Peri Palas'ta macera var

Peri Palas romanı iç içe geçmiş öykülerden oluşuyor. Ömer Faruk Yazıcı’nın kaleme aldığı Pera Palas, türünün başarılı örneklerinden. Okuru birbirinden sürükleyici bölümlerde maceralar ve sürprizler bekliyor.

ABONE OL
GİRİŞ 15.01.2021 13:55 GÜNCELLEME 15.01.2021 13:55 KİTAP
Peri Palas'ta macera var
Peri Palas'ta macera var

Fantastik edebiyata olan ilgi her geçen gün daha da artmakta. Ömer Faruk Yazıcı’nın Ketebe Yayınları’ndan çıkan Peri Palas romanı da bu türün 2020 yılında yayımlanmış başarılı örneklerinden biri.

 

Romanın girişindeki açıklamadan alıntı yaparsak, kurgunun oluşma macerasını da öğrenmiş oluruz:

“…Beşiktaş’tan Taksim’e çıktığım bir gün ‘Pera Palace’ tabelasını ‘Peri Palas’a dönüştürmekle zihnimde çiçek açtı bu fikir. İstanbul’un köhne bir semtinde zar zor ayakta duran bir konağın geceleri, kültürümüzde hala yaşamakta olan tüm o acayip varlıklara hizmet eden ve hayalet bir çift tarafından işletilen bir hana dönüşmesine şahit oldum evvelce. Adından konağa bir yabancı geldi ve macera başladı.”

 

Tam da böyle başlıyor işte roman…

Sadece perilerin değil, cümle acayiplerin ikamet ettiği bir mekândır Peri Palas. Faruk ise bu acayip otelin tek insan kahramanıdır. Roman boyunca Peri Palas’ta ikamet eden ya da şöyle bir uğrayıp geçen iyi veya kötü niyetli pek çok acayip ile tanışırız; kimi peri, kimi hayalet, kimi gulyabani, cadı, cin, alkarısı, karabasan… Masallarımızın içine kadar sokulmuş olan bu acayip kahramanlar, şimdi fantastik bir romanın sayfalarında yeniden hayat buluyorlar. Nitekim Peri Palas’ı işleten Mümtaz Bey ve eşi Perihan Hanım da birer hayalettir. Geceyken gündüz, gündüzken gece olan ve akşam ezanından sonra içi bakımlı bir otele dönüşen, dışarıdan metruk ve ahşap görünümlü bu binayı çekip çevirmek, cümle acayibi ağırlamak, hayattayken de bu konağın asıl sakinleri olan onların işidir. Faruk ise adının anlamındaki fark ediciliğin farkında olan, çocukluğundan bu yana hep meraklı bir insan.

MACERALAR ANLATIYOR

Süfli bir çöplük cininden duyduğu Peri Palas’ı sonunda bir vesile ile fark etmiş olan Faruk, otelin sakinleri ile tanıştıktan sonra adaşı da olduğu romanın yazarının kalemini ödünç alarak, bizler için gece, acayipler için gündüz olan dünya zamanında Peri Palas’ın macerasını başlatır.

Kitap, daldırma tekniği ile yazılmış. Her bölüm kendi içinde bağımsız olarak okunabiliyor o yüzden. Bu haliyle fantastik bir hikâye serisinin bölümlerinden oluşuyor gibi. Ama her bölüm, bir önceki bölümlerde yer alan kahramanları da içinde barındırdığı için roman bütünlüğünü korumayı başarmış bir kitaptır aynı zamanda Peri Palas. Hiç değişmeyen ise romanın her bölümünde yer alan, kötülere karşı savaşarak dünyada iyiliği hâkim kılmaya uğraşan başkahraman Faruk ile Peri Palas’ı otel olarak işleten Mümtaz Bey ve eşi Perihan Hanım’dır. Romanın sonunda, on altı bölüm boyunca tanıdığımız acayiplerin Tavşan Adası’nda bir araya geldiği bir savaşa şahit oluruz. Fantastik edebiyatın da ana teması olan iyi ile kötü mücadelesinin bir savaş ortamında sunulduğu bu son bölüm – insanların âlemi olsun veya acayiplerin, fark etmez- bu dünyayı iyiliğin kurtaracağının işaretini verir gibidir. Ve yine anlıyoruz ki, acayipler de tıpkı insanlar gibi iyi ve kötü seçimini kendi iradeleri ile yapıyorlar.

Peri Palas, cümle acayipleri içinde barındırması, bu acayipleri bir konakta toplaması, onlara türlü maceralar yakıştırması ile hayli ilginç, hayli sürükleyici bir roman olmuş.

KAYNAK : YENİ ŞAFAK
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR