Başbakan Tayip Erdoğan bugün başlayacak üç günlük Kıbrıs ziyaretinde ABD, AB, BM ve uluslararası kamuoyuna çok ciddi ve sert tavır içeren mesajlar verecek.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) 20 Temmuz kutlamalarına katılacak olan Başbakan, yapacağı konuşmalarda Kıbrıs, PKK, Terör konusundaki tutum ve yaklaşım farklılıklarını, ‘çifte standartları’ gözler önüne serecek. Türkiye’nin bu konudaki kararlılığını sergileyecek. Dışişleri ve Başbakanlık danışmanları Erdoğan’ın ‘Kıbrıs’tan Tüm Dünyaya Sesleniş’ konuşmaları için metin hazırlıklarını yürütüyor.
Dün ‘Biz başımızın çaresine bakmayı biliriz’ diyerek ABD Büyükelçisi’nin ve dolayısıyla ABD hükümetinin ‘İsrail haklı. Ama siz bize danışın, tek başınıza hareket etmeyin’ telkinlerine yanıt veren Başbakan, ‘terörün her yerde terör olduğu’ sözleriyle de ABD, AB ve BM’nin tutumlarını sergiledi. AB’nin terör konusunda aldığı ‘ilkesel’ kararlara karşın PKK, DHKPC ve diğer örgütlerin AB ülkelerindeki faaliyetlerine sağlanan olanaklar, üyelerine tanınan hoşgörü ve destek de Erdoğan’ın gündeme getireceği başlıklar olacak.
***
Ankara’da önceki gün yapılan toplantılar sonrasında askeri, siyasi, moral ve ekonomik bir takım uygulamalar da gündeme geldi. Dün muhalefet partileri Hükümetin alacağı bir sınır ötesi kara - hava harekátı kararına ‘tam destek’ açıklamaları yaptı. Bu iç siyaset açısından hükümetin elini güçlendirdi.
Önceki günkü toplantılarda askerlerin dolaylı olarak ilettikleri bir konu ise bölgedeki askeri birliklerin, sınır karakollarındaki askerlerin ve ailelerinin sıcak çatışma ortamında moral destek beklentisiydi. Başbakanın bugüne kadar bölgedeki birlikleri, ya da herhangi bir karakolu ziyaret etmemiş olmasından yola çıkılarak, hem askere moral, hem de siyasi iradenin tüm dünyaya sergilenmesi, verilecek mesajlar açısından böyle bir ziyaretin taşıdığı önem, askerlerin beklentisi olarak hükümete yansıtıldı.
Başbakanın Doğu ve Güneydoğu’daki bazı birlik ve karakollara ziyaret programları da bu çerçevede yapılmaya başlandı.
***
Hükümetin Güneydoğu’da askeri önlemlere paralel eş zamanlı yürüteceği bir diğer konu ise toplantılarda ekonomi olarak öne çıktı. Bu noktada bölgeye yönelik bir ‘Süper ekonomik paket’ hazırlığı ve uygulamaya konulması planlanıyor. Bölgede yatırımların teşviki için yeni düzenlemelere gidilmesi. Devletin sırf bu bölgede yeniden sınai ve tarımsal yatırımlara başlaması, ekonomik öncülüğü alması. Bölgedeki özelleştirme uygulamalarından geçici süreyle vazgeçilmesi. Et ve Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu, Yem Sanayi, Şeker ve Çimento Fabrikaları’nın özelleştirilmesiyle doğan yatırım, üretim ve istihdam boşluklarının devlet yatırımları ve özel sektör destekli yatırımlarla doldurulması. Bilkent’in üç ilde başlattığı gibi, benzeri özel orta ve yüksek öğretim kurumlarının bölgedeki eğitim yatırımlarının yaygınlaştırılması, teşviki, bölgede eğitim kalitesinin yükseltilmesi vb. düşünülen önlemler arasında. Bu konuda ‘kaynak’ aktarılması ve temini için ekonomik birimlere ‘arayış’ talimatı verilirken, iş adamı, sanayici örgütleri, TOBB ve benzeri kuruluşlar, bankalarla da bir araya gelinip destek ve katkı istenecek. Diğer yandan da daha önce hazırlanan ancak hayata geçirilemeyen ‘Güneydoğu Acil Ekonomik Eylem Planı’ benzeri bir çalışmanın ilk beş yılı ‘yoğunlaştırılmış’ altyapı ve yatırım çalışmaları olmak üzere 10 yıllık süre için hazırlanıp devreye sokulması da, ilan edilecek önlemler arasında.
19.07.2006 |
|
