Teknoloji Adalet Ve Şeffaflık
Kanal7 Medya Grubu Yönetim Danışmanı Muzaffer Şafak, teknolojinin hızla gelişmesi ile mahremiyet, şeffaflık ve adalet kavramlarındaki değişimi kaleme aldı.
ABONE OLTeknoloji Adalet ve Şeffaflık üç tane birlikte yaşamanın ve modernliğin önemli ve olmazsa olmaz genel kavramı.
Teknolojiyi durdurmak hızını kesmek pek mümkün değil elbette. Günümüz koşullarında tüketim toplumları her şeyin Dahasını ! elde edebilmek konfor alanlarını gelirlerini yaşam şartlarını iyileştirmek ve çoğaltmak için PARA kazanmak gelirlerini arttırmak zorunda, Bunun legal yöntemi ve , yeni şeyleri bulmak araştırmak milyar dolarlık ARGE projelerine yatırım yapmayı gerekli ve lüzumlu kılıyor.
Bu trend sadece klasik ticari faaliyetlerin dışında, pozitif bilimleri kullanan ve ticari tüm alanlarda Bilim ve çıktısı olan Teknolojinin tüm imkânlarını kullanarak yapmaya çalışıyor. Her geçen gün bu iştahlı ve neredeyse sınırsız taleplerin tehlikeli şekilde artarak devam ettiğini görebiliyoruz.
Bundan faydalanan ne yazık çok küçük bir azınlığın git gide güçlendiği , Bilimi Teknolojiyi ve lisanslamayı tekellerine alarak tüm dünyada söz sahibi ve oyun kuran olduğunu olduğunu görmekteyiz
Bu durumun, tipik Altın ve Kural ilişkisinde olduğu gibi bilinen uluslararası kartellerin tekelinde devam edeceği anlaşılmaktadır.
Peki bu makus talih yada kural yada ne dersek diyelim bu şekilde devam mı edecek ?
Evet, diğer toplum ve topluluklar bundan faydalanmak, talep etmek, çaba sarf etmek ve bu sürece katılmak isteyene kadar bu devam edecek. Ancak, sadece istemek bunu başarmaya yetmiyor. O topluluklar görece yaşadıkları konfor alanlarından çıkmadıkça ve talep etmedikçe bunun mümkün olamayacağı çok açık.
Teknolojinin bilim, sanayi ve sosyal alanlarda sayısız faydalar sunarken genel kabul görmüş gizlilik yada mahremiyet alanlarında da paradigma değişikliklerine neden olduğu görülmektedir.
Diğer bir bakış açısıyla, günümüzde Teknoloji mahremiyetin sınırlarını değiştirmelimidir ? elbette mahremiyetin tanımının subjektif olması nedeniyle farklı sonuçlar çıkabilir. Ancak mahremiyet ilgili toplumların değerlerine, kültürüne ve inançlarına ters düşmeden gelişmesini sürdürmelidir.
Aslında Teknoloji ile Şeffaflık kavramlarını ve ilişkisini birlikte değerlendirmek hayli ilginç olabilir. Gerçekte de Teknoloji gelişiminin her aşamasında şeffaflık onun olmazsa olmazı olarak karşımıza çıkıyor.
Teknolojinin gizliliği , karanlığı ve saklamayı sevmediğini biliyoruz ve görüyoruz. Aksine ortaya çıkaran ve açıklayan olduğu tüm toplumsal olaylarda karşımıza çıkıyor.
2000 yıllardan itibaren hızla ve her alanda dijitalleşmenin başlamasıyla değer yargılarını ve tüm sistemlerin ataleti yavaş ve verimsiz ( digital’e göre ) analog sistemlerden hızla digital’e evrilmesi verimliliği ve üretimi hızla arttırdı. Ancak Teknolojinin istediği açıklık ve şeffaflık onun için vazgeçilmeziydi.
Bunun sonucu olarak gizlemek ve karartmak nerdeyse günümüzde imkansız hale geldi. Bu sonuç toplumlar ve insanlık için mahremiyet bir tarafa bırakılırsa iyi olduğu görülüyor.
Mutlu ve huzurlu yaşamak tüm bireylerin talep ettiği gereksinimler, bunu ancak Adalet olduğunda yaşayabiliyor insanlık. Teknoloji ise, hızlı olmasa da Adaletin gerçekleşmesine dolaylı olarak yadım ediyor günümüzde.
Tüm yazışmalar mesajlar resim video sesler belgeler ilişkiler konuşmalar kısaca insanlığın ilişkilerini, üretimlerini ilgilendiren velhasıl tüm materyaller digital ortamda eksiksiz olarak kaybolmadan ve orijinalliği bozulmadan saklanabiliyor.
Suç olan yada suça konu olabilecek tüm verilerin gizlenmesi saklanması yok edilmesi yada değiştirilmesi günümüz teknolojileri ile neredeyse imkansız hale geldi.
Legal saklama ve gizleme dahi yapılmaz hale gelmek üzere. Devletler bu konuda gizliğin ne olduğunu tanımlamak veya sınırlandırmayı nasıl yapacaklarına karar vermekte zorlanmaya başladı.
Bu konu askeri güvenlik sağlık ve bireysel verilerin nasıl saklanacağını yada saklanabilmesinin yollarını arıyor. Buna rağmen bu bilgilerin muhafaza edilmeleri kimi zaman mümkün olamıyor. Ülkemizde de bu konuda yaşanan son olaylar ve olumsuzluklar konun ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkardı.
Özetle, Teknolojinin sunduğu tüm imkanlar, gizlenen yada gizlenmeye çalışılan her bilgiyi , objeyi yada materyalleri er geç yada hemen ortaya çıkarmaktadır. Yakın gelecekte hiçbir şeyin gizlenemeyeceğini göreceğiz.
Suçu ve suçluyu bulmak kolaylaşacak bunu ortaya çıkaracak ise kullandığımız cihazlar networkler olacaktır. Adına telefon dediğimiz cihazlar tabletler akıllı kol saatleri bilgisayarlar bizim parmak izimiz ve yaptıklarımızın izini süren cihazlar olmaktadır.
Adalet’in, hukukun ve adliyelerin hatta kolluğun elinde artık suça ve suçluya erişmesi çok kolay hale geldi. Bu araçların iyi analiz edilmesi ile adalet kısa sürede tecelli edeceğini görmeye başladık.
Klasik sorgulama uzun ve zahmetli araştırma yöntemlerinin yerine savcı ve hakimlerin suça ve suçluya erişmesi teknolojinin sağladığı bu imkanlarla kolay ve kesin hale geldi.
Günümüzde bu cihazları toplumun neredeyse tamamı yoğun şekilde kullanmaktadır. Konuşmaları lokasyonları yazıları kısaca nerdeyse attığı adımları şüpheye yer vermeyecek netlikte tespit etmek artık çok kolay. Bundan sonrası savcı ,hakim ve bilişim uzmanlarının senkronize çalışmasıyla kolayca değerlendirilerek suçluyu bulmak kolaylaştı.
Tek sorun, bu cihazları kullanmadan suç işleyecek olan profesyonel ve potansiyel suçlulardan korkmalıyız.
Adalet nefes aldığımız hava kadar lüzumlu ve o olmadan birlikte yaşamak neredeyse imkansız. Bunu sağlayacak olan kolluk güçleri, savcı ve hakimlerimizin elini kuvvetlendirecek ve kararlarını kesin ve şüpheye yer vermeyecek imkânları oluşturan Teknoloji ve onun sunduğu imkanlar olacaktır.