Celaleddin Ökten'den Sadettin Ökten'e ilim bu ailede en önemli miras
İmam hatiplerin kurucusu Mahmut Celalettin Ökten’in hayatı ve imam hatiplerin kuruluşuna dair önemli bilgiler, “Sadettin Ökten, Hayatı ve Medeniyet Tasavvuru” isimli kitapta ele alınıyor.
ABONE OLCelal Hoca olarak anılan Mahmut Celalettin Ökten’in hayatı ve eğitime bakışı, “Sadettin Ökten, Hayatı ve Medeniyet Tasavvuru” adıyla, Sema Bekiroğlu tarafından yazılan kitapta yer alıyor. İlke Yayınlarından çıkan kitapta Bekiroğlu, Prof. Dr. Sadettin Ökten’i anlatırken babası Mahmut Celalettin Ökten’e de genişçe yer veriyor.
1949 yılında açılan İmam Hatip Kursu’nun müdürlüğünden sonra, imam hatip okullarının hayata geçirilmesi için mücadele eden ve programını hazırlayan Celâlettin Ökten için, “Celal Hoca’nın hayatında, aldığı kararlarda, hatta imam hatip okullarının kurulması için yaptığı mücadelelerde şeyhi İbrahim Fahreddin Erenden’in de önemli etkisini unutmamak gerekir” deniliyor.
Fahreddin Erenden’in öğüdü
İmam hatip okullarının kurulması için çalışan, çaba gösteren ve etkili olan birçok isim var. Bu yönde en dikkat çekici isimlerden biri ise Cerrahi şeyhi İbrahim Fahreddin Erenden. Kitapta olay şöyle anlatılıyor: “Bir gün şeyhi İbrahim Fahreddin Erenden Celal Hoca’ya, ‘İtalyan mektebi, Fransız mektebi var. Adamlar böyle mekteplerle Hristiyanlığı öğretiyor. Siz neden Arapça tedrisat adı altında bu gibi bir din-diyanet öğreten okul açmıyorsunuz? Böyle bir teşebbüste bulunsanız, böyle bir okul açsanız ya!’ diyor. Mürşidinin tavsiyelerini emir telakki eden Celal Hoca, bu okulların kurulması noktasında o günden sonra büyük bir çaba sarf ediyor. Kitapta, batı kültürünü yakından incelemiş olan Celal Hoca’nın hem İslam ilimlerine vakıf hem de Arapça, Farsça ve Fransızca dillerini iyi derecede bilen çok yönlü bir ilim insanı olduğu belirtiliyor. Cumhuriyet Türkiye’sinin ilk yıllarından itibaren gayreti gözler önünde olan Ökten’in felsefe, kelam, İslam felsefesi alanlarında kendisini yetiştirdiği; Arapça ve Fransızca’dan tercümeler yaptığı aktarılıyor.
Oğlunun ağzından Celal Hoca
Ömrü eğitimle, hocalıkla geçen Celaleddin Ökten; öğretmenliği Peygamber mesleği olarak görüyor. Sadettin Ökten’in ifadesiyle, “Hiç bitmiyordu hocalık hadisesi. Evde, yolda, yürürken, kahvede hep devam ederdi. Hep okur ve anlatırdı. Tartışırdı. Ömrü öyle geçti. Vefat ederken de rahlesi başında vefat etti.” Çocuklarının eğitimiyle yakından ilgilenen Celal Hoca kızlarının tıp okumasını, oğlu Sadettin’in ise mühendislik okumasını istemiş. Sadettin Ökten’e göre babası Celal Hoca tam bir Osmanlı münevveri. O, yaşadığı dönem itibarıyla İslam medeniyetinin Osmanlı yorumunu temsil etmiş bir şehirli. Çocukluğu Trabzon’da geçmiş olmasına rağmen İstanbul’a hicret ettikten sonra burayı medeniyetin temsili şehri olarak görmüş, İstanbullu olmayı lisan ve telaffuz, ayrıca muaşeret bakımından çok önemsemiş.
Sıra dışı bir mühendis
Kitapta, hayatı ve medeniyet tasavvuru incelenen Prof. Dr. Sadettin Ökten, İTÜ İnşaat Fakültesi’ni bitirdikten sonra Mimarlık Fakültesinde akademik hayatına başlayan bir isim. ABD ve Belçika’da akademik çalışmalar yapan Ökten, profesörlüğünü aldığı Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesinden emekli oluyor. Ökten; medeniyet kavramı üzerinde tarihi müktesebattan yola çıkıp, kendi birikim ve tecrübesinden izler taşıyan “medeniyet tasavvuru” kavramı üzerinde duruyor. Yılmaz Özakpınar’ın medeniyet teorisinden esinlenerek ve bu teoriye yeni açılımlar getirerek yorumladığı medeniyet tasavvurunu, toplumun inandığı temel değerler sistemine ilişkin genel bir çerçeve olarak ele alıyor. Ona göre bu değerler sistemi, vahiy kaynaklı bir inanç, metafizik bir inanış, bir doktrin ya da farklı değerlere yaslanan aşkın ya da rasyonel bir kutsal da olabilir. Ökten’in medeniyet tasavvurunda; değerler sistemi, bu sisteme göre belirlenmiş davranış veya biçim, bu biçimleri denetleyen ahlak ve hukuk kuralları olmak üzere üç temel özellik göze çarpıyor.
Cumhurbaşkanlığı Büyük Ödülü sahibi
Çalışmasında Sadettin Ökten’in hem hayatını hem de medeniyet düşüncesini meraklıları ve ilgilileriyle buluşturma amacını taşıdığını söyleyen tarihçi-yazar Sema Bekiroğlu, hocanın yaşayan bir entelektüel ve İstanbul beyefendisi olarak ilgi çeken yönlerini ve düşüncelerini daha yakından tanıtmak isteğiyle kitabı kaleme aldığını söylüyor. Kitapta yazarın Sadettin Ökten ile medeniyet bağlamında yaptığı söyleşiye de yer verilmiş. 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’ne Kültür Tarihi alanında layık görülen Prof. Dr. Sadettin Ökten, son yıllarda medeniyet alanında çalışmalarına ağırlık vererek bu alandaki düşünce ve fikirlerini kitaplarında dile getirirken katıldığı ders, konferans ve çeşitli programlarda paylaşımlarına devam ediyor.