Klasik Yayınları'ndan beş yeni kitap
Klasik Yayınları'ndan "Doğa ve İstidad", "Memlük Dönemi Siyaset Düşüncesi", "Memlüklerde Siyasete Tasavvufî Yorum", "Reotik'in Orta Şerhi" ve "Kuşatmanın Manzum Hafızası" kitapları okuyucuyla buluştu.
ABONE OL
Klasik Yayınları'ndan "Doğa ve İstidad", "Memlük Dönemi Siyaset Düşüncesi", "Memlüklerde Siyasete Tasavvufî Yorum", "Reotik'in Orta Şerhi" ve "Kuşatmanın Manzum Hafızası" kitapları okuyucuyla buluştu.
MEMLÜK DÖNEMİ SİYASET DÜŞÜNCESİ
Hilafetin Gündemden Düşmesi
Yazar: Mohamad El-Merheb
Tercüme: Mustafa Taş

Memlük Dönemi Siyaset Düşüncesi, geç Eyyûbî ve erken Memlük döneminde “toplumun en iyi nasıl yönetileceği” sorusunu ele alma girişimleri sonucunda ortaya çıkan siyaset düşüncesini ele almaktadır. Kitap, bu siyaset düşüncesinin ana temaları ve kaygıları için hukukun üstünlüğü, sınırlı hükümet ve yetki devri gibi üç temel ilke altında bir tasnif önermektedir. Ayrıca, İslam siyaset düşüncesi metinlerinin kendi sosyal, entelektüel ve siyasi bağlamları dikkate alınarak yorumlanmasını öneren bağlamsalcı bir yaklaşımı savunmaktadır.
1250-1350 yılları arasında Suriye-Mısır topraklarında yaşamış beş müellifin eserlerini inceleyen kitap; yazar, ithaf, telif saikleri ve niyetleri, türler ve edebî üsluplar, kaynaklar ve etkiler ile uygulanabilirlik gibi önemli konuları da ele almaktadır.
RETORİK’İN ORTA ŞERHİ
Telhîsu Kitâbi’l-Hatâbe
İbn Rüşd
Tercüme ve İnceleme: Ali Tekin

İbn Rüşd’ün (ö. 595/1198) burada çevirisini sunduğumuz Telhîsu Kitâbi’l-Hatâbe’si yani Retorik’in Orta Şerhi Aristoteles’in Retorik kitabına sıkı sıkıya bağlı tam tekil bir yorum örneğidir. Bu kitapta İbn Rüşd’ün amacı Aristoteles’in Retorik’indeki anlamları içinde yaşadığı tekil tarihsel koşullara uyarlayarak yeniden ifade etmektir. Dolayısıyla İbn Rüşd’ün metni Aristoteles’in Retorik kitabının anlamlarının yeniden canlandırılması gayesiyle ortaya konulmuş bir eserdir. Sonraki dönemler göz önünde bulundurulduğunda bu eser İslam dünyasındaki Aristotelesçi burhanî/felsefî retorik teorisi üzerine telif edilen son tam tekil yorum örneği olma özelliğini taşımaktadır. Filozof mantık biliminin bölümlerinden biri olarak yenilediği bu felsefî retorik inşasını toplum, din ve siyaset ilişkilerini anlamanın da önemli bir aracı olarak değerlendirmiştir. Bu anlamda İbn Rüşd’ün Retorik’in Orta Şerhi’nin Türkçe çevirisinin ve çevirinin başına eklediğimiz araştırma yazısının ülkemizdeki İbn Rüşd mantığı ve felsefesine yönelik çalışmalara katkı sağlamasını umuyoruz.
DOĞA ve İSTİDÂD
İbn Sînâ’da Türleşme ve Bireyleşim
Yazar: Kübra Bilgin Tiryaki

İbn Sînâ’nın (ö. 428/1037) yeryüzünde türsel ve bireysel çokluğu nasıl açıkladığı sorusuna odaklanan bu çalışma, bu sorunun cevabını, filozofun istidâd ve mahiyet teorileri bağlamında aramaktadır. İbn Sînâ, türsel çokluğu “birincil istidâdlar” üzerinden açıklarken, nesnenin meydana gelmesi sonrasında ortaya çıkan her türlü özelliğin zeminine ise “ikincil istidâdlar”ı yerleştirmektedir. Bu bağlamda İbn Sînâ’nın türsel anlamın bireyler üzerinde gerçekleşmesi ile bireylerin her birinin sergilediği özellikler alanına ilişkin açıklamayı birleştirdiği, tutarlı ve bütünlüklü bir yaklaşım ortaya koyduğu görülmektedir. Diğer yandan o, mahiyet teorisi sayesinde bireylerin taşıdığı özellikleri mümkün kılacak “bireye özgü bir kendilik” kabulüyle özelliklere indirgenme tehlikesinden uzak bir bireyleşim teorisi geliştirmiştir.
MEMLÜKLERDE SİYASETE TASAVVUFÎ YORUM
Misbâhu’l-Hidâye fî Tarîki’l-İmâme Örneği
Yazar: Muhammet Enes Midilli

İslâm siyaset düşüncesinde devlet başkanlığını ifade eden imâmet hakkında kaleme alınmış tasavvufî bir risale olan Misbâhu’l-hidâye fî tarîki’l-imâme’nin meçhul müellifi, gerek fıkıh gerekse tasavvuf açısından ideal imâmın bulunamadığı bir zaman diliminde Misbâhu’l-hidâye’yi kudret sahibi olmakla imâmet makamına geçen imâmın/sultanın ahlâkî-tasavvufî tekâmülünü sağlamak ve bu yolla onun iktidarını ve keyfî yönetimini sınırlandırmak için bir rehber olarak kaleme almıştır.
Yaklaşık yarım asır önce varlığı tespit edilen Misbâhu’l-hidâye, bu çalışmada etraflı bir şekilde incelenmekte, ilk defa tenkitli neşri yapılarak ilim dünyasında erişilebilir hale getirilmekte ve yine ilk defa bir başka dile tercüme edilerek Türkçeye aktarılmaktadır. İslâm siyaset düşüncesi literatüründe tasavvufî siyaset metinlerinin tespiti ve değerlendirilmesi konusunda önemli bir boşluğu dolduran bu çalışma, sûfîlerin siyaset düşüncesine katkılarını anlamak isteyen araştırmacılar için Memlük dünyasından dikkat çekici bir risaleyi gündeme taşımaktadır.
KUŞATMANIN MANZUM HAFIZASI
Mehmed Fahri Paşa’nın Balkan Harbi’nde İşkodra Cephesi Anıları
Yayına Hazırlayan: Mehmet Beşikçi & Dindar Negiş

Son yıllarda Osmanlı-Türk askerî tarihine ilişkin ben-anlatıları alanına duyulan ilgi belirgin biçimde artmıştır. Özellikle çalkantılı ve çoğu zaman travmatik On Yıllık Harp Dönemine (1912-1922) tanıklık eden askerlerce kaleme alınan otobiyografik eserler, dikkate değer bir literatür sunmaktadır. Söz konusu literatüre özgün bir katkı yapmayı hedefleyen bu kitap, edebiyatçı Halit Fahri Ozansoy’un babası Tabip Mirliva [Tuğgeneral] Mehmed Fahri Paşa’nın Balkan Harbi’nde (1912-1913) İşkodra Cephesi’nde yaşadıklarını aktardığı Manzûm İşkodra Târîh-i Harbi adlı şiirsel anılarının hem günümüz harflerine aktarılmış metnini hem de detaylı tahkikini sunmaktadır. 1914’te Balkan Harbine dair yayımlanan ilk hatıratlardan biri olan bu metin, bu savaşa dair bilinen tek müstakil manzum hatırattır; ayrıca Karadağ/İşkodra Cephesi hakkında bir Osmanlı askerinin yazdığı bilinen yegâne matbu Türkçe harp anısıdır. Bu özel çalışma hem dönemin ve bölgenin atmosferini hem de askerî hekimlerin cephe tecrübelerine ışık tutması açısından eşsiz bir kaynak niteliği taşımaktadır.