Ceza onlara kesildi, ses Babacan'dan çıktı

Geçtiğimiz haftalarda hayata geçirilen sosyal medya düzenlemesi ile Twitter, YouTube, WhatsApp, Instagram ve Facebook gibi sosyal medya platformlarına, Türkiye'de uymaları gereken bazı şart ve kurallar getirilmişti.

Alınan kararlar içinde en kritik olanı da Türkiye'de temsilci bulundurma zorunluluğuydu.

VERİLEN SÜRE SONA ERDİ

Türkiye'den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarına, temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüklerini yerine getirmeleri için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından tanınan süre sona erdi.

10 MİLYON TL CEZA KESİLDİ

Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, önceki gün Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, temsilci bildiriminde bulunmayan başta Facebook, Instagram, Twitter, Periscope, YouTube ve Tiktok olmak üzere, sosyal medya platformlarına 10 milyon TL ceza kesildiğini açıkladı.

Bu cezanın tebliğinden itibaren 30 gün içinde de yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde sosyal ağ sağlayıcılarına ikinci kez ceza kesilecek. Bu kez ceza 30 milyon lira olacak.

CEZAYA ALİ BABACAN VE DEVA PARTİSİNDEN TEPKİ GELDİ

CHP yasanın çıkmasına karşı çıkmış, bu konuda Meclis'te engelleme girişimi ise başarıya ulaşmamıştı.

CHP'nin kırşı çıktığı yasa çerçevesinde kesilen cezaya ise sosyal medya platformlarından önce Ali Babacan'ın liderliğinde DEVA Partisi'nde tepki geldi.

DEVA Partisi, Dijital Dönüşüm ve Teknoloji Politikaları Başkanlığı yazılı açıklama yaparak yasal sürede temsilci bildiriminde bulunmayan Facebook, Instagram, Twitter, YouTube, Periscope, Tiktok'un da aralarında bulunduğu sosyal medya platformlarına 10’ar milyon TL ceza kesilmesin tepki gösterdi.

DEVA Partisi'nden kesilen cezalarla ilgili şu açıklamalara yer verildi;

"Sosyal ağ sağlayıcılarına kamuoyunda 'sosyal medya düzenlemesi' olarak bilinen kanunla getirilen temsilci atama süresi doldu. Böylece temsilci atamayan Facebook, Instagram, Twitter, TikTok ve YouTube dahil pek çok firmaya önce para cezasıyla başlayan, ardından reklam yasağıyla süren ve nihayetinde erişim kısıtlamasına kadar uzanan süreç başladı. Bu kanunla birlikte maalesef özgürlük, para ve itibar kaybediyoruz.

Bu kanun, geleneksel medyanın baskı altında tutulduğu ülkemizde yegane nefes alanı olarak kalan sosyal medyayı kısıtlamayı hedefliyor. Bu çabaların bedelini uluslararası kuruluşların yaptığı araştırmalar açıkça gösteriyor. Türkiye artık dünyada interneti özgür olmayan bir ülkeler liginde değerlendiriliyor. Ne yazık ki Bangladeş, Kolombiya ve Zimbabwe gibi ülkelerin gerisinde yer alıyor.

Uluslararası teknoloji devleri yakın zamanda komşumuz Yunanistan’a, Polonya’ya ve İtalya’ya yatırımlar yaparken Türkiye’ye uğramıyor. Türkiye bu yatırımlardan yararlanamıyor. Pek çok girişimcimiz operasyonlarını yurt dışına kaydırma gayretine düşmüş durumda. Yeni Unicornlar (milyar dolar değerlemeli erken aşama girişim) çıkarma ümidimiz azalıyor. Oysa bu sosyal medya kanununu hazırlayanlar; internet üzerinden yeni pazarlar arayan veya satış yapan KOBİ’lerimizin, sanatçılarımızın, esnafımızın ve bireysel girişimcilerimizin ‘reklam yasağı’ hayata geçerse bundan nasıl etkileneceklerini hiç düşünmediler bile.

Nihayetinde bu kanun, şimdilik Rusya merkezli bir istisna hariç, hiçbir büyük sosyal medya platformunun temsilci atamamasına yol açtı. Bundan sonra ara yollar bulunsa veya bazı platformlar temsilci atasa dahi ülkemizin itibarı bir kere hasar aldı."