'Eylem planının' sonunda neler var?

Taha Kıvanç, 'Eylem planı' yalnızca eylemi kapsamaz, sonuca giden yöntemlerle sürer diyerek, şu ana kadar planlandığı gibi giden eylemin devamında neler olduğunu yazdı.

ABONE OL
GİRİŞ 20.05.2006 10:02 GÜNCELLEME 19.11.2018 15:37 GÜNCEL
'Eylem planının' sonunda neler var?
'Eylem planının' sonunda neler var?

'Eylem planı'

 

Hayatta aldığım en büyük ve gönül okşayıcı iltifatlardan birine önceki akşam muhatap oldum. Bir dostumla yemekli bir sohbet kaçamağı için gittiğimiz otelin lobisinde oturan tanımadığım biri, ayağa da kalkarak, şu sözleri sarf etti: 'Birkaç gün daha aynı minval üzere yazmaya devam ederseniz, birbiri ardına meydana gelen olayları, okurlarınız, kendinizi doğrulatmak için sizin çıkarttığınızı sanacaklar...'

Ne kadar güzel, değil mi?

 

Bu yılın ilk ayından başlayarak burada dile getirdiğim her öngörü aslında fazla mürekkep yalamayı gerektirmeyen beklentilerdi. Akıllı dostlarım var benim, olaylarla ve kahramanlarıyla iç içe yaşıyorum; etki-tepkileri tahminde fazla zorlanmamam bundan. Türkiye Cumhuriyeti'nin son yarım asrının da zoraki tanığıyım ben: 27 Mayıs 1960'da ilkokulu bitirmiştim; diğer olağanüstü dönemleri hangi yaşlarda yaşadığımı hesap edebilirsiniz. Hayatım okumak, dinlemek ve bildiklerimi başkalarıyla tartışmakla geçiyor. 'Gizemli işler' ise özel ilgi alanım; yalnız Türkiye'deki karanlık olayları değil, dünyadakileri de meraklı gözlerle izliyorum.

'Andıç' diye bir sözcüğü duymuş ve ne olduğunu öğrenmiş olanların, şu sıralarda neler olup bittiğini algılamakta sorun çekmemesi lâzım...

 

 

 

 




 
Alparslan Arslan

 

 

 

 

Aklınıza, Türk Silâhlı Kuvvetleri tarafından hazırlanan, Genelkurmay Başkanlığı'nın da varlığını kabul ettiği 'andıç' gelmesin hemen. 'Andıç' o tabii, ama benim kastım, yaşadıklarımızı kim(ler) planladıysa, onun bir 'andıç' titizliğiyle her şeyi en ince teferruatına kadar takvime bağlamasıdır. 'Andıç' türü takvime bağlı projeleri yalnız askerler yapmaz; hemen her örgüt, her organizma, bu tür planlar hazırlar... Askerlerin hazırladığı 'andıç' ile karışmasın diye, biz buna, 'eylem planı' demeyi yeğleyelim...

 

Dün günlerden neydi? 19 Mayıs, yani Gençlik ve Spor Bayramı değil mi? Alparslan Arslan'ın Danıştay'ı basıp 2. Daire üyeleri üzerine kurşun yağdıracak gün olarak 17 Mayıs gününü seçmesi bir tesadüf olabilir mi size göre? Bana göre olamaz. Belli ki, bayram vesilesiyle heyecan en üst düzeydeyken Türkiye'yi karıştırmayı hesaplamış onu Ankara'ya gönderenler...

Danıştay baskınının da içinde yer aldığı 'eylem planı'nda şöyle notlar bulunduğunu varsayarsak yanlış yapmış olmayız: En tepede kalın harflerle dizili şu satırlar: 'Yargı câmiasını iktidara karşı kemikleştirecek eylem'. Hemen ardından, 'Danıştay 2. Dairesi'nin bir eylemci tarafından basılması' altbaşlığı geliyor. Zaman akış planı da şöyle sıralanmış olmalı:

16 Mayıs: Eylemcinin Ankara'ya intikal ettirilerek otoparka yanaşması, Danıştay binasına girişi, 2. Daire'nin bulunduğu 5. kata asansörle çıkışı ve kaçışının provası...

17 Mayıs: Eylem günü. 2. Daire basılır ve en az bir kişinin hayatını kaybedeceği biçimde davranılır. Eylemci 'Allah'ın askeriyim' diyecek. (Eylem planında, eylemcinin o sözü söylemeyi unutması halinde ne yapılacağı da mutlaka vardır). Eylemci elini kolunu sallayıp sırra kadem basacak. (Yakalandığı taktirde, yanlış izler peşinde koşulmasını sağlayacak türden malzeme üzerinde, otomobilinde ve evinde bulundurulmalı.)

18 Mayıs: Eylemin türban konusunda öfkeli bir 'İslâmcı fanatik' olduğuna dair keskin ifadelerle dolu haberler ve haberlere dayalı yorumlar... Biri 'Bu, Cumhuriyet'in 11 Eylül'ü' diye yazacaktır nasıl olsa. Sonrasının gerçekten de ABD'de 11 Eylül nasıl bir etki oluşturduysa benzer gelişmelere çanak tutacak biçimde gelişmesi sağlanmalı. Bırakılan bütün iz şaşırtıcı malzemeye rağmen, olayın 'kışkırtıcı bir eylem' olduğunu yazanlar ve bu yolda yorum yapanlar olursa, itibarlarını azaltmaya yarayacak tarzda, onların komplocu olduğu iddiası hatırlatılmalı.

Eylemde hayatını kaybeden(ler) için bugün tören yapılabilir. Törenlerin siyasîlere karşı protesto gösterilerine dönmesi beklenir. Atılacak sloganlar da bellidir. Gerilimi daha da tırmandıracak türden çıkışlara ihtiyaç var. Bu konuda siyasetle ilgilenen örgütlü gruplardan yararlanılmalı.

Gönlüm ortalığı yatıştırmaktan yana olmasaydı, 'eylem planı' ile ilgili daha kesin ayrıntıları da yazardım, hatta her maddesini isimlendirebilirdim de. Siz şimdilik bu kadarıyla yetineceksiniz. Amacım, olan-bitenin belli bir planı bulunduğunu kayıtlara geçirmek çünkü...

'Eylem planı' yalnızca eylemi kapsamaz; amaçlanan sonucu almaya yarayacak en önemli malzeme karşı tarafın davranışıdır. 'Eylem planı'nda başbakanı, bazı bakanları, eşlerini, Ak Partilileri kötü gözle görmeye yarayacak unsurlar da muhakkak vardır. Bekleyin.

Ben ise işittiğim en gönül okşayıcı iltifatın etkisi altındayım; müsaade edin bir süreliğine öyle de kalayım...

 

20.05.2006 / Yeni Şafak

 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR