Çizgiyi çekti: Gezi 'Halk Devrimi' süsü verilmiş bir darbe girişimidir

Kanal7 Ankara Temsilicisi ve Haber7 yazarı Mehmet Acet "Gezi 'Halk Devrimi' süsü verilmiş bir darbe girişimidir" adlı köşe yazısında, "Kontrollü darbe denilerek 15 Temmuz geçeği nasıl değiştirilemeyecekse, demokratik hak arayışı denerek Gezi olayları da geçiştirilemez" diyerek, o dönem Gezi Olaylarında yaşananları kaleme aldı.

ABONE OL
GİRİŞ 20.02.2020 09:24 GÜNCELLEME 20.02.2020 09:24 GÜNCEL
Çizgiyi çekti: Gezi 'Halk Devrimi' süsü verilmiş bir darbe girişimidir
Çizgiyi çekti: Gezi 'Halk Devrimi' süsü verilmiş bir darbe girişimidir

İşte Mehmet Acet'in o yazısı:

 

Her şey herkesin gözü önünde gelişti.

Kimse benim haberim yoktu diyemez.

 

Hiçbir yaranma çabası, hiçbir şirin gözükme arayışı, hiçbir tevil girişimi çıplak gerçeği değiştirmez.

15 Temmuz’a kontrollü darbe demekle, geziye demokratik gösteri hakkı demek arasında bir fark yoktur.

2013’ün Haziran ayı boyunca İstanbul’un, Ankara’nın sokaklarını, caddelerini savaş meydanına çevirenler çıplak gerçeğin üzerini gürültülü bir kampanya ile örtmez, örtemez.

Kontrollü darbe denilerek 15 Temmuz geçeği nasıl değiştirilemeyecekse, demokratik hak arayışı denerek Gezi olayları da geçiştirilemez.

Gezi deyince benim zihnime;

- Ankara Kızılay’da simit tezgahı devrilip  ekmek kapısının başında öylece kalan engelli insanlar geliyor.

- Ateşe verilen halk otobüsünün içinde küçük çocuğunu yangından kurtarmaya çalışan bir babanın çırpınışları,

- Ekmek yediği NTV’nin tahrip edilmiş canlı yayın aracının önünde sırıtarak resim çektiren gazeteci,

- Neler oluyor diye gittiğimde Taksim bölgesinde burnumu sızlatan "dışkı kokusu" geliyor.

- Başbakanın Keçiören’deki evine 100 metre kala durdurulabilen, durdurulmamaları halinde Başbakanın evini basmaya niyet etmiş 3 bin ODTÜ’lü çapulcu aklıma geliyor.

(Ara not: Böyle dememiz bütün ODTÜ’lüleri aynı kategoriye soktuğumuz anlamına gelmediği gibi, o gün orada bulunanları da çapulcu olmaktan kurtarmaz)

- İstanbul’da Dolmabahçe Ofisine iş makinalarıyla girmeye çalışırken yine son anda yetişen çevik kuvvet tarafından durdurulan başıbozuklar üşüşüyor zihnime.

- Olacakları önceden haber almış gibi olaylar patladığı anda Taksim’de canlı yayına geçen, Tayyip Erdoğan’ı Esed gibi bir katil diye sunan CNN International muhabiri Ivan Watson geliyor aklıma.

- Talan edilen işyerleri, yakılan otobüsler, aracının içinde taciz edilen mütedeyyin insanlar…

Gezi tam da böyle bir şeydi.

Bir ruhu varsa eğer, bu ruh ancak cadılar bayramını kutlama hakkına sahip olabilir.

Sonuç olarak yerle gök birleşse, bu çıplak gerçekleri değiştiremez.

Belki içlerinde başka niyetle, şiddete bulaşmadan eylem yapmak isteyenler vardı.

Olabilir.

Ama orada da şöyle bir soru kafasını uzatarak karşınıza dikiliveriyor.

Böyle düşünen, böyle olmasını temenni eden kaç kişi, çıkıp da “Biz böyle olacağını bilmiyorduk” diyerek bir özeleştiri yaptı?

Haziran ayı bittiğinde, hemen Temmuz başında Mısır’da bir darbe yapılması, Kahire’den yayın yapan CNN International’ın, Mısır darbesine nasıl bakılıyor diye hemen İstanbul’dan bağlantıya geçmesi Türkiye’de olanlarla Mısır’da olanlar arasında bir paralellik olduğu intibaını hemen uyandırmıştı zaten.

Bugünden geriye bakınca, Gezi’nin uluslararası niteliği daha bir görünür hale gelmiş durumda. 

İstanbul’daki mahkemenin nasıl bir karar verdiği kişisel olarak hiç de umurumda değil.

Tarih ve istikametini kaybetmemiş vicdanlar o günlerde olup bitenleri çoktan kayıt altına almış durumda.

Türkiye’nin yakın tarihinde toplumsal kutuplaşmayı, güvensizlik duygusunu, Gezi olayları kadar beslemiş birkaç örnek ancak sıralanabilir.

Bu böyle iken "Hadi canım unutuverelim" deniyorsa eğer, o vicdanlar böyle diyenleri de asla unutmaz.

KAYNAK : Haber7
YORUMLAR 28 TÜMÜ
  • Mehmet 4 yıl önce Şikayet Et
    Gezi denilince aklıma gelenler sözde müttefiklerimiz. ABD ve Avrupa bu adamlar 7/24 aralıksız canlı yayın yaptılar ve Gezicilere tam kadro destek verdiler. Bunlar zulüm 1453’de başladı diyenler, bunlar 3. Havalimanı ve Yavuz Sultan Selim köprüsüne karşı çıkanlar. Bunları dışarıdan yürüten bu sözde müttefiklerimiz ve yerli işbirlikçileri Osmanlı’yı yıkanlar, cennet mekan atamız İslam aleminin Halife’si, Türk’lerin Hanı Sultan 2. Abdülhamit Han’ı devirenler ve ona kızıl Sultan diye iftira atanlar. Mısır’da ve ülkemizde olanların arasında %1 milyon bağ var çünkü bu sözde müttefiklerlerin ve Yahudi sermayesinin hedefi sadece Türkiye değil tüm İslam alemidir
    Cevapla
  • Ufuk 4 yıl önce Şikayet Et
    Gezi olayları hatırlatılarak, bazılarına umut ve hayal ile gaza getirilmeye çalışılıyor. Muhtemel Suriye ile savaşımız sırasında, içeride Gezi benzeri kalkışma hesaplıyorlar.
    Cevapla
  • hakan 4 yıl önce Şikayet Et
    gezi denin ce aklıma ilk gelen vatana ihanet başka açıklama aklıma gelmiyor
    Cevapla
  • UYARICI 4 yıl önce Şikayet Et
    Devletin farklı yüzleri vardır, şefkat, şiddet, bekleme-izleme. Geziye bir süre müdahale etmemiştir ki, çıban iyice belirginleşsin, hainler ve yandaşları açığa çıksın ve nereye kadar gidebilecekler görelim diye. Bazıları, Devlet aciz ve bir şey yapamıyor düşünmesin, sakın ha, sakın bir daha böyle bir hataya düşmeyiniz. Ataşehir Kahvelerinde 100 TL'ye duran adam aranıyor, diyerek Okey masalarından TAKSİM'E DURAN ADAM devşirmeleri vs., hepsi Devletin bilgisi dahilindedir. Dua edin, şefkatli davranılıyor, bunu zorlamayınız. Pkk'a gösterilen Devletin yok edici yüzü henüz size çevrilmedi. Birilerinin gazına gelip, Fetö'cülerin durumuna düşmeyin.
    Cevapla
  • VATABPERVER 4 yıl önce Şikayet Et
    "GEZİ" denilince benim aklıma gelen Sultan Abdülhamit Han'ı tahttan indirmek için ayaklanma çıkarıp ortalığı birbirine katan çapulcu sürüsü neyse gezi de aynı şey. Bunların tamamı "VATAN HAİNİ". KİMSE UYDURUK KARARLARLA BUNLARI AKLAYAMAZ.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR