'Oy sandıklarını değil adam sandıklarımızı konuşalım'

İşte Esra Elönü'nün yazısı; 

Dünya bir Hu pazarı, en derin nefesi alan kazansın..

Madem gitti kelamın kalesi, madem Fetih Secdemiz kaldı Ayasofya'nın kursağında, madem dalımız kırıldı diye ağacı yok saydınız.. Toplanın bir şey söyleyeceğim.

Efendiler, İstanbul'u kazanarak açtığımız kapıları, İstanbul’u kaybederek kapatmak istemiyorsak nefsimizle ve cebimizle yolları ayırmak zorundayız. Makamın adam ettiği değil, makamı adam eden insanlarla yeniden başlamak zorundayız. Allah aşkına bırakalım bir tane Ebuzer olsun içimizde. Yalnız gezsin yalnız ölsün ama bırakalım konuşsun bir Ebuzer olsun içimizde. Başkasının okunda yay olup sana salyalar kusan tetikçilerden daha şereflidir Ebuzer olmak!

Biz Nişantaşı taburelerine terfi eden Beyazıt Meydanı ruhunu geri aldığımızda dirileceğiz.

Biz, kucağındaki Musa’yı ağlayarak emziren annenin duasından yeniden geçtiğimizde dirileceğiz.

Filistin’de Muhammed Durre babam diye yeniden bize sarıldığında dirileceğiz.

Biz, Veda Tepesinin Muhammedine veda etmeyip ümmeti silkelediğimizde dirileceğiz. Bitmedik, başlayacağız. Susmadık, gürleyeceğiz. Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır.

Biz, rantın Yükselen tetikçileri davanın alçalanı küstah ağızlardan  arındığımızda dirileceğiz ki bilirsin Hijyen İmandandır.

Biz FETÖ cerahatinden kurtulmayı yanlış anladık Efendiler. Siyasi hırslarını şeytanın sırtına yükleyip rakibini suçsuz yere FETÖ'cülükle suçlayan alçaklığa terfi olduğumuzda kaybettik. Bizim asıl 15 Temmuz'umuz nefsimizleydi, şeytanın ruhumuza kalkışmasını seyrettik. Sırf vekil olabilmek için, sırf makam koltuğunda dönebilmek için utanmazca suçsuz yere küçük bir FETÖ'CÜ fısıltısı çıkarıp kahpece din kardeşimizi iftiraya gark ettik.

Bakın FETÖ cerahati 15 Temmuz’da alamadığı İstanbul'u şimdi nasıl aldı işte böyle aldı!

Biz, “birbirinize olan kızgınlığınız sizi haksızlık yapmaya sevk etmesin” ayetiyle küstüğümüzde kaybettik.

Allah aşkına aldığımız ahları yavaşça yere bırakıp, duamızı arşa çıkardığımızda kazanacağız.

O böbürlendiğimiz takım elbiseleri gaflet uykumuzun pijaması yapmışız. Bir şehre islam yazdıran Fatihlerden Gömleğinin koluna çorabının kıyısına adını yazdırmayı adamlık zanneden omurgası inşaat halinde olanlardan kurtulduğumuzda dirileceğiz.

 Biz ilk seçimde İstanbul’u gafletten kaybettik. Allah aşkına kendimize kıyamadığımızdan İstanbul’a kıydılar. Bırakalım da bir Ebuzer olsun içimizde.

Gelelim bir dalı kırıldı diye ağacı yok sayan imitasyon heriflere.. Gidin ve sizden daha dik duran Fatih Cami şadırvanındaki taburelerden ders alın o derece. Hatalarımızı bir ağacın gölgesinde bulup orada paylaşacağımız yere yamulmuş omurganıza zil takıp oynuyorsunuz adeta.

Şu çalı çırpı çer çöp bir temizlensin hele.

Ve herkes bilsin ben..

Mazlumu seveni üzmekten, mazlumu üzeni de sevmekten Allah'a sığınmış Uzun Adamın yanında olmaya şerefim üzere yemin olsun ki devam edeceğim.

Haydi Eyvallah..

Esra Elönü-Haber 7 

elonue@gmail.com

Twitter:@elonue