Cemil Çiçek: Eski araba ile gitmiyor artık

Cemil Çiçek, seçimlerin ardından Anayasa değişikliği başta olmak üzere Türkiye'nin belirli kararları almak mecburiyetinde olduğunu söyledi.

ABONE OL
GİRİŞ 01.06.2011 23:51 GÜNCELLEME 01.06.2011 23:51 İç Politika
Cemil Çiçek: Eski araba ile gitmiyor artık
Cemil Çiçek: Eski araba ile gitmiyor artık

Ankara Genç İşadamları Derneği (ANGİAD) üyeleriyle bir araya gelen Çiçek, seçimlerin demokrasi açısından önemine vurgu yaptı.

12 Haziran seçimlerine giderken içeride ve dışarıda önemli gelişmeler yaşandığını anlatan Çiçek, Türkiye'nin geçmişte ve şimdi sorumluluğunu taşıdığı eski coğrafyalısında çok ciddi kaymalar olduğunu söyledi. Türkiye'nin demokrasi ile beraber kalkınmasını sürdüren, cumhuriyetle yönetilen bir ülke olduğunu ve böylesine bir coğrafyada büyük sorumluluk taşıdığını kaydeden Çiçek, yakın bölgede meydana gelen her olayın Türkiye'yi ekonomik ve siyasi olarak ilgilendirdiğini vurguladı.

Petrolün yüzde 95'ini dışarıdan alan Türkiye için yılın başında bütçeyi hesaplarken ham petrolü 90 dolar üzerinden hesap ettiklerini, fakat yakın coğrafyada meydana gelen olaylar nedeniyle ham petrolün varil fiyatının 120 dolara çıktığını belirten Başbakan Yardımcısı, bunun da Türkiye'ye 16 milyar dolar ilave fatura getirdiğini bildirdi.

Özellikle son birkaç yıldır söz konusu ülkelerle ikili ilişkilerde önemli gelişmeler olduğuna dikkat çeken Çiçek, ''Türkiye ya bölgesel güç olacak, buraya sağlam basacak ve bir adım daha öteye gidip dünyada bir güç haline gelecektir. Ya da 2. ligde, 3. ligde zaman zaman bocalayıp küme düşecek paniği, heyecanı içinde varlığını sürdürecek. Onun için bu seçimleri önemsiyoruz'' dedi.

-ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN ÖNEMİ-

Anayasa değişikliği bakımından da Türkiye'nin önümüzdeki dönem belli kararları almak mecburiyetinde olduğunu dile getiren Çiçek, Türkiye'nin artık yoluna eski model bir araba ile devam etme şansı bulunmadığını söyledi.

Çiçek, konuyla ilgili şunları söyledi

''25 yıldır bu Anayasa'nın pratiğini yapan bir insanım. Belki Türkiye'de benim gibi başka 2., 3. kişi de yok. Cumhuriyet tarihinde en uzun süre hükümette kalan benim. 60 hükümetin altısında görev yaptım. Bu değişim sürecini yakinen içeriden gözledim. Dolayısıyla bu Anayasa yürürlükte kaldığı sürece Türkiye gerilimlerden, sıkıntılardan kurtulamaz. Yağmurda, yaşta, temmuzun sıcağında seçimlere gidiyoruz. Ama geldiğimizde bizden evvel başka iktidarlar var.''

Terör konusunda da Türkiye'nin önemli bir şeyin arefesinde olduğunu kaydeden Çiçek, ''Terör seçim günü falanın fiyatın oyunu almaya kurban edilecek bir konu değildir. Türkiye bir kavşak noktasında, ümit ederim bunu hep beraber soğukkanlılıkla değerlendirerek sonuca varacağız'' diye konuştu.

-REJİM DEĞİŞİKLİĞİ KORKUSU-

Bir iş adamının zaman zaman rejim değişikliği korkusu yaşadıklarını belirtmesi üzerine Başbakan Yardımcısı Çiçek, ''8,5 yılda şu Filistin Sokağı'nda ne değişti? Trilye orada duruyor, Gar Lokantası orada duruyor, kafeler orada duruyor. Bu sokakta ne değişti veya öbür tarafta ne değişti. Şimdi bir kısım insanlar korkulardan kendi statüsünü korumaya çalışıyor'' dedi.

Türkiye'ye gelen turist sayısının bugün yıllık 29-30 milyon kişiye çıktığına dikkat çeken Çiçek, ''Ne değişti biz geldikten sonra Akdeniz sahillerinde, birilerine müdahale eden mi olmuş?'' diye konuştu.

Anayasa değişikliği için hazırlıklarını yaparak tüm partilere, sivil toplum örgütlerine gittiklerini anlatan Çiçek, bunlar içerisinde en hazırlıksız kesimin siyasiler olduğunu gördüklerini de kaydetti.

-DOKUNULMAZLIK SADECE MİLLETVEKİLİNDE YOK-

Milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması konusuna değinen Çiçek, Türkiye'de dokunulmazlığın sadece milletvekillerinde olmadığını kaydetti.

Havaalanlarında VIP kapısına bakıldığı zaman büyükelçilerden, yargıya kadar 60 kadar ayrıcalıklı isim listesi bulunduğunu anlatan Cemil Çiçek, şöyle konuştu:

''Bu ayrıcalık sadece uçağa binişteki ayrıcalık değil. Aynı suçu sade vatandaş işlediğinde soruşturma yöntemi farklıdır, oradakilerden birisi işlediğinde farklıdır. Siz sadece siyasetçiyle ilgili kısmı kaldırdığınızda, öbürlerinin durumunu aynen tuttuğunuz takdirde burada tu kaka yapılan siyasetçi olur ve siyasetçi işini yapamaz hale gelir. 173-180 kadar arkadaşımız 13 Haziran sabahı yok. Yaptıkları ne suç varsa, oradaki herhangi bir savcı sorguya çekebilir. Ama aynı şeyi bir hakim için söyleyemezsiniz, aynı şeyi bir vali için, bir müsteşar için söyleyemezsiniz. Ben milletvekili olarak 5. sınıf bir ilçede savcının karşısına çıkarım, ama valisi, büyükelçisi, müsteşarı Yargıtay'daki ilgili daire huzuruna çıkar. Bu ülkede kim suç işleyorsa aynı soruşturmaya tabi olması gerekir. ''

-''TÜRKİYE DAHA İLERİYE GİDER, DAHA GERİYE GİTMEZ''

Çiçek, Türkiye'nin bundan sonra daha ileriye gideceğini fakat daha geriye gitmeyeceğini, bu konuda kimsenin endişelenmesine gerek bulunmadığını vurguladı.

Toplumda sosyolojik bir değişim yaşandığını, buna hukuk veya siyaset müdahale etmezse toplum kendi istikametini tayin ederek, bunu daha rahat bir şekilde götürebileceğini kaydeden Çiçek, ''Türkiye'de muhafazakar kanallar var, daha liberal kanallar var. Gidin bakın eğlence programlarına, başörtülüğü ile başörtüsüz orada çiftetelli oynuyor. Kimsenin endişe etmesine gerek yok'' dedi.

Türkiye'nin 1963 yılından beri devlet politikasının AB'ye girmek olduğuna işaret eden Çiçek, demokratik değerleri benimsememiş bir ülkenin bu birliğe üye olamayacağına da dikkat çekti.

-ÖZELLEŞTİRMELER-

''Keşke Türkiye şu özelleştirme meselesini 80'li yıllarda bitirebilseydi, Türkiye'deki gerginliğin, kavganın temelinde devletten rant koparma vardır'' diye konuşan Başbakan Yardımcısı Çiçek, bunun sona ermesi için de özelleştirmelerin bir an önce yapılması gerektiğini söyledi.

Hala ekonominin yüzde 60-65'inin devlet tarafından kontrol edildiğine dikkat çeken Çiçek, böyle olunca herkesin devletten bir nema alma yarısında bulunduğunu savundu.

Çiçek, ''Özelleştirme olursa toplumsal ahlak daha düzgün olur. 30 senedir bana Akbank'tan, Garanti Bankası'ndan 'kredi al' diye bir Allah'ın kulu gelmedi. Ama kamu bankalarından 'bize kredi al' diyen bir alay adam geliyor. Kardeşim hak ediyorsan, projen uygunsa, sana orası da kredi verir. Niye ille de devlet bankası. Çünkü en çok batık kredi devlet bankalarında olur. Özelleştirmeleri ekonomik olay değil, toplumsal ahlakın korunması bakımından da önemli buluyorum'' dedi.

KAYNAK : AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR