Eda Kurt: Influencer’lar ürün tanıtımı yaparken gençleri etkilediklerinin bilincinde olmalı

Ancak son dönemde Influencer’lar, kendilerine hediye olarak gönderilen ürünleri sosyal medya paylaşımlarında tanıtmaları için gördükleri baskı ile gündemde. Konuya ilişkin değerlendirme ise özellikle gençlerin yakından takip ettiği Influencer Eda Kurt’tan geldi. 

Dışarıdan bakıldığında kolay gibi görünse de sosyal medyanın insan davranışları üzerinde bu denli etkili olduğu bir çağda bilinçli hareket edilmesi ve taleplerin derin bir süzgeçten geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Eda Kurt, “Biz Influencer’lar üzerinde sürekli eğleniyor ve bu anlarımızı paylaşarak gelir elde ediyormuşuz gibi bir algı var. Ancak teknoloji çağının gençleri, sosyal medyada rol model olarak aldıkları Influencer’ların önerilerini tıpkı sıkı bir dostu dinler gibi dinliyor ve uyguluyorlar. Bu yüzden Influencer’lar ürün tanıtımı yaparken gençleri etkilediklerinin bilincinde olmalı. Markalar da bu durumun farkına varmalı” dedi.
 
“Amacımız reklam değil, doğru yönlendirme”

Markaların Influencer’lara karşı bakış açılarının da değişmesi gerektiğini belirten Eda Kurt, “Zaman zaman kimi markaların Influencer’lara ne yazık ki sadece birer reklam aracı olarak yaklaştığını görüyoruz. Ancak faaliyetlerimizin temel amacı, bizleri beğenerek takip eden kitleler için faydalı olacak içerikler paylaşmak ve aramızdaki arkadaşlık bağını kuvvetlendirmek. Bu noktada bir işbirliği veya ürün tanıtımı söz konusu olduğunda bizi takip eden kitlenin özelliklerine, ihtiyaçlarına ve değerlerine uygun seçimler yapmamız gerekiyor. Aksi halde birer arkadaş hatta dost haline geldiğimiz takipçilerimizin güvenini sarsmış oluruz. Çünkü öncelikli amacımız reklam değil, doğru yönlendirme, reklam bunun sonucunda ortay çıkıyor. Dolayısıyla paylaşım ve tanıtım için Influencer’lara ısrar etmeden önce, bu kişilerin prensiplerini ve amaçlarını iyi bilmek gerekiyor.” şeklinde konuştu.
 
“Tavsiye etmeden önce ürünlerin içeriklerine dikkat edilmeli”

Marka işbirlikleri ve ürün tanıtımları gibi faaliyetlerde gerekli hassasiyetin gösterilmemesi durumunda insan sağlığı açısından da risk oluşturulabileceğine dikkat çeken Eda Kurt, “Kozmetik ürünler, gıda takviyeleri, yiyecekler ve içeçekler gibi direkt cilde temas eden veya vücuda giren ürünler, alerjen yahut yan etki gibi etmenler göz önünde bulundurularak ele alınmalı. İçerikleri ise iyice irdelenerek ürünün gerekli testlerden geçtiğinden emin olunmalı. Aksi halde herhangi bir sağlık sorununa yol açılabilir ve neden olunan zarar, ne maddi ne de manevi anlamda karşılanamayacak boyutlara ulaşabilir.” ifadelerini kullandı.
 
“Filtreleme kaslarımızı güçlendirerek dijital şiddetin önüne geçebiliriz”

Tanıtımın yalnızca ürün odaklı değil görsel ve işitsel içerikler için de yapılabildiğini hatırlatan Eda Kurt, “Bizleri takip eden insanlara ister tanıtım ister kişisel öneri amaçlı sunduğumuz her içerikten sorumluluk duymalıyız. Bu noktada önerdiğimiz veya tanıttığımız bir kitabın, filmin veya bir görselin yaratacağı etkiyi iyice tartmalı, takipçilerimizin yaş aralığına, değerlerine veya toplum ahlakına ters düşen hiçbir yapımla veya isimle bir araya gelmemeliyiz. Aslında bu, yalnızca biz Influencer’lar için değil, sosyal medya kullanıcısı olan her bireyin sorumluluklarından biri olmalı. Bu konuda daha fazla bilinçlenmek, bu gibi içeriklerle karşılaşıldığında gerekli tepkileri vermek ve hatta durumu gerekli mercilere intikal ettirmek de önemli. Böylece filtreleme kaslarımızı güçlendirerek dijital şiddetin önüne geçmede önemli bir adım atmış oluruz.” dedi