AHİM: Uğur'u öldürmeden olmaz mıydı?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 8 yıl önce terörist sanılarak babasıyla birlikte 13 kurşunla öldürülen Uğur Kaymaz davasıyla ilgili Türkiye'ye 'kurşun' gibi sorular yöneltti

ABONE OL
GİRİŞ 12.03.2012 08:08 GÜNCELLEME 12.03.2012 08:08 GÜNCEL
AHİM: Uğur'u öldürmeden olmaz mıydı?
AHİM: Uğur'u öldürmeden olmaz mıydı?

Ersan Atar'ın haberi

 "Etkisiz hale getirmek için başka yöntem kullanılamaz mıydı?"

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Mardin- Kızıltape'de babası ile birlikte 12 yaşındayken 13 kurşunla, terörist sanılarak öldürülen Uğur Kaymaz davasında, "Uğur ve babası için ölümcül güç son çare miydi, etkisiz hale getirilemez miydi?" diye sordu. Güvenlik güçlerinin 21 Kasım 2004'te düzenledikleri operasyon sırasında 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz evlerinin önünde terörist sanılarak öldürülmüştü. Olaydan sonra polisler hakkında açılan dava beraatle sonuçlanınca Kaymaz ailesi, davayı AİHM'ye götürdü. Aile, Uğur ve babasının yaşam hakkının ihlal edildiğini, etkin yargılama süreci işletilmediğini ileri sürdüler. AİHM 2'nci Dairesi başvuruyu kabul edilebilir bularak yargılama sürecini başlattı. AİHM ilk olarak Türkiye'ye Uğur ile babasının ölümü ve sonrasındaki yargılama sürecine ilişkin sorular yöneltti. Ankara'ya gönderilen 9 sayfalık metinde, olay anlatıldıktan sonra Kaymaz ailesinin dilekçesi özetlendi. Türkiye'deki yargılama süreci ve uygulanan yasal mevzuata yer verildikten sonra cevaplandırılıp savunma hazırlanması için sorular yöneltildi. İşte o sorulardan bazıları:

YAŞAM HAKKI: Uğur Kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz'ın yaşam hakları ihlal edilmiş midir?

AYAKLANMA MI VARDI: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2'nci maddesinin 2'nci fıkrasındaki kuvvet kullanımı için kesinlikle gerekli olan "Bir kişinin yasadışı şiddete karşı korunması", "Hakkında yakalama kararı veya tutuklama kararı olduğu halde kaçıyor olması" ve "Ayaklanma ve isyan çıkmış olması" koşulları oluşmuş mudur?

NEDEN 13 KURŞUN: Yetkililerin kullandığı kuvvet, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2'nci maddesindeki hedeflerin gerçekleşmesiyle orantılı mıdır? (AİHM'nin dikkat çektiği 2'nci maddede, bir kişinin mahkemelerce verilen ölüm cezalarının infazı dışında öldürülemeyeceği yer alıyor.)

ÖLDÜRÜLMEK ZORUNDA MIYDI: Polis ve jandarma tarafından yürütülen ve babave oğlun ölümüne yol açan operasyon sırasında, kurallar çerçevesinde, bu kişilerin yaşam risklerini mümkün olduğu kadar dikkate alan bir organizasyon yapıldı mı? Tüm koşullar göz önüne alındığında, devlet yetkililerinin son çare olarak ölümcül güce başvurdukları sonucuna varabilir miyiz?

ETKİSİZ HALE GETİRİLEMEZ MİYDİ: Ölümcül kuvvet kullanmak yerine, daha az ve etkisiz hale getirecek bir yöntem kullanılamaz mıydı?

MEVZUAT UYGUN MU: O tarihte yürürlükte olan ateşli silahların kullanımına ilişkin ulusal mevzuat, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde tanımlanan yaşam hakkını korumak için devletin yükümlülüğünü karşılamakta mıdır?

BELGELERİ DE İSTEDİ

AİHM, operasyonu gerçekleştiren polisler hakkındaki iç soruşturmanın ve bu alandaki yargılama izni gibi dokunulmazlık hükümlerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygun olup olmadığının da yanıtlanmasını istedi. Etkili bir soruşturma ve yargılama süreci işleyip işlemediğini de soran AİHM, soruşturmada elde edilen tüm belgeleri ve polislerle ilgili soruşturma usullerini düzenleyen hükümlerin bildirilmesini istedi. Türkiye önümüzdeki günlerde AİHM'ye yanıtını verecek.

Sabah

YORUMLAR 9 TÜMÜ
  • Abdullah çetin 13 yıl önce Şikayet Et
    SELÇUK SÜREN'. Senin umrumdamı yaşından fazla kurşun yiyen bir çocuk. Olayın içindeymişsin gibi konuşma! polisin iddiaları neler onlara da bakalım: "iddianamede, istanbul adli tıp kurumu'nun, ahmet ve uğur kaymaz'ın el swaplarında (atış artığı için alınan el izi) atış artığı saptadığı, baba oğula yönelik ateşin, kısa namlulu silahlar için belirlenen 35 - 40 santimlik sıcak atış mesafesinin dışından yapıldığını belirlediği anlatıldı" gene devletin bir kurumu olan tbmm insan hakları komisyonu: "tbmm insan hakları komisyonu, kızıltepe olayından sonra hazırladığı raporunda, kamyon ve evde çatışma emaresi bulunmadığını, maktullerin zarar verilmeden gözaltına alınması mümkünken öldürüldüğünü savunmuştu. komisyonun raporunda, her gün okula giden 12 yaşındaki uğur'un terörist olamayacağı, baba oğulun terlikle dışarı çıkmış olmalarının terörist imajına uymadığı savunulmuştu."
    Cevapla
  • ufuk akbulut 13 yıl önce Şikayet Et
    Teröristte destekçileride sonunda etkisiz hale getirilecekler.... merak etmeyin benim polisim kanı bozuk şerefsizi bile -kendine atılacak bomba teröristin elinde pantlayınca- hastaneye görürecek kadar merhametlidir!!! bana kalsa o şerefsizi bırakırdım kendi kanında bogulsun ki diğer kanı bozuk mahluklar da ders alsın...ama güvenlik güçlerimiz daha duyarlı işde buda ülkemizin gücünü gösteriyor vesselam
    Cevapla
  • Barış BayBars 13 yıl önce Şikayet Et
    Yorumunuz ister Polis ister Ölenler taraflı olsun. 1 Küçük Can Gitti...
    Cevapla
  • SELÇUK SÜREN 13 yıl önce Şikayet Et
    Silah.. Elinde silahla polisin karşısına çıkarsan olacağı bu.Polislere katil diyen arkadaş,bir daha düşün...
    Cevapla
  • Mir bedirxan 13 yıl önce Şikayet Et
    yapanın yanında kar kalmaz... bu polislere berat.ahim den gelen paraları bu polislerden kesersen daha kmse yapmaz.daha önce rahat hareket ediyorlardı.bu sorumsuz kolluk güçlerin maaşlarında bu paralar kesilirse sorun çözülür.aksi taktirde polis teşkilatı da cahil kesim çok.ya eğtim yada parası..
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR