Bakan Selçuk, Türkiye’nin ilk Anadolu Masal Evi’ni Eskişehir'de açtı

Selçuk, “Biz insanlara propaganda yoluyla kültürü aktaramayız, kültürü sevdiremeyiz. Bunu sahici metotlarla yapmamız gerekiyor. Masal da sahici bir metot, imbikten süzülmüş gelmiş, bin yılın haddesinden geçmiş bir ufuktur aslında masal ve çocukların hayallerini besleyebileceği bir ortam” dedi.



Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Eskişehir programının ikinci gününde de ziyaretlerini sürdürdü. Eskişehir Anadolu Lisesi’ne giden Bakan Selçuk, öğrenci ve öğretmenlerle sohbet etti. Bakan Selçuk, Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı ile Eskişehir Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne geçip burada, Türkiye’de ilki Eskişehir’e kurulan ‘Anadolu Masal Evi’nin açılışına katıldı. Selçuk’u, okul bahçesinde kurulan Yörük çadırında dünyanın ilk kadın teşkilatı olarak bilinen ‘Bacıyan-ı Rum’ kıyafetli öğrenciler karşıladı. Eskişehir Süleyman Çakır Lisesi öğrencilerinin ‘Bacıyan-ı Rum’ kadınlarını konu alan tiyatrosunu izleyen Selçuk, Milli Eğitim Bakanlığı’nca birçok proje ürettiklerini ancak ‘Anadolu Masal Evi’ projesinin kendisini çok mutlu ettiğini söyledi. Propaganda yaparak insanlara kültürün anlatılmayacağını ifade eden Selçuk, “Masal meselesi aslında, bizim büyük davalarımızdan bir tanesi. Çünkü biz insanlara propaganda yoluyla kültürü aktaramayız, kültürü sevdiremeyiz. Bunu sahici metotlarla yapmamız gerekiyor. Masal da sahici bir metot, imbikten süzülmüş gelmiş, bin yılın haddesinden geçmiş bir ufuktur aslında masal ve çocukların hayallerini besleyebileceği bir ortam. İşte tam da bu yüzden UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’yla beraber, onların da destekleriyle böyle bir projeyi başlattık. Tüm Türkiye’de 30’u geçti, inşallah bunun yüzlercesi olacak. Çünkü biz masalı bu ülkenin tarihi kılcal damalarından gelmiş olan sesleri, sözleri, renkleri, duyguların taşıyıcı öğesi olarak görüyoruz. Masallar vasıtasıyla rahmetli babaannemin bir sözü vardı; kendi kökümüzün üzerinde yükselebilmek için masallara ihtiyacımız var ve kültürümüzle alakalı olarak, Anadolu kültürü ne demektir? Dede Korkut ne demiştir? Bütün bunlara çok daha nefaset içerisinde, çok daha büyük bir zevk çıtası şeklinde hayata geçirmemiz lazım” dedi.

‘BİR YAŞAM SAHNESİ’

‘Anadolu Masalları’ projesi kapsamında öğretmenlerin ‘Masal Öğretmenliği’ sertifikası aldığını anlatan Bakan Selçuk, “300 bine yakın öğretmenimizin böyle bir sertifika alması, aslında çok büyük bir iş. Onlar bu sertifikayla kendi çocuklarına bir nefes vermiş oluyorlar. Bu sertifikayı alarak sınıflarında branşları ne olursa olsun, derslerini masal tadında anlatmaya yol almış oluyorlar. Onlar, dersleri ne olursa olsun, masallarla Türk kültürünün taşıyıcı, tevarüsü noktasında hizmetçisi oluyorlar. Bütün bunlar bizim için gerçekten sevinç dolu gelişmeler. Çünkü biz yaklaşık olarak 300 bin öğretmenimize ulaştığımızda aslında amacımız, tüm anne babaların bu sertifikayı alması. Tüm genç anne babaların çocuklarını Anadolu masallarıyla kulaklarına üflemesi ve birlikteliği yeşertmeleri, birlikteliği ortaya çıkarmaları ve beraberliği bu toplumun tarihiyle, geleceğiyle, şimdisiyle birlikteliğini ortaya koymaları çok önemli. Yine rahmetli babaannemin bir sözü vardı; “Dudak bir deyince bir olur, yad deyince yad olur” derdi. Yani bir deyince dudaklar birbirine değiyor. Yad derseniz, dudaklar birbirine değmiyor. Dolayısıyla bir demeye ihtiyacımız var. Masal tam da bunun güzel bir vasıtası. Tabii bu masal evlerinde sadece masal anlatılmıyor. Kültür faaliyeti yapılıyor, burası bir yaşam sahnesi, burası bir hayat sahnesi. Burası çocukların tam da hayat provasıyla buluştukları bir nokta. O yüzden de kültür ortamı olarak ele almakta yarar var. Masallar sadece bunun güzel bir çağrısı diye düşünüyorum” diye konuştu.

Bakan Selçuk ve beraberindekiler konuşmaların ardından, Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bahçesine kurulan Türkiye’nin ilk Anadolu Masal Evi’nin açılışını yapıp öğrencilerle birlikte gezdi. Öğrenci ve öğretmenlerle bol bol hatıra fotoğrafı çektirip sohbet eden Bakan Selçuk daha sonra okuldan ayrıldı.