"Sandığın güvenliğini korumakla demokrasiye en büyük hizmeti yaptık"
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "Sandığın güvenliğini korumakla, vatandaşlarımızın sandığa itibarının ve itimadının devamını sağlamakla demokrasiye en büyük hizmeti yaptığımıza inanıyoruz." dedi.
ABONE OLFeyzioğlu, Kastamonu'da düzenlenen, "Ülkelerarası ilişkilerin gelişmesinde avukatların ve baroların rolü" etkinliğinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin önemli bir seçim dönemini atlattığını, seçimde çok sayıda avukatın görev aldığını belirten Feyzioğlu, "Seçim günü itibarıyla binlerce meslektaşımız, barolarımız sandığın güvenliğini sağlamak için görev yaptı. Tüm siyasi partilerin ve tüm vatandaşların teşekkür etmesi gereken bir davranış sergilediler." ifadesini kullandı.
Sandığın demokrasinin vazgeçilmezi olduğunu vurgulayan Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"Sandık tek başına demokrasiyi sağlamaz belki ama sandık olmadan demokrasi olmaz. Seçim günü sandığın üzerine toz konsaydı bugün hepimiz, seçimin sonuçlarının meşruiyetini tartışıyor olurduk. O sebeple yemeyip içmeyip tam bir huzur ortamına seçim sonrasında kavuşacağımızı hayal ederken avukatlara ve barolara sataşanlar, Türkiye'nin ve Türk milletinin huzurunu istemeyenlerdir. Sandığın güvenliğini korumakla, vatandaşlarımızın sandığa itibarının ve itimadının devamını sağlamakla demokrasiye en büyük hizmeti yaptığımıza inanıyoruz. Hiçbir siyasi parti ayrımı gözetmeksizin."
Türkiye Barolar Birliği olarak binlerce meslektaşını sandık güvenliği ve hukuku konusunda eğittiklerini anlatan Feyzioğlu, meslektaşlarının da diledikleri siyasi partide görev aldıklarını dile getirdi.
- "Birlik ve beraberlik içinde yolumuza devam etmemiz gerekir"
Hiçbir siyasi parti ile organik bağları olmadığına işaret eden Feyzioğlu, "Önemli olan sandığa sahip çıkılmasıdır. Türk milleti el ele avukatlarıyla birlikte bunu başarmıştır. Seçimlerden sonra birlik ve beraberlik içinde yolumuza devam etmemiz gerekir. Polemikler sadece küçük ve sığ siyasi menfaatlere hizmet eder, Türk milletinin ve Türk vatanının üstün menfaatine hizmet etmez." diye konuştu.
Feyzioğlu, yeni dönemle ilgili kuvvetler ayrılığı noktasındaki eleştirilerini söylediklerini, yaşandıkça gerekli düzeltmelerin yapılacağına inanmak istediğini belirterek, şöyle dedi:
"Türk milleti sağduyulu bir millettir. Kendi içinden çıkardığı yöneticilerini de bir noktada sağduyulu davranmaya ikna eder. Kuvvetler ayrılığının sağlanmasının zorunlu olduğunu söylüyorum. Yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının mutlak olarak sağlanması sadece biz avukatların, hakimlerin ve savcıların değil, 81 milyon vatandaşımızın ortak isteğidir. Bu isteği Türkiye'yi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar el birliğiyle yerine getirecektir."
Türkiye'nin çalkantılı bir coğrafyada olduğunun altını çizen Feyzioğlu, şunları söyledi:
"81 milyonluk bir ülke, coğrafi anlamda çalkantılı bir bölgede istikrar adası gibi duran ve durmak zorunda olan bir ülke yargısı güvenilir olmazsa geleceğini güvenceye alamaz. Biz güvenilir bir yargıya doğru mutlaka yol almak zorundayız. Adalet paydasında mutlaka buluşmak zorundayız. Aksi takdirde savcıların, mahkemelerin her işlemi toplumun bir kısmı tarafından güvensizlikle karşılanır."
Yargının işlemlerine güvenilmesi gerektiğini söyleyen Feyzioğlu, "Bunun için sistemi güvenilir kılmamız lazım. Türkiye Barolar Birliği olarak her konuda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yanında olmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Doğruya 'Doğru', yanlışa 'Yanlış' diyeceğiz. Son nefesimize kadar bunu yapmaya kararlıyız." ifadesini kullandı.