Ege Bölgesi'ndeki fay hareketliliği

EFSUN YILMAZ - Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atilla Uluğ, Ege Bölgesi'nde artan depremlere ilişkin, "Hareket halindeki trenin bir vagonu raydan çıkarsa, bu diğerlerini de etkiler. Anadolu bloku yılda 2,5 santim batıya kayıyor, Ege Bölgesi'nde de karmaşık ve hareketli faylar var." dedi.

ABONE OL
GİRİŞ 29.09.2016 13:38 GÜNCELLEME 29.09.2016 13:38 GÜNCEL
Ege Bölgesi'ndeki fay hareketliliği
Ege Bölgesi'ndeki fay hareketliliği

Prof. Dr. Uluğ, İzmir, Denizli ve Manisa'da son zamanlarda yaşanan depremlere ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu'nun "Alp-Himalaya" adlı dünyanın en önemli deprem kuşaklarından birinin üzerinde yer aldığını hatırlattı.

Alp-Himalaya Deprem Kuşağı'nda yer alması nedeniyle Anadolu'da her zaman deprem riskinin bulunduğuna işaret eden Uluğ, "Genç, tektonik bir yapı var. Bölgenin her yerinde pek çok diri, aktif faylar var. Bunlar da bazen hep beraber, bazen ayrı ayrı harekete geçiyor." diye konuştu.

- "Denizli ve Menderes fayları farklı"

Denizli ile İzmir'in Menderes ilçesinde son günlerde yaşanan depremlerin birbirlerinden bağımsız meydana geldiğini ifade eden Atilla Uluğ, "Denizli ve Menderes'in fayları birbirinden bağımsız ve hepsi Anadolu plakasının üzerinde. Faylar bazen ayrı ayrı harekete geçebiliyor." şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Uluğ, Denizli ve çevresinde Büyük ve Küçük Menderes'in oluşturduğu 2 ayrı çöküntü havzası olduğunu bildirerek, bu havzaların o bölgede birleştiğini ve hangi çöküntü havzasında fay etkin ise o bölgenin hareketlendiğini söyledi.

İzmir'de de Gediz çöküntü havzasının bulunduğuna dikkati çeken Uluğ, bunların bağımsız hareket etmesine rağmen depremlerin yine de birbirinden tamamen farklı düşünülmemesi gerektiğini ifade etti.

Atilla Uluğ, "Hareket halindeki trenin bir vagonu raydan çıkarsa, bu diğerlerini de etkiler. Anadolu bloku yılda 2,5 santim batıya kayıyor ve Ege Bölgesi'nde de karmaşık ve hareketli faylar var. Karmaşık ve hareketli faylar bazen hep beraber hareket ettiği için ülkenin her yerinde deprem meydana gelebiliyor." değerlendirmesinde bulundu.

- "(Bu fay nereden çıktı) diyemeyiz"

Türkiye'den geçen fay hatlarını bildiklerini, deprem büyüklüklerinin ölçüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Uluğ, şunları kaydetti:

"Menderes çöküntü havzası bir sürü fayın birleştiği bir yer. 'Bu fay nereden çıktı' diyemeyiz. Meydana gelen depremlerin büyüklüğü de tahmin ediliyor. Bu depremler sürpriz değil. Bölgelerdeki deprem geçmişine baktığımızda, ne kadar çok ve ne kadar büyüklükte deprem ürettiyse, yine aynı depremler meydana gelebilir. Örneğin, İzmir için büyük deprem tehlikesi 400 yılda bir söz konusu olur. En son 7,5 büyüklüğündeki deprem, 10 Temmuz 1688'de oldu. Dolayısıyla yeni bir deprem de beklenebilir."

- Prof. Dr. Ercan: "Başka depremler de bekliyoruz"

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan da depremlerin ana kaynağını, "Afrika kıtasının Anadolu'nun altına doğru dalarken, Anadolu Yarımadası ve Ege kabuğunu itmesi sonucunda meydana gelen gerilmeler" olarak değerlendirdi.

Manisa ve Akhisar arasını uzun süredir izlediklerini belirten Prof. Dr. Ercan, "Manisa ile Akhisar arasını uzun süredir izliyoruz, aşırı gerginlik vardı. Üretmesi gereken deprem 6,5'ti. Bunu üretmedi, yaklaşık 5 büyüklüğünde bir deprem üretti. Bu uyarıcı nitelikte. Akhisar ve Manisa arası bana göre çanların çaldığı bir yerdir, kentsel dönüşüm açısından burada özenli olmak gerekiyor." ifadelerini kullandı.

İzmir'de kuzeyden gelen Zeytinbağı kırığı olduğunu ve bu kırığın Dikili'nin bulunduğu kesimden Midilli, Foça, Karaburun üçgenine uzanıp denize daldığını vurgulayan Övgün Ahmet Ercan, "Daha sonra İzmir kırıklarıyla kavşak yapıyor. Midilli Koyu'nun önünde bir patlama, boşalma yapması gerekiyor, derinliği de 5 ile 7 kilometre arasında. Granit katmanı içinde olması gerekiyor 6,8 ile 7,2 büyüklüğünde deprem bekliyorum. Burada bir deprem riski var ve İzmir'de 6 ila 6,5 büyüklüğünde duyumsanacak." görüşünü aktardı.

Ercan, Denizli'de ise üç ana kırığın Pamukkale çukurunda gerginliğe neden olduğuna işaret ederek, geçmişte bu bölgede 6,5 ile 7,1'e varan tarihsel depremler olduğunu, "eski Denizli" diye anılan Laodikya'nın da bu depremle yıkıldığını anımsattı.

Bu bölgede de 6,4 ile 7 arasında deprem olacağını düşündüklerini öne süren Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Denizli'nin doğru yerleşiminin de 6,4 büyüklüğündeki bir depremi kaldıracak durumda olduğunu sözlerine ekledi.

KAYNAK : AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR