Deprem bölgesinden hayati çağrı geldi! Ramazan-ı Şerif öncesi vakit daralıyor
Kahramanmaraş depremlerinin tahrip ettiği kentlerde faaliyetlerde bulunan sivil toplum kuruluşları, toplumun tüm kesimlerine hayati çağrıda bulundu. Haber 7'ye konuşan kurumlar, ortak mesaj etrafında birleşti.
ABONE OL- HABER 7 - ÖZEL
Kahramanmaraş'ta 6 Şubat günü meydana gelen iki bağımsız deprem, ülkemizin 11 şehrinde eşi görülmemiş bir tahribata yol açtı. Binlerce bina, on binlerce bağımsız birim tuzla buz oldu. 40 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti. 100 binden daha fazla sayıda insanımız yaralı olarak hastanelere sevk edildi.
Bu yürekleri dağlayan elem dolu süreçte, sivil toplum kuruluşlarının yaraların sarılması için devletin tüm kurumlarıyla beraber koordineli bir şekilde çalıştığı biliniyor. Gıda, hijyen, temizlik malzemeleri, mutfak malzemeleri, çadır ve konteyner... Bir depremzedenin ihtiyaç duyduğu tüm gereksinimlere yetişebilmek için ilk günden itibaren sahadalar.
Ancak vatandaş nezdinde bölgeye yapılan yardımların ilgi kaybından ve talep eksikliğinden azaldığı söyleniyor. Öyle ki Yetim Vakfı Başkanı Murat Yılmaz, depremin ilk günlerinde 30-40 TIR sevkiyatı yaptıklarını belirtirken bu rakamın şimdilerde 4-5 TIR'a düştüğünü aktardı.
Ancak temel gereksinim statüsünde yer alan yardımlar süreklilik arz ediyor. Bu sebeple Haber 7'ye konuşan hayır kuruluşlarının yetkilileri, Ramazan-ı Şerif öncesi son derece kritik olan yardım konusuna dair ortak mesaj etrafında toplanıp vatandaşa çağrıda bulundular.
Bu gerekçeyle Haber 7'ye demeç verenler arasında Deniz Feneri Basın Sorumlusu Fevzi Yalçın, İHH Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Özbek, TÜGVA Koordinatörü Burak Kaya, Yetim Vakfı Başkanı Murat Yılmaz, Hüdayi Vakfı İlahiyat Eğitim Koordinatörü Muhammet Fatih Küçük, Sadakataşı Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Hasbal, Beşir Derneği Genel Başkanı Fatih Sarıyar ve Kızılay Yetkilileri vardı. İşte, STK'ların deprem bölgesinden ve koordinasyon merkezlerinden Haber 7'ye yaptığı açıklamalar:
KIZILAY: "UZATILAN YARDIM ELİ GERİ ÇEKİLMESİN"
Haber 7'ye açıklama yapan yardım kuruluşları arasında Kızılay da vardı. Kızılay Yetkilileri, zaman geçtikçe insanların doğal olarak kendi normallerine döndüğünü belirterek deprem coğrafyasına uzatılan yardım elinin geri çekilmemesi çağrısını yaptı:
"Afetin akut döneminde hayırsever milletimiz tabii ki ellerinden geleni yapmıştır. Çok şükür bu sayede bölgede herhangi bir beslenme, herhangi bir ihtiyaç olmamıştır. Ama işin doğası gereği bir süre sonra kimi gönüllülerin ve hayırseverlerin afetin sıcaklığının ortadan kalkmasıyla birlikte işlerine güçlerine dönecek olmaları muhakkaktır. Ama milyonlarca insanımızı etkileyen bir afetten söz ediyoruz… Bu insanların önümüzdeki dönemde de birçok şeye ihtiyacı olacak. Bu insanlar beslenme desteğine uzunca bir süre ihtiyaç duyabilir. Onun için hayırsever milletimizden buradaki afetzede kardeşlerimize uzattıkları eli çekmemelerini bekleriz.
Bir sistem dahilinde AFAD, Kızılay ve diğer STK’lar tarafından belirlenmiş ihtiyaç listelerine ellerinden gelen katkıyı sürdürmelerini isteriz. Devletimiz bu tür afetlere ilişkin olarak Türkiye Afet Müdahale Planı diye bilim adamlarının desteğiyle oluşturulmuş çok kapsamlı bir rehbere sahip. Bu plan çerçevesinde devletin hangi kurumunun hangi işi hangi paydaşlarla yapacağı çok net ortadadır. Afetin hemen ardından da bu plan devreye girdi ve devletin ilgili kurumları üzerine düşenleri yapmaya başladılar ve yapıyorlar da. Devletimiz kararlılıkla buradaki yaraları sarabilmek için çalışmalarını sürdürüyor. Lakin depremzedelerin ‘Diğer illerdeki kardeşlerimiz de bizim için dertleniyor’ düşüncesine kapılabilmeleri için bu yardımların sürmesi gerekiyor. Depremin manevi tarafına da vurguda bulunmak lazım…"
DENİZ FENERİ: "SON İHTİYAÇ SAHİBİNE ULAŞINCAYA DEK..."
Depremin ilk gününden bu yana sahada organize bir şekilde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarından biri de Deniz Feneri'ydi. Deniz Feneri Basın Sorumlusu Fevzi Yalçın, kurumlarının sahadaki çalışmalarını anlatarak afet bölgesinde benimsemiş oldukları genel sloganlarını hatırlattı:
“Deniz Feneri olarak deprem bölgesinde 8 tane lojistik merkezimizi açtık. Depolar kiraladık. 10 tane temsilciliğimiz var, 200 tane personelimizle bölgedeyiz. Bizim yardımlarımızda, dağıtımımızda, sıcak yemeklerde, hijyen kitlerinde bir aksama yok. Kaldı ki 100 bin tane hijyen kiti dağıtacağız. Bunun hazırlıklarını yapıyoruz. Biz kendi planımız ve programımız çerçevesinde devam ediyoruz. Bizim politikamız şu, Deniz Feneri Derneği, geçici barınma konutlarında kalan veya oralarda kalmayıp da civar komşu illere gelen, hayatta kalmış depremzedelerimizi kalıcı konutlarına yerleştirene dek mücadeleye devam etmektir.
Devletin ilan ettiği bir yıllık sürenin sonuna kadar Deniz Feneri Derneği yardımlarını sürdürecektir. Bu bizim o yörenin halkına vermiş olduğumuz kurumsal bir taahhüttür. Asla onları yalnız bırakmayacağız. Asla… Bunu herkesin böyle bilmesini istiyoruz. Ayrıca depremden sonra da maddi durumu sıkıntıda olan ihtiyaç sahibi vatandaşlarımız için de onları destekleyici unsurlarımız hem temsilciliklerimiz vasıtasıyla hem de genel merkezimiz aracılığıyla biz o kardeşlerimiz için biz çalışmaya devam edeceğiz. “Son yoksula, son ihtiyaç sahibine ulaşıncaya kadar biz çalışmaya devam edeceğiz” bizim sloganımızdır.”
Fevzi Yalçın, depremin tahrip ettiği 11 şehre yapılacak yardımların aksamaması için Deniz Feneri Derneği adına, "Bölgeye olan yardımların aksatılmamasını, sekteye uğramamasını diğer STK’lar gibi rica ediyoruz. Nakit bağışa ihtiyacımız var. Neden? Toplu satın almalar yapıyoruz. Hijyen kiti gibi, yiyecek gibi… Ayni ve nakit bağışa ihtiyacımız var. Çağrımız da bu yönde. Diğer STK’lar gibi biz de “Bu işin sıcaklığı geçti, bundan sonrası devletindir” inancında değiliz. Bunu hiçbir STK demez. Biz de demiyoruz. Kardeşlerimiz kalıcı konutlarına geçene kadar aynı sertlikte ve agresiflikte yardım etmeye devam edeceğiz" çağrısında bulundu.
"BU DEVLET NE BADİRELER ATLATMIŞTIR!"
"Yok oldu, bitti" denilen deprem sahasının yeniden eski günlerine kavuşturulacağını, devletin öncülüğünde 11 şehrimizin eski günlerine döneceğine olan inancını paylaşan Yalçın, "Kimse umutsuzluğa kapılmasın" diyerek açıklamalarını noktaladı:
"Bu yüce gönüllü millet, oradaki mazlum kardeşlerimizi unutmayacaktır. Yardımlarına devam edecektir. Biz de milletimizden yardımlarını esirgememelerini diliyoruz. Zaten esirgemiyorlar. Her türlü yardımda bulunuyorlar. Ama bundan sonra da bulunmalarını rica ediyoruz. Yediden yetmişe çok karakterli ve çok büyük bir milletiz biz. Bu işin üstesinden geleceğiz. O “Yok oldu, bitti” denilen yerlerin nasıl ayağa kalktığı, çocukların parklarda sokaklarda oynadığı, insanların ticaret yaptığı, camilerinde ezanlar okunduğu o güzel günlere bu ülke dönecek inşallah. Küllerinden doğacak bu bölge. İnşallah yeniden ihya olacak. Bizim ülkemiz çok büyük bir ülke, kimse bunu küçümsemesin. Biz umutsuzluğa kapılabilir miyiz? Asla… Benim de şehidim var. Maalesef… Bu giden canlar geri gelmeyecek ama hayatın devam ettiğini asla unutmamamız gerekiyor. Bu devlet ne badireler atlamıştır… Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Şanla şerefle oraları yeniden ihya ederiz."
İHH: "PSİKOSOSYAL DESTEĞİ SÜRDÜRMEYE DEVAM ETMELİYİZ"
İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Özbek, en az maddi destek dışında manevi çatı altında değerlendirebileceğimiz psikososyal desteğe de ihtiyaç duyulduğunu aktararak, vatandaşların devlet üzerinden veya güvendikleri kuruluşlar aracılığıyla yardımlarını sürdürmelerini talep etti:
"11 ilimiz etkilendi bu depremde. Çok sayıda vatandaşımız mağdur oldu. İnsanlar bu süreçte evlerine girmekte korkuyor tabi, az hasarlı olan evler dahil… Bütün bu insanımızı yerinde tutmak, çadırlara ve konteyner kentlere yerleştirebilmek için uzun soluklu bir çalışma yapılması gerekiyor. Çünkü yeni konutlar yapılana kadar bu insanlar çadırlarda ve konteynerlerde yaşamını sürdürecek.
Belki bir kısmı akrabalarına veya diğer illere gitti ama burada önemli olan insanlarımızın kalıcı konutlara geçene kadar olan süreçte ihtiyaçlarını gidermektir. Biz devlet, millet, sivil toplum kuruluşları olarak bu süreci aktif bir şekilde yürütüyoruz. O yüzden depremin ilk günlerinde kriz coğrafyalarında yoğun bir ilgi alaka olduğunu ve sonraki süreçte bu ilginin yavaşladığını gözlemleriz. Yani insanlar normal hayatlarına dönmeye başlar. Bu normal olan bir süreç aynı zamanda…
Ama biz buradaki bu devamlılığı sağlamamız gerektiği inancındayız. İlgi ve alakayı kaybetmemek lazım… Orada yaşayan vatandaşlarımızı unutmamamız lazım… O bölgede medya ve sivil toplum kuruluşları olarak ilgi ve alakamızı sürdürmemiz gerekiyor. Oradaki insanların psikolojilerini düzeltebilmek için verilen psikososyal desteği sürdürmeliyiz. Biz onların acılarını ve kederlerini paylaştığımız sürece onların sırtlarındaki yükü hafifletmiş oluruz.
Burada ülkemize büyük bir görev düşüyor… Hepimiz bu işin bir tarafında olarak bu desteğimizi, özellikle buradaki insanlarımız kendi konutlarına yerleşinceye dek sürdürmemiz gerektiği kanaatindeyim. Burada uzun soluklu bir çalışma olacak. Vatandaşlarımızın ilgi ve alakalarını bu noktadan çekmemeleri gerekiyor. Bağışlarını sürdürmeleri gerekiyor. Destek oldukları sivil toplum kuruluşları veya devlet aracılığıyla buna devam etmeleri son derece kritik. Bu sayede oradaki insanlarımızın ihtiyacını süratle giderebiliriz."
30-40 TIR'DAN 4-5 TIR'A!
Yetim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yılmaz, 18 günlük periyotta yardım bölgesine gönderilen TIR sayılarının 30-40'dan 4-5'e düşmesini şu şekilde anlatarak sözlerine başladı:
"Allah razı olsun bütün Türkiye adeta yekvücut olarak bölgeye nasıl yardım edilecekse bunu göstermeye çalıştı. Biz Adıyaman’da vakfımızın lojistik merkezinde 1000’den fazla gönüllü ile çalıştık. Üniversitelerden, farklı ülkelerden Türkiye’ye ‘eğitim’ için gelmiş kardeşlerimizden oluşma gönüllülerimiz vardı. Hakikaten çok zor koşullarda çalıştılar. 10 gün boyunca banyo yapmadan, kimi zaman aç kimi zaman tok, geceleri üşüyerek mücadelelerini sürdürdüler. Aynı şekilde ilk başta günde 30-40 TIR gelirken şu anda bu 4-5 TIR’a düştü. Tabii insanlar da süreç içerisinde yoruluyorlar ama bunu bir maraton koşusu olarak düşünmek lazım. Uzun bir yolumuz var ve nefesimizi koruyarak devam etmemiz gerektiği görüşündeyim."
Depremin ilk anlarındaki akut döneminin geride kaldığını, bölgedeki kuruluşların uzun soluklu ve yorucu olan asıl etaba geçtiğini belirten Yılmaz: "Mesela her eve battaniye ulaştırdık. Bunu 2-3 yıl kullanabilirler. Ama her gün yemek ve temizlik yapma ihtiyaçları var… Dolayısıyla hiç yoktan her gün ihtiyaç duyulan maddelerin düzenli maddelerin teminini kaçırmamak gerekiyor. Bu yönüyle hayırsever kardeşlerimiz yardımları uzun soluklu olarak düşünmeli… İlk aşama insanların kurtarılmasıydı, sonra onunla beraber çadır veya konteyner ile insanların mahremiyetlerini koruyabilecek bir alana geçmeleriydi…" dedi.
"BUGÜN YEMEKLERİ VAR AMA YARINI DÜŞÜNÜYORLAR"
Bölgeye gönderilen TIR sayılarındaki azalmanın ilgi ve talep eksikliğinden kaynaklandığını savunan Yetim Vakfı Başkanı Murat Yılmaz, 'psikososyal destek' çalışmalarından bahsederek açıklamalarını noktaladı:
"Tabii bundan sonraki süreçte gıdanın veya hijyen maddelerinin kesilmesi bir tehlike oluşturabilir. Neden oluşturabilir? Adıyaman ölçeğinde söyleyeyim… Adıyaman, 650 bin nüfuslu bir yer… Merkez nüfusu 300-350 bin aralığında… Mesela Adıyaman’da biz gece dolaştığımızda pek bir insana rastlamamıştık. Dolayısıyla nüfusun ciddi bir şekilde dışarıya ve köylere verildiğini gözlemledik. Köylere gittik off-road araçlarıyla… Burada bir evde 15 ailenin dahi yaşadığını gördük. Dolayısıyla köylerde bulunan insanların ciddi bir şekilde bu yardımların sürekliliğine ihtiyaçları var. O yüzden bu yardımların düzenli olarak gitmesi gerekiyor. Gitmezse ne olur? İnsanlar elbette birbirleriyle dayanışma içerisinde olacaktır. Allah’a şükür biz böyle kadim bir milletiz. Ama ne yazık ki bu dayanışmanın da bir yere kadar süreceğini belirtmek istiyorum. Çünkü 6-7 çocuklu aileler var… Misafir barındıran evler var… Belki bugün yemekleri var ama yarını da düşünüyorlar. Bu sebeple yardımların devamlılığı çok önemli… Biz de deprem bölgesindeki insanlarımıza sadece maddi destekte değil, manevi anlamda desteklerde de bulunuyoruz. Depremin tahrip ettiği bölgelerde psikososyal destek çalışmalarını devam ettiriyoruz."
TÜGVA: "YARDIMLARDA EKSİLME SÖZ KONUSU"
Türkiye Gençlik Vakfı'nın (TÜGVA) Kahramanmaraş'taki hayır hasenat çalışmalarının başındaki ismi Koordinatör Burak Kaya, akut sürecindeki yardımların zamanla azaldığını belirtip vatandaşlara Ramazan-ı Şerif hatırlatmasında bulundu. Kaya, mübarek zaman diliminde mağduriyet yaşanmaması için çağrısını yineledi:
"İlk başta günde en az 4-5 TIR minimum, irili ufaklı 20-30 kamyonet ve 50-60 bireysel araç depolarımıza geliyordu. Burada mal indirmeye yetişemiyorduk. Şimdi yardımlarda bir eksilme söz konusu. Ben de buna şahidim. Sıcak yemek konusunda şu an için herhangi bir problem yok. Özellikle AK Parti’nin ilçe belediyeleri bu yükü üstlenmiş durumdalar. Burada sadece kuru gıda ve diğer ihtiyaçlar süreklilik arz ediyor. Halkımızın ilk baştaki yardımlarında bir azalma var. Bu bir tehlike oluşturur mu? Toplu yaşama alanlarında bunun sorun oluşturacağını düşünmüyorum. Ancak kendi başına yaşamaya çalışan insanlardan bu hizmet çekilirse tabii ki bir sıkıntı yaşanabilir. “Devlet orada artık yapacağını yapmaya başladı. Tamam biz yapacağımızı yaptık” diyebilir insanlar…
Ancak devlet yetkililerinin ara ara açıklama yaptıklarını biliyoruz. “Bu bir süreç… Yardımlarınızı göndermeye devam edin” demişlerdi. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun da bu yönde bir açıklaması olmuştu. Bence bu çağrıların artması gerekir. Bu süreç uzun bir süreç, bu konteynerleri burada dizayn etmemiz ve kalıcı yaşama geçilmesi aylar ve yıllar sürecek. “Gıda, hijyen malzemesi gibi konularda vatandaşımız bu yardımlarını sürdürmeye devam etsin” niteliğinde bir çağrı oluşturulmasında fayda görüyorum ben.
Devletimiz ilk günden beri burada tüm kurumlarıyla beraber seferber olmuş durumda. Hem de hiçbir şekilde yardımları eksiltmeden hatta artırarak devam ediyorlar. Çünkü depoların kontrolü iyice devletimize geçmiş halde. AFAD ve Kızılay’ımız bu süreci yönetiyorlar. Oradaki depoları doldurmaya gayret edelim. Önümüz Ramazan-ı Şerif… Bu mübarek ayda insanların herhangi bir problem yaşamaması için yoğun bir şekilde buraya su, gıda ve hijyen malzemesi göndermelerini temenni ederim."
HÜDAYİ VAKFI: "OLAYIN SICAKLIĞI GÜN GEÇTİKÇE AZALIYOR"
Hüdayi Vakfı İlahiyat Eğitim Koordinatörü Muhammet Fatih Küçük, Ramazan-ı Şerif süresince bölgeye yapılacak yardımların hayati nitelikte olacağını vurgulayıp yardımlara devam edilmesi gerektiğini istedi:
"Yardımlarda azalma yaşadığına dair bizim de gözlemlerimiz mevcut. Deprem Koordinasyon Masası’nı bu amaçla kurduk. Biz öncelikle Kahramanmaraş, Hatay, Malatya ve Adıyaman’a İstanbul’dan personel gönderdik. Bir de gönüllülerimiz vardı… Sahada durum testi yapıyorlar, ihtiyaçları bize bildiriyorlar, biz de buradan gönderiyoruz. İlk başta çok fazla TIR gidiyordu ama şimdi ihtiyaca binaen gönderim yapıyoruz. Günde 1-2 TIR çıkıyor. Bazen hijyen, bazen gıda, bazen barınma… Neye ihtiyaç varsa ona göre yardım yolluyoruz. Şu anda konteyner kentlere yöneldik ileriye dönük. Bu alanda bir proje yaptık. Bu alana biraz daha kaymış durumdayız.
Ramazan-ı Şerif süresince bölgeye yapılacak yardımlar hayati nitelikte olacak. Özellikle gıda yardımları… Şu anda aşevlerimiz bölgede faaliyet gösteriyor. Tabii bölgeden gelen taleplerde de bir azalma söz konusu. Oradan talep geldiği takdirde buradan destek olmaya çalışıyoruz. Bu bölgeler dışında Anadolu’daki yakınlarımızla da görüştük tabii. Diğer şehirlerde de birimler kurduk. Oradan da destek veriyoruz. İç Anadolu’dan Antep’e, Maraş’a ve Hatay’ın belirli bölgelerine yardım TIR’ları çıkartıyoruz. Olayın sıcaklığı gün geçtikçe azalıyor, buna binaen insanların ilgisinde azalma yaşanabiliyor normal olarak. Bu bağlamda yapılacak yardımlar uzatılabilir."
SADAKATAŞI: "ŞU ANDA GIDA İHTİYACI VAR"
Depremin etkilediği Hatay-Antakya'da faaliyetlerde bulunan Sadakataşı Derneği yöneticilerinden Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Hasbal, mevcut durumda gıda, hijyen malzemeleri ve buna benzer ürünlerin gönderiminde süreklilik teşkil ettiğinin altını çizdi:
"Hatay’da yaklaşık 600 bin insan il dışına çıktı. Adıyaman’da 130 bin civarında insan şehirden ayrıldı. Bunlar haricindekilerin önemli bir bölümü köylere göçtü. Kısmi bir grup da çadır kentlerde yaşamlarını idame ettiriyor. Hatay’da çok fazla çadır kente yerleşen yok. Adıyaman’da ve Kahramanmaraş’ta çadır kentlere yerleşenler var. Tabii önümüz Ramazan-ı Şerif… Bu süreçle ilgili tüm STK’lar ve biz sıcak yemekle alakalı çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Mobil aşevlerimiz de mevcut. Üç ay süresince burada sabah-öğle-akşam yemek vereceğiz.
Şu anda gıda ihtiyacı var. Özellikle kuru gıda ihtiyacı var… Ama onun haricinde iç çamaşırıyla alakalı ihtiyaçlar bulunuyor bölgede. Tabii bölge ısınmaya başladı. Bu sebeple odun, soba ve battaniyeye pek de gerek görülmüyor. İnsanlar bir zaman sonra yorulmaya başladı. Bunu kabul etmek lazım… Bundan sonraki süreçte devletimiz, devletimizin kurumları, STK’lar çalışmalarına hız kesmeden devam edecektir. Yaklaşık 15 günde bir buradaki kardeşlerimize gıda kolisi ve hijyen malzemesinin verilmesi gerekiyor. Uzun bir süreçten bahsediyoruz. Bu zaman diliminde de aynı ilk başta olduğu gibi insanlarımızın buradaki kardeşlerimize yardımlarda bulunmalarını talep ediyorum."
BEŞİR DERNEĞİ: "ŞEHİDİMİZ VAR..."
Deprem bölgesinde hayır hasenat çalışmalarını sürdüren Beşir Derneği'nin Genel Başkanı Fatih Sarıyar, Adıyaman'daki mevcut tabloyu ve yardım TIR'larının önemini Haber 7'yle paylaştı.
Sarıyar ayrıca Beşir Derneği Afet Müdahale ve Lojistik Birim Müdürü Metin Doruklu'nun arama-kurtarma çalışmaları sırasında şehit düştüğünü açıkladı:
"Yardımlar azalıyor. Ancak bu hayır hasenat sürecinin 1-1,5 yıl sürebileceğini öngörüyoruz. Ona göre hem deprem bölgesinde hem de diğer illere giden afetzede vatandaşlarımız için artık nitelikli yardımlar lazım. Kumanya, ev eşyası, giyim, mutfak eşyaları gibi bir evin ihtiyacı olan nitelikli malzemelerin tümüne gereksinim var. Kahramanmaraş’ta kurduğumuz koordinasyon merkezinden tüm şehirlerimize yardım yapıyoruz. Depreme Osmaniye’de yakalandım ben. Bir toplantı için gelmiştim. İlk anından şu ana kadarki geçen zaman diliminde sahadayız. Yaşanan her şeyi gördük, şahit olduk. Yaraları sarmak için elimizden ne geliyorsa yaptık.
300’e yakın TIR’ı bölgeye sevk ettik. 1-1,5 yıl süreyle yardımlarımızı sürdüreceğiz. Devletimize ve milletimize böylesi günlerde yardımcı olmamız lazım. İhtiyaç listesi sürekli olarak değişebilir. Bunu sizlerin aracılığıyla, medya vasıtasıyla insanlara ulaştırabilmemiz lazım diye düşünüyorum. Allah razı olsun. İhtiyaçlar aynen devam ediyor. Bu anlamda mağdur olan insanların sıkıntı çekebileceği ortada… Bu anlamda kamuoyu oluşturarak yardımlara devam edilmesi gerektiği düşüncesindeyim. Devletimiz gerçekten kudretli. Birçok imkana sahip. Bu yaraları çok hızlı bir şekilde saracak. Buna inanıyorum… Biz de sivil toplum kuruluşu olarak, çalışmalarımızla devletimize destek olacağız. Şöyle düşünün, yeniden bir hayat kuracak buradaki insanlar. Yani bir ev kurulurken neye ihtiyaç duyuluyorsa buna gereksinim var sahada… Vatandaşlarımız ayni veya nakdi yardımlarını güvenlikleri kuruluşlar aracılığıyla iletebilir. Vatandaşlarımızı bu hayra davet ediyorum.
Biliyorsunuz Beşir Derneği Afet Müdahale ve Lojistik Birim Müdürümüz Metin Doruklu'yu kaybettik bu süreçte… Şehidimiz var... Allah rahmet eylesin…"
53 YAŞINDA MÜCAHİT, MARAŞ'TA ŞEHADET ŞERBETİNİ İÇEN BİR ŞEHİT
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan emekliye ayrıldıktan sonra ömrünü hayır hasenat işlerine vakfeden Metin Doruklu, asrın felaketi haberini alır almaz Beşir Derneği ile beraber bölgeye hareket etti. Derneğin Arama Kurtarma Ekipleri Baş Sorumlusu olan Doruklu, Kahramanmaraş'taki arama-kurtarma çalışmalarını organize ediyordu.
24 saat esasıyla çalışan emekli astsubayın son sözleri, "Sonuna kadar burada durup, bir can kurtarmak için mücadele edeceğim" şeklindeydi. Aynı zamanda derneğin Doğu Marmara Bölge Sorumlusu olan Doruklu, 16 Şubat'ta Gölcük'te defnedildi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Maraş'ta Hakk'a (C.C.) yürüyen şehidimiz için "Can kurtarmak uğruna can-feda bir aşkla çalışan, birçok afette olduğu gibi Kahramanmaraş'ta da birlikte çalıştığımız kardeşimizde Metin Doruklu. Başımız sağ olsun" demişti.
-
İbrahim 1 yıl önce Şikayet EtUmut kervanı Vakfı malesef gene görmezden gelinmiş. Ama olsun Allah görüyor yeterBeğen
-
La havle 1 yıl önce Şikayet EtHaberi okumuyorsunuz galiba reklam değil bu buradakiler ortak açıklama yapmış yoksa yüzlerce vakıf ve dernek vardıBeğen
-
Eyya 1 yıl önce Şikayet Etelimizden geleni yapmaya çalıştık yine de yapmaya çalışıyoruz ama maalesef fiyat artışları son hız devam ediyor candan yürekten istiyoruz yine bişeyler göndermeyi az da olsa ama marketler anlaşmış sanki nasıl olsa insanlar yardım içinde alıyor bas zammı diye 140 olan kıyma her hafta 10 ar 10 ar zamla ki son iki günde 20 tl zam 220 tl ye çıktı hele ramazan geliyorki fiyatları iyice uçuracaklar ne yapacaz bilmiyoruz Allah devletimize zeval vermesin önce ALLAH sonra devletimiz yardımcımız olsun yoksa vatandaşını düşünen yok hele de biraz yardım yapmışlarsa onu da bizden çıkaracak bu marketlerBeğen Toplam 1 beğeni
-
İbrahim buluntu 1 yıl önce Şikayet EtRabbim burada adı geçen ve geçmeyen tüm kardeşlerimizden razı olsun. Çünkü biz onlar dan razıyız. İnşaallah bu musibetin üstünden de Allah'ın yardımı ile üstesinden geleceğiz.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Alper 1 yıl önce Şikayet EtUmut kervanı neden yazılmadı!Beğen Toplam 2 beğeni
-
İlginç 1 yıl önce Şikayet EtHaberi okumuyorsunuz galiba reklam değil bu buradakiler ortak açıklama yapmış yoksa yüzlerce vakıf ve dernek vardıBeğen
-
Şahin 1 yıl önce Şikayet EtDiyarbakır merkezli Umut Kervanı Vakfı Kızılay , Diyanet ve Afaddan sonra en çok yardım dağıtan hayır kurumu.Beğen Toplam 2 beğeni
-
İlginç 1 yıl önce Şikayet EtHaberi okumuyorsunuz galiba reklam değil bu buradakiler ortak açıklama yapmış yoksa yüzlerce vakıf ve dernek vardıBeğen