“Help Turkey” paylaşımlarının gizli siyasi hedefi: Politik Kundakçılık

Sosyal medyada “Global Call: Help Turkey” etiketi ile paylaşılan, yurt dışından ve tek merkezden organize edilen kampanyanın arka planı merak konusu oldu. Konuyu Nedret Ersanel, Emin Pazarcı ve İhsan Aktaş, Haber 7’ye değerlendirdi.

ABONE OL
GİRİŞ 02.08.2021 19:27 GÜNCELLEME 02.08.2021 21:24 GÜNCEL
“Help Turkey” paylaşımlarının gizli siyasi hedefi: Politik Kundakçılık
“Help Turkey” paylaşımlarının gizli siyasi hedefi: Politik Kundakçılık

Haber7 / Seda Vurucu 

Orman yangını ile mücadelenin devam ettiği, her türlü imkânın kullanıldığı, hem yetkili kuruluşların hem de vatandaşların büyük çaba gösterdiği sırada Türkiye’ye yardım çağrısı yapılması ve binlerce bot hesaptan bu etikete destek verilmesi dikkat çeken bir gelişme olarak karşımıza çıktı. 

Söz konusu etiketle hedeflenenin ne olduğunu, paylaşılan içeriklerin mahiyetini Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Nedret Ersanel, Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı ve GENAR Araştırma Şirketi Başkanı İhsan Aktaş ile konuştuk. 

"BU ETİKETLE YAZILIP ÇİZİLENLER ‘BAŞKA AKLIN EDEVATI’ HALİNE GELİYOR" 

“Help Turkey” etiketi ile paylaşılan içeriklerin farklı siyasi çıkar ve hedeflere hizmet edebileceğine ilişkin Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Nedret Ersanel, şunları söyledi: 

Olağanüstü hallerde, büyük doğal afetlerde -ki şu an başka sorumluları var mı araştırılıyor, var ise tartışmanın yönü ve bizim ele alış biçimimiz farklı olacaktır- ülkelerin hazırlıkları zaman zaman ihtiyacı karşılamayabilir. Dünyada her gün bunun örnekleri yaşanıyor. Sıra dışı hallerde yöneticilerin aldığı her karar bıçak sırtıdır ve burada da aksamalar yaşanabilir. Türkiye örneğinde de eksikler varsa alınan kararların ve müdahale biçiminin topyekûn yanlış olduğunu söylemek büyük haksızlık olur. 5 gün içinde gelinen nokta tüm namüsait şartlara rağmen yok sayılamaz.  

Yine de bu hallerde eleştirilerin duyulması doğaldır. Nihayet yapılan işin yüzde 99’u bile doğru olsa, o yüzde 1 neden yok diye de sorulabilir. Ama bu şekilde olmaz! Bir, kendi ülkesinin onurunu kırarak bu işler toparlanamaz. İki, Help Turkeyin, cari hükümete topyekûn siyasi bir saldırıya dönüşmediğini, ele geçen ne varsa, mühimmat olarak buraya boca edilmediğini kim söyleyebilir?  

Yani siyasi çıkar ve temenniler uğruna, Ankara hükümeti erisin, bitsin için ormanlarının yanmasını vesile, kullanışlı sayan akla ne denebilir?

Ha, bu etiket altında gayet masumane yazıp çizilenler de mi yanlıştır? Elbette ilk grup kadar değil ama üzüldüğünüz için yazıp-çizdiğiniz şeylerin bir başka aklın edevatı haline geldiğini, onun doğal uzantısına dönüştüğünü görmeme durumu da kabahatlidir. 

 

“ORMAN YANGINI ALEVİYLE TUTUŞTURULAN POLİTİK KUNDAKÇILIK” 

Nedret Ersanel, söz konusu orman yangınları üzerinden bir “politik kundakçılık” yürütüldüğünü ise şu sözlerle vurguladı: 

“Nihayet, bu felaketi siyasi emelleri için vesile sayanlar “Help Turkey”in ulaştığı adreslerin işine gelebileceğini de herhalde biliyor olmaları lazım gelir. Bu durumda onlar için ne diyeceğiz?  

Yangın sürecinde ortaya çıkan, tek tek saymayayım şimdi ayrıştırma tuzaklarının anlamı ne? Olayla ilgileri ne? Yangın ile mücadelede şehit olan -hakları ödenmez- kardeşlerimizle ilgisi ne? Uluslararası veya yerli basında bu zamanlamayla ortaya çıkan/belirginleşen haberlerin, analizlerin sinsiliğiyle bunları nasıl buluşturmayalım? Kör derler adama.  

Hülasa, orman yangınlarının aleviyle tutuşturulan bir politik kundakçılık vardır.

"Help Turkeyi besleyen aklın siyasi hedefi var ise dışarıdan beklediği yardımın da yangınla mücadele ekipmanı olmadığını söyleyebiliriz.” 

“TAMAMEN ÜLKE DÜŞMANLIĞI GÖSTEREN İNSANLAR” 

Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı, gerçekleştirilen paylaşımlarda “Türkiye’yi aciz gösterme” çabalarına dikkat çekti: 

Yaklaşık 130 civarında yangın ortaya çıktı aynı anda; bunların 120’ye yakını kontrol altına alındı. Türkiye’ye yardım çağrısı yapanlar, “dünyanın hangi ülkesi böyle bir başarı sergileyebilir” bunu düşünmüyorlar. O açıdan bunların tamamı kirletme, Türkiye’yi aciz gösterme çabaları. Zaten yangın sırasında da hiçbirisi elini taşın altına koymayıp sürekli olarak manipülasyonda bulundular. 

Dolayısıyla bunlar böyle devam edecekler gibi görünüyor ama bu noktada bizim bir sosyal medya düzenlemesi yapmamız artık şart oldu. Çünkü artık her konuyu saptırıyor, her konuyu kirletiyorlar, her felaket üzerinden rant devşirmeye çalışıyorlar.

Bunlar ahlaki yönden ciddi problem içinde olan ve tamamen ülke düşmanlığı gösteren insanlar.

Tedavi desem tedavi kabul etmeyecekler. Bunları ancak bir yasa yoluyla engelleyebiliriz yoksa bunlar tamamen kirletme üzerine organize olmuş bir güruhlar.” 

 

“BU ÇABANIN PEŞİNE TAKILAN BİRTAKIM ÇEVRELER VAR” 

Emin Pazarcı, yangınların tesadüfi olmayabileceğine işaret ederek, gerçekleştirilen paylaşımlarla bu eylemlere destek verildiğini şu sözlerle vurguladı: 

Kendi kendine çıkan, ihmal nedeniyle çıkan yangınlar mutlaka vardır ama aynı anda bu kadar yangının ortaya çıkması tesadüf olamaz. Zaten Kandildeki PKK baronları bunları defalarca söylediler Hiçbir şeyimiz kalmazsa gelir Bodrum’daki yatlarınızı yakarız, ormanlarınızı yakarız, İstanbul’a gider araçlarını yakarız diye. Şu anda söylediklerini yapıyorlar, ciddi anlamda bir acz içinde olduklarını gösteriyorlar. İnsanlık dışı bir tablo içindeler. Onların bunu yapması normal ama onlara verilen bu destek normal değil. Bunun kesilmesi lazım. 

Bunlar kirletme konusunda uzmanlar. Görüntülerin neredeyse tamamına yakını başka yangınlarda ortaya çıkmış görüntüler. Bunları alıyorlar ve ciddi anlamda kirletiyorlar. Sıkıntı onlarda değil; onlar çaba gösterdiği zaman peşlerine takılan birtakım çevreler var. Zaten sonuç alamasalar bunu yapmazlar.  

Bu açıdan da normalde kötü niyetli olmayan birtakım insanlar bile zaman zaman bunların peşine takılıp gidiyorlar. Toplumsal ve ciddi bir problem ama Türkiye bununla baş eder çünkü bütün ülkeyi de bu sosyal medyadaki birkaç zibididen ibaret görmemek lazım. 

 

“BATI’DAKİ SAKINCALI PAYLAŞIMLARI 1 SAAT İÇİNDE KALDIRIYORLAR” 

Orman yangınlarına yönelik müdahalelerin seferberlik içinde devam ettiğini söyleyen Emin Pazarcı, sosyal medyadaki her paylaşımın Türkiye gerçeğini yansıtmayacağı şu sözlerle ifade etti: 

Ben yangın bölgesindeydim ve yeni geldim. Orada insanlar ciddi bir seferberlik içindeler. Zaten kaç helikopter kaç uçak yardıma geliyor bunları görüyorlar. Bazıları küçücük motosikletlerin arkasına bir koli su alıp insanlara yardım amacıyla götürmeye çalışıyor. Tam bir seferberlik var ve bu insanlar ciddi şekilde tepki gösteriyorlar bu manipülasyonlara.  

O açıdan elbette bunları susturmak lazım ama sosyal medyada ortaya çıkarttıkları gürültüyü Türkiye’nin bir fotoğrafıymış gibi düşünmek de son derece yanlış. Halkın sağduyusu, halkın terazisi karşısında bu tür eylemler karşılık bulmuyor. Ayaklanma çağrıları yapanlar bile var bunların içinde ama kimse kılını bile kıpırdatmıyor çünkü gerçekler ortada.  

Sedat Peker olayı vardı. Ne oldu şimdi konuşuluyor mu, hayır. Sosyal medya hesabınıza girdiğinizde önünüze sürekli takip edilen, takip edilmesi öneri olarak sunulan Sedat Peker geliyor. Merak edip bakmayanlar da var ama zorla size izlettirmeye çalışıyorlar. Sosyal medya düzenlemesi derken bunu da söylemek istiyorum.

Bakıyorsunuz Sedat Peker’in üç tane hesabına Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri erişim yasağı getirdi ama bunu tanımıyorlar.  

Buna karşılık Avrupa’da, Batı’da bütün ülkeler terör paylaşımı ya da sakıncalı paylaşım olarak bildirdiklerinde 1 saat içinde kaldırmayı taahhüt ediyorlar ama iş Türkiye’ye geldiği zaman çok farklı bir tutum içine giriyorlar. Bir saldırıyla karşı karşıyayız elbette tedbir almamız lazım. O tedbirler de yasalarda birtakım değişikliklerle olacak gibi görünüyor, zaten konu üzerinde de çalışılıyor. 

“TÜRKİYE İLE UĞRAŞAN İKİ TERÖR ÖRGÜTÜ VAR” 

GENAR Araştırma Şirketi Başkanı İhsan Aktaş, sosyal medya üzerinden söz konusu etiketlerin kullanılması ve yardım çağrısı paylaşımlarının yapılmasına ilişkin, provokasyonlara dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı: 

Hükümet şu an çok dikkatli ve serin kanlı, gerçek bir bulguya varmadan herhangi bir iddiayı güçlendirmek istemiyor. Eğer bir planlı sabotaj ihtimali varsa amaçsız yapılmadığına kani olmamız lazım. Bilindiği üzere Türkiye ile ilgili hükümet düşürme faaliyetleri, darbe girişimleri başarılı olamadı. Toplumsal yapı sağlam ve bu anlamda toplumsal infial oluşturamıyorlar. 

Türkiye ile uğraşan iki terör örgütü var ve iki terör örgütünün sahibi de belli. Elbette devletler arası ilişkilerde de Türkiye’nin dostu olan devletler var, düşmanı olan devletler var. Öyle ya da böyle hükümet düşmanlığını, aslında devlet düşmanlığına dönüştürmüş bir güruh var.  

Türkiye Cumhuriyeti devleti bu durumun farkında. Burada aslolan toplumsal yapımızı, kültürel alt yapımızı sağlam tutup bu tür provokatif girişimlere gelmemek.” 

 

“SABAH ERKEN KALKANIN MÜDAHALE EDECEĞİ BİR DEVLET DEĞİLİZ” 

Son dönemde gerçekleştirilen asılsız haberlerin de gerçekleştirilmek istenen provokatif eylemlerden uzak olmadığına ilişkin İhsan Aktaş şunları söyledi: 

Örneğin Konya’daki hadiseyi, komşu kavgasını, özellikle de katledilen ailenin avukatı çok kötü bir şekilde yönetti. Aslında kendisi geçmişte HDP’nin aday adayı olmuş. Siyaseten yol almak isteyen bir amaç için Konya’daki mevzuyu kullanmak istedi. Bu olayda Türkiye’de medya, polis teşkilatı, yargı teşkilatı, kamu diplomasisini çok iyi yürüttü ve toplumu bilgilendirdi.  

Dolayısıyla her geçen gün güçlenen “yeni Türkiye” çabası var. Büyük fotoğraftan baktığımız zaman bu yaşananları, bu çabayı engellemek için gerçekleştirilen faaliyetler olarak görebiliriz.  

Hatta “Birleşmiş Milletler, Türkiye’ye müdahale etmeli şeklinde söylemler var. Aynı cümleyi biz Gezi Olayları provokasyonu sırasında da duymuştuk.

Biz bir ada ülkesi, bir muz cumhuriyeti değiliz. Sabah erken kalkanın bize müdahale edeceği bir devlet de değiliz. Donanmamız Akdeniz’e indiği zaman Türkiye’nin neye karşılık geldiğini ya da Libya’ya destek verdiğimiz zaman şartları nasıl değiştirdiğimizi bütün dünya gördü. Dolayısıyla elbette ki bu tür şeyler olacak; serin kanlı, dikkatli olacağız ama böyle korkuyla da yaşamayacağız. 

KAYNAK : Haber7
YORUMLAR 42 TÜMÜ
  • sertas 3 yıl önce Şikayet Et
    vatan haini cok bu ulkede
    Cevapla
  • ÖMER YILMAZ 3 yıl önce Şikayet Et
    Peki bu yasa neden çıkmıyor? Madem her seferinde bizi zedeliyorlar. İnsanlar yardım etmek istiyor ama çoğu zaman yanlış yöntemi seçiyor. İnsanlara daha çok bilgi verilmeli ve bunu bizzat cumhurbaşkanımız yapmalı. 15 temmuzda nasıl yapıldıysa gerekirse sizlerden yardım isteriz denmeli şuanda bunlar eksik denmeli. Bu yangını söndürdüğümüzde bundan sonrası için ne yapmamız gerektiği söylenmeli. Nasıl destek olabileceğimiz söylenmeli. Ve bunları mümkünse çay dağıtmadan söylenmeli. Sonrasında helpturkey gibi yardım ettiğimiz düşündüğümüz şeylerin mantıksız olduğunu anlayabiliriz.
    Cevapla
  • Hadan 3 yıl önce Şikayet Et
    insanlara dağıtılan bir yardımı bile aşağılayarak ondan birşeyler elde ederek ülkeme zarar vermek isteyenlerin oyunlarına gelmeyelim. Onların gidecek yeri hazırdır,fakat biz bu toprakların evladıyız. Yazarlar çok güzel belirtmiş,eksikler el birliği ile düzelir ve yönetimde bunu yapacak güçtedir.
    Cevapla
  • fuzul 3 yıl önce Şikayet Et
    Kafir devletler sıkıyorsa; en güçsüz zamanında savaş ilan etsinler Türkiye'ye.. Fakat sinsice, muhalefetle ve hainlerle değil; devlete yakışır cesaretle.. O zaman görecekler Allah kimden yana!
    Cevapla
  • Adil 3 yıl önce Şikayet Et
    turkiye 6angına odaklanmısken hainler plan pesinde olabilir kahbelik damarlarında var cam baza bak cambazayı oynayabilirler .adı türk kendi yorgi olanlar ...
    Cevapla
  • Asım 3 yıl önce Şikayet Et
    Konumuz ; Tayyibin hatasını bulalım.! + Çamur atalım.! + Yangın çıkaralım.! + Yalan söyleyelim.!
    Cevapla
  • Vatandaş 3 yıl önce Şikayet Et
    Konumuz cukkalayalım. Ama hicbir iş yapmayalım.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR