Diyanet tartışmasında İP, SP, DEVA ve Gelecek ne diyor?

YENİ AKİT Gazetesi Yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu, Yargıtay Yeni Hizmet Binası açılışında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın dua etmesine karşı çıkan CHP'deki taktikleri kaleme aldı. 

Karahasanoğlu, İYİ Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi'nin CHP ve HDP'den korktuğu için 'duaya karşı çıkanlara' sessiz kaldığını yazdı. 

İşte Karahasanoğlu'nun "Diyanet tartışmasında İP, SP, DEVA ve Gelecek ne diyor?" başlıklı yazısı: 

Sol çevreler, Diyanet üzerinden tartışmalarını sürdürüyorlar..

Diyanet İşleri Başkanlığı’nı, manşetten indirmiyorlar.

CHP’lileri artık tanıdık.

Yeni bir taktik geliştirdiler..

CHP’yi temsil eden üst düzey yöneticilerin hiçbirisi, bu tür konulara direkt girmiyorlar.

Ya milletvekillerine, ya alt kademeden isimlere ya da yayın organlarındaki emirerlerine talimatı veriyorlar.

Onlar konuşuyor..

Nitekim Diyanet konusunda da..

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevleri, Yargıtay binasının açılışında dua edip edemeyeceği konusunda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu direkt kendisi açıklama yapmıyor.

Tam aksine, Yargıtay açılışına katılıp, duaya amin diyor..

Ama..

Onların medya organları.

Cumhuriyet’ten Sözcüye..

Halktv’den Fox’a hepsi, Yargıtay’ın açılışında Diyanet İşleri Başkanı’nın dua edemeyeceğini söylüyorlar..

 Biz de, bu hali ile “CHP üst düzey yöneticileri kaçıyor, alt kademe elemanlarını sahneye sürüyor” diye notumuzu alıyoruz.

CHP, yine bildiğiniz, İslam dininin toplumdaki etkinliğine karşı çıkan CHP.

Ama.

Üst yöneticiler susuyor..

Alttakiler bunu dillendiriyor..

Ne de olsa, Kemal bey söz verdi:

“Bizim kefilimiz, Temel beydir” dedi.

Kemal bey, kendileri iktidar olurlarsa, başörtü yasağını tekrar getirmeyecekleri konusunda Temel Karamollaoğlu’nu kefil gösterdi ama.

Şimdi Diyanet konusundaki CHP’lilerin klasik söylemleri dillendirilirken, genel başkan tek kelime etmiyor..

CHP’nin İslam karşıtlığını sürdürmesini, ama bunu parti yöneticileri eli ile değil, diğer adamları vasıtası ile yaptıklarının notunu alıyor ve devam ediyoruz..

İyi Parti, Diyanet’e yönelik, CHP kafalıların eleştirilerine ne diyor?

Meral Akşener, “Diyanet İşleri Başkanı, Yargıtay’ın açılışında dua edemez” mi diyor?

Yoksa, “Bizim dinimizde dua önemli. Kim duaya laf ederse, bizimle arasına bir set çeker” mi diyor?

Var mı Akşener’in tek kelime ile bir açıklama yaptığını duyan?

Yok..

Niye yok?

Darbeci generaller tehditler savuruyor da..

Onlardan korktuğu için veya onlarla gereksiz tartışmaya girmemek için mi?

Yooo.

Ortalıkta ne darbeci general var.

Ne de tehditte bulunan, İslam karşıtı bir derin güç.

Hepsi hepsi, CHP’li kafalı kişiler, Diyanet’i tahkir edenler..

O zaman, Meral hanımın sessizliğinde bir ihtimal kalıyor..

“Kendisi de, Yargıtay’daki dualı açılışa karşı.”

Meral hanım bunu açıkça dillendirebilmeli.

Niye gizliyor?

Gizlemek, başka sıfatları da, kişinin üzerine yapıştırır..

O sıfatları tekrarlamadan çağrımızı yapalım: “Duaya karşı mısınız, değil misiniz?”

Sorumuzu şu bilgi eşliğinde tekrarlayalım..

İyi Parti milletvekili Ahmet Çelik, aynı zamanda Yeniçağ gazetesinin de sahibi..

Bu gazeteye, İP’in de resmi yayın organı diyebiliriz.

Yeniçağ’da, Yargıtay’daki dualı açılışa destek mahiyetinde bir haber olmadığı gibi, çaktırmadan köstek çıkmak da var.

Dünkü gazetenin karikatür bölümünde, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, tahkir edilecek bir görüntü ile çizilmiş.

Daha evvelki çizimlerle birleştirdiğimizde, milliyetçi geçinen Yeniçağ gazetesinin de, Cumhuriyet çizgisinde, Marx-Stalin çizgisinde bir bakış açısı ile “dua”ya mesafeli olduğunu söylemek mümkün..

Peki, Saadet Partisi Yargıtay’ın açılışındaki “dua”ya ne diyor?

Böyle bir soruyu, Erbakan hocanın partisine sormak bile hakaret demektir.

Ama, Saadet Partisi yöneticileri öyle bir noktaya savruldular ki..

Saygısızlığı göze alıp, bu soruyu biz sorsak bile..

Onlarda tık yok..

CHP Genel Başkanı, her sorunlu dini konuda “Temel bey kefilimiz” diyor..

Ama Temel bey, “İçinde onlarca dua karşıtı vekilin olduğu bir partinin ben kefili mefili olmam” diyemiyor..

Darbeci generallerin tehditlerine bile pabuç bırakmadan, her temel atma merasimini besmele ile başlayan, her töreni dua ile kapatan Necmeddin Erbakan hocanın partisi, bugün o “dua”lara savaş açanların partisine tek kelime etmiyor..

CHP’nin kendisini öne sürmeden “dua” karşıtlığı yapması.

İP’in “sesiz kalarak , “Dua karşıtı” topluluğa destek vermesi..

SP’nin “dua karşıt”larına itiraz edemeyen korkak politikası..

AK Parti kaçkınlarında da aynı çizgide devam ediyor.

DEVA Partisi, Diyanet İşleri Başkanı’nın Yargıtay açılışındaki duasına karşı çıkan CHP kafasına tek eleştiri getirmiyor..

“Kimi eleştireceğimi size soracak değilim” diyebilirler.

Ama..

Dua üzerinden Ali Erbaş’a saldıranlarla aynı tempoyu tutup, o da Diyanet’e laf saydırınca..

“Seçim zamanı, halkın huzuruna geldiğinizde, CHP çizgisindeki bu açıklamanızı önüne koyarız” hatırlatması yapalım ve geçelim..

Ama not edelim..

Eşi başörtülü Ali Babacan, babasından Milli Görüş dersleri aldığını söyleyen Sadullah Ergin. Sakalı ile bakanlık koltuğuna oturan Nihat Ergün..

Acaba geçmişlerinden utanacaklar mı?

“Biz nerelere savrulduk, dua karşıtlığı yapanlarla birlikte hareket etmek, bizim ne kendimize, ne ailemize yakışmazdı. Biz bu duruma nasıl düştük” diyebilecekler mi?

Veee.

Gelecek Partisi “dua” konusunda ne düşünüyor.

Birilerinin, “Davutoğlu hoca şöyledir”, “Ahmet hoca böyledir” diye şişirdikleri adam, sırtında yumurta küfesi olan Tayyip Erdoğan’ın o dualı açılışı organize ettiği bir Türkiye’de, CHP’lilerin karşıtlığını da göz önünde tutarak bakalım, ne diyor?

Sizi fazla meşgul etmeyeyim.

Bir şey demiyor..

Diyemiyor.

Gücü yetmiyor.

Onun efeliği, çocuğu PKK’lılar tarafından kaçırılan annelere yetiyor.

Çünkü HDP’den korkuyor..

Onun gücü dindar bürokratlara yetiyor..

Çünkü CHP’lilerden, tir tir titriyor..

İşte içler acısı halimiz bu..

Küçük dağları (haşa) ben yarattım havasında ortalıkta dolananlar..

CHP ile yapacakları ittifakta durumlarını sağlama almak için.

“Dua”ya yapılan binbir saygısızlığa ses çıkaramıyorlar..

O hakaretler, aslında kendilerine yapıldığı halde, sindirip, “Ohhh be” diyebiliyorlar..