Etnospor Kültür Festivali Yaklaşıyor

Kısa süre içerisinde gerçekleştirdiği birbirinden başarılı etkinliklerin yeni halkası ise Etnospor Kültür Festivali olacak.

ABONE OL
GİRİŞ 11.08.2016 12:45 GÜNCELLEME 11.08.2016 12:45 Kültürel Etkinlikler
Etnospor Kültür Festivali Yaklaşıyor
Etnospor Kültür Festivali Yaklaşıyor

Dünya Etnospor Konfederasyonu, geleneksel sporları yeniden canlandırarak hem bu kültürü yaşatmak hem de profesyonel bir disiplin içerisine sokup olimpiyatlara katılabilecek bir aşamaya getirmek hedefiyle yola çıktı.

26 Ağustos 2016’da görkemli bir açılışla kapılarını açacak ve 3 gün boyunca hiç durmadan devam edecek Etnospor Kültür Festivali için Küçükçekmece’deki Bezirganbahçe Meydanı’nda özel bir etkinlik alanı kuruldu. 11 spor dalında yurt içi ve yurt dışından, toplam 20 takımın yer alacağı; atlı okçuluk, yağlı güreş, cirit, gökbörü, mangala gibi birçok geleneksel oyunun birbirinden başarılı ve yetenekli sporcularının boy göstereceği etkinliklerin ana gayesi ise bir tarihin yeniden canlandırılması.

Etkinlikle ilgili olarak etkinliğe büyük destek veren Küçükçekmece Belediye başkanı Temel Karadeniz tarafından belediyenin tüm imkânları seferber edildi ve bu yönde hummalı çalışmalar devam etmekte. 

Şampiyonlar er meydanında, festival alanında 

Etnospor Kültür Festivali’nde Harun Doğan, Ali Işık Yıldızlar, İsa Göçen, Orhan Okulu gibi er meydanının usta isimleri; Yusuf Kilci ve Janset Genel gibi atlı okçuluğun istikbal vaat eden yetenekleri hünerlerini sergileyecek. 

Gelenek nesilden nesle aktarılıyor 

Bu doğrultuda dev bir kompleks içerisinde kurulan kültür parkurlarının yanında 35 kıl çadırdan oluşan bir oba ve bir çarşı meydana getirildi. Orta Asya ve Anadolu’nun namlı şefleri tarafından hazırlanan ananevi yiyecek ve içeceklerin sunulacağı bu mekanlarda pek çok etkinlik de düzenlenecektir. Kültür mirasına sahip çıkmak adına ustaların ellerinden çıkan dokumalar, çömlekler, türlü bezemeler vb. hem çocuklar hem de yetişkinler için gerçekleştirilecek atölye çalışmaları sayesinde nesilden nesle aktarılacaktır. Çeşitli sergiler eşliğinde buradaki üretimler daha geniş bir kesimin beğenisine sunulacaktır. 

Büyükler kadar çocuklar da unutulmuyor 

Dileyenin kendi çadırını kurup kalabileceği etkinlik alanında Orta Asya ve Anadolu’ya özgü şenlikler de yeniden hayat bulacaktır. Bir tarafta anneler ve kızları için bir “Kırgız Düğünü” düzenlenirken, babalar ve oğullar şampiyon güreşçilerin mücadelesini izleyebilecektir. Etkinlikler kapsamında Okçular Tekkesi’nde uzman eğitmenlerin gözetiminde ok talimleri yapılacak, çocuklara at sürme teknikleri ile konunun uzmanları tarafından belirlenen geleneksel 15 oyun öğretilecektir. 

Çeşitli konserlerin verileceği etkinliğin sürpriz konuklarından biri ise ülkemizde büyük bir ilgiyle dinlenilen “Dombıra”nın bestecisi Kırgız halk ozanı Aslanbek Sultanbekov ve ekibi. Bunun yanında askeri mehteran da çeşitli gösterilerle sahne alacak. 

Amaç her yıl yine yeni bir etkinlik 

Üst düzey devlet erkanının katılacağı ve 80 kadar atlı birliğin yer alacağı 100 yıllık mirasın yeniden hayat bulacağı bu etkinlik, önümüzdeki yıllarda daha da kapsamlı olarak gerçekleştirilmeye devam edecektir. 

Festivalde Yer Alacak Oyunlar 

Mangala 

Orta Asya’daki Türk topluluklarından Osmanlılara dek uzanan bir zeka ve strateji oyunudur. En önemli özelliği her yaş ve kesimden insan tarafından oynanabiliyor olması ve oynamak için mekâna ve malzemeye bağımlı kalınmamasıdır. 2 oyuncu tarafından 48 taş ile oynanır. Oyunca 12 çukur ve kazanılan taşları koymak için 2 hazne bulunur. 24 taşa sahip olan oyuncu bu taşları önündeki 6 çukura 4'er adet şeklinde dağıtır. Zeka, strateji, kurnazlık, öngörü ve sabır gerektiren bu oyunun sonunda en az 25 taş toplayan oyuncu, oyunun galibi olur. 

Gökbörü 

Orta Asya Türklerinin düğünlerde ve eğlencelerde oynadığı geleneksel atlı sporlarından biri olan gökbörü, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde son yıllara kadar “ödül kapmaca” adıyla yaşatılmaktaydı. Bu oyunun amacı at koşturarak oğlağı kapmaktır. Çizilen geniş daire ile belirlenen oyun alanında biniciler aynı uzaklıktan atlarını “şikâr” denilen oğlağa doğru koşturur ve eyerden kayarak oğlağı kapmaya çalışır. Oğlağı kapan, dörtnala kaçmaya başlar. Diğer atlılar oğlağı elinden almak için takip eder. Atlı, oyun alanı çevresinde, şikâr ile bir tur atabilirse bir sayı kazanmış olur ve ardından şikârı yere bırakır. Bu defa bir başka oyuncu şikârı alarak kaçırır. Oyun böylece sürüp gider. En çok sayıyı toplayan binici veya grup, oyunun galibi sayılır.

Kuşak Güreşi 

Özellikle Kırım Türkleri arasında yaygın olan kuşak güreşi, diğer geleneksel güreş çeşitleri gibi davul zurna eşliğinde yumuşak toprak veya yeşil düz zeminde eğlence amaçlı yapılır. Yaş ve ağırlıklarına göre üç boya ayrılan güreşçiler, bele sarılan iki metre uzunluğundaki özel dokuma kuşaklardan tutarak rakibin iki omzunu yere getirmesi şalka düşmesi için mücadele eder.

Aba Güreşi 

Orta Asya kökenli en eski güreş türlerinden biridir. Güreşçiler sırtlarına aba giyerek ve bellerine kuşak bağlayarak mücadele eder. Günümüzde Hatay ve Gaziantep yörelerinde kapışmalı ve aşırtmalı şeklinde, uygulanış bakımından farklılık gösteren biçimde sürdürülmektedir. Dünyada giysilerle yapılan ilk güreş türlerinden olması itibariyle judo ve İsveç’te yapılmakta olan pantolon güreşinin atası kabul edilmektedir. 

Atlı Cirit 

Orta Asya’dan günümüze taşınan, Türklerin yüzyıllardır oynadığı ata sporudur. At üzerinde süngü ve mızrağın düşmana daha iyi savrulması amacıyla ortaya çıkmış, zaman içerisinde kurallı bir oyun haline gelmiştir. Genellikle gösteri amaçlı oynanır. Bir ciritçi oyun sahasında rakip sporculardan birine yarım veya tam çark yapmak suretiyle ciridini atar. Sporcu rakibinin kendisine atacağı ciritten sakınmak için çeşitli hareketler yapar, atın sağına soluna, karnının altına veya boynuna yatar. Bazı sporcular rakiplerini kaçış çizgisine ulaşana kadar kovalar ve ardından cirit atar. İsabet ettirebildikleri için puan kazanırlar. Oyun puanlaması kriterleri takımlarca müsabakadan önce kararlaştırılır. Toplam puanı yüksek olan takım galip sayılır.

Atlı Okçuluk

Türklerde okçuluğun, özellikle de atlı okçuluğun önemi tarih öncesi zamanlara kadar uzanır. Tarihteki Türk atlı okçuları, dörtnala giderken eyer üstünde dönüp arkaya ok atarak hedefe tam isabet ettirme ustalıklarıyla tanınmışlardır. Asya'da geçim kaynağı ve askeri tatbikat niteliği olan sürek avları, Türk atlı okçuluğunun gelişmesini sağlamıştır. Savaşçılık, avcılık, sporculuk gibi alanların dışında sosyal alanda da okçuluk önem teşkil etmiştir. Örneğin milli bayramlarda, dinsel törenlerde, düğünlerde çeşitli sportif okçuluk yarışmaları toplumsal hayatta yer almıştır.

Aşık Oyunu 

Koyunların ve keçilerin arka bacaklarında bulunan dört yüzlü kemikle oynanan tarihi bir Türk oyunudur. Kadim çağlardan günümüze gelene kadar Türkistan ve Türkiye başta olmak üzere Türklerin yayıldığı tüm coğrafi bölgelerde bu oyuna rastlamak mümkündür. Aşık oyunu günümüzde de Türk köy, kasaba ve hatta şehirlerinde oynanmaktadır.

Aşık kemiğinin yüzleri cuk (ya da çik), tok, allı ve kazak olarak adlandırılır. Aşık oyunlarından birisi zıdalıdır. Aşık kemikleri her oyuncudan eşit sayıda, yerde zıda adı verilen bir dairenin ortasına tek sıra halinde dizilir (allı ya da kazak olarak adlandırılan yüzeyleri yere gelecek şekilde dik olarak). Daha sonra oyuncular ellerinde bulunan ve genellikle daha iri ve/veya içi kurşunla doldurulmuş enek adı verilen aşıklarını daire içinde bulunan diğer aşıklara vurarak daire dışına çıkarmaya çalışırlar. Dışarı çıkan aşık atışı yapan oyuncunun olur. Dışarı çıkaramama ya da ıska geçme durumlarında oyun sırası diğer oyuncuya geçer. İlk atış daire dışından oyuncuların belirlediği bir mesafeden yapılır. Daha sonraki vuruşlarda sırası gelen oyuncu daire kenarından atış yapar. Eğer daire kenarından yaptığı atışla daire içindeki aşıklardan bir veya daha fazlasını daire dışına çıkarırsa oyuncu atış sonrası eneğin kaldığı yerden oyuna devam eder. Enek genellikle daire içinde diğer aşıklara yakın konumda kaldığından oyuncu sonraki atışlarda daha avantajlıdır.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR