Rusya DAEŞ'in pozisyonunu güçlendirdi

AHMET CANER BAYSAL - Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, Rusya'nın, DAEŞ yerine Suriye'deki muhalif güçleri bombalamasının terör örgütünün pozisyonunun güçlenmesine neden olduğunu söyledi.

ABONE OL
GİRİŞ 01.03.2016 11:12 GÜNCELLEME 01.03.2016 11:12 GÜNCEL
Rusya DAEŞ'in pozisyonunu güçlendirdi
Rusya DAEŞ'in pozisyonunu güçlendirdi

Acun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye'deki iç savaşa doğrudan müdahil olan Rusya'nın, 30 Eylül'den bu yana yoğun bir saldırı dalgası başlatığını belirtti.

Rusya'nın, "terör örgütü DAEŞ ile mücadele" söylemiyle uluslararası kamuoyunu yanılttığını aktaran Acun, şöyle konuştu:

"Son dönemde özellikle Halep-Azez hattındaki sivil alanları bombaladılar ve bundan dolayı onbinlerce çocuk ve kadın Türkiye sınırına dayandı. DAEŞ ise bu süreçte savunma hatlarını güçlü tutup, bu dalgadan fazla etkilenmemeye çalıştı. Rusya'nın DAEŞ yerine muhalif güçleri bombalaması terör örgütünün bu anlamda pozisyonunu güçlendirmesine neden oldu. Deyri Zor bölgesinde rejime karşı belli kazanımlarda elde etti. Ancak özellikle son haftalarda iki cephede ciddi kayıp verdiği görüldü. Rejimin 2015 Eylül ayında başlattığı saldırıyla DAEŞ'in kuşatma altında tuttuğu Kuveyris Havalimanı'na ulaşıldı. Halep-Rakka yolu üzerinde M15 hattında terör örgütüne ait geniş bir alan ele geçirildi. DAEŞ'in elinde tuttuğu Rai, Bab, Menbic, Cerablus hattını tehdit etmeye başladı. Yine YPG-SDG güçleri yoğun ABD bombardımanı sayesinde Haseke'ye bağlı Şeddadi bölgesini DAEŞ'in elinden aldı."

- Taktiksel geri çekilme

Acun, DAEŞ'in son aylarda yaşadığı ağır kayıpların ardından kendisine ilerleyişi yavaşlatmak hem de propaganda üstünlüğü elde etmek için karşı taarruz operasyonlarına ağırlık verdiğine işaret etti.

DAEŞ'in bu yöntemi özellikle Humus’un doğusunda rejim taarruzlarına karşı etkili bir biçimde kullandığının altını çizen Acun, "Öncelikle doğu Halep’te rejimin ilerleyişini yavaşlatmak ve durdurmak için rejimin ikmal hattı olan Hanasır yoluna saldırdı. Tel Abyad'da da benzer bir saldırı gerçekleştirdiğini gördük. Geçen hafta Tel Abyad'a yönelik saldırının YPG-SDG birliklerinin ABD hava desteğiyle daha fazla güneye inmesini engellemeyi amaçladılar" diye konuştu.

Terör örgütü DAEŞ'in pragmatik bir örgüt olduğunu, devlet iddiasıyla elinde toprak bulundurmaya ve sahip olduğu yerleri kaybetmemeye çalıştığını vurgulayan Acun, ağır kayıp verdiği durumlarda özellikle de hava operasyonları sonucu yoğun bir bombardımanla karşı karşıya kaldığı taktik geri çekilmelere sıklıkla başvurduğunu dile getirdi.

- "DAEŞ, petrol ve doğalgaz yataklarına önem veriyor"

Rakka'nın, DAEŞ'in kalbi konumunda olduğunu anlatan Acun, "Örgütün komuta kontrol merkezi Rakka'da. Rai, Bab, Cerablus, Mnebiç bölgesine çok önem veriyor ve burayı yüksek askeri maliyete rağmen elinde tutmaya çalışıyor. Petrol ve gaz yataklarına özel önem veriyor ve bu bölgeleri korumaya çalışıyorlar. Bunun dışında Rakka-Musul lojistik hatlarına önem veren örgüt, bu hatları kaybetmek istemiyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

Acun, mevcut askeri dengeler ve ABD öncülüğündeki koaliyonun yoğun saldırıları göz önüne alındığında DAEŞ'in Tel Abyad'ı almasının ya da elinde tutmasının çok zor olduğunu aktardı.

- "Tel Abyad, terör örgütlerinin elinden alınmalı"

Tel Abyad'ın Türkiye açısından PYD veya DAEŞ'in kontrolüne geçmesi açısından bir farkının olmadığını ifade eden Acun, "Bu bölgelerin her iki terör örgütünün de elinden alınarak özgürleştirilmesi ve Suriye halkına teslim edilmesi gerekiyor" dedi.

DAEŞ'in, hava operasyonlarıyla kayıp verdiğinin ancak bu konuda henüz başarı elde edilemediğinin altını çizen Acun, sıkça gündeme gelen kara harekatının mevcut konjonktürde pek mümkün gözükmediğini çünkü ABD'nin, PYD terör örgütünü adeta kara gücü gibi kullandığını sözlerine ekledi.

KAYNAK : AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR