Hrant Dink: Soykırımı asıl Kürtler yaptı
Gazeteci yazar Hrant Dink, ilginç bir ifade kullandı ve 'Ben soykırım derken bunu Türklerin yaptığını söylemedim. Asıl Kürtler çok sayıda Ermeni öldürdü' dedi.
ABONE OLNagehan Alçı Ayan'ın haberi
***
Arka plan
Elif Şafak davasının dumanı hala tüterken geçen hafta yeni bir haber duyduk. Ermeni asıllı gazeteci-yazar Hrant Dink yine yargılanacaktı. Konu Ermeni meselesiydi. Sebep ise Dink'in Reuters'a verdiği bir demeçten yola çıkarak Agos gazetesinde yapılan haber. Dink demecinde 'Elbette bu bir soykırımdır diyorum, çünkü sonuç kendisini zaten tanımlıyor' diyordu. Yargılama kararının üzerine cuma günü Dink'in kapısını çaldık. Şişli'deki, zamanın 1950'lerde asılı kaldığı Agos gazetesi binasında Dink'in eski davalarını, yenisinin sebeplerini, Ermenilerin hissiyatını, kısacası son dönemde yaratılmaya çalışılan 'azınlık problemi'ni konuştuk.
***
Gazeteci yazar Hrant Dink, Reuters'e verdiği demeç yüzünden hakkında açılan davanın ardından hapse girmekten korktuğunu belirterek 'Bir torunum var. Ondan ayrılmayı istemiyorum" dedi. Dink, Ermeni meselesiyle ilgili olarak da tartışma yaratacak bir görüş ortaya attı: Ben soykırım derken bunu Türklerin yaptığını söylemedim. Asıl Kürtler çok sayıda Ermeni öldürdü
Hakkınızda yeni bir dava açılacağı yönünde haberler çıktı geçen hafta.
- Evet, ben de gördüm. Bir toplantı için Erivan'a gitmiştim. 22 Eylül akşamı döndüm. O zaman duydum. Ama daha önce soruşturması olduğunu biliyordum. Gidip, ifade vermiştim.
'301'e karşı bir imza' adlı haberde Reuters'a verdiğiniz bir demeçten alınma cümle vardı. O cümle yüzünden mi?
- Evet, o haber aslında temmuzun ikinci haftasında ulusal basında çıkmıştı. Reuters'a verdiğim bir beyanattan ötürü Recep Akkuş adlı bir vatandaşın müracaatıyla savcılık hakkımda soruşturma başlatmış. Tam da o sıra daha önce yargılandığım davanın Yargıtay kararı açıklanıyordu.
Siz haberi nasıl verdiniz?
- İkisini birbirine bağladık. Normal bir gazetecilik yaptık. '301'e karşı bir imza' adı ile haberi verdik.
Davaya gerekçe olarak ne gösteriliyor?
- Bilmiyorum. Aslında böyle bir soruşturmanın tebligatı bize gelmedi. Tesadüfen öğrendik. Başka bir soruşturma için Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'na gitmiştik.
Siz zamanınızın çoğunu savcılıkta mı geçiriyorsunuz? Ne için gitmiştiniz savcılığa?
- Arka sayfamızda yayımlanan bir röportajdan dolayı. Ermeni cemaatinin kurum başkanlarından biri, kendi arazilerini kullanıyor diye bir esnaf için 'Ben buraları çapulculara yedirmem' demiş, esnaf da onu şikayet etmiş. Röportajı yayımladığımız için bizi savcılığa çağırdılar.
GAYRİ CİDDİ UYGULAMA
Diğer dava meselesinden haberiniz yok muydu?
Hayır! Burada başka bir dosya daha var, dediler. Baktım, bir dosya içinde yalnızca bizim gazete. Gazetenin o demecimle ilgili satırları çizilmiş. Savcı 'Ne diyorsunuz buna karşı?' diye sordu.
Ne cevap verdiniz?
- Bunu suç olarak görmüyoruz. Bu haberi herkes gibi biz de yaptık, dedik. Savcı ifademizi bile almadı. Gidin, sekretere ne diyorsanız deyin, dosyaya koysun dedi. Bu kadar gayri ciddi yani!
Siz soykırım yerine daha yumuşak ifadeler kullanıyordunuz. Reuters'a verdiğiniz demeç bir üslup değişikliği mi?
- Hayır! Her zaman konuya yumuşak yaklaşmak gerektiğini söylerim ama karşımdaki 'Sizce bu soykırım mıydı?' diye net bir şekilde sorarsa kendi bildiğimi inkar etmem.
Yani Reuters'a 'Bu bir soykırım' dediniz.
- Evet, aynen böyle dedim. Benim algılamam böyle. Ben bunu her zaman söylerim zaten! Ama elimden geldiği kadar Türkiye içerisinde, özellikle Türkler ile konuşurken o kelimeyi kullanmamaya azami gayret gösteriyorum. Biliyorum ki bu kelimenin muhatabı oldukları için üzülüyorlar.
Avrupalıların bu meseledeki yeri nedir?
- Onların bu soykırımda çok büyük rolü var. Onlar henüz hiçbir bedel ödemedi. Ama benim derdim, kimin yaşattığı ile ilgili değil, halkımın ne yaşadığı ile ilgili.
Avrupa'nın suçu varsa son dönemde AB'nin konuya gösterdiği hassasiyet bir vicdan muhasebesi mi?
- Hayır, asla değil! Bu doldur-boşalt politikasıdır. Önergeyi yayınlayıp, geri çekiyorlar. Bu da Türkiye'deki milliyetçilik refleksini güçlendiriyor. Bunu bilerek yapıyorlar.
Türkiye gündeminde art arda 301 nedeniyle açılan Ermeni meselesi davaları var. AB yolunda kasıtlı kasis mi bunlar?
- Evet. Milliyetçiliği yükseltmek için yapıyorlar.
Kim yapıyor?
- Bu bir derinlik. İşin içine CHP de girdi. Devletin Türkiye'de kontrol edebildiği tek şey milliyetçiliktir. Milliyetçilik yükselmiyor, yükseltiliyor. Çünkü AKP'yi başka türlü yıkmazlar.
Yurttaş devlete karşı korunmalı
Bir röportajınızda 'İfade özgürlüğünü ırkçılık konusunda kabul edemem. Hiç kimse etnik kökeni aşağılamak hakkına sahip değildir. Bu en büyük suç olmalı' demiştiniz. Bu ifadeden 301'i desteklediğiniz çıkıyor...
- Hayır, karşıyım. 301, devleti yurttaştan koruma refleksinden doğmuştur. Oysa yurttaş devlet karşısında korunmalıdır. Benim orada söylemek istediğim şuydu: Farklılıklarımızı aşağılamak bir suçtur. Kimliği aşağılamak vs. bu ırkçılıktır.
Ama demecinizde 'Bu soykırımdır' derken Türklüğü aşağılamaya sokuyorlar!
- Ama bakın ben bu bir soykırımdır dedim ama bunu Türkler yapmıştır demedim.
Kim yaptı?
- Çok fazla Kürt de vardı. 1915'te yaşananlar sadece Türk meselesi değildir. En az Türk kadar Kürt meselesi ve Avrupa meselesidir de. Zaten o tarihte Türk kavramı yoktu. Osmanlı vardı.
Kürtler sorumlu diyorsunuz. Sizce işin içine Kürtleri sokunca onlar da soykırım kelimesine alerjik mi yaklaşacak?
- Bilmem.
Yani sizce soykırıma gösterilen tepki Türklere has bir alınganlık mı?
- Hayır. Ben Kürtlerden de tepki olduğunu ve olabileceğini görüyorum.
AİHM'e gideceğim
Davalarınız dolayısıyla AİHM'e gitmeyi düşünüyor musunuz?
Kuşkusuz! Ben istemezdim bu noktalara taşınmasını. Ama Türkiye içinde konuşan bir Ermeni'yi mahkum etmeye çalışıyorlar. Avrupalılar gelip aynı şeyi söyleyince onları mahkum etmiyorlar. Benim suçum TC vatandaşı olmak mı? Yapmasınlar. Çok ayıp!
Dava görülürse daha önce 6 ay hapis ile sonuçlanan ve ertelenen yargı kararınız mı yürürlüğe girecek?
Bilmiyorum. İnşallah hapis değildir, çünkü dışarıda olursam daha faydalı olacağıma inanıyorum. Üstelik şimdi bir de torunum var. Ondan ayrılmayı hiç istemiyorum.
HRANT DİNK KİMDİR?
1954 Malatya doğumlu Hrant Dink ,1961'de ailesiyle birlikte İstanbul'a geldi. Anne ve babası boşanınca Gedikpaşa'daki Ermeni Yetimhanesi'ne yerleştirildi. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde zooloji eğitimi aldı. Yetimhanede birlikte büyüdükleri Rakel ile evlendi. Bir süre eşiyle birlikte Tuzla Ermeni Çocuk Kampı'nı yönetti ancak daha sonra devlet kampa el koydu. Yazı hayatı, cemaat gazetelerindeki kitap eleştirileri ile başladı. 1996'da ise Agos Gazetesi'ni kurdu, halen Ermenice ve Türkçe çıkan gazetenin yayın yönetmenliği ve başyazarlığını yapıyor.
(Akşam)
-
Aydan Öztürk 16 yıl önce Şikayet Etcok komik bir baslik. sanki suc kabul edilmis ve baskasinin üstüne yikilinca rahatlama hissi olmus.Beğen Toplam 1 beğeni