyor. Sanayicilerimiz büyük bir şov yapıyor aslında.

Biz diyoruz ki, sanayi düşsün ya da hükümetimiz diyor ki sanayi düşsün. Sanayiciler olarak da normalde kalkıp hükümeti alkışlamamız lazım düz mantık budur. Hükümet diyor ki 'Ey sanayici ben sana düşük faizli kredi kullandıracağım' biz diyoruz ki 'olur mu öyle şey'. Şimdi bu tabiatına aykırı konunun. Sanayicinin tabiatına aykırı bu davranış.

Dolayısıyla mümkün suretle tek hanelere gelmesi arzusundayız. Ancak hükümet kanadında şöyle bir model izleniyor. Sanayicinin ve işverenin Türkiye’de ki kar marjlarının yaklaşık yüzde 7-14 arasında olduğu tespit edilmiş. Yani bakıldığında üreticinin ortalama karı yüzde 7-14 arasında. O yüzden diyorlar ki, biz faiz oranını bu bandın üstüne çıkarmayacağız. Yani üst limit 14. 7 ila 14 arasında bir faiz politikasının olması gerektiği kararı var. Şu an ki verilere göre bu bantta devam edecek gibi duruyor.

FEVKALADE BİR TEŞVİK OLDU

SORU: Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından TL teşvik paketi açıklandı ve anında piyasalara olumlu yansıdı. Bu yeni paket, iş dünyasına ne gibi avantajlar sağlayacak? Bununla beraber paket, kurdaki seviyelere ihracat tarafına nasıl yansıyacak?

Öncelikle ihracatçılarımız tedirgindi artışlardan. Bizim ihracat tarafımız şöyle çalışır. Siz hammadeden girersiniz, kasanıza paranın girmesi ortalama 150 gündür. Yani aldığınız aldınız, üretiniz üstüne katma değer koydunuz sattınız, mal yurt dışına müşteriye vardı, işte 30-60 gün vadeniz oldu. Dolayısıyla ihracatçı, bu 150 günlük riski almak durumundaydı. Ve onlarda bu riski en aza indirmek adına döviz stokuyla kalmaya çalıştılar. Burada da devlet özellikle ihracat alanında ileri vadede döviz bağlayalım dediler, yani bu da fevkalade bir şey oldu. Böylelikle ihracatçıda önümüzdeki süreçte riskle karşılaşmaması döviz kurundan bir zarar etmemesi önemli bir teşvik oldu.

DARALAMA YOK TALEP ÇOK

SORU: ihracattaki artıştan kaynaklı olarak iç piyasaya verilen ürünlerde bir daralma var mı?

Geçen seneye göre daha az mal vermiyorlar ancak talep çok daha fazla. Özellikle MDF sektöründe arz talep dengesinden kaynaklı fiyatlarda bir artış olduğunu söyleyebilirim. Ancak bu sadece Türkiye’de değil, global bir konu.

Bugün hammadde olarak pamuktaki artış MDF’deki artış plastik kimyadaki artış hep sebepten. Örneğin; MDF mobilya sektörünün, pamuk tekstil sektörünün hammaddesidir. Burada ciddi şekilde arz talep dengesinde bozulma oldu. Aslında üretim kesilmedi, talep tarafında bir patlama söz konusu oldu. Hem yurtdışından Türkiye’ye bir talep söz konusu hem de yurtiçinde firmaların hepsi yoğun onların ihtiyacı var.

Doğal olarak bir gömlek üreticisi pamuğu yurtdışına satmama taraftarı. Pamuk 5 dolara satılıyor ancak üretildiğinde gömleğin kilosunu 20 dolara satıyor. Hal böyle olunca pamuğu satmayın diyor. Ama pamukçu da sadece bugünü düşünmediği için ürettiği malın bir miktarını da ihraç etmek istiyor. O da kendince haklı. Dolayısıyla arz talep dengesinde böyle bir problem yaşandı.

Bunun en büyük sorunlardan biri de 2021 yılında MDF tarafında yaşandı. İhracat ciddi patladı. Ticaret Bakanlığı kota koydu. Ürettiğinizin yüzde 25-30’unu ihraç edebilirsiniz diye. Aynı maskede olduğu gibi. Ama şu anda toparlandı, fena değil.

KRİZİN EN AVANTAJLI ÜLKESİ TÜRKİYE OLDU

Soru: Peki Türkiye olarak biz niye cazip hale geldik? Türkiye’den daha mı ucuza temin edilebiliyor? Yurtdışından neden bu kadar talep fazlalığı var?

Pandemideki en büyük avantajımız lojistik ve Türk sanayicisinin hızlı ve kıvrak çalışıyor olması. Çin’den Avrupa’ya 2 sene önce 1800 bandında olan konteyner bugün 16-17 bin dolarlara çıktı. Ancak Türkiye’den Avrupa’ya bir konteynerin masrafı 3-5 bin Euro bandında. Dolayısıyla böyle bir artış söz konusu oldu.

İşletme maliyetlerinin önemli bir kısmını lojistik oluşturur. Bu avantajla firmalarımız Avrupa’ya ihracatta ciddi artışlar sağladı. Coğrafi konum olarak sadece 3 saat uçak mesafesinde, yaklaşık 1,5 milyar insana ulaşabiliyoruz. Bu coğrafyanın en kıvrak milletiyiz. Bu coğrafyanın ekonomi, sanayisi en hızlı gelişen bölgesiyiz. Bu yönüyle de Türkiye zannediyorum ki pandemide yaşanan krizde en avantajlı pasta payını alan ülkelerin başında gelmiş oldu.

İNDİRİM İÇİN SEFERBERLİK BAŞLATTIK

Soru: Kurdaki sert düşüşü anladık, bunun piyasaya perakende sektörüne yansımaları vatandaşların cebine girene yansıması noktasında sıkıntılar olduğunu görüyoruz. İndirimli fiyatlar ne zaman yansıyacak? 

Vatandaşımız ürünlerin eski fiyatlarına gelmesini beklemiyor. Vatandaşlar da durumun farkında. Diyelim ki bu krizin yaşanmasından önce 10 lira olan mal 25 liraya çıktı, şuan vatandaş 10 lira olmasını beklemiyor ama haklı olarak 13 lira olması lazım diyor. Fiyatlardaki bu artışı inerken görmüyoruz. Dövizde bu kadar indirim oldu ama vatandaşın direkt tüketim ihtiyaçları olan pirinç, bulgur, mercimek, süt, yoğurt ve yumurta gibi ürünlerde de olmadı.

Bizde dün indirim seferberliği başlattık. Devlet yapacağını yaptı,  vatandaş yapacağını yaptı gitti, dövizini sattı yastık altındakileri götürdü sattı ve TL’ye döndü. Türk insanı, Türk sanayicisi basiretlidir. Küçük hesapların peşinde koşmaz. Perakendeci tarafına bakıldığında bu hafta sonu düşüşler başlar. Bizim üyelerimizde özellikle Anadolu’daki firmalarımızda üretim tarafında indirim yapılıyor, haberlerini aldık. Perakende tarafında henüz fiyatlar düşmedi. Sanayicilerimiz fiyatlarını düşürdü. Ancak direkt vatandaşı ilgilendiren perakende tarafında marketler süpermarketler zincir marketlerde hala bu düşüşün yansımalarını görmedik.

Ancak bugün ticaret bakanımızda bir açıklama yaptı. İlgili müdürlükler sokağa çıkacak, bunları tespit edecek. Devletimiz hala merhametli yüzünü gösteriyor. Bunun bir yaptırımı da olacak, bu karaborsacılıktan çok daha kötü bir durum. Ticaret Bakanımızla da görüştüm. O da aynı şekilde bunun tamamen takipçisi olacağımızı söyledi.

DÜŞMANA KURŞUN TAŞIMAKTAN FARKI YOK

Maliye bakanımızda aynı şekilde düşünüyor. Maliye Bakanlığı ihtiyacı olmadığı halde döviz alan firmaları da takip ediyor. Bunlar tespit edilmiş. Hepsini görüyor ve biliyoruz. Devletin bütün imkanlarından faydalanıp, devletin ucuz kredilerinden faydalanıp aldığı ucuz krediyle git dövizi al yani bu savaş anında karşı tarafa kurşun taşımaktan başka bir şey değil. Ekonomik bir savaşsa bunun adı ve ihtiyacı olmadan döviz alan bir işletme bu savaşta karşı tarafa kurşun taşıyan adamdır.

Bu hamleler bilinçli yapıldı. Geçtiğimiz günlerde özellikle dövizin düşmesine müsaade edilmedi. Alım yapılıyor, dövizi stokluyor artmasını istiyor. Çünkü faizin düşmesinden rahatsız olanlar var. Faiz niye düşsün diyor, ben oturduğum yerden yüzde 25 para kazanıyorum. Hükümet artık ısrarcı bu işte, geri dönüşü olmayacak bari dövizden kazanalım. Bunlar devletçe çok net ve çok kolay görülen rakamlar.

Dün mesela 3 milyar dolar bandında bir döviz alımı söz konusu. Bunun tamamını da şirketler almış. Bu şirketlerin ihtiyacı olan hammadde tedarikin yurtdışı ithalatında kullanmak üzere aldıysa baş tacı. Bu adam ekonomisini döndürüyor, onda sorun yok. Bunun önemli bir yüzdesi hala dolar stoku peşinde. Devletin bunu yakın takibe aldığını biliyoruz.

BEKLENENİN ÜZERİNDE BİR MAAŞ ARTIŞI OLDU

SORU: Asgari ücrete yüzde 50’yi aşan bir artış yapıldı. Bu rakam bir işveren olarak sizin tarafınızdan nasıl görülüyor? Asgari ücret haricinde ücretlerde nasıl bir değişiklik bekliyorsunuz?

Asgari ücretin açıklanmasından önce Cumhurbaşkanımızın uzun süredir ‘enflasyona yedirmeyeceğiz’ çağrısı vardı. Yani işçimizi, çalışanımızı enflasyon karşısında erimesini sağlamayacağız, destekleyeceğiz diyerek 4253 TL gibi işçi kesiminin ve sendikalarının dahi beklemediği bir rakamın üstünde asgari ücret açıklandı. Biz işverenler olarak da memnunuz. Özellikle büyük şehirlerimizde 4250 TL bandı çok iyi değil ancak İstanbul’un dışına çıktığında bugün bir Anadolu şehrinde sanayicinin 4250 TL verdiğinde işçisinin çok rahat geçineceğini söyleyebiliriz. Hele ki, evde 2 çalışan varsa bugün Anadolu’da çok rahat bir imkan olabilir.

İŞVERENE ÖNEMLİ DESTEK SAĞLANDI

İstanbul’da bu durum farklı, İstanbul’da şartlar daha zor. Zaten İstanbul’da da asgari ücretle çalışan küçük bir kesim. Dolayısıyla bu rakam beklenenin üstünde. Hem işveren hem işçi tarafında bu böyle. İşveren tarafında da biz bu asgari ücreti verelim ama devlet de 2022’de bize destek olsun talepleri var. Orada da malum gelir ve damga vergisinden muaf kılındı. O da yaklaşık yüzde 10-15 bandında bir rakam arasında bir meblağa tekabül ediyor. En azından devlet işverene 450 TL bandında böyle bir destek vermiş oldu. Bu da fena değil. Devlet bir yükü almış oldu. Asgari ücret zammı da bu sayede işverene yüzde 35 olarak yansımış oldu.

YÜZDE 30-50 ARASINDA ZAM YAPIN DİYORUM

Bununla beraber asgari ücretin dışında maaş alan çalışanlarımız için de öyle tahmin ediyorum ki firmalarımız 30-50 arasında bir zam yapacak. Asgari ücret açıklanmadan önce ASKON üyelerinden şunu duydum; ‘Başkanım biz zammın gelmesini beklemiyoruz, biz vermeye başladık. 2800 TL ile ben çalışanımı çalıştıramam, mutlu edemem. Dolayısıyla ben onun zammını yaptım. Ya da zam yapmadıysam ona prim adı altında 1000-1500 lira gibi bir destek oldum.’ diye. İnşallah aralık ayında da aynı şekilde devam etmiştir diye düşünüyorum. Ocak’ta da yeni zamla birlikte her 2 taraf içinde problemsiz bir süreç olacak.

Şimdi burada şöyle bir soru geliyor. ‘Asgari ücretin üzerinde maaş alana biz ne vereceğiz başkanım’ diyen çok oluyor. Bende bunun yüzde 30-50 arasında olması gerektiği tavsiyede bulunuyorum. Asgari ücreti enflasyona yedirmediğimiz gibi dövize de yedirmemiş olduk. Geçen yıl 380 dolar olan asgari ücret bu yıl 400 doların üstüne çıktı.

SORU: Teknolojideki hızlı gelişimden iş dünyası da payını aldı. ASKON olarak siz geleceğe nasıl hazırlanıyorsunuz?

Bu konuda İTÜ ile birlikte ‘Dijital Dönüşüm’ adlı bir proje yazdık. Başta ASKON’u, ASKON üyelerini dijital dönüşüme nasıl adapte edebiliriz diye bir çalışma yürütüyoruz. Smart Future: Akıllı Gelecekler adı altında geçmişte düzenlediğimiz teknoloji zirvelerimiz var. 2022 yılında yenisini yapacağız. Bizim 3 tane büyük zirvemiz var. Biri Kayseri’de düzenlediğimiz Kültepe Ekonomi Zirvesi, bir diğeri Konya’da düzenlediğimiz Çatalhöyük Tarım Zirvesi, birde İstanbul’da düzenlediğimiz Teknoloji Zirvemiz var. Dolayısıyla yaşadığımız çağda da gelecek çağda da teknoloji hepimizin hayatında olmaya en hızlı şekilde devam edecek.

HİÇ BİR ZAMAN GRİ ALANDA OLMADIK

Soru: ASKON olarak kongre sürecine gidiyorsunuz. Kongre süreci nasıl gidiyor, üyelerinizin kongreden beklentisi nedir?

Kongremiz 31 Aralık’ta Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle birlikte gerçekleşecek. Senenin son Cuma gününde üyelerimizin teveccühüyle yeni dönemde de devam edeceğiz. 3 senede gerek çalışanlarımız gerek Yönetim Kurulu üyelerimiz Anadolu Aslanı’na yakışır şekilde çalıştılar, onlara çok teşekkür ediyorum. Önümüzdeki dönemde inşallah çok daha verimli çalışacağımız, ülkeye memlekete değer katacağımız, yanlışın karşısında haklının yanında ne olursa olsun eğilmeden bükülmeden duracağımız bir 3 sene olacak. Ülkenin hakikaten buna ihtiyacı var. Bu tip zor durumlarda gri alana kaçan çok oluyor. Biz hiç gri alanda olmadık. Biz hep milletin ve devletimizin yanında olduk. Risk gördüğünde rotasını değiştirenlerden hiç olmadık. Allah bizi onlardan etmesin.  İnşallah önümüzdeki süreçte de aynı basiretle aynı vizyonla ve geçmişimizden almış olduğumuz misyonumuzla inşallah daha iyi yerlere taşımak için önümüzdeki 3 sene gayret edeceğiz. Rabbim inşallah utandırmasın. Almış olduğumuz bayrağı hakkıyla sonra gelecek arkadaşlara devretmeyi nasip etsin.

KAYNAK : Haber7
YORUMLAR 44 TÜMÜ
  • erkan 2 yıl önce Şikayet Et
    by kemal tüsiada söyle çağrı yapsınlar:)) dolar düşüyor yatırım yapsınlar üretim ve yatırım zamanı helal olsun Başkan Erdoğan dünya ekonomistlerini hayran bıraktı kendisine...
    Cevapla
  • Misafir 2 yıl önce Şikayet Et
    Dünya devi otobomil fabrikasinda sendikamız var komik bi rakam istedi 4 aydır anlaşamıyor lar
    Cevapla
  • Dddddd 2 yıl önce Şikayet Et
    Memura da yüzde 50 zam gerek. Sınavsız diploması kadroya alınan taşeron, asgari ücretli eğitimli insanların üstünde tutulursa ayete aykırı gelir.. bilenle bilmeyen bir olamaz
    Cevapla
  • Trakya 2 yıl önce Şikayet Et
    tabi sende bunu hemen paraya bagla
    Cevapla
  • zafer gülten 2 yıl önce Şikayet Et
    2000 sonrası emekliyim,fabrikalar yaşlı diye işe almıyor,lokanta,otel,vs gibi yerlerde öyle,zabıtadan isportacılıkda yapamıyoruz,malımızı alıyorlar.tek sırtımıza bi küfe alıp pazarda hamalık yapmak kalıyor ama şimdi fiat pahalılığından hamallık mesleğide öldü,vatandaş pazara gittimi küfe dolduramıyor,2-3 kilo şeyden başka birşey alamıyor.
    Cevapla
  • erkan 2 yıl önce Şikayet Et
    Başkan dünya iktisat tarihine geçti maşallah, dolar düşmeye devam ediyor. dünya ekonomistleri Başkandan ekonomi öğrenmeliyiz diyor, bizim içimizdeki faizciler hala direniyor anlamamak için...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR