Türkiye'de siyasi satranç nasıl oynandı?
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde siyasal iletişim uzmanı Doç. Dr. Cengiz Anık yaşanan süreci çok iyi bir satranç oyunu olarak nitelendirdi.
ABONE OLNergis Demirkaya'nın röportajı
Kimine göre totaliterleşme, tek adamlık kimine göre sivilleşme, özgürlüklerin gelişmesi...
Kim ne derse desin Türkiye'nin, 10. yaşını kutlamaya hazırlanan AK Parti iktidarında büyük bir değişim gerçekleştirdiği gerçek. En son komutanların emekliliğini istemesinin gölgesinde toplanan YAŞ'taki Başbakan Erdoğan'ın tek başına masada oturduğunu gösteren o fotoğraf da Türkiye'deki değişimi simgeleyen bir belge olarak çoktan tarihe geçti.
Peki bu 10 yılda ne oldu? Türkiye bu noktaya nasıl, hangi dinamiklerle geldi, getirildi?
Siyasetçileri bir kenara bırakıp bu süreci bir bilim insanı ile konuştuk. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde siyasal iletişim uzmanı Doç. Dr. Cengiz Anık yaşanan süreci çok iyi bir satranç oyunu olarak nitelendirdi.
Anık'a göre 10 yıl süren bu satranç oyununda ilk piyonu hareket ettiren Başbakan Erdoğan oldu. Toplumun 'sinir uçlarına' dokunmadan ekonomik alt yapı güçlendirilerek iyi bir oyun kuruldu. Köşk, üniversiteler derken tek tek taşlar alınmaya başlandı.
Oyundaki en önemli taşlardan belki de yargıyı temsil eden kaleler Anayasa değişiklikleri ile düşürüldü. Şah'tan sonraki en önemli taş olan vezir ise komutanların emekliliği ile oyunun dışında kaldı.
Bu büyük oyun şimdi mat aşamasında....
İşte Başbakan Erdoğan'ın, satrancın dünya çapında en büyük ustası kabul edilen Kasparov'u kıskandıracak siyaset satrancının ayrıntıları...
***
-Türkiye'de büyük bir değişim yaşanıyor. Bu değişimi anlatmaya nereden başlamak gerek?
Siyasal güç odaklarının değişimini ANAP döneminin simgesi ortadirek olgusu ile başlatmak gerek. Ortadirek'in gelişimine kadar sermaye grubu, askeriye ve cunta meraklıları ile bürokratlar diyeceğimiz güç odakları vardı. Ama 80'li yıllarda farklı bir ekonomik gelişme
yaşandı. Almanya işçilerinin birikimleri, sadaka diye verilen paralar ticari kapitalizmde fonksiyon icra eder duruma geldi. Köyden kente göçün sonunda ikinci üçüncü kuşağı temsil eden iyi eğitim almış ama hakettiği yerde olmayan zihinsel potansiyel gelişti. Ekonomik kaynaklardaki gelişme zihinsel birikim buluşunca ortadirek kendini
ifşa etti.
Bu arada 'biz artık tetikçilik yapmak istemiyoruz' diyen bazı ülkücü kadrolar devletin egemenlik alanlarından bilinçli şekilde kaçtı. Böylece egemen güçlerin egemenlik alanı dışında milliyetçi ve islamcı güçler gelişti. Ve mevcut siyasal güç blokunun içinde yer almayan bu katman da artık 'iktidar kılıcının bir kısmı da bizde olmalı' dedi.
Bu katman 2001 krizi, 28 şubat süreci ve o dönemki hükümetlerin yarattığı facialar ile daha da güçlendi. Potansiyelin harekete geçmesi için her türlü malzeme vardı. Biz de siyasette etkin olmak biz de müsteşar, bakan olmak istiyoruz duygusunu şiddetle hissettikleri bir anda AK Parti geldi.
ASIL ÇATIŞMA 2002'DE YAŞANMAYA BAŞLADI
-AK Parti böyle bir birikimi, süreci gördü mü?
AK Parti'nin ne ekonomik projesi ne siyasi anlamda bir doktrini vardır. Ama 'bu potansiyele siyasi köprü olabilirim' duygusu verdi ve iktidara geldi. Erbakan döneminde başörtüsüne esas duruş gösterilecek dediğinde bir yüzbaşı bile kendinde buna tepki gösterecek gücü
buluyordu. Egemenlik alanında gerçek anlamda çatışma da bu dönemde başladı.
- Toplumsal dönüşüm de etkili sanırım?
Kesinlikle. Geçmiş dönemlerde de egemen blokla çatışmalar olmuştu ama gerçek anlamda çatışma AK Parti döneminde yaşanmaya başladı. Çok akıllıcı bir kavga verildi. 28 Şubat süreci gibi bir cephe savaşı değil, 2002'den sonra yaşanan çatışma bir toplu iş sözleşmesi
görüşmesi, diplomatik masada yürütülen bir savaş gibidir. Tam bir satranç oyunudur.
İLK PİYONU ERDOĞAN HAREKET ETTİRDİ
- 10 yıldır süren bir satranç oldu sanırım. Nasıl başladı oyun, nasıl gelişti?
Satranca başlamak için piyonu oynatmak gerekir. Piyonu ilk hareket ettiren Erdoğan oldu. Siyasal süreçte ilk adımı, "Benim seçilmemden korkmayın ben siyasal mevkilerde bulunmazsam Refah, Milli Görüş gibi rektörü esas duruşa getireceğim diyenlerle uğraşırsınız. Belediye başkanlığımda Çevik Bir'le anlaştım. Yurt dışına sorun. Sizin güç
alanınızı tehdit eden zararlı bir unsur olmadığımı temin edebilirsiniz" mesajı ile Erdoğan attı. Bunu yaparken de içeride kendi kadrolarına, "Dik duracağız ama diklenmeyeceğiz" mesajı verdi.
ERDOĞAN VURUCU DARBEYE
NASIL HAZIRLANDI
AYRINTILAR HABERİN DEVAMINDA...
-
Sabit Kal 13 yıl önce Şikayet Et'Oyun'u anlayabilecek kadar yakindekilerle, anlayamiyacak kadar uzaktakiler. le, 'oyun'u anlayabilecek kadar oyunculara yakin olmayanlara ferasetsizlik yüklenmemelidir, sayin b.Özkan. Milleti yillarca aldatan ve hep oyunun sonunu bekleyin diye diye, onlarca yili bosuna gecirenlerden bikanlar, buradaki oyundanda süphelilerdi. Ancak ben, rahmetli Erbakan ile Erdogan'in kavgasinda asil oyunun basladigina vurgu yapmak istiyorum. Bu 'oyun'u yutturabilince, Erbakan'a karsi yillarca beslenen önyargilar asilabildi ve Milli Görüs düsmani Müslüman gücler nihayet bu 'oyun'la asilabildi ve birlestirilebildi. Böylece, 28 Subat darbesine karsi bir hamle ile cikmak zorunda kalan 'kardesler' birbirlerine 'oyun icabi'da olsa agir elestiriler yapmak zorunda kaldilarki karsi oyucular 'numara'yi yutabilsindi. Ancak Müslüman Gücler arasindaki anlasma Milli Görüs gömlegini cikartiklarini iddia edenlerdede bir strateji ve mücadele gelismesini cebrende olsa tetikledi ve artik Müslümanlar hangi gurup, hizip, tarikatta olsalar ortaklasa bir caba icine girdi.Beğen
-
bulent Ozkan 13 yıl önce Şikayet Et10 ıllık serüven ancak böyle anlatılabilir. Ne zaman Tayip neden daha önce böyle değildi diye sorsalar bunları anlatıyordum ama bir türlü anlamak istemeyen birileri var. Bu işin özeti köprüyü geçmektir. köprünün ortasında ayı ile kavga olurmu? ama işte anlamak istemeyen ferasetten yoksun milyonlarca kardeşimiz var onlarıda öyle idare edeceğiz işte ne yapalım.Beğen Toplam 1 beğeni