Veli Küçük'ten 'Susurluk' itirafı
Susurluk kazasıyla ilgili TBMM Araştırma Komisyonu'na konuşmayı reddeden emekli Tuğgeneral Veli Küçük, yıllar sonra Terörle Mücadele'ye konuştu. İşte o açıklamalar:
ABONE OLTBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'nun davetini kabul etmeyerek ifade vermeyen emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Susurluk'la ilgili bildiklerini yıllar sonra Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınınca anlattı.
KOMİSYONU REDDETMİŞTİ
TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu’nun davetini kabul etmeyerek ifade vermeyen emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Susurluk’la ilgili bildiklerini yıllar sonra Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınınca, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde polis ifadesinde anlattı. Susurluk kazasını, kendisine haber veren kişinin uyuşturucu kaçakçısı Sami Hoştan olduğunu söyleyen Veli Küçük, ifadesinde şunları söyledi:
HOŞTAN HABER VERDİ
'O zaman Giresun Bölge Komutanı idim. Sami Hoştan telefonla aradı. Susurluk’ta bir kaza olduğunu, Sedat Bucak’ın araçta bulunduğunu, ölenler olduğunu söyledi. Balıkesir Emniyet Müdürü olan Nihat Camadan’ı aradım. Hüseyin Kocadağ’ın aynı araçta olduğunu, bir bayanın öldüğünü belirtti. Adının sonradan Gonca Us olduğunu öğrendiğim bayanı tanımıyordum. Kazada Mehmet Özbay isimli bir şahsın da öldüğünü söyledi.
'ÇATLI OLABİLİR' DEDİM
Bu şahsın Abdullah Çatlı olabileceğini, ona göre dikkatli olması yolunda uyarıda bulundum. Zira olaydan bir ay kadar önce Doğu Perinçek tarafından, Abdullah Çatlı’nın Mehmet Özbay kimliği ile dolaştığı yolunda TBMM Başkanlığına bir dilekçe verdiğini basından biliyorum. Meclis Başkanı’nın, işlem yapılması için bu dilekçeyi İçişleri Bakanı’na gönderdiğini biliyorum. Sedat Bucak’ı sorduğumda yaralı olduğunu belirtti. Ben Sedat Bucak’ın aşiretini Urfa yöresinden biliyorum.
BUCAK İÇİN RİCA
Bu aşiret özellikle PKK ile mücadelede, devletin denetim ve kontrolünde PKK ile büyük bir mücadele verdi. Bu olay herkes tarafından bilinir ve takdir edilir. Bucak’ın mümkün olduğu kadar en yakın hastaneye kaldırılması ricasında bulundum. Hatta İstanbul’dan da yardım için gelecekler olacağını söyledim. Fakat kaza yerine gitmeleri için kimseye, herhangi bir şey söylemedim. Nedeni ve değerlendirmem, bana telefon eden Sami Hoştan’ın gidebileceğini tahmin etmemdendir. Benim Abdullah Çatlı’nın cesedini almak üzere Sami Hoştan’ı gönderdiğim söylendi. Oysa ben, genel kolluk kuvvetlerinin bir mensubu olarak böyle bir olayda ceset verilmeyeceğini bilmekteydim. Benim Susurluk’taki kazayla ilgim ve alakam bu kadardır.'
İDDİALAR NELERDİ
Susurluk kazasından kısa bir süre sonra, Veli Küçük’ün dönemin Balıkesir Emniyet Müdürü Nihat Camadan’ı telefonla arayarak, 'Kazada ölen Mehmet Özbay bizim adamımız. cenazesini almak için birini gönderiyorum' dediği iddiaları ortaya atılmıştı. Ayrıca Küçük’ün, Mehmet Özbay olarak tanınan Abdullah Çatlı’nın cenazesini almak üzere Susurluk’a Sami Hoştan’ı gönderdiği ileri sürülmüştü. Bir iddiaya göre de Küçük, Susurluk kazasından yarım saat sonra Balıkesir Emniyet Müdürü’ne, 'Kazada ölen Mehmet Özbay (Abdullah Çatlı) bizim çalışanımız. Tutanaklarda ismi geçmezse iyi olur' diye telefon açmıştı. Emniyet Müdürü’nün ise Küçük’e, 'Kaza jandarma bölgesinde. Jandarmaya söylemek lazım' karşılığını verdiği iddia edilmişti. Küçük, o dönemde Kocaeli İl Jandarma Alay Komutanı idi.
-
osman sakrak 16 yıl önce Şikayet Et. her ne olursa olsun o kazada REİSin öldüğüne inanmıyorumBeğen
-
dinçer cengiz 16 yıl önce Şikayet EtMerak ettim. Sayın Küçük şubede kendisine yöneltilmiş bir iddiaya karşı kendisini aklamasını umduğu bir cevap vermiş. Ancak benim aklıma da şu takıldı: Uyuşturucu kaçakçılığından hükümlü bir şahıs olduğu belirtilen Sami Hoştan neden başkasını değil de kendisini aramış?Beğen Toplam 1 beğeni