ABD'nin yeni 'Türkiye' planı! Türk korkusunu fırsat bilip...
Haber7 yazarı Mürsel Gündoğdu "Asıl Hedef Türkiye" başlıklı çok çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Gündoğdu, ABD'nin Türkiye üzerinde baskı kurabilmek ve istediklerini uygulayabilmek için Yunanistan'ın genlerine işleyen Türk korkusu üzerinden yeni bir taktik izlediğini dile getirdi.
ABONE OLMürsel Gündoğ'du yazısında "Son günlerde bölgemizdeki gelişmelerden ve hareketlilikten anlaşılan o ki ABD, bizi bizim silahımızla vurmak niyetinde. Yani Ege’den Akdeniz’e kadar Yunanistan üzerinde birbiri ardınca kurduğu deniz, hava ve kara üsleri sayesinde bir hilal taktiğiyle bizi çevreleyip elimizi kolumuzu bağlamak istiyor, bize göz dağı vererek bütün hareket alanlarımızı kısıtlama yoluna gidiyor. Batı Trakya’da Dedeağaç’tan başlayan bu hilalin ucu Kavala’dan Selanik ve Larisa’ya, Stefanoviç’ten Girit’e ve oradan da Güney Kıbrıs’a kıvrılarak bizi adeta bir hilal gibi çevreliyor. ABD, saydığım bütün bu noktalara deniz, hava ve kara üslerini kurup genişletme çabasında." ifadelerini kullandı.
İşte Mürsel Gündoğdu'nun o yazısı;
Irak ve Suriye'ye fiili müdahalenin ardından ABD'nin yeni hedefinin neresi olacağı üzerinde konuşup dururken bugün Yunanistan'ın adım adım ABD'nin işgali altına girdiğini görüyoruz.
'ABD PLANINI YUNANİSTAN'IN TÜRKİYE KORKUSU ÜZERİNDEN YÜRÜTÜYOR'
ABD bu planını Yunanistan’ın genlerine işleyen Türk korkusu üzerinden yürütüyor. Yunanistan’ın ekonomik iflasından ve bağımsız düşünme yeteneğinden yoksun olmasından faydalanarak yapıyor. Yunanistan’ın Türkiye’nin mavi vatanına sahip çıkmak adına attığı cesur ve güçlü adımların dalgasında boğulup yok olma tehdidiyle karşı karşıya oluşundaki çaresizliğinden faydalanarak yürütüyor.
'ASIL HEDEF YİNE TÜRKİYE'
Ne var ki önemli şehirleri üslerle işgal edilen Yunanistan olsa da asıl hedef yine Türkiye’dir.
ABD’nin DAEŞ terör örgütünü bahane ederek bir filin zücaciye dükkanına girmesi gibi gözü kapalı gerçekleştirdiği Suriye müdahalesi, Irak - Suriye ve Türkiye üçgeninde kurmayı planladığı bir piyon devlet sebebiyleydi. Bunun için daha önceden işgal edip zayıf düşürdüğü Irak ve Suriye’ye ek olarak Türkiye’nin de zayıflatılması gerekiyordu ki onu yularını ellerinde tuttukları FETÖ/PDY aracılığıyla planladıkları 15 Temmuz hain kalkışmasıyla devreye soktular. Ne var ki Türk milletinin bu hain kalkışmaya tarihte eşine rastlanmayacak derecede güçlü feraset ve basiretle karşı koyuşu sayesinde bu emellerine ulaşamadılar.
'ABD TRUMP'TAN SONRA TEKRAR GÜNDEMİNE ALDI'
ABD, bu tarihi hezimet neticesinde bu emelinden vaz mı geçti?
Aksine ABD, Eski Başkan Donald Trump döneminde kısmen askıya aldığı yayılmacı ve kuşatıcı siyaset anlayışını Yeni Başkan Joe Biden döneminde eski duraklamaların kazasını da yapacak şekilde hızla gündemine aldı.
ABD biliyor ki böyle bir piyon devlet kurmanın önündeki en büyük engel Türkiye’dir. Bölgeyi kendi isteklerine göre şekillendirememesinin en önemli nedeni de Türkiye’dir. Bu yüzden PKK, PYD ve YPG gibi adı farklı ama hedefi aynı terör örgütlerine binlerce tır silah ve mühimmat vererek Türkiye’yi caydırma ve zayıflatma yolunu tercih ettiler. Üstelik bunu Türkiye ile dostluk ve müttefiklik maskesi altında yaptılar. ABD’nin onca yardımı ve istihbarat desteğine rağmen bu sözde örgütler Türkiye’nin beka operasyonları karşısında hiçbir varlık gösteremediler. Tek yapabildikleri silahsız sivilleri öldürme kalleşliği bir de yedikleri pisliğin faturasını Türkiye’ye kesme alçaklığı göstermekti.
Şimdi akla gelen sorular şunlar;
Böyle bir hezimet karşısında ABD, Suriye, Irak ve Türkiye üçgeninde kurmayı planladığı piyon devlet anlayışından vaz mı geçecek? Burada bir Kürt devleti kurup başta İsrail’in güvenliği olmak üzere bu toprakları sonsuza dek koruma stratejisinden geri adım mı atacak? Ya da bu başarısızlık neticesinde bölgedeki terör unsurlarını desteklemekten geri adım mı atacak?
'BU STRATEJİ İÇİN KALDIRIM TAŞLARINI DÖŞÜYOR'
Son gelişmeler gösteriyor ki ABD, bölgeye yönelik bu politikalarından geri adım atmak şöyle dursun eskisinden daha güçlü hamlelerle bu stratejisini gerçekleştirmenin kaldırım taşlarını döşüyor. Açtığı ve defalarca mağlup olduğu bu cepheyi genişletmenin ve bu sayede Türkiye'ye daha güçlü bir gözdağı vermenin sinsi siyasetini güdüyor.
'ABD, BİZİ BİZİM SİLAHIMIZLA VURMAK NİYETİNDE: HİLAL TAKTİĞİ İLE ELİMİZİ KOLUMUZU BAĞLAMAK İSTİYORLAR'
Son günlerde bölgemizdeki gelişmelerden ve hareketlilikten anlaşılan o ki ABD, bizi bizim silahımızla vurmak niyetinde. Yani Ege’den Akdeniz’e kadar Yunanistan üzerinde birbiri ardınca kurduğu deniz, hava ve kara üsleri sayesinde bir hilal taktiğiyle bizi çevreleyip elimizi kolumuzu bağlamak istiyor, bize göz dağı vererek bütün hareket alanlarımızı kısıtlama yoluna gidiyor. Batı Trakya’da Dedeağaç’tan başlayan bu hilalin ucu Kavala’dan Selanik ve Larisa’ya, Stefanoviç’ten Girit’e ve oradan da Güney Kıbrıs’a kıvrılarak bizi adeta bir hilal gibi çevreliyor. ABD, saydığım bütün bu noktalara deniz, hava ve kara üslerini kurup genişletme çabasında.
Yüzyıllar boyunca suni Türk korkusuyla yıldırılmış Yunan halkı bu fiili işgale ne cevap verecek bu belli değil ama ortada bir hakikat var ki o da ABD’nin bu kuşatma girişiminin asıl hedefi bölgede kendi ayakları üzerinde durmayı başaran ve tehditlere boyun eğmeyen Türkiye’dir.
ABD, hemen sınırımızda olan ve gönül bağımızın bulunduğu Batı Trakya’daki Dedeağaç’a 1800 zırhlı araç 145 helikopter, 20.000 asker yerleştirerek aramızdaki gönül bağını tamamen kesmek istiyor. Soydaşlarımızla aramıza aşılmaz dağlar inşa ediyor. Üstelik bu hamlesiyle bize “kara gücünüzle övünmeyin, hava gücünüze güvenmeyin ve sıcak denizlere açılan boğazlarınızla avunmayın” mesajını veriyor. Bütün bu hamleleri o bölgede esamisi okunmayan olası Rus tehdidine karşı yapıyor görünerek aslında bize açık seçik mesaj veriyor. “Kızım sana söylüyorum gelinim şen işit” demeye getiriyor. Üstelik bütün bunları gayrı hukuki olarak korsan mantığıyla ve uluslararası anlaşmalardaki silahsızlanma bölgelerine dair maddeleri hiçe sayarak yapıyor.
ABD, ülkemize yönelik bu düşmanca adımları, bölge üzerindeki kendi emellerine ses çıkarmamamız ve kendi iradelerine tam teslimiyet gösteren eski Türkiye formatında kalmamız için atıyor.
'BİZİ İÇİMİZDEN ÇÖKERTEEYİNCE BUNU ETRAFIMIZI KUŞATARAK VE BİZE GÖZDAĞI VEREREK YAPMAYA ÇALIŞIYOR'
Bu yüzden alın terimizle aldığımız S-400 hava savunma sistemini kullanmamıza şiddetle karşı çıkıyor. Düşmanlarımızı silaha boğup üslerle donatırken bize gözünü kırpmadan hasımlarına yönelik ambargo ve yaptırımları uygulamaya yelteniyor. Ortağı olduğumuz ve parasını ödediğimiz f-35 projesinden bizi gözünü kırpmadan çıkarıyor ve yapımına katkı sunduğumuz uçaklarımızı vermiyor. Bizi içimizden çökertemeyince bu emelini etrafımızı kuşatarak ve bize gözdağı vererek yapmaya çalışıyor. Mavi vatan tezimizden ve bunu uygulamamızdan aşırı rahatsızlık duyuyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarını garantör devlet olarak savunmamızdan inciniyor. Sınırlarımıza yönelik attığımız terör silici adımlardan, Libya’yla yürüttüğümüz dostane ilişkilerden ve onlarla yaptığımız deniz yetki alanlarının paylaşılması anlaşmasından huzursuz bacak sendromuna yakalanıyor.
'TÜRKİYE ONLAR İÇİN DOST DEĞİL HASIM BİR ÜLKE'
Yeni dönemde ABD’nin attığı hızlı adımlardan ve bölgeye yönelik yaklaşımlarından net olarak anlaşılıyor ki Türkiye onlar için dost ve müttefik ülke değil hasım bir ülkedir.
Bunun bir tek sebebi var o da ABD'nin aldığı onca tedbir, dayatma, ambargo ve tehditlere rağmen Türkiye'nin bütün bu hamleler karşısında yıkılmayıp dimdik ayakta kalmayı başarması ve bu iradesini devamlı kılabilmesidir. Üstelik Türkiye, bu bölgede gün geçtikçe özgüvenini daha da artıran, kendini geliştiren, cesaretle yeni hamleler yapan, kendi iradesiyle karar alma yeteneğini daha da pekiştiren ve diz çöküp boyun eğmeyi literatüründen silen bir ülke konumuna yükselmiştir. Türkiye için bu yol en doğru yoldur. Bu nedenle S-400'lerin kullanılması başta olmak üzere bölgeye dair bütün kazanımları sekteye uğratmadan dimdik yoluna devam etmesi kendi bekası açısından büyük bir önem arz ediyor.
ABD'nin çevremizdeki bu düşmanca kuşatma hamlelerinin 2023 yılına dair bir yığınak olduğu tezini bir an olsun akıldan çıkarmadan bütün cephelerde teyakkuz halinde bulunulması ülkemizin aydınlık yarınlara daha güçlü, güvenli ve özgürce yürümesi açısından da hayati değerdedir.
Şüphesiz tedbir bizden takdir Yüce Allah’tandır.
Kalın sağlıcakla efendim.
-
Namyelüs 3 yıl önce Şikayet EtGünümüz Türkiye'sinin en büyük düşmanı ABD dir.Beğen Toplam 4 beğeni
-
alp 3 yıl önce Şikayet EtTarihte hep devrin güçlü ülkeleriyle savaşmışız Abd denen yıkılasıca devletiyle de savaş eninde sonunda olcak.İnşallah gömülüşü elimizden olur.Beğen Toplam 20 beğeni
-
Naim 3 yıl önce Şikayet EtBiz Milletimiz ile bir ve Beraber olduğumuz sürece,gerisi angarya.Artık bu oyunları milletimiz yutmuyor.Denemediğiniz oyun kalmadı.Allah oyunlarınızı Başınıza Çevirsin inşallah.Beğen Toplam 13 beğeni
-
Fedai 3 yıl önce Şikayet EtEceli gelen köpek cami duvarına işermiş. Duvarımızın dibine kadar geldiler bakalım ne kadar tutacaklar kendilerini... Burası planlar ülkesi ve Türklerin her zaman bir a, b ve d planı vardır ! Hayır yani arada bunlara güvenip gaza gelen Yunanlılara yazık olacak :)))Beğen Toplam 9 beğeni
-
Murat 3 yıl önce Şikayet EtTürkiye zorlansads ABD yi yener ama kuşatmayı büyük ölçüde yarması gerek geniş olarakBeğen Toplam 1 beğeni
-
milletin ferdi 3 yıl önce Şikayet EtYunanlı yöneticiler azgınca maksimalist hırsları ve Türkiye korkusundan tabiri caizse kolunu bir ülkeye bacağını başka ülkeye kaptırarak çok büyük ahmaklık yaptı/yapıyor… Hakları olmayanı almalarına da Allah’ın (C.C.) izniyle Türkiye olarak müsaade etmeyeceğiz. Zaten batmış durumdalardı, bu ilave ahmaklıklarından ABD’nin, Fransa’nın, Almanya’nın nefes borularını iyice ele geçirmesine de sebep oldular ve birkaç ülkenin birden tam sömürgesi durumuna düştüler… Bu nedenle gelecekte daha da vahim duruma düşmeleri kaçınılmaz görünüyor inşaallah.Beğen Toplam 14 beğeni