İşte o bürokrasi burada doğdu!

Türkiye Gazetesi yazarı Murat Öztekin bugünkü yazısında Arslantepe'nin “UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi”ne girmesi 2021’in en dikkat çekici arkeolojik gelişmelerinden biri olduğunu yazdı.

ABONE OL
GİRİŞ 29.12.2021 16:58 GÜNCELLEME 29.12.2021 16:59 KÜLTÜR
İşte o bürokrasi burada doğdu!
İşte o bürokrasi burada doğdu!

Arslantepe'nin “UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi”ne girmesi 2021’in en dikkat çekici arkeolojik gelişmelerinden biriydi... Peki, ören yeri niçin bu başarıyı hak etti? Sık sık yakındığımız “bürokrasi” desem... Anadolu coğrafyasında yer alan arkeolojik miraslar, bazen renkli ama çoğu zaman ibretlik hikâyeler anlatıyor... Bunun için taş sütunlara, işlemeli duvarlara biraz yaklaşmak gerekiyor! Öte yandan üzerinde yaşadığımız topraklar eşelendikçe, tarih kitapları biraz daha değişiyor... 

Malatya'nın 7 kilometre kuzeydoğusundaki kayısı kokulu bereketli topraklarda ilerlediğinizde karşınıza bir yükselti çıkıyor. Siyasi elitlerin burada doğduğunu kim bilebilirdi ki! Uzaktan bakıldığında “sıradan bir tepeye” benzeyen Arslantepe, aslında o çok yakındığımız bürokrasinin ve hatta aristokrasiye benzer elit bir topluluğun meydana geldiği, dünyanın belgelenen en eski kraliyet sarayını barındırıyor!

ESKİ ÇİN’DEN DAHA ESKİ!

Yedi bin yıllık Arslantepe tıpkı Göbeklitepe gibi bazı yaygın kanaatleri değiştirmeye başlıyor. Dolayısıyla bu sene “UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi”ne kaydedilmiş olması şaşırtıcı değil. Batılı tarihçiler, devlet sisteminin ve bürokrasinin kaynağı olarak Eski Çin (MÖ 2000’li yıllar) ve Eski Mısır’ı (MÖ 4000-2000) gösterse de, keşfedilen yapıları ve metal eşyalarıyla Arslantepe, daha eski bir tarih olan MÖ 5000’li yılları işaret ediyor. 

Henüz üçte biri kazılan Arslantepe’de bir kısmı bugüne ulaşan saray, kadim devlet teşkilatının ilk izlerini gözler önüne seriyor. Kerpiç olmasına rağmen orijinal beyaz sıvası ve resimleri bile hâlâ temaşa edilebiliyor. Beş binden fazla mührün çıktığı yerin koridorlarında ilerlediğinizde ise, yıllar evvel koşuşturan memurları hayal edebiliyorsunuz. Bölgede aralarında bilinen en eski kılıçların da bulunduğu, çok sayıda metal nesne ve silahın keşfedildiğini öğrenince de gücün ortaya çıkışını daha iyi tahayyül ediyorsunuz. 

GÜÇ ORTAYA ÇIKARKEN...

30 sene Arslantepe’nin kazı başkanlığını yaptıktan sonra emekli olan ve en eski sarayı keşfeden İtalyan Profesör Marcella Frangipane “Arslantepe’nin benzersizliği, çok erken bir tarihte ilk defa belgelenen bir ‘kamusal saray’ meydana getirmesidir. Bu abidevi saray, çok iyi korunmuş. 3400-3200 yıllarına tarihlenen, bugüne kadar bilinen ilk halka açık saraydır ve hem siyasi hem de ekonomik, laik bir gücün doğuşunu belgelemektedir. Mezopotamya’da bu tür saraylar, Arslantepe’den birkaç asır sonra ortaya çıkmıştır” ifadelerini kullanıyor. 

“Tam olarak aristokrasi olmasa da güçlü yöneticilerden oluşan bir elit grup, Arslantepe’de doğdu” diyen Profesör Frangipane “Arslantepe, sofistike bir yönetim ve bürokrasinin ortaya çıkışını -dolayısıyla da devletin kökenini- benzersiz detaylarla ve emsalsiz delillerle belgeliyor” diyor. 

En son beş bin yıllık tohumların bulunduğu bölgedeki mühürlerin sırları da inceleniyor. Hasılı Anadolu yeni keşifler vadetmeye devam ediyor...

ŞEHİRLER DE İNSANLAR GİBİ

Şehirler, ömürleri biraz uzun olsa da insana benziyor. MÖ 5000 yıllarından MS 11. asra kadar iskânın olduğu Arslantepe, ihtişamlı yıllardan sonra Roma döneminde köy olmuş, daha sonra Bizans Nekropolü, yani mezarlığa dönüşmüş! Anadolu’daki çok sayıda arkeolojik alan gibi Arslantepe’de Batılı “kazıcılar” tarafından keşfedilmiş. Arslantepe’de ilk kazılar, Louis Delaporte’un başında olduğu Fransız bir ekip tarafından 1932’de yapılmış. Ancak o yıllarda Malatya’da müze bulunmadığı için bulunan iki arslan heykeli gibi eserler, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesine götürülmüş. Bir aradan sonra 1961 yılında düzenli kazılar İtalyanlarla başlamış ve bugüne kadar gelmiş. 

KRAL ANKARA’DA

Saray, tapınak ve kral mezarı gibi yapıların olduğu Arslantepe’ye adını veren iki aslan heykeli ve Melita medeniyetinin kralı Tarhunza’nın heykeli, şu an Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergileniyor. Ören yerinde ise bunların kopyaları yer alıyor. 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR