Prof. Dr. Recep Bozdoğan: Ekrem İmamoğlu’nu bu büyük hatadan dönmeye davet ediyorum

'Saray yavrusu' diye medyada geçen İBB'nin Sarıyer Rumeli Hisarı'nda bulunan Şehitlik Mezarlığı ve Naif Baba Tekkesi arazisi içerisinde yaptığı lüks lojmanın Ekrem İmamoğlu tarafından Eylül ayında ikamet yeri olarak kullanmaya başlanacağı iddia edildi.

RECEP TAYYİP ERDOĞAN ZAMANINDA RESTORE EDİLİP EĞİTİM İÇİN TAHSİS EDİLMİŞTİ

Bozdoğan yazısında Recep Tayyip Erdoğan zamanında restore edilip Eğitim Müdürlüğü’nün koordinasyonunda belediyenin ve sivil toplum örgütlerinin eğitim faaliyetleri için kullanıldığını ifade ederek "İçi ahşap, dışı taş, bahçesi göz alıcı bir peyzaja sahip olan bu lebiderya konağı lojman adı altında malikâneye dönüştürmek ne Tayyip Erdoğan’ın ne de İstanbul’da en uzun süre büyükşehir belediye başkanlığı yapmış olan Kadir Topbaş’ın aklına gelmedi." ifadelerini kullandı.

İMAMOĞLU'NA ÇAĞRI

Eğitim yuvasını kapatarak lojmana dönüştürme gibi Dalan’dan bu yana hiçbir büyükşehir belediye başkanının aklına gelmemiş dâhiyane (!) girişimden dönme çağrısı yapan Bozdağan "Ekrem İmamoğlu’nu bu büyük hatadan dönmeye davet ediyorum." çağrısı yaptı.

Prof. Dr. Recep Bozdoğan'ın Malikâne başlıklı yazısı;

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Rumelihisarı’ndaki paha biçilmez arazideki tarihî eseri lojman yapmakta olduğuna dair haberler medyada yer aldı.

İBB'den Rumeli Hisarı'na milyonluk saray gibi lojman! Dikkat çeken iddia...

Hemen Google Earth’e girip hava fotoğraflarına baktım.

İki sene öncesine kadar son derece bakımlı ve estetik olan arazinin tarumar edildiğini büyük bir üzüntüyle gördüm.

Boğaziçi ön görünüm bölgesindeki bu güzelim araziyi ve tarihî eseri değil lojmana çevirerek bahçesine eğreti binaları gelişigüzel kondurmak, çivi çakmak bile yasaktır.

Söz konusu taş konakta sadece aslına uygun restorasyonlar yapılabilir.

Ekrem İmamoğlu, yaklaşık yüz yıllık tarihî geçmişe sahip bu güzelim konak hakkında muhtemelen kayda değer bir bilgiye de sahip değil.

Projesi ABD’de çizilen, 1920’lerde inşa edilen, bahçe düzenlemesi ince bir zevki yansıtan bu konak, uzun ve karmaşık bir sürecin sonunda bahçesinin park olarak düzenlenmesi kaydıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devredildi.

Yaklaşık on yıl âtıl vaziyette durduktan sonra Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Türkiye’nin ilk yerel yönetimler okulunun kurulması şartıyla Marmara Üniversitesi’ne tahsis edildi.

Bu güzel konağı ve nadide ağaçlarla bezeli bahçesini sosyal tesis veya başkanlık konukevi gibi amaçlarla değerlendirmeye yönelik tavsiyeleri reddeden Tayyip Erdoğan, buranın bir eğitim yuvası olarak değerlendirilmesi fikrini benimsedi.

Konak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından baştan aşağı restore edildi, bahçe düzenlemesi itina ile yapıldı ve Tayyip Bey ile dönemin Marmara Üniversitesi Rektörü merhum Prof. Dr. Ömer Faruk Batırel’in katıldığı bir törenle eğitim-öğretime başladı.

Küçük ama misyonu büyük bu müstesna okulda kimler ders vermedi ki!

Bilge Mimar Turgut Cansever, merhum Bilal Eryılmaz, Sadettin Ökten, Ömer Dinçer, Ruşen Keleş ve Sema Erder gibi kendi alanında ülkemizin en saygın bilim insanları büyük emeklerle geleceğin akademisyenlerini yetiştirdiler.

Bu mütevazı okul bugün birçoğu profesör unvanına sahip onlarca akademisyen yetiştirdi.

Bu akademisyenler Anadolu’nun birçok şehrinde yerel yönetim programları kurdular.

Tayyip Erdoğan’ın sahip çıktığı bu okul, suya atılan taşın oluşturduğu halkalar gibi Anadolu şehirlerine dalga dalga yayılan bir etkide bulundu.

Rumelihisarı’ndaki yerel yönetimler okulunda onlarca bürokrat da lisansüstü eğitim yaptı.

Yüzlerce ön lisans öğrencisi mezun oldu.

Türkiye’nin ilk sertifikalı yerel yönetimler programı (Yerel Siyaset ve Modern Kent Yöneticiliği Sertifikalı Eğitim Programı) da yine bu okulda açıldı.

28 Şubat süreci Türkiye’de birçok şeyi altüst ettiği gibi, Rumelihisarı’ndaki taş konakta faaliyet gösteren bu idealist okulu da tarumar etti.

Üniversiteye atanan yeni yönetim, okulu Beyazıt’ta köhne bir binaya taşıyarak boşaltılan konağı kendi kaderine terk etti.

Kısa zamanda balicilerin, tinercilerin ve ayyaşların mekânı haline gelen konağın bütün kapıları, yer döşemeleri, sıhhî, elektrik ve mekanik teçhizatı sökülerek çalındı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi konağın tahsis kararını iptal ederek binayı devraldı ve kapsamlı bir restorasyondan geçirerek Eğitim Müdürlüğü’nün kullanımına tahsis etti.

Bina, o tarihten itibaren Eğitim Müdürlüğü’nün koordinasyonunda belediyenin ve sivil toplum örgütlerinin eğitim faaliyetleri için kullanıldı.

İçi ahşap, dışı taş, bahçesi göz alıcı bir peyzaja sahip olan bu lebiderya konağı lojman adı altında malikâneye dönüştürmek ne Tayyip Erdoğan’ın ne de İstanbul’da en uzun süre büyükşehir belediye başkanlığı yapmış olan Kadir Topbaş’ın aklına gelmedi.

Tayyip Erdoğan bir apartmandaki mütevazı dairesinde yaşamaya devam etti.

Kadir Topbaş ise Florya’daki başkanlık konutunu kullanmayı tercih etti.

Florya’daki başkanlık konutu acaba Ekrem İmamoğlu’nun hangi ihtiyacına yetmiyor ki bir eğitim yuvasını kaparak lojman yapmak gibi, Dalan’dan bu yana hiçbir büyükşehir belediye başkanının aklına gelmemiş dâhiyane (!) bir fikri hayata geçirmeye çalışıyor.

Ekrem İmamoğlu’nu bu büyük hatadan dönmeye davet ediyorum.

Unutmamalı ki kendisine makam donatanların siyasî ömrü kısa olur.

Kalın sağlıcakla.