İsa Özinan: ‘Şirket kültürü’ bir söylem değil, finansal bir gerçekliğe dönüştü

Uzmanlara göre eskiden yalnızca insan kaynaklarının ilgi alanında görülen kültür olgusu, bugün işletmeler için doğrudan finansal bir gösterge niteliği taşıyor. PillarRise Danışmanlık Kurucusu İsa Özinan, güçlü bir şirket kültürünün artık sadece motivasyon unsuru değil, aynı zamanda verimlilik, kârlılık ve sürdürülebilirlik açısından kritik bir parametre olduğunu vurguluyor. 

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özinan’a göre şirket kültürü, günümüzde işletmenin finansal sağlığına etki eden görünmez ama en güçlü kaldıraçlardan biri. Özinan, “Kültürü bir slogan ya da duvarda asılı değerler bütünü gibi gören şirketlerin çoğu, çalışan bağlılığı ve operasyonel verimlilikte en çok zorlananlar oluyor. Oysa iyi tasarlanmış bir kültür, maliyetleri azaltan, çalışan devir hızını düşüren ve uzun vadeli büyümeyi destekleyen somut bir yönetim aracıdır” diyor. 

“KÜLTÜR OTURMUŞ ŞİRKETLERDE ÇALIŞAN BAĞLILIĞI %40’A KADAR ARTIYOR” 

Özinan, kurum kültürünün finansal etkisine ilişkin dikkat çekici veriler paylaşıyor. Son dönemde yapılan araştırmalara göre çalışan bağlılığının yüksek olduğu şirketlerde operasyonel hataların azaldığını, müşteri memnuniyetinin yükseldiğini ve yönetim süreçlerinin daha hızlı ilerlediğini belirten Özinan şu değerlendirmeyi yapıyor: 

“Güçlü kültür, yalnızca iç motivasyonu artırmaz; aynı zamanda çalışanların şirkete olan aidiyetini pekiştirir. Bağlılığın düşük olduğu işletmelerde işe alınan her yeni kişinin şirkete adaptasyon maliyeti daha yüksek olur. Kültürü oturmuş şirketlerde ise bağlılık oranları %40’a kadar artabiliyor. Bu durum doğrudan finansal performansa yansıyor.” 

“KÜLTÜR KRİZ DÖNEMLERİNDE ŞİRKETLERİ AYAKTA TUTAN EN GÜÇLÜ OMURGA” 

Özinan’a göre ekonomide dalgalanmaların arttığı bu dönemde kültür, şirketler için bir tür dayanıklılık mekanizmasına dönüşmüş durumda. Özellikle kriz dönemlerinde kurumların ayakta kalmasını sağlayan temel faktörlerden birinin “iletişim ve güven temelli kültür” olduğunu ifade eden Özinan, şu değerlendirmede bulunuyor: 

“Kriz anlarında teknik beceriler kadar kültür de sınanır. Çalışanların şirkete olan inancı, yönetime duyduğu güven ve ekip içi uyum, şirketi zorlu koşullarda taşıyan asıl unsurlardır. Kültürü güçlü şirketler, belirsizlik dönemlerinde daha organize hareket eder ve daha hızlı toparlanır.” 

“KÜLTÜR TASARIMI ARTIK YÖNETİM KURULLARININ ANA GÜNDEMİ” 

Özinan, geçmişte büyük şirketlerde bile kültür konusunun çoğu zaman İK biriminin sorumluluğunda kaldığını ancak bugün yönetim kurullarının bu başlığı doğrudan stratejik bir gündem maddesi olarak ele aldığını belirtiyor. Dijital dönüşüm, hibrit çalışma, genç kuşakların beklentileri ve artan rekabet nedeniyle kültürün, “ölçülebilir bir yönetim alanı” haline geldiğine dikkat çekiyor. 

“Bugün birçok yönetim kurulu, finansal tabloları yorumlarken kurum kültürünün performansı nasıl etkilediğini de masaya yatırıyor. Çünkü kültür, verimlilikten inovasyona kadar her alanda belirleyici. İşletmeler artık kültürü bir lüks değil, temel bir yatırım kalemi olarak görüyor.” 

YENİ DÖNEMİN ŞİRKETLERİ: KÜLTÜRÜ ÖLÇEN, GELİŞTİREN VE YAŞAYAN YAPILAR 

Ekonomim’in gündemine uygun değerlendirmesinde Özinan, şirketlerin artık yalnızca finansal tablolarla değil, kültürel sağlık göstergeleriyle de yönetilmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamlıyor: 

“Bugünün rekabet ortamında sürdürülebilir başarı, sadece rakamlara değil, arkasındaki insan gücüne ve kültürel yapıya bağlı. Şirket kültürü, bir söylem olmaktan çıktı; finansal etkisi kanıtlanmış bir gerçekliğe dönüştü. Bu gerçeği görmezden gelen işletmeler, gelecekte rekabette geri düşme riski taşıyor.”