Adnan Menderes'in Osmanlı'ya vefası
Menderes, Paris gezisinde Büyükelçi'ye "Osmanoğulları Ailesinin Paris'te yaşıyor olması gerek. Benlar ne yer, ne içer, ne ile geçinir?" diye sordu. Büyükelçi'nin ilgisizliğini görünce bakın neler oldu?
ABONE OLAdnan Menderes... Türk siyasi tarihinin yitik efsanesi. Türkiye yakın tarihinde boy gösteren burjuva halk mücadelesinin ortaya çıkardığı bir halk kahramanı. Demokrasinin Türkiye yolculuğunda önemli bir durak.
Sonu idamla biten her hikayenin mutlaka bir mücadele tarafı vardır. Bir Yiğit Vardı isimli kitap da tam anlamıyla bu mücadeleyi gözler önüne seriyor.
Adnan Menderes'in yetiştiği dönemden, Milli Mücadele dönemindeki rolüne, M. Kemal Atatürk'ten sonra şekillenen Türk siyasetindeki konumuna, Demokrat Parti'nin oluşumuna, Başbakan Menderes'in başını çektiği değişime, yeni Türkiye'yi inşa sürecine ve günün birinde bir komplo serisiyle Yassıada'ya gönderilişine yer veriyor.
Bu kitabın ortaya koyduğu Menderes resmi, belki de bugüne kadar bilinenlerden çok farklı ve zengin bir kimliğe sahip. Osmanlıyı, Kurtuluş Savaşını, Türkiye Cumhuriyetinin Kuruluşunu, Tek Parti ve Demokrasi dönemini görmekle yetinmeyip burada kendi kaderine biçilen rolleri başarıyla yerine getiren, tüm bunları yaşarken de özünden, içinden çıktığı toplumdan kopmayan sıradışı bir Menderes var karşımızda. Sıradışı bir siyasetçinin şekillendirdiği sıradışı bir Ankara ve kalıplarını aşan bir Türkiye modeli var Bir Yiğit Vardı'nın sayfaları arasında.
Bir de hüzün... 'Menderes ve kaderinin ağırlığı' kitabın sayfalarında acıyla birlikte yer almış. Sonu bilinen bir yolun hikayesini yalın bir dil ve bilinmeyen hatıralarla örgülemiş yazar. Ailesinin o günlerde yaşadıklarına da tercüman olmuş. Aydın Menderes'i dinlemiş neler yaşadıklarını cümle cümle dinlemiş..
Bir Yiğit Vardı hem Menderes'in hayatı ile ilgili bugüne kadar yazılmış eserlerle kıyaslandığında önemli bir biyografi eseri olmakla birlikte, darbelerin anası sayılan 27 Mayıs'ı tüm yönleriyle sorguluyor.
Darbenin sonucunda halkın desteği ile iktidara gelen 'halk kahramanı' olmuş bir ismin idam edilmesinin toplumda oluşturduğu travma ve ülke gelişimine ne denli bir sekte vurulduğunu da yansıtan kitap'ta yer alan iki ilginç olayı haber 7 kitap sayfası olarak sizler için alıntıladık:
Celal Bayar'ın Menderes'i Tercih Sebepleri
Celal Bayar'ın Menderes'i tercihi kimilerini şaşırttı. Halbuki Bayar, ne kadar isabetli bir tercih yaptığını yıllar sonra dile getirecek ve Menderes için şöyle diyecekti:
"Zeki bir adamdı. Kafası ve yüreği muvazeneli idi. Fikirlerini, vicdanının adaletine uğratmadan tatbikata götürmezdi. Onun için bir fikrin güzelliği değil, doğruluğu önemli idi. Kuvvetli bir mantığı vardı. Fikirlerini sonuna kadar savunmayı severdi. Kendisinde halkın içinde yaşamanın, halkın içinden gelmenin gücü vardı. Memleketi iyi tanıyordu. Kusursuz bir vatanperverdi. Bu yüzden düşüncelerinde büyük bir çoklukla haklı çıkıyordu. Fikirleri azınlıkta kaldığı zaman neden yanlış düşündüğünün sebeplerini arardı. "Büyük ve Kuvvetli Türkiye" idealine inanmıştı. Memleketinde büyük ve kuvvetli olmak için gereken bütün imkânların olduğunu da iyi biliyordu. Bu ideale çok çalışarak ulaşılacağını iyi bilir bunun için de gerçekten çok çalışırdı."
Bayar'a göre Menderes, halk iradesi felsefesine çok bağlı, milletten başka dayanacak güç olmadığına iman etmiş, tam bir demokrattı. Tek kuvvet ve tek irade olarak halka dayanmıştı. Halk da onu zamanla tanımış ve sevmişti.
Menderes'in gücü 'halkın içinde yaşamış ve onun içinden gelmesinden' kaynaklanıyordu. Dönemin Türkiye'si, her dört kişiden üçünün köyde yaşadığı bir ülkeydi. Menderes, toprakla iç içe geçmiş bir hayatın içinden, köylülerin yanından geliyordu. Oylamaya büyük saygısı olduğunu kongre çalışmaları sırasında görmüştü. Kendi fikrini sonuna kadar savunmayı çok seven Menderes, çoğunluğun kararına uymaktan da hiç çekinmiyordu.
Bayar, köylüyü ve toprağı çok iyi tanıyan yeni başbakanın yabancı dil bilen, üniversite mezunu, Ankara ve İzmir gibi iki büyük şehirde yaşamış; ülkenin Batılı yüzünü de iyi bildiğinin farkındaydı. Ona göre Menderes, "Halkın psikolojisini, özellikle köylünün psikolojisini anlıyordu ve liderlik için gerekli niteliklere sahipti."
1950'de iktidara geldiğinde Adnan Menderes'i başbakan yapmayı zaten çoktandır kafasına koymuştu. "Çünkü" diyordu seneler sonra, "Sadece Menderes, ülkeye gelişmiş Batı'yı yakalamak için mutlaka gerekli olan modern ve ilerici bir liderlik yapacak kişilik ve görünüşe sahipti..."
Türkiye'nin ilk sivil Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Menderes'in sadece başarılı bir başbakan değil; halkın çok seveceği bir lider olacağını da sezinlemişti. Menderes, halkına dayanmaktan başka destek aramayacak, hitabeti çok güçlü bir politikacıydı; halkın da kısa sürede kendisini sevip bağrına basacağı belliydi. Milyonlarca insan, kısa süre içinde Ona karşı Bayar'ın tanımıyla 'sihirli bir muhabbet' duyabilirdi.
Nitekim öyle oldu. Celal Bayar yanılmadı. Menderes, halkını tanıyan ve halkın sevdiği bir lider olarak Türkiye'nin Batı'yı yakalamasını 10 yıllık başbakanlığı süresince kendisi için en önemli görev olarak kabul etti. Adnan Menderes'in her mitingi, yüz binlerin akın ettiği meydanlarda yapıldı. Adı ve soyadı, binlerce çocuğa isim oldu. Halk, bu yeni başbakanını sevdi. O kadar çok sevdi ki uzun yıllar geçse de bu sevgi hiç bitmedi.
***
ABDÜLHAMİD'İN AİLESİNİ TANIMAYAN BÜYÜKELÇİYİ KOVMAKTAN BETER ETTİ
Menderes'in izlediği model, Osmanlı'ya olan hayranlığı ve biraz da vefasından ileri geliyordu. 1952'lerde NATO toplantısı için gittiği Paris'te yaşananlar Osmanlı için taşıdığı hassasiyetin delili gibiydi.
Bu kitabın yazarı Erdal Şen genç yaşına rağmen ömrünün önemli bir bölümünü Adnan Menderes ve Demokrat Partiyle ilgili çalışmalara ayırmıştır. Bu süre içerisinde benimle de birçok vesile ile bu konularla ilgili görüşmeler yapmıştır. Erdal Şen her şeyden önce gayet titiz ve tarafsız bir araştırmacıdır. Yorumlarını doğrulukları tartışılmaz belgeler üzerine inşa etmiştir. Elinizdeki kitap Adnan Menderes’in biyografisi ile ilgili sıradan bir kitap değildir. Bu kitapta Adnan Menderes hem gayet geniş hem de derin bir şekilde ele alınmıştır. Adnan Menderes’in bir insan olarak tasvirinden, yaşadığı dönemin iç ve dış olaylarına kadar her husus bu kitabı çok iddialı kılacak bir ölçüde ele alınmıştır. Bu kitap aydınlatıcı, ufuk açıcı ve bundan sonraki araştırmacılar için öncülük görevi üstlenecek bir kitaptır. Yazarı Erdal Şen’i derin bir takdirle kutluyor ve bu kitabı Adnan Menderes’le ilgilenen ve ilgilenecek herkese tavsiye ediyorum. Aydın MENDERES |
Paris Gezisi sırasında aklı fikri 28 yıl önce Paris'e sürülmüş Abdülhamid Han'ın ailesindeydi. Paris Büyükelçisini yanına çağırdı. Büyükelçi'ye "Osmanoğulları Ailesinin Paris'te yaşıyor olması gerek. Benlar ne yer, ne içer, ne ile geçinir?" diye sordu.
Büyükelçi'nin bu soruya hemen cevap verememesi Osmanoğullarına karşı ilgisizliğindendi. Menderes kızdı. "24 saat içinde ya Osmanoğullar hakkında bilgi getirin ya da istifanızı!" diyerek sitemini iletti.
Kısa zaman içinde ne olup bittiğini öğrendi. Hanedana ait kimselerden bazıları malesef geçimini temin etmek için Fransız askerlerinin bulaşıklarını yıkıyordu.
Menderes, önce çılgına döndü sonra düşünceye daldı. Düşündükçe gözleri buğulanayordu.
Tarihe büyük merakı olan Menderes, Fransa Kralı Fransuva'nın zamanında Kanuni Sultan Süleyman'dan nasıl yardım dilendiğini aklına getiriyor ve kahroluyordu. Fransa Kralı'nın yardım talebine karşı gönderdiği fermanda, "Kurtuluşunuz konusunda bizden yardım talep ediyorsunuz. Söylediğiniz her şey dünyayı idare eden tahtımızın ayaklarına arz olunmuştur." diyen Kanuni'nin hanedanı nasıl olur da Fransızların bulaşıklarını yıkar diye iç geçiriyordu. Türkiye'ye döner dönmez Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a hissiyatını paylaştı. "Hanedan mensupları Türkiye'ye döndürülmeli" dedi.
O gün için böyle bir hamle risk gibi görülüyordu. Siyasi dengeler ne olurdu? Menderes, ısrar etti: Hiç olmazsa kadınları getirtelim. Bu toprakları ve şanlı tarihi bize bırakanların kadınları Fransız erkeklerinin bulaşıklarını yıkamamalı. Öyle olacağına gelsinler kendi milletlerinin erkeklerinin bulaşıklarını yıkasınlar."
Direnen Menderes, isteğini kabul ettirdi. Ve anında bir kanun teklifi hazırlatarak Meclis'ten geçirtti.
Beyefendi Siz Başvekil Adnan Menderes Değil misiniz
Böylece Sultan II. Abdülhamid'in hanımı ve kızı Türkiye'ye dönebildi. İstanbul'a yerleştirildiler. Teşvikiye'deki evlerinde bir sabah erken saatte kapının zili çaldı. Kapıyı Abdülhamid'in kızı Ayşe açtı, "Buyurun efendim, bir arzunuz mu vardı?" diye sordu.
Gelen kişi Menderes'ti. "Şayet kabul buyururlarsa Valide Sultan'ı görmek istiyorum." diyordu. Kızı annesine ne yapacağını sorduktan sonra başvekil içeri buyur edildi. Salon tam bir Osmanlı evi gibi döşenmişti.
Başında tülbent elinde tespihliyle zikrini tamamladıktan sonra, "Berhudar olasın evlâdım, hoş geldiniz..." dedi Menderes'e.
O da, "Teşekkür ederim Valide hazretleri; hoş bulduk... " diye karşılık verdi ve Müşfika Hanım'ın elini öptü. O sırada Ayşe Hanım'da Menderes'i ancak tanıyabildi ve "Beyefendi! Siz Başvekil Adnan Menderes, değil misiniz?" diye sordu. Misafirin Başvekil Menderes, olduğu anlaşılınca bir telaş hâli başladı.
"Beyefendi, niçin önceden haberimiz olmadı? Böyle, hazırlıksız ve gâfil avlandık" denince Menderes, de, "Zararı yok efendim. Bendeniz Valide hazretlerinin elini öperek hayır duâsını almak ve bir ihtiyacınız olup olmadığını öğrenmek için geldim."
(Haber 7)
-
oğuzhan buytoz 14 yıl önce Şikayet Etmehmet bey. rahmetliyi yuceltırken neden su ankı hukumetı asagılıyorsunuz orayı cözemedım bence r.t.erdoganda en az rahmetle andıgımız özal ve menderes kadar iyi seyler yapan bir basbakan ayrıca türk olmayan vekılı söylermısın bızde bılelım .. sorunun menderesı yuceltmek onu asanları yargılamak dııl galıba sen sadece akp yı yere vurmaya calısıyorsun.. bu arada sıyası görusum yok sadece ulkemı sevıyorum.Beğen
-
Çınar Bahçacı 14 yıl önce Şikayet EtTepkisiz Halk!. Aydınlı arkadaş kusura bakmasın ama Aydın denilince aklıma sadece, "Menderes idam edilirken, Aydınlılar balkonlarında çiğdem/çekirdek çitliyorlardı" vahim cmlesi geliyor! :( Bu mudur bağırlarından çıkan bir Başvekile vefa? Aydın-Ege ve tüm bir Türkiye o gün sınıfta kalmıştır.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Mehmet 14 yıl önce Şikayet EtAdnan Menderes. RAHMETLI Adnan Menderesi niye idam Ettiler. Ezani Islama uygun bicimde okunmasina ve dini inanclari baskisiz uygulamamizin icin.09 Aydinliyim Yörük Ali nin torunlariyiz. burda oy avcilarina akp basta.Ama Rahmaetli icin Türk kelimesi öcü degildi Osmali Öcü degildi.lütfen bu tür haberlerde yalan bilhi yazmayin. A.Türkes . Rahmetli Adnan Mendersi .Idamina karsi gelmistir palavradan sikmayin.12 eylü intikam diye yazmissin sizler inanmak isterdim ama yalan derdiniz baska %50 niz anti Türk gaye baska.Beğen
-
Mehmet 14 yıl önce Şikayet EtOguz tuna bak sana arkadas diyorum. Oguz tuna bak sana arkadas diyorum her insana arkadas demem.burdan Adnan Menderesin DP lilerin tekelindedegil demissin.ozaman iyi oku Adnan Menderes .Türkmen yörük kökenlidir ayni Ertugrul Gazi ve onun torunlari gibe ve bizlerde öyle.sen gitmissin cindorugu anlatiyorsun beni cin doruk ilgilendirmez bizlere Adnan Menderes gibi Müslüman türkler Osmanli Torunlariyiz.kendinizi fener gibi kaf daginda görmeyin akp nin sonuda öyle olacak. Türk adindan bukadar ürkmeyin tiskinmeyin.yalan bildiri yapmayin.NO AKPBeğen
-
Tahsin Yılmaz 14 yıl önce Şikayet EtBüyük İnsan. Adnan Menderes, Allah senden razı olsun. Bu ülkeye çok şey kattın. Ama seni unutarak biz vefasızlık ediyoruz. Azda olsa 12 Eylül günü intikamın sandıkta alınacaktır. DArbecilere dur diyeceğiz...Beğen