Şahin: Kasetle siyaseti şerefsizlik sayarız

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, ''İstifa etmek zorunda kalan birçoğu milletvekili, MHP'li arkadaşların ve diğerlerinin, bu işin aydınlatılması konusunda mutlaka adli mercilere yardımcı olmaları gerekir'' dedi.

Şahin, Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi programına katıldı ve gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Mehmet Ali Şahin, internette yayınlanan bazı görüntülerin ardından MHP'de yaşanan istifalarla ilgili bir soruyu yanıtlarken, istifa eden MHP'lilerin olayın aydınlatılması için adli mercilere yardımcı olması gerektiğini söyledi.

Yaşanan olayın Türk siyasetini çirkinleştirdiğini ifade eden Şahin, şunları kaydetti:

''Seçim öncesi bir siyasi partiye dönük bu tür girişimlerden gerçekten büyük üzüntü duyuyorum. Bunlar siyaseti çirkinleştiriyor. Bunu kim ya da kimler hangi amaçla yapıyorsa yapsınlar bana göre sadece bir siyasi partiye, MHP'ye zarar vermiyorlar veya verme amaçlı değil, Türk siyasi hayatına zarar veriyor. Çünkü nihayetinde MHP, Türk siyasi hareketinin önemli figürlerinden birisidir. Seçimlere doğru giderken böylesine bir taciz karşısında kalmış olması, bana göre genel olarak siyasete de zarar verir. O bakımdan bunun arkasında kim var? Hangi amaçla yapıyor? Bu konuları değerlendirirken politik bir takım yaklaşımlar içerisinde bulunmak bizi hiçbir zaman doğru bir noktaya getirmeyebilir.

İstifa etmek zorunda kalan birçoğu milletvekili, MHP'li arkadaşların ve diğerlerinin bu işin aydınlatılması konusunda mutlaka adli mercilere yardımcı olmaları gerekir. Çünkü o görüntüler herhangi bir yerde çekilmiştir. Onlar bilirler nerede çekildiğini. Yani herhalde onu gördüklerinde hatırlayacaklardır. Orası neresidir? Kim bilir, yanında kim vardı. Oraya giren çıkanlar kimdir? Yani buradan hareketle savcılığa ve adli mercilere bu arkadaşlarımız yardımcı olurlarsa bu işin arkasında olan güçlere ulaşmak mümkün olabilir.''

''ERGENEKON'DA DA VAR''

Şahin, gizli kasetlerin ''Ergenekon'' soruşturmasında da yer aldığını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Yalnız bu bizim siyasi hayatımıza ya da Türkiye'deki bu gelişmelere bu bir takım kasetler, gizli kaset görüntüleri, şantaj kasetleri ilk defa girmiyor. Ergenekon davasını incelerseniz orada buna benzer çokça kaset olduğunu görürsünüz.

Bu yeni bir şey değil. Bir takım çeteler, hakimlerin ve savcıların, yüksek yargıçların ve savcıların bir takım görüntülerini elde etmişler. Bunlar bir takım aramalarda ortaya çıktı. Bunlar dava konusu oldu. Bir takım tutuklamalar var. Askeri casusuluk çetesi var. Bir takım askerlerin bir takım kadınlarla olan görüntüleri bunlar kaset altına alınmış, bunların şantaj amaçlı kullanıldığına dair iddianamelerde bir takım bilgiler var. Demek ki Türkiye'de bunu yöntem olarak benimsemiş birileri var, bir takım çeteler var. Bunu incelerken bunu gözardı etmemek gerek diye düşünüyorum.''

''ŞEREFSİZLİK SAYARIZ''

TBMM Başkanı Şahin, partisinin MHP'de yaşanan olaylardan dolayı avantaj elde etmeyi ''şerefsizlik'' saydıklarını bildirdi.

Şahin, şöyle konuştu:

''Çok kolaydır rakiplerinizi suçlamak bu konuda. 'Falan yapmıştır bunu', 'falan parti vardır bunun arkasında' falan. AK Parti'nin bir mensubu, AK Parti milletvekili olarak, AK Parti kurucusu bir kişi olarak ifade ediyorum ki: Biz parti olarak seçimlere doğru giderken rakiplerimizin bu şekilde yıpratılarak avantaj elde etmeyi şerefsizlik sayarız.

Biz seçimlerin eşit şartlar altında yapılmasını arzu ederiz. Rakiplerimize birileri bir takım isnatlarda bulunacak, 'rakibimiz buradan zarar görecek, ben buradan avantaj elde edeceğim' gibi bir düşünceyi asla biz kafamızda fikir olarak taşımayız, bunu şiddetle reddederiz. O nedenle şimdi konu savcılar tarafından inceleniyor, ancak neticeye ulaşılabilmesi konusunda mutlaka istifa etmek zorunda kalan arkadaşlarımıza büyük görevler düşüyor, yardımcı olmaları gerektiği kanaatindeyim. Yani 'AK Parti buradan avantaj elde eder, MHP barajın altında kalır, daha fazla milletvekili çıkarır' gibi bir takım iddialarla bizi suçlamaya çalışıyorlar. Başka siyasi partilerin de buradan avantaj elde edebileceği düşüncesini de bu fikirde olanların değerlendirmelerinde yarar olduğu kanaatindeyim. Lütfen şu anda gazetelerde var bir iki gündür, bir Rus haber ajansına atfen bazı gazetelerde ve internet sitelerinde yayınlanan bir anket sonucuyla bu söylediklerimi birleştirsinler.''

Şahin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ''Devlet kalmamış iyi ki millet var'' şeklindeki sözleri üzerine Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının, görevini yaptığını ifade etti.

''İnternet sitesinde herhangi bir bilgi ya da görüntü yayınlanmadan önce ilgili kurumların bu internet sitesine müdahale etmeleri mümkün değildir'' diyen Şahin, ''Hem 'Devlet bu internet sitelerinde bunları yayınlatmasın' deniliyor hem de 'İnternetime dokunma' diye yürüyüşler yapılıyor'' şeklinde konuştu.

Şahin, şöyle devam etti:

''Eski Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım Bey, dedi ki: Böyle bir şey yok biz şiddetle reddederiz bunu. Yönetmelik ile ilgili bir değişiklik olmuş, temmuzda yürürlüğe girecekmiş. İsteyenin çocuklarını korumak için evde bir filtreleme talebinde bulunabileceği, ama istemeyen için şu anki uygulama devam edecek diye bir açıklama yapıldı.

Dolayısıyla devlet derken, devlet erkini kullanan kurumlar kast edilir. Nedir? Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı var. TİB, bir internet sitesinde herhangi bir bilgi ya da görüntü yayınlanmadan oraya müdahale etmesi yasal olarak mümkün değildir. Ama hemen müracaat üzerine internet sitesi bu yayınları oranın müdahalesi üzerine engellenebiliyor, durdurulabiliyor.''

Şahin, bu konuyla ilgili sözlerini, ''Bunların amacı nedir? Kim yapmıştır? Bu konunun üzerine ciddiyetle gidilmeli, kimler olduğu tespit edilerek kamuoyu ile paylaşılmalı. Gerekli cezaya çarptırılmalı. Bu konuda herkese görev düştüğü kanaatindeyim. Bunu savcılara, istihbarat birimlerine havale etmek değil, asıl MHP yetkililerinin ve istifa eden arkadaşların mutlaka adli mercilere yardımcı olması lazım. Onların vereceği bilgiler bu sorunun çözümü konusunda çok yardımcı olacaktır diye düşünüyorum'' şeklinde tamamladı.

TBMM BAŞKANININ TARAFSIZLIĞI

Meclis başkanın tarafsızlığına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Şahin, anayasada Meclis başkanının tarafsızlığına ilişkin düzenleme bulunduğunu ifade etti. Şahin, Siyasi Partiler Yasası'nda ise ''Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve başkanvekilleri, üyesi bulundukları siyasî partinin ve parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine katılamazlar. Ancak yeniden milletvekili adayı olmaya ilişkin faaliyetleri bu hükmün dışındadır'' maddesini anımsattı.

Şahin, Meclis başkanı sıfatı dolayısıyla tarafsız durmaya özen gösterdiğini ve siyasi polemiklere girmediğini bildirdi.

Mehmet Ali Şahin, bir başka soru üzerine Karabük'ten milletvekili adayı olduğunu, bakanlık dönemlerinde bu ile yönelik önemli eserler kazandırdığını söyledi.

Güney Kore'de D-20 Parlamento Başkanları zirvesine katıldığını, orada hem açılış hem de kapanış konuşması yaptığını kaydeden Şahin, dünyada Türkiye'ye özel bir ilgi olduğunu ve Türkiye'nin de bunu haklı çıkaracak gelişmeler gösterdiğini ifade etti.

''AK PARTİ, ANAYASAYI TEK BAŞINA DEĞİŞTİRECEK MİLLETVEKİLİ GRUBUYLA MECLİSTE YER ALSA BİLE ANAYASAYI GENİŞ BİR MUTABAKATLA YAPMA ÇABASI İÇİNDE OLMALIDIR''

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, ''AK Parti, anayasayı tek başına değiştirecek milletvekili grubuyla Mecliste yer alsa bile anayasayı geniş bir mutabakatla yapma çabası içinde olmalıdır'' dedi.

Kanal 7 televizyonunda, Başkent Kulisi programına katılan Şahin, gündeme ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye'de sivil bir anayasaya ihtiyaç olduğunu, seçimin ardından parlamentoda uzlaşma komisyonu kurularak, siyasi partiler ile sivil tolum örgütleri ve üniversitelerin de katılımıyla çalışma yapılması gerektiğini söyledi.

AK Parti'nin, 3. dönemde de tek başına iktidara geleceğini düşündüğünü ifade eden Şahin, ''AK Parti, anayasayı tek başına değiştirecek milletvekili grubuyla Mecliste yer alsa bile anayasayı geniş bir mutabakatla yapma çabası içinde olmalıdır'' diye konuştu.

Seçim güvenliği konusunda da görüşlerini belirten Şahin, terör örgütünün seçim öncesi baskı oluşturmak, kafaları karıştırmak, ''Bu hükümet döneminde terör olmayan bölgelerde de terör oluyor'' propagandası yapmak amacıyla Orta Anadolu'da bazı terör faaliyetlerinde bulunduğuna işaret etti.

Jandarmanın kırsal bölgede yapacağı ciddi çalışmalarla bu bölgedeki terör örgütü üyelerini yakalayacağını, teröristlerin de zaten bölgede tutunamayacağını vurgulayan Şahin, vatandaşların endişe duymamalarını istedi.

Şahin, Doğu Anadolu Bölgesi'nde de geçmişte terör örgütünün tehditle netice almaya çalıştığını anımsatarak, ''Bunların önemli mensupları yakalandı. 'KCK' diye devam eden dava, bu davadır. Seçimlerin kendi sınırları içinde yapılması gerekir. Silahla, baskı ve terörle demokrasi mücadelesi yapılamaz. Seçimler o bölgede huzur içinde geçirilmeli. Seçimlerin güvenli şekilde yapılması Türkiye'de demokrasinin geldiği notayı da gösterir. Tüm siyasi partilerin ve milletvekili adaylarının sorumluğu vardır'' dedi.

''TÜRKİYE'NİN BİRLİK VE BERABERLİĞİNDEN RAHATSIZ OLANLAR VAR''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kürtlere yönelik ret, inkar ve asimilasyon politikalarının geride kaldığına dair sözleriyle ilgili Şahin, şunları kaydetti.

''Şu anda PKK diye bir örgüt varsa, 30 yılı aşkındır Türkiye'nin başına bela olmuşsa, binlerce şehit vermişsek, ayrıca binlerce bu ülke insanı hayatını kaybetmişse, Sayın Başbakanın söz ettiği yanlışlıklar sebebi iledir. 'Kürt diye bir ırk yok, böyle bir etnik yapı, topluluk yoktur' diye inkar etmişsiniz, reddetmişsiniz, yıllardır bu böyle olmuş maalesef. İnsan, hangi etnik yapıdan geleceğine, ana dilinin ne olacağına kendi karar veremez. Önemli olan aynı ülkenin vatandaşı olabilmektir, aynı bayrağa sahip olabilmektir, aynı vatanın içinde aynı milletin ferdi olarak huzur içinde yaşayabilmektir. Ben Türk'üm, Oğuzlar'ın Kayı boyundan geliyorum, ama bu ülkede yaşayan farklı etnik kökenden insanlarla et ve tırnak olmuşuz. AK Parti iktidarı döneminde bu konuda bir takım yasal düzenlemeler yapılarak ret, inkar ve asimilasyon politikaları geride bırakılmıştır.

Kürt vatandaşlarımızın diğer vatandaşlarımız gibi bazı sosyal, ekonomik sorunları vardır. Devletin görevleri bu sorunları çözerek, bu ülkede birlikte bir ve beraber olarak, huzur ve barış içinde yaşamayı sağlamaktır. Türkiye'nin birlik ve beraberliğinden rahatsız olan çevreler vardır. Bu hep olmuştur. Bazı uluslararası terör örgütleri, PKK da dahil, sırf Türkiye'yi huzursuz etmek için bunu kaşımaktadırlar. Ellerindeki gerekçeler büyük oranda kalkmıştır. Neyi istismar edeceksiniz şimdi? İstismar edecekleri bir şey kalmamıştır. En büyük yatırımları o bölgeler alıyor. Oralara daha çok yatırım yapılıyor. Sırf terör örgütleri istismar etmesin diye.''