Sinan Ateş davası başladı! Tetikçi ifadesini verdi! Mahkeme salonu buz kesti!

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 sanığın yargılanmasına başlandı. Şüphelilerin ilk ifadeleri ortaya çıtı.

ABONE OL
GİRİŞ 01.07.2024 13:19 GÜNCELLEME 01.07.2024 14:19 GÜNCEL
Sinan Ateş davası başladı! Tetikçi ifadesini verdi! Mahkeme salonu buz kesti!
Sinan Ateş davası başladı! Tetikçi ifadesini verdi! Mahkeme salonu buz kesti!

Ülkü Ocakları’nın eski genel başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da öldürülmesine ilişkin dava başladı. Siyasilerin de takip ettiği davada 22 sanık hakim karşısına çıktı. Duruşmayı takip eden Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) avukatları, davaya katılma talebinde bulundu.

MHP'NİN TALEBİNE RET

Cinayete ilişkin ilk duruşma Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki duruşma salonunda görülüyor.

Duruşmanın başında MHP avukatları davaya katılma talebinde bulundu.

Savcı, MHP’nin suçtan zarar görmediğini beyan ederek, katılma talebinin reddini istedi.

MAHKEME BAŞKANINDAN TARAFLARA UYARI

Özgür Özel, duruşma salonunda, Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte oturdu. Duruşma öncesi, sanıklardan Doğukan Çep, müşteki sıralarında oturanlara yönelik sözleri nedeniyle kolluk personeli tarafından duruşma salonundan çıkarıldı.

Duruşmanın başında mahkeme başkanı, taraflara, "Herhangi bir sataşma, laf atma olmasın. Gerek sanıklar gerek müşteki tarafından. Bunlara gerek yok. Bırakın işimizi yapalım. Tahrik etmeye çalışanlar olabilir. Meseli şahsileştirmeyin. Aşağıda bir sanığımız varmış. salona gelmeden önce bazı sözleri olmuş, olabilir. Sabırlı olacaksınız, sakin olacaksınız, tahriklere kapılmayın." uyarısında bulundu.



TETİKÇİ ERAY ÖZYAĞCİ'NİN İFADESİ

"ADI GEÇEN SİYASİLERİ BİLMİYORUM"

Duruşmada ilk savunması alınan tutuklu sanık tetikçi Eray Özyağci, dosyanın sanıklarından Doğukan Çep'in, kendisine, "Sinan Ateş bir dava dosyası için bana söz verdi. Benden para istedi, gönderdim ama sözünü tutmadı." dediğini öne sürdü.

Çep'in, dolandırıldığı için öfkelendiğini söylediğini iddia eden Özyağci, "Ona, 'Abi, sen beni biliyorsun. Sen ayarla ben ayaklarından vururum' dedim. Daha sonra Suat Kurt'u aradım. Ona 'Ankara'da bir hasmım var ayaklarından vuracağım yardım eder misin?' dedim. O da kabul etti." ifadesini kullandı.

TETİKÇİ: 'REİSİ VURDUK' DİYE BİR SES DUYDUM

Ankara'ya gitmesinin ardından cinayet anında motosikleti kullanan sanık Vedat Balkaya'yla buluştuğunu söyleyen Özyağci, olay gününü şu sözlerle anlattı:

"Vedat'a, Doğukan abinin alacak meselesi için biriyle görüşeceğimi, silah sesi duyması halinde korkmayıp beklemesini söyledim. Sonra kafeye oturup Doğukan abimden haber bekledim. Beni arayıp 'Sinan Ateş'in yanında iki kişi var. Ayaklarından vur uzaklaş, diğerleriyle uğraşma' dedi. Yukarıdan aşağıya üç kişinin geldiğini gördüm. Sinan Ateş'in ayaklarına sağlı, sollu ateş ettim ve sonra kaçmaya başladım. Bir kişi, hedef gözetmeksizin ateş etmeye başladı. Ben de onlara ateş ettim. Daha sonra 'reisi vurduk, reisi vurduk' diye bir ses duydum."

Özyağci, kendisini bekleyen motosiklete binerek, Çep'in daha önce kendisine gönderdiği Gölbaşı'ndaki konuma gittiklerini kaydetti.

Araçta daha önceden tanıdığı "Mustafa Kemal" isimli kişinin olduğunu söyleyen Özyağci, araca binmesinin ardından Çep'i aradığını belirterek, "Ona, 'Abi ben ayaklarına doğru sıktım ama 'reisi vurduk' diye bağırdılar. Bunda başka bir iş olmasın' dedim. Bana, 'Mustafa Kemal'le Gölbaşı'ndaki yere gidin, kafanıza göre iş yapmayın' dedi. Kimin olduğunu bilmediğim bir eve gittik. Doğukan abi, 1 saat sonra yine aradı ve 'Sinan Ateş ölmüş. Sana sadece ayaklarına sık demedim mi? dedi. Ben de adamı öldürmediğimi, ayaklarına sıktığımı söyledim. Bana kızıp telefonu kapattı. Akşam bir daha aradı ve 'Vedat yakalandı İstanbul'a gitmeyin. Birkaç gün misafir kalın' dedi. 4 güne yakın Gölbaşı'ndaki evde kaldık." savunmasını yaptı.

BOTLA YUNANİSTAN'A KAÇTI

Sanık Eray Özyağci, cinayetten 4 gün sonra Mustafa Kemal ismindeki arkadaşının yardımıyla araç bagajında İzmir'e götürüldüğünü anlattı.

Bir villada yaklaşık 1 ay saklandığını anlatan Özyağci, şunları söyledi:

"Mustafa Kemal, 'botu ayarladım, seni Edirne'den yurt dışına çıkaracağız' dedi. Sonra beni bagaja soktular ve Edirne'ye bu şekilde gittim. Bagajdan indirdiklerinde 'biz yoldayken deprem oldu, o yüzden yol boştu' dedi. Beni bekleyen kişilerle botla nehre indim. Orada, bizim askerlerimiz ateş etti. Herkes panik oldu ben de direk suya atladım. Yüzerek Yunanistan'a çıktım. Birkaç saat yürümemin ardından Yunanistan askerleri yakaladı. Türk olduğumu, terörist olmadığımı söyledim. Beni kelepçeleyip dövmeye başladılar. Sonra beni botla sınır hattımıza attılar. Orada teslim oldum."

Daha sonra Ankara Emniyetine teslim edildiğini, emniyet sorgusunun ardından savcılığa sevk edildiğini belirten Özyağci, şu iddialarda bulundu:

"Orada üç savcıya ifade verdim. Savcı Durmuş Ali Kaya, 'Bize hikaye anlatma. Bu işin siyasi olduğunu düşünüyoruz. Devlet Bey'den talimat aldıysan bizi uğraştırma. MHP'den iki, üç yöneticinin ismini ver seni kurtaralım. Seni içeride de dışarıda da koruyacağız. Sana insan ve araç fotoğrafları göstereceğiz. Bunları onayla yeter' dedi. Ben bunları duyunca şok oldum. 'Böyle iftiralara alet olmam. Beni neden böyle bir şeye alet etmeye çalışıyorsunuz? dedim. Ondan sonra iyice öfkelendi. Yanıma geldi ve fotoğraflar göstermeye başladı. Tanımadığımı söyledim. Sonra araçlar gösterdi. 'Bunlara binmedim' dedim. Bana, 'Öldürülmekten korkmuyor musun?' dedi. Ben de 'Ölüm kalım triplerim olsa bu işi yapmazdım' dedim. 'Ben bu dosyanın kalemşoruyum. Her türlü müdahaleyi yapacağım. Seçimden sonra herkes görecek' dedi. Bana gösterilen fotoğraflar ve araçları sonradan medyadan gördüm."

ÇAPRAZ SORGU


Sanık Eray Özyağci'nin savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi.

Özyağci, İstanbul'dan ayrılmadan önce sanık Çep'in wi-fi cihazı verip vermediği sorusu üzerine, "Hatırlamıyorum." dedi.

Olay gününden önce Ateş'in ofisinin olduğu bölgeye gittiği hatırlatılarak, adresi kimden aldığı sorulan Özyağci, "Abim bana ne diyorsa onu yaptım." ifadesini kullandı. Sanık Özyağci, olayda kullanılan silahı nereden temin ettiğine ilişkin soruya, "Benim yıllardır tabancam var zaten, parasını verip temin etmiştim." cevabını verdi.

MOTOSİKLETİ KULLANAN VEDAT BALKAYA'NIN İFADESİ

Özyağcı’nın ardından motosikleti kullanan Vedat Balkaya’nın savunmasına geçildi.

"Bana, 'Silah sesi duyarsan korkma' dedi"

Duruşmada savunma yapan ikinci sanık, cinayette kullanılan motosikleti süren kişi olan Vedat Balkaya oldu.

Olay tarihinden bir süre önce cezaevinden çıktığını, iş bulma konusunda zorluk çektiğini anlatan Balkaya, sanıklardan Doğukan Çep'in "uyuşturucudan uzak durması" şartıyla motor alabileceğini söylediğini, kendisine verdiği sözü tuttuğunu belirtti.

Çep'in kendisine bir miktar para ve 2-3 tane de motosiklet ilanı attığını ifade eden Balkaya, bir süre sonra motoru aldığını, motoru aldıktan bir gün sonra sanık Çep'in kendisini aradığını anlattı. Sanık Balkaya, "Ataşehir'de buluştuk. 'Ankara'da birinden alacağım var, Eray'ı Ankara'ya götürecek araba var ama getirecek kişi yok.' dedi. Bunun üzerine yardım amaçlı sabah 6 suları Ankara'ya vardım." sözlerini sarf etti.

Sanık Vedat Balkaya, olay gününe ilişkin şunları anlattı:

"Ayın 30'unda öğlen 12.30 sularında Eray beni uyandırdı. 'Alacağımız olan kişi gelmiş, almaya gidiyoruz acele et' dedi. Eray arkama bindi, beni yönlendirdi, Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi üzerinde indirdim. Bana, 'Silah sesi duyarsan korkma.' dedi. Bunun üzerine Doğukan'ı aradım, bir sıkıntı olup olmadığını sordum. Bir süre orada bekledim, sonra Eray bir hışımla geldi. Eray'ın yönlendirmesiyle yaklaşık yarım saat gittikten sonra bir petrol ofisine gittik. Eray iner inmez kaskı fırlattı. 'Benimle İstanbul'a gelmeyecek misin?' dedim. 'Gelmeme gerek kalmadı, sen devam et, İstanbul'da görüşürüz.' dedi. Kendisini bekleyen arabaya bindi ve gitti."

'BİRİNİN ÖLDÜRÜLECEĞİNİ BİLMİYORDUM'

Sanık Balkaya, olay tarihinden önce Ateş'i tanımadığını, öldürülmesinden de haberdar olmadığını ileri sürdü.

Balkaya, "Bana alacak verecek meselesi dediler. Vurulma olayı deselerdi cezaevinden yeni çıkmış biri olarak asla yardım etmezdim. Doğukan'ı aradım, Eray tedirgindi, bir şey olduysa bana söyleyin dedim. Ben bu olayın aslını Kocaeli Emniyet Müdürlüğünde öğrendim. Eray'ın birini vurduğunu orada öğrendim. Beni buraya kandırarak getirdiler. Ben Sinan Ateş'i tanımıyorum, sosyal statüsünü bilmiyorum. Burada birinin vurulacağını, öldürüleceğini bilmiyordum." savunmasını yaptı.

Sanık Balkaya, suçsuz olduğunu iddia ederek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

DOĞUKAN ÇEP: EVET BEN AZMETTİRDİM

Cinayetin azmettiricisi olduğu belirtilen tutuklu sanık Doğukan Çep, 2013'te Gezi olayları sırasında sol örgütlere müzahir bazı kişileri vurduğunu, bununla ilgili hakkında hukuki süreç başlatıldığını söyledi.

Gezi olayları sırasında "kırmızı fularlı kız" olarak bilinen Ayşe Deniz Karacagil'i de vurduğunu anlatan Çep, Karacagil'in daha sonra bölücü terör örgütü PKK'nın elebaşı Murat Karayılan ile görüştüğünü öne sürdü.

Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Ne anlatıyorsun sen? Savunma yapacaksan yap, hikaye anlatma." diye sanığa tepki gösterdi. Sanık Çep ise "Başımdan geçen olayları anlatıyorum." ifadelerini kullandı.

Gezi olayları sonrası ceza aldığını, tutuksuz yargılandığını, dosyasının temyiz incelemesi için Yargıtayda bulunduğunu ifade eden sanık Çep, bir gün sabah namazını kılarken, maktul Ateş ve beraberindekilerin de namaza geldiklerini, Ateş ile burada tanışarak, hakkındaki temyiz sürecine ilişkin yardım istediğini anlattı.

Sinan Ateş'in, "Dosyana yardımcı olacağım" dediğini, bir süre sonra yaptıkları telefon görüşmesinde, "Bir kanal buldum halledecekler, 1 milyon lira para istiyorlar." dediğini ileri süren Çep, o kadar parasının olmadığını ancak 200 bin lira verebileceğini söylediğini, bu parayı Taksim'de bir otelde kendisine teslim ettiğini iddia etti.

Ateş'in daha sonra kendisinden 200 bin lira daha istediğini, Üsküdar'da bu parayı kendisine verdiğini iddia eden Çep, Ateş'in daha sonra kendisinden paranın tamamını istediğini, 250 bin lira daha ayarladığını öne sürdü.

Ankara Çukurambar'da bir pastanede Sinan Ateş ile buluştuğunu, Yargıtaydaki dosya ile ilgili, "Eli kulağında, bitti bitecek" dediğini, ama aradan süre geçmesine rağmen Yargıtaydaki dosyasının sonuçlanmadığını söyledi.

Sanık Çep, sonrasında Sinan Ateş ile aralarında geçenlere ilişkin şunları anlattı:

"Aralık ayı başlarıydı. Aradım, 'Abi eli kulağındaydı ne oldu 1 ay geçti' dedim. 'Kardeşim haber bekliyorum' dedi. 'Hani sonuna gelmiştik abi? Olmuyorsa paramızı geri alalım' dedi. 'Kardeşim çocuk oyuncağı mı parayı verdim nasıl alayım' dedi. 4-5 gün sonra aradım 'müsait değilim' dedi kapattı telefonu. Aramasını bekledim, aramadı. Ben arıyorum açmıyor. Bir iki gün daha bekledim sonra Eray yanımda, 'Ben bunu ayaklarından vuracağım' dedim. Öldürmeye göndersem 'öldürmeye gönderdim' derim. Allah'tan başka kimseden korkmuyorum. Ben ayağından 2-3 kere vurdurmaya gönderdim. Öldüğü için üzgünüm. Ben dördüncü gün İstanbul'da yakalandım. Baktım ölmüş. İstemediğim bir şey, üzüldüm."

'ÖLMESİNİ İSTEMEZDİM'

Sanık Çep, olayda adı geçen sanıklara yakıt ve yol parası olarak 4 bin lira verebildiğini iddia etti.

Sinan Ateş'in vurulmasına ilişkin, "Ben azmettirdim." ifadelerini kullanan Doğukan Çep, "Ben yaralamaya gönderdim, ne suikastı. Ayağından vurmaya gönderdim. 4 bin liraya suikasta mı gönderilir?" diye konuştu.

Sinan Ateş'in öldürülmesi olayında, cinayet mahallinde keşif yapan sanıklardan Suat Kurt'a Ankara'da bir işinin olduğunu belirterek yardım istediğini anlatan Çep, Kurt'un bunu kabul ettiğini anlattı.

Sanıklar Özyağci, Kurt, Balkaya'ya para vererek Ankara'ya gönderdiğini aktaran Çep, Kurt'un maktul Ateş'in ofisinin bulunduğu bölgede takibe başladığını söyledi.

Olay günü Kurt'un kendisini arayarak Ateş'i gördüğünü bildirdiğini anlatan Çep, şöyle devam etti:

"Kurt'un ardından ben de Eray'ı aradım 3 kişi olduklarını söyledim. 'Eray, Sinan Ateş'in ayaklarına 2-3 tane at, kimseye karışma gel' dedim. Ayaklarından vuruyor ama nasıl ölüyor bilmiyorum. Balistik raporuna baktım. Valla ölmesini istemedim. Ben suikast yaptıracak olsam sırtından vururum kimse görmez. Suikasta gelen adam silahı böyle tutmaz. Ben nasıl öldü bilmiyorum, şok oldum. Sadece yaralayayım dedim. Ölmesini istemezdim, biz suikasta gelmedik, ölsün de istemedik. Daha sonra Suat abi aradı 'ölmüş' dedi. Ben de 'maalesef' dedim. Ben cezama razıyım ama ben ayaklarından vurmaya gönderdim. Cebimizde para yok bin lira, iki bin lirayla suikast mı olur."

'KİMİN MERMİSİYLE ÖLDÜ MERAK EDİYORUM'

Sanık Çep, suikastın başkaları tarafından kendilerine yaptırılmadığını iddia ederek, "Ben neden motosiklet arayayım, ev arayayım. Her şeyi ben ayarlıyorum her şeyi yapan benim. Nasıl biri bana yaptırmış oluyor? Biri bana bunu yaptıracak olsa neden para bulmak için çabalayayım, borç alayım." ifadelerini kullandı.

Ateş'in ölümünden üzüntü duyduğunu ifade eden Çep, "Kimin mermisiyle öldü merak ediyorum. Bunun araştırılmasını istiyorum. Eray ayağından vuruyor, mermiler aşağıya gidiyor. Karnından giren ölümcül darbe, o açı kimin açısı? Selman'ın açısı. Büyük şaibe var, bence Selman'ın mermisiyle karnından vuruldu." iddiasında bulundu.

Savunmanın ardından Çep'e, Ateş ile görüşme yaptığını iddia ettiği telefon numarası soruldu. Çep, "Telefona hat takmıyorum, FaceTime üzerinden konuşma yapıyorum." cevabını verdi.

'BÜTÜN BİLGİLERİ DOĞUKAN'A ATAN BENİM'

Tutuklu sanık Suat Kurt, dosyanın sanıklarından Doğukan Çep'in, kendisine "Alacak meselesi var. Sana bir adres vereceğim. Bu şahıs saat kaçta giriş yapıyor, kaçta çıkıyor takip eder misin?" diye sorduğunu söyledi.

Çep'in bu isteğini kabul ederek Ankara'da gittiğini anlatan Kurt, mahkeme başkanının, "Bu adamı neden takip edeceğini sormadın mı?" şeklindeki sorusuna, "Doğukan, alacak meselesi olduğunu, bu kişinin dövüleceğini, en fazla ayaklarından yaralanacağını söyledi." cevabını verdi.

Kurt, Çep'in gönderdiği adrese giderek takibe başladığını belirterek, "Rahmetlinin giriş çıkışlarıyla ilgili bütün bilgilerini Doğukan'a atan benim. Böyle bir şeyin olacağını kestiremedim. Doğukan'ın, Eray'la telefonla görüşmesi sırasında vuracağını duydum. Olay günü adamı gördüğümü Doğukan'a söyledim. Bana 'Taksiye bin git' dedi. Taksiye binmeden önce silah sesini duydum. Rahmetlinin siyasi bir kimliği olduğunu bilmiyordum." savunmasını yaptı.

AYŞE ATEŞ: AYRILAN DOSYADAKİ 17 ŞÜPHELİ DOSYAYA EKLENMELİ

Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ise duruşma öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulundu.

“Bizim buradan beklentimiz ve isteğimiz, ayrılan dosyadaki 17 kişi hakkında gerekli işlemlerin hızlı bir şekilde yapılması ve dosyamıza eklenmesidir.” diyen Ayşe Ateş, “İddianamedeki boşlukların tamamlanarak yeni ve doğru bir iddianamenin yazılması ve yargılamanın hızlı bir şekilde yapılmasıdır. Hedefimize sadece suçlular var, sadece suçluların adil bir şekilde yargılanmasından başka hiçbir talebimiz bulunmamaktadır.” ifadelerini kullandı.

Ateş, tehditler üzerine yaklaşık bir buçuk aydır koruma talebinde bulunduğunu ve yoğun güvenlik altında yaşadığını dile getirdi.

SİYASİLER DE TAKİP EDİYOR

Sanıklar ve müştekilerin hazır bulunduğu duruşmayı bazı siyasiler de takip ediyor.

Duruşma salonunda, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da izleyici olarak yer aldı. Duruşmayı, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve bazı il baro başkanları da izliyor.

NE OLMUŞTU?

Akademisyen ve Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de Ankara’da uğradığı silahlı saldırı sonrasında yaşamını yitirmişti.

Aralarında tetikçi ve azmettiricilerin de olduğu iddia edilen isimler hakkında soruşturma başlatılmış, dönemin Ankara Emniyeti Cinayet Büro Amiri de bu isimlerle birlikte tutuklanmıştı.

Mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede, tetikçi Eray Özyağci’nın de aralarında bulunduğu 5 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

Diğer Şüpheliler için istenen hapis cezası ise 15 yıldan 20 yıla kadar değişiyor.

Mehmet Küçükkahveci . Haber7.com - Güncel/Siyaset Sorumlu Editörü
Haber 7 - Mehmet Küçükkahveci .

Editör Hakkında

Orta ve lise eğitimini Kayseri'de tamamladı. Üniversite öğrenimini İstanbul Üniversitesi Coğrafya bölümünde tamamladı. 2008 yılında Haber7.com'da gazetecilik mesleğine ilk adımını attı. 15 yıllık profesyonel editörlük kariyerinde tüm kategorilerde görev yaptı. Meslek hayatına Haber7.com'da 'Güncel/Siyaset Sorumlu Editörü' olarak devam etmektedir.
YORUMLAR 133 TÜMÜ
  • Misafir 10 saat önce Şikayet Et
    bu işin arkasinda fetö yoksa birşey bilmiyorum
    Cevapla
  • Ahmet başçavuş 11 saat önce Şikayet Et
    Anlamadığım konu Kemal Kılıçdaroğlu ve özgür Özel ın orada ne işi var bana kimse adalet için oradalar demesin buna Kadir inanır bile inanmaz
    Cevapla
  • TRT izleyen KÖYLÜ 12 saat önce Şikayet Et
    Benim anlamadığım, yüzlerce binlerce şehit verdiğimiz PKK teröristlerinin aleyhinde durmak için Özgür Özel bir tek mahkemeye katıldığını duymamıştık. Özgürün orada işi ne ?
    Cevapla
  • Vatandaş 12 saat önce Şikayet Et
    Chp ve pkk ucuz iş peşinde eger bir davaya dahil olmak istiyorlarsa gitsinler kandilde tacize tecavuze ugrayan kurt kizlarinin davalarini savunsunlar isleri gucleri fitne adaletle isi olmaz bunlarin
    Cevapla
  • abdullah ünal 12 saat önce Şikayet Et
    SİNAN ATES e ALLAH rahmet etsinde.... CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da izleyici olarak yer aldı. bunlar MHP ve ÜLKÜCÜLERİ bu kadar seviyorlar mıydı .. halk tv bile rahmetli SİNAN ATES in avukatlı gına soyunmuş . bir ali cengiz oyunu var bu iste
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR