"Ortadoğu'nun en güvenli kazı alanı Türkiye"
MUSA ÖZYÜREK - Türkiye'deki barış ve huzur ortamı birçok alanda olduğu gibi arkeolojik kazılar açısından da büyük önem taşıyor. Özellikle yabancı arkeologlar, Türkiye'de güvenli bir ortamda kazı çalışmalarını yürütebilmenin rahatlığını yaşıyor.
ABONE OLAnkara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kültepe Kaniş/Karum Höyüğü Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ortadoğu'daki ülkelere bakıldığında en güvenli ülkenin Türkiye olduğunu, bundan dolayı da yabancı arkeologların Türkiye'ye gelmeye çalıştığını söyledi.
Ortadoğu'daki ülkelerin hemen hepsinde bir iç karışıklık olduğunu ve bu durumun kazı yapan hem yerli hem de yabancı arkeologları tedirgin ettiğini belirten Kulakoğlu, "Suriye, Irak, Mısır, Ürdün, Libya gibi ülkelerde çalışan Japon, İtalyan, Fransız, Alman arkeologlar başta olmak üzere yerli ve yabancı tüm arkeologlar projelerini durdurmak zorunda kaldı. İstikrarsız, güvensiz bir ortamda çalışamadıkları bölgeyi terk ettiler. Buna karşın Türkiye'deki tüm kazılar sorunsuz ve aralıksız devam ediyor. Bunda hem istikrar hem de güven ortamının oluşmasının faktörü çok büyük" şeklinde konuştu.
Kulakoğlu, akademik olarak da bölgedeki en yüksek potansiyele sahip Türkiye'nin, üniversite, öğrenci ve enstitüler anlamında da en zengin ülke olduğunu vurguladı.
Bunun yanında kazılacak, çalışılacak çok fazla alan olduğunu dile getiren Kulakoğlu, "Bunların da ötesinde arkeolojik anlamda çözüm bekleyen çok da sorun var. Bu faktörler, Türkiye'yi arkeolojik kazılar açısından Ortadoğu'nun en güvenli ve cazip ülkesi haline getiriyor. Komşu ülkelerdeki iç karışıklıklar yabancı arkeologların Türkiye'ye ilgisini de artırdı. Örneğin Suriye'de kazı çalışması yürüten İtalyan arkeologlar oradan ayrılıp Türkiye'ye yöneldi" dedi.
Kazıların çok zor ve uzun soluklu projeler olduğuna dikkati çeken Kulakoğlu, bununla birlikte akademik getirisinin de çok yüksek olduğunu vurguladı.
Kulakoğlu, kazıların sadece birkaç arkeologla yapılmadığını, arkeolojinin yanında biyoloji, antropoloji, kimya hatta finansa kadar giden çeşitli anabilim dallarıyla ilişkili olduğunu belirtti.
- "Kazılar bilim insanlarına hayat veriyor"
Arkeolojik çalışma yapılmadığı zaman sadece arkeologlar değil, bu bilim dallarındaki insanların da araştırma yapamayacağına işaret eden Kulakoğlu, şunları kaydetti:
"Çoğu bilim adamı proje ile yaşar. Çoğu master ya da doktorasını yapanlarla doktorasını bitirmiş bilim insanları hep projelerden geçinir. Bunlar 3 yıllık 5 yıllık proje yapar, hem kendi hayatını hem araştırmalarını yürütür. Bilim insanları yaptıkları kazı çalışmalarıyla yeni veriler üretir, yeni bilimsel akademik çalışma yapar ve bunları yayınlayarak ülkenin bilim liginde de daha üst düzeye çıkmaya çalışır. O açında arkeolojik kazılar bilim adamları açısından hem maddi hem manevi anlamda çok önemlidir. Bir anlamda kazılar bilim insanlarına hayat veriyor, onları hayata bağlayan en önemli unsur oluyor ayrıca yapılan her kazı çalışması da ülkenin tanıtımına katkı sağlar. Turizm potansiyelini artırır."
- "Türkiye'de çalışmalarımızı rahatlıkla yürütebiliyoruz"
Kültepe'de kazı çalışması yürüten Japon arkeolog Prof. Dr. Ryoichi Kontani de Prof. Dr. Kulakoğlu başkanlığında kazı çalışmalarına başladıklarını ve Türkiye'de bulunmaktan çok mutlu olduklarını ifade etti.
Türkiye'ye kendilerine sahip çıktıkları için teşekkür eden Kontani, "Mısır'da, İran'da, Irak'ta çalışan çok arkadaşım vardı ama onlar Ortadoğu'daki kargaşadan dolayı çalışmalarını durdurmak zorunda kaldı. Biz Türkiye'de güvence içerisinde çalışmalarımızı rahatlıkla yürütebiliyoruz, hem ekonomik hem de politik açıdan rahat çalışılacak bir yer. Japon arkeologlar olarak Ortadoğu'da kazı yapabilen tek ekip biziz. Bunun önem ve ayrıcalığını fazlasıyla hissediyoruz. Diğer arkadaşlarımız da çalışacak güvenli bir yer bulamadıkları için ülkeye dönmek zorunda kaldılar. Onlar adına da çok üzülüyorum" diye konuştu.