Son dakika...Erdoğan: Şahsımla daha çok sıkıntın olacak Macron!

Son dakika haberi: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda düzenlenen Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu'na katılıyor. MHP lideri Devlet Bahçeli, TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Cumhurbaşkanı Erdoğan çok önemli açıklamalarda bulundu. Macron'un 'Derdimiz Erdoğan'la' şeklinde yaptığı açıklamaya Erdoğan, "Şahsımla daha çok sıkıntın olacak" sözleriyle yanıt verdi.

ABONE OL
GİRİŞ 12.09.2020 16:04 GÜNCELLEME 12.09.2020 16:41 GÜNCEL
Son dakika...Erdoğan: Şahsımla daha çok sıkıntın olacak Macron!
Son dakika...Erdoğan: Şahsımla daha çok sıkıntın olacak Macron!

Son dakika haberi: Cumhurbaşkanı Erdoğan,  “Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu”nda önemli açıklamalarda bulundu.

Gelen bir son dakika haberine göre; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na geldi. Erdoğan, 12 Eylül'ün yıl dönümünde sempozyuma katıldı.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Vesayetten demokrasiye, milli irade sempozyumunun ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Allah'tan diliyorum.

Bu sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen başta Adalet Bakanlığımız olmak üzere özellikle teşekkür ediyorum.

İnsanlık tarihinde pek çok yönetim biçimi vardır. Bu yönetim sistemleri içinde milli irade üstünlüğüne dayalı olanların ayrı bir yeri bulunuyor.

Özellikle son bir asra damgasını vuran demokrasi zengin bir uygulama alanına sahiptir. Türkiye'de bu sürece en erken katılan ülkeler arasındadır.

Bu süreç oldukça zorlu ve sıkıntılı yürümüştür. Şöyle dönüp 1950'den bugüne baktığımızda darbeler, cuntalar vesayet lekeleriyle dolu olduğunu görüyoruz.

Siyaset mühendislikleri, zorbalıklar, sinsi tuzaklar ve daha nice oyunlar yaşadık. Bedelini demokraside ve ekonomide geri kalmışlık olarak, evlatlarımızın dar ağacından terör saldırılarında can vermeleri olarak ödediğimiz bu süreci asla unutmayacağız.

Her şeyden önce şu gerçeği ülkemizdeki herkesin kabul etmesi gerek; Türkiye'de yapılmış ve teşebbüs edilmiş hiçbir darbe, vesayetin hiçbir oyunu meşru değildir, milli değildir, masum değildir, onurlu değildir.

MACRON'A CEVAP ŞAHSIMLA DAHA ÇOK SIKINTIN OLACAK

Fransa sürekli gündemde. İsim olarak anmak istemiyorum ama mecburum anmaya çünkü şahsımla uğraşıyor. Sayın Macron senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak. Defalarca bunu sana söyledim ama dinlemiyorsun. Tarih bilgin yok. Türk milletiyle uğraşma. Afrikanın tarihi Türkiye'nin tarihidir. Cezayir'de, Ruanda'da binlerce insanı öldüren sizlersiniz. Bize insanlık dersi veremezsiniz. Libya'da yüzbinlerce insanı öldürdüler. Bunlar Libya'ya neden girmek istiyor 'Petrol için'. Afrika'da altınları sömürmek için zulümde bulunuyorlar. 

"MİLLET KIYAMA KALTIĞINDA DARBECİLERİN SİLAHI, TOPU, MEDYASI, ULUSLARARASI DESTEKLERİ DE HİÇBİR İŞE YARAMIYOR"

Her darbe bir önceki darbenin eksiklerini, yarım bıraktıklarını, başaramadıklarını tamamlamak amacıyla gerçekleşmiştir.

Türkiye'yi kendi başına bırakılamayacak kadar önemli bir yer olarak tarif edenler, ülkemizi mutlaka vasiler eliyle yönetmek için her yolu denemişlerdir.

Milletimiz 15 Temmuz'da gösterdiği cesaret ve kahramanlıkla, ortaya koyduğu dirayetli duruşla, geçmişteki kirli senaryolarla da hesaplaşmıştır.

Yine o gece görülmüştür ki, millet kıyama kalktığı zaman darbecilerin silahı da topu da medyası da uluslararası destekleri de hiçbir işe yaramıyor.

Bugün 12 Eylül. Bu tarih hepimiz için takvim yapraklarındaki 365 sayfadan biri olmanın çok ötesinde anlamlara sahiptir.

Türkiye bundan tam 40 yıl önce bir 12 Eylül sabahı gözlerini silahların gölgesi altında açmıştır.

Tanıdık bir felaketin habercisi gibiydiler. Türkiye bir askeri darbeye daha maruz kalmıştı. Bizim çocukluğumuza denk gelen ama bizden önceki neslin tam hayatına yerleşen 1960 darbesi ve ardından gelen felaketler bugün hala yürekleri dağlıyor.

Bu acı gelişmelerin hepsi de, darbeye zemin hazırlamak ve toplumsal meşruiyet oluşturmak için yazılmış bilinçli bir senaryonun ürünüdür.

Darbe haberi, Washington'a ulaştığında birilerinin 'bizim çocuklar başardı' demesi 12 Eylül'ün gerisindeki karanlık yüzü ifade ediyor. Hiç şüphe yo

Mustafa Şentop'un açıklamalarından satır başladı:

Türkiye, 27 Mayıs 1960’la başlayan millet iradesini yok sayan bir parantezi fiilen 15 Temmuz 2016'da, hukuken 16 Nisan 2017'de kapatmıştır. Darbeler, uluslararası sömürü düzeninin yönetim usullerinden biridir. Darbelerle şekillenen vesayet dönemini tam manasıyla fiilen kapatan 15 Temmuz direnişidir. Uluslararası darbe mekaniğini çözen, aktörlerini bilen ve ifşa eden, iş birlikçilerini yargılayan Türkiye, bu tür zavallıca ifadelerin sahiplerine pabuç bırakmaz, bırakmayacaktır.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 12 Eylül darbesinin 40. yılında, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu'nda konuşuyor. "Darbe Türkiye'nin on yıllarını çalmıştır." diyen Bahçeli, "12 Eylül zulümdür, rezalettir, cinayettir. 12 Eylül cuntasına bedel ve beyin olanlar ise tek kelimeyle zalimdir." ifadelerini kullandı.

Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:

"12 EYLÜL'ÜN KARANLIK YÖNLERİ BÜTÜNÜYLE ORTAYA DÖKÜLMÜŞTÜR"

Zor ve metanetli olan 12 Eylül vesayetinin milli ve siyasi hafızadaki vahim sonuçları hâlâ mevcuttur.

Belirsizliği kuşatan esrar perdesi kaldırıldıkça, aziz millet varlığı kutlu iradesine tartışma kabul etmez istikbaline sarıldıkça 12 Eylül'ün karanlık yönleri bütünüyle ortaya dökülmüştür.

Siyaset kurumunun görevi yaşanan acıklı dönemlerin bir fezlekesini düzenleyip geleceğin Türk nesillerinin ihtiyaçlarını tespit etmektir.

Elbette her gün bir düşmanın boğaz tokluğuna casusluğunu yapanlar için bu düşüncelerimin geçerliliği olmayacaktır.

Türkiye'ye her türlü müdahale ve operasyona müsait hale getirenler, dış teşviklerle millete silah doğrultanlar tarihin akış istikametinin tersine kürek çekmişlerdir. Hiçbir zulmün kalıcı olmayacağını haksızlıkların ilahiyane ayakta duramayacağını açıklıkla söylemek mümkündür.

Yıllar sonra 12 Eylül darbecilerin mahkemeye çıkartılarak yargılanması, hayatlarını kaybetlerine rağmen hak ettikleri cezaları almaları, vatana ve millete karşı işlenen suçların karşılıksız bırakılmayacağının delilidir.

"MACRON BUNU BİLMELİ, MİÇOTAKİS BUNU DUYMALI"

Sayın Cumhurbaşkanım, değerli misafirler 12 Eylül'den sonra reva görülen yargısız infazlar, işkenceler eziyetler Türkiye'nin kara bir dönemini resmetmektedir. MHP ve ülkücü kuruluşlar davası 1981'de açılmış 587 dava arkadaşımız büyük haksızlıklara maruz kalmıştır.

Mülk sahibi bağımsız Türk devletidir, mülki millet ise büyük Türk milletidir. Çok şükür tedavi sonuç vermiştir. Bunun şeref payesi de Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir.

Türk devletinin asırları kucaklayan bir stratejisi vardır ve aşama aşama ilerlemektedir. Bu millet daralan husumet çemberini yaracaktır.

Türk - İslam ahlakıyla perçinleşmiş akılla pekişmiş, merhamet ve şehadetle yücelmiş aziz milletimiz felaketlerin içinden kahramanlıkla başını kaldıracak, tıpkı 'ya istiklal ya ölüm' diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi hiçbir tehdide aldırış etmeyecektir.

Bilhassa Macron bunu bilmeli, Miçotakis bunu duymalı. Bölgesel ve küresel ihanet şantiyesinin işbirlikçi failleri bu irade gücünü akıllarından asla çıkarmamalıdır.

Millet iradesi yalnızca Allah'ın himayesine girer. Bunun dışındaki her irade ya yıkılacak, ya da imha edilecektir."

 

ERDOĞAN VE ÇİLLER 12 EYLÜL FOTOĞRAF SERGİSİNİ GEZDİ

12 Eylül askeri darbesinin 40. yılı nedeniyle Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda 'Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu' düzenlenecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sempozyuma katılmak üzere adaya helikopterle geldi. Erdoğan adaya indikten sonra burada eski Başbakanlardan Tansu Çiller'i de bindiği araca alarak hareket etti. Erdoğan ve Çiller adada 12 Eylül fotoğraf sergisi gezdi. 

VESAYETTEN DEMOKRASİYE

Türkiye’deki darbeler ile darbe yargılamalarının tartışılacağı “Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu” düzenlenecek. Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birine ev sahipliği yapan Yassıada, 27 Mayıs 1960 darbesinin 60. yılında yenilenerek “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” adıyla halka açılmıştı. Adadaki ilk program ise yine Türkiye demokrasi tarihinde kara bir leke olarak yer alan 12 Eylül darbesinin 40. yıl dönümünde düzenlenecek. Adalet Bakanlığı’nca “Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu” düzenlenecek.

 

Açılış konuşmalarını takiben program iki oturum şeklinde gerçekleşecek. Sempozyumun birinci oturumunda, “Türkiye’nin Demokrasi Tarihi ve Darbeler”, ikinci oturumunda ise “Türkiye’de Darbe Dönemi Yargılamaları ve Demokrasiye Etkileri” konuları ele alınacak. Alanında uzman akademisyenler tarafından konular ele alınıp tartışılacak.

Sempozyumun açılışına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, MHP lideri Devlet Bahçeli, eski Başbakan Tansu Çiller, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve DP Genel Başkanı Gültekin Uysal ile milletvekilleri, yüksek yargı temsilcileri, akademisyenler ve STK temsilcileri katılacak. Darbe yargılamalarıyla hukuk cinayetlerinin işlendiği adada gerçekleştirilecek tarihi program önemli bir buluşma olacak. Bu programla ada ‘Demokrasi ve Özgürlükler Adası’ olarak yeni bir döneme başlayacak.

YORUMLAR 63 TÜMÜ
  • hasan 3 yıl önce Şikayet Et
    helal olsun reis sana adamın dibisin sen.. ölümüne yanındayız senin reis...
    Cevapla
  • Capla hama 3 yıl önce Şikayet Et
    Gene akıl dağıtmış
    Cevapla
  • Akif 3 yıl önce Şikayet Et
    Eğer biz Suriye`nin ve Irak`ın kuzeyinde birleşik bir ikinci israil terör devletinin kurulmasına geçit verecek olsak, çok kısa sürede bu oluşuma binlerce uçak, nükleer füzeler ve her türlü imkanla donatılacağını bilmeliyiz. Bu kesin bir bilgidir. Sonrasında zaten boşalan Suriye, iki terör devletinin Fırat ve Dicle nehirleri arasında buluşacaklardır. Rusya burada bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın teranesi ile hareket edecektir. Dikkat ederseniz herşey çok açıktır
    Cevapla
  • Akif 3 yıl önce Şikayet Et
    Suriye, Irak ve İran, Türkiye nin gelecek jeopolitiğinde olmazsa olmaz ülkelerdir, bunlara Mısır da eklenebilir. Bu ülkeleri kaybetme lüksümüz asla olamaz. İran da Humeyni devrim yapınca İran ile nasıl ilişkilerimiz devam ettiyse, Mısır ile de ilişkimizi devam ettirmeliyiz. Aksini düşünmek bile istemem, bu kuşatma zincirini kırma etkisi yapar. Mısır halkıyla dostluğumuzu kaybetmeyelim.
    Cevapla
  • Akif 3 yıl önce Şikayet Et
    Doğu Akdeniz de ise hiçbir güç bizim karşımızda tutunamaz. Çünkü doğusu-batısı,kuzeyi güneyi, yunan-rum hepsi aslında haklı olduğumuzu biliyorlar. Ve kendi ülkelerinde uzmanlar bunu söylüyorlar. Burada bizim dikkatimizi Suriye ve Irak tan uzaklaştırma çabası olduğunu düşünüyorum. Esas olarak gerçek hedef Büyük İsraili Kurmak, sonrasında Asıl hedefleri olan Türkiye yi parçalamak.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR