Bir 'Topal Mustafa' hikayesi
O kendini polisin elindeki oğlunu almak için 'devlete baskın' yapacak kadar güçlü görüyordu. Vanda neler olup bittiği sorusunun sağlıklı cevabı, Van Başkaleli Mustafa Bayramın hayat hikayesinde yatıyor.
ABONE OL
Son zamanlarda İstanbuldaki büyük uyuşturucu operasyonlarının çoğunda Cumhur Yakut ismi öne çıkıyor. Cumhur Yakut, polis merkezine baskın yaparak oğlunu kaçıran Van eski Milletvekili Mustafa Bayramın damadı.
Vanda neler olup bittiği sorusunun sağlıklı cevabı, Vanın Başkale ilçesinden olan Mustafa Bayramın hayat hikayesinde yatıyor.
24 Mart 2001 akşamı İstanbul Üsküdarda bir sitedeki apartman dairesinde çok ilginç bir buluşma gerçekleşti. Van Milletvekili Mustafa Bayram, kendisini demir tüccarı olarak tanıtan bir kişiye Pablo Picassonun Palyaço ve Çıplak Kadın tablolarını 10 milyon dolara satmak üzere İstanbuldaydı. O akşam buluşmaya Mustafa Bayram, yeğeni İhsan Demir, şoförü ve koruması ile birlikte geldi. Yeğen İhsan Demir ile yapılan pazarlık sonucunda iki tablo için üç milyon dolara el sıkışıldı ve aşağı inildi. Demir tüccarı görünümündeki kişiler İstanbul mali polisiydi. Aşağı inilir inilmez polis kimliklerini gösterip, Eller yukarı dediklerinde Mustafa Bayramda en ufak bir telaş gözlemlenmedi. Siz polisseniz, ben de devletin milletvekiliyim. Dokunulmazlığım var. Bana hiç bir şey yapamazsınız dedi. Gerçekten de İstanbul polisi Milletvekili Bayrama hiç bir şey yapamadı.
Mustafa Bayram öylesine bir isimdi ki, Tilki Selim lakaplı Selim Işık, Rauf Aytek, Hurşit Han gibi pek çok ünlü uyuşturucu kaçakçısının peşine düşüp onlardan milyonlarca mark haraç aldığı öne sürülen Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırımın, o dönemde haraç alamadığı tek kişi Mustafa Bayramdı. Yeşil, telefonda, Bize 500 bin mark göndermezsen sonun Savaş Buldan, Behçet Cantürk gibi olur deyince Bayram, Diğer insanlar size inandılar, güvendiler, mezbahaya götürdünüz. Ben kurbanlık koyun gibi mezbahaya gitmem. Hazırlıklıyım, görüştüğümüz yerde vuruşuruz cevabını vermişti.
Alıcı görünümündeki Malatya polisine eroin satmak isterken 2 Temmuz günü yakalanan oğlu Hamit Bayramı, adamları ile birlikte polis merkezine baskın yaparak kaçıran Mustafa Bayram, geçtiğimiz günlerde tutuklanıp cezaevine gönderildikten sonra 30 milyar lira kefaletle serbest bırakıldı. Ancak Cumhuriyet Halk Partisinin olayın üzerine gitmesiyle Van skandalı yeniden alevlendi. Mustafa Bayram hakkında, devlete karşı silahlı kalkışma suçundan gıyabi tutuklama kararı çıkartılırken, Bayramın 17 oğlundan biri olan Edremit Belediye Başkanı Hecer Bayram da makamında tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hecer Bayram, Hamit Bayramın polisin elinden kaçırıldığı baskına katılan isimlerden biriydi.
Bütün bu olaylar olup biterken Van Valisi Hikmet Tana birincisi Hamit Bayramın kaçırılmasından beş gün sonra olmak üzere iki defa bombalı saldırı yapılması da Van skandalına yeni bir boyut kattı. Doğal olarak günlerdir Vanda neler oluyor? sorusuna cevap aranıyor. Vanda neler olup bittiği sorusunun sağlıklı cevabı, Yüksekova ile birlikte İran sınırındaki uyuşturucu trafiğinin ikinci önemli geçiş noktası olan Vanın Başkale ilçesinde ve Başkaleli olan Mustafa Bayramın hayat hikayesinde yatıyor.
Hazırladığı meşhur Susurluk raporunda uyuşturucu kaçakçılığına ayrı bir bölüm ayıran dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, Ülkemizde faaliyet gösteren uyuşturucu organizasyonlarının büyük çoğunluğu Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesi kökenlidir dedikten sonra, bu trafikteki bazı büyük aileleri şöyle sıralamıştı: Baybaşin ailesi, Mustafa Bayram ve ailesi, Ay ailesi, Kasar ailesi, Stoçi ailesi. Savaşın örnek olarak sıraladığı bu ailelere ve Urfi Çetinkaya, Selim Işık, Cantürkler, Halil Havar, Çapanlar, Yıldırımlar, Soytaşlar gibi ailelere bakıldığında gerçekten de çoğunlukla Van, Hakkari, Malatya, Diyarbakır, Gaziantep, Tunceli ve Kilis kökenli olduklarını görüyoruz.
İran ile sınır noktaları olması sebebiyle Afganistandan gelen uyuşturucunun Türkiyeye giriş noktası olan Yüksekova ve Başkalede ise iki aile ön plana çıkıyor. Bunlardan birincisi Başkaledeki Etruşi aşiretinden olan Topal Mustafa lakaplı Mustafa Bayram, diğeri Hakkarideki Cindi aşiretinden olan Tilki Selim lakaplı Selim Işık. Ayakları aksak olmayan Mustafa Bayrama Topal lakabı verilmesi kendine özgü yürüyüş şeklinden kaynaklanırken, Selim Işıka Tilki lakabı, uyuşturucu aleminde çok zeki bilinmesinden kaynaklanıyor.
Narkotik polisin kayıtlarına göre, bugün 66 yaşında olan lise mezunu Mustafa Bayramın ilk uyuşturucu vukuatı, 1979 yılına uzanıyor. Bir yıl sonra, Halil Havarın da adının karıştığı yeni bir uyuşturucu olayında tutuklanıyor. 1987de İstanbulda bir daha tutuklanıyor. Serbest kaldıktan sonra yeni bir olaya adı karışıyor, bu sefer firar ediyor. 1994te Başkalede yakalanan 63 kilo eroin olayında oğlu Levent Bayram tutuklanırken o yine firar ediyor. Bu sırada Bayramın imdadına 1995 milletvekili seçimleri yetişiyor. Soyadını Bayrak olarak gösterip ANAPtan milletvekili adayı oluyor. Adaylıklara itiraz süresi dolduktan sonra, Resmi Gazetede bu sefer soyadı doğru olarak yer alıyor. Böylece milletvekili seçilerek dokunulmazlık zırhına bürünüyor. 1999 seçimlerinde bu sefer bağımsız milletvekili olarak yeniden Meclise geliyor.
Mustafa Bayramın hayat hikayesindeki en çarpıcı olaylardan biri, tıpkı Ömer Lütfi Topal, Urfi Çetinkaya ve Mehmet Ali Yaprak gibi öteki büyük uyuşturucu patronlarına benzer şekilde bugüne kadar defalarca uyuşturucudan dolayı tutuklanmasına rağmen hiç ceza almamış olması. Her defasında olayı bir yakını üstlenerek, Bayramın ceza alması önlenmiş. Oysa Türk narkotik polisi ve Avrupa ülkeleri narkotik polislerine göre Mustafa Bayram, kardeşleri Necdet, Vahdet ve Hüsrev Bayram ile birlikte Türkiye uyuşturucu piyasasının en büyük isimleri arasında. Son yıllarda özellikle dikkat çekici bir gelişme daha yaşanıyor.
İstanbul narkotik polisinin yaptığı bir çok uyuşturucu operasyonunda Cumhur Yakut diye bir isim ön plana çıkıyor. Yakutun isminin karıştığı uyuşturucu operasyonları tonluk rakamları çoktan aşmış durumda. Peki kim bu Cumhur Yakut? Bu kişi Mustafa Bayramın damadı Diyarbakır Liceli ve İstanbul Taksimdeki Yakut Otelin sahibi Cumhur Yakuttan başkası değil.
Aralık 1997de meydana gelen ve uyuşturucu tarihine TEM katliamı olarak geçen olayda, Edirnede Avar Turizme ait otobüste altı kişi, uyuşturucu hesaplaşması yüzünden öldürüldü. Narkotik polise göre ölüm emrini veren kişiler uyuşturucu kaçakçısı Gafur Çalışkan ve Selahattin Büyüköztekindi. Tutuklanan Gafur Çalışkan, Mustafa Bayramın damadı Cumhur Yakutun ortağıydı. Çünkü 2001 yılında İstanbulda yakalanan 326 kilo eroinin üç sahibi, Cumhur Yakut, Gafur Çalışkan ve Naif Yavuztürktü. Yavuztürk, Hüseyin Baybaşinin amcasının oğluydu ve soyadını değiştirmişti. Aynı dönemde Timsah adı verilen operasyonla yakalanan 316 kilo eroin olayında yargılanan sanıklar da, malın ticaretini yapan kişi olarak Cumhur Yakutun ismini verdiler. Olayda ismi geçenlerden biri de Urfi Çetinkayanın ortağı Hasan Erkuştu. Narkotik polise göre Erkuş, bu grubun 315 kilo eroinini satmıştı.
Kendi olayları haricinde damadının da bu uyuşturucu dosyaları bulunan Bayram milletvekili iken, 1997de Vanda adamları ile birlikte Bruki aşireti mensupları ile bir silahlı çatışmaya girdi. Adli Tıpın raporuna göre, iki kişinin öldüğü olayda, ölüm mermilerinden biri Bayramın silahından çıkmıştı. Bayramın yeğeni, Bruki aşiretinden eski Van Milletvekili Mirza Kurşunluoğlunun bir oğlunu öldürüp, birini yaralamıştı. Bu yüzden iki aşiret arasında kan davası vardı. Van Ağır Ceza Mahkemesi, Bayram için 30 yıla kadar hapis cezası istedi ve dokunulmazlığının kaldırılması için Meclise başvurdu. Ancak Bayramın dokunulmazlığı, birinci Körfez Savaşı sırasında Kuveyt Kraliyet Sarayından çalınarak Türkiyeye sokulmuş olan Picasso tabloları olayı sayesinde 27 Mart 2001 günü kaldırılabildi. O gün Mecliste konuşan Bayram, Her ressamın tablosu alınır, satılır. Milletvekili seçildiğim bölgede çok sayıda Mustafa Bayram ismini taşıyan kişi var. Bunların işlediği suçlar da benim üzerime yıkılıyor. Bıktım artık. Ben sanık değil, mağdurum. Eroin olayıyla ilgili tek bir kanıt bulunursa intihar edeceğim. Altı yıldır yok eroinmiş, yok uyuşturucuymuş, yok Picassoymuş. Gideyim yargıya kurtulayım demeyi de ihmal etmedi. Bayram, intihar ederim sözleriyle resmiyette kendine göre haklı. Çünkü, isminin geçtiği her olayda suçu başkası üstlenmiş, bazı ağır dosyaları ise adliyelerde kaybedilmiş veya çalınmış.
Bu yüzden 2 Temmuz 2004 günü polisin elindeki oğlunu almak için devlete baskın yapacak kadar kendini güçlü görüyordu. Ne var ki, baskın sırasında bazı polislerin yaralanmış olması ve devlete karşı isyan suçlamasıyla yargılanacak olması Bayram için artık o kudretli günlerin sonunun geldiğini gösteriyor. 1976da, kaleşnikof tüfeğine el koyan dönemin Van Asayiş Şube Müdürü Sarper Baltacıoğlunu tokatlayacak gücü kendisinde gören, aradan geçen 28 yıl içinde Vandaki bu tartışmasız iktidarını sürdüren Mustafa Bayramın hikayesinde en ilginç noktalardan biri ise şu: Yıllardır aranan ve İran uyuşturucu piyasasını elinde tuttuğu söylenen damadı Cumhur Yakutun izine bir türlü rastlanamıyor!