Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili yeni skandal

Turgut Özal'ın ölümü, çözüldükçe kördüğüm oluyor... Özal aynı anda iki acil serviste görünüyor, ölmeden önce 'öldü' anonsu yapılıyor.

ABONE OL
GİRİŞ 15.07.2013 10:52 GÜNCELLEME 15.07.2013 12:02 İç Politika
Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili yeni skandal
Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili yeni skandal

Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili Ankara TMK. 10. maddesiyle Yetkili Cumhuriyet Başsavcı vekilliğinin talimatıyla naaşından alınan numuneleri inceleyen Adli Tıp Kurumu'nun 21.11.2012'de hazırladığı raporda, Özal'ın ölümüne ilişkin Hacettepe Hastanesi'nde yapılan eksikliklere dikkat çekildi. Türkiye Gazetesi'nin haberine göre; Özal'ın ölümüne dair hastane kayıtlarının akıbeti belli değil. İhmal, eksiklik ve hatalar raporda şöyle özetlendi...

* Özal'a ilk müdahalenin intörn olarak ifade edilen Tıp Fakültesi'nin 5 ve 6.sınıf öğrencilerinden oluşan bir ekip tarafından yapıldığı tespit edilmiştir.

* Özal'ın vefat ettiği saat 14.30'da açıklanmasına rağmen alınan beyanlarda saat 11.15-11.30'da radyolarda ölüm haberinin duyulduğu ifade edilmiştir.

* Özal'ın Hacettepe Hastanesi büyük acil servisine getirildiği anda tespit edilen sağlık durumunda olan bir kişinin (tansiyon ve nabzın alınmaması, solunumunun olmaması vb.) Cumhurbaşkanı olması bir yana kim olursa olsun acil serviste bir saati aşkın süre bekletilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu anlaşılmaktadır.

* İnceleme sırasında görevi başında vefat eden 1. Cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk ve 4. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in ölümüne müteakip yapılan tahnit işleminde, hangi müdahalelerin kullanıldığı ve kimler tarafından yapıldığına dair tutanak düzenlendiği görülmüştür. Özal'a ölü muayene ve otopsi işlemlerinin şüpheli ölümlerde ölen kişinin ailesinin istediğine bağlı olmadan yasa gereği yapılması gereken adli bir olgu olduğu da aşikardır.

* Özal'a ait kan örneklerinin laboratuvarda ne şekilde teslim alındığı, teslim alınan kan örneğinin hangi tetkiklerinin ne amaçla, ne zaman çalışıldığı ve ne tür sonuçlara ulaşıldığı, çıkan sonucun talep birime\doktora iletilip iletilmediği, iletilmiş ise de ne şekilde iletildiği, hasta dosyasında bulunmadığı anlaşılan ve laboratuar teknisyeni Hatice Güngör'ün beyanına göre yaklaşık 8 sayfa olduğu belirtilen sonuçların akıbetinin ne olduğunun tespit edilebilmesi eldeki bilgi ve belgeler ışığında mümkün olmamıştır.

Hastane süreci bilmece gibi

Özal'ın hangi hastanenin acil servisine hangi saat aralıklarında gittiği tam bir muamma. Adli Tıp Kurumu'nun raporunda Turgut Özal'ın ölümüne dair hastane kayıtları çelişkili. Raporda bu durum şöyle vurgulanıyor: "Özal'ın Hacettepe Hastanesi büyük acil servisine giriş saatinin 11.15 olarak kayıtlı olduğu görülmüştür. Söz konusu hasta dosyasında yer alan 17.4.1993 tarihli, el yazısı ile 'Turgut Özal' yazan kan gazı sonuç çıktısında ise saatin 10.50 olduğu tespit edilmiştir. Bilgisine başvurulan kişiler beyanlarında, aracın Köşk'ten GATA'ya hareket saatini 10.00 ila 11.00, Hacettepe Hastanesi'ne varışın 10.17 ila 11.15 aralığında farklı saatler olarak ifade edilmiştir." Özal'a acil servislerde hangi sağlık görevlilerinin işlem yaptığı da tam bir bilmece. Evraklarda Özal'a müdahalede bulunan hiçbir sağlık görevlisinin ismi geçmiyor. Raporda bu konu için de, "Özal'a acil serviste yapılan ilk tıbbi müdahalelerde hangi işlemin kim ya da kimler tarafından yapıldığına dair kayıt olmadığından bu yöndeki beyanlarda tutarsızlık görülmektedir" denildi.

YORUMLAR 17 TÜMÜ
  • Hamza Karaaslan 11 yıl önce Şikayet Et
    Anlamiyorlarmi saniyorsunuz. Cok iyi biliyorlar cok iyi anliyorlar Allah Hidayet versin diye diye 1923den beri yemizde sayiyoruz Dinsizin hakkindan imansiz gelir degip videokameralar önünde iskenceylemi yok etmek lazim capulistan militanlarini nedir Istanbul bizim diyen taksim koministleri ramazna Kadar müsade .. bu seferde biz sizdeniz derler nereden geldigini bilmesi lazim kisinin.. rabbim sehide rahmet eylesin
    Cevapla
  • oku yorum 11 yıl önce Şikayet Et
    Özala yapılan suikastın, bütün bu gündemlerin dışında olduğunu düşünenler var!. Bir de, geçmişini anlamaktan ve araştıraktan uzak bu halleriyle, bu milletin geleceğine talip oluyorlar! En yakın geçmişinden haberi olmayanların, hatta en yakın geçmişi bugünün gündeminden bağımsız zannedenlerin aklı, eğer sandığa yansırsa bu memleketin hali nice olur diye merak ediyorsanız; anasolmee hükümeti zamanına bir bakın, yeter... O başarıları(!) şu hallerine bakınca görüyoruz ki hiç de tesadüf değilmiş. Ucuz kurtulmuş memleket ellerinden... Bir arpa boyu yol da almamışlar üstelik. Düşünmeyen, sorgulamayan, araştırmayan, okumayan, sadece onun bunun lafları ile amel eden kabaklar da kendileri iken, tadını bizden biliyor olmaları ise, ayrıca ilginç...
    Cevapla
  • milletin ferdi 11 yıl önce Şikayet Et
    İftiraya bak, hem mezarda bile rahat yatırmadınız diyor, hem de en galiz küfürleri ve iftiraları kendisi atmaktan çekinmiyor. (3.İftiraya cevap). Ülkeyi peşkeş çekti yalanı! Ya kime ne peşkeş çekilmiş anlat da bilelim. Daha önce Demirel zamanında sürüncemede kalan önemli büyük barajları ve yenilerini zamanında tamamlayarak Özal yaptı. Özal Elektriksiz köy, telefonsuz köy bırakmadı. Hatta O zamanlar Telekom altyapımız Almanya’dan bile iyiydi. Özal öncesi Anadolu illerinde doğru dürüst otel yoktu. Bugün Turizm’de bir markaysak bu atılımımızda Özal’a çok şey borçluyuz. 1. Boğaz Köprüsünün gelirlerini sattı 2. Köprüyü yaptı bunun neresi yanlış, gidin Allah (C.C.) aşkına kafanız basmıyor sizin gibi zihniyetler yüzünden Türkiye bu kadar geri kalmıştı. İyi çalışan bir iki adam var onları da kötülemeyin. Herkes beddua etti demiş bir de. Beddua iki yönlüdür. O beddua sahipleriyle hesaplaşacak elbet, iftira sahipleri de dahil, bundan kimsenin kaçabileceği yok.
    Cevapla
  • milletin ferdi 11 yıl önce Şikayet Et
    İftiraya bak, hem mezarda bile rahat yatırmadınız diyor, hem de en galiz küfürleri ve iftiraları kendisi atmaktan çekinmiyor. (2.İftiraya cevap). Benim memurum işini bilir demesini de açıklamıştı, ama birileri sanki her memur rüşvet alıyormuşçasına bu lafı dillerine doladılar. Olay şudur: Sendikalar, işte 4 kişilik aile ancak şu kadara geçinebiliyor, bizim memurlar ise ancak şu kadar alıyor, nasıl geçinecekler diye abartılı rakamlarla hesaplar öne sürüyorlardı. İşte Özal o tartışmasına cevap olarak o lafı söylemişti. Geliri sınırlı olan da sınırlı harcama yapar, israf, lüzumsuz harcama yapmaz anlamında söylemişti. Zaten bazı kritik görevler hariç istese de birçok kademedeki memurun rüşvet alma imkanı yoktur, bunlar açlıklarından mı ölüyorlardı. Ayrıca Özal’ın başkasının aldığı rüşvetten ne çıkarı olabilir. Bilakis alt kademelerde işlerin rüşvet nedeniyle düzgün yapılmaması Özal’a başarısızlık olarak dönecektir. Bunu bazıları akıl edemeyebilir ama Özal gayet iyi akıl eder. Zaten öyle olmasa Özal o kadar başarılı olabilir miydi?
    Cevapla
  • milletin ferdi 11 yıl önce Şikayet Et
    İftiraya bak, hem mezarda bile rahat yatırmadınız diyor, hem de en galiz küfürleri ve iftiraları kendisi atmaktan çekinmiyor. (1.İftiraya cevap). Terörü başa bela etmiş demiş, yuh artık ilk defa böyle bir saçmalama duyuyorum. PKK’yı derin devletin, ETÖ’nin kurdurduğunu söylesen belli bir mantığı var. Sivil Özal, teknokrat Özal, ekonomik başarıya kilitlenmiş, Türkiye’yi çağ atlatma derdinde olan akıllı bir insan Türkiye’ye 100 Milyarlarca dolara malolacak bir örgütü neden kurdursun. Ayrıca Özal iktidarından önce, hatta 12 Eylülden önce daha Özal DPT Müsteşarıyken bile PKK vardı. Namaz kılmasını çekemeyenler takunyalı biraderler derlerdi Turgut - Korkut Özal kardeşlere. Yani o zamanlar dinci, gerici diye eleştiriliyordu. Bu eleştiri zaten hiç bitmedi, İslam’a soğuk veya düşman olanlar sevmedi Özal’ı sadece.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR