Memur-Sen'in Kütahya'da 1 Mayıs kutlaması
Memur-Sen Genel Başkanı Ali̇ Yalçın, "Milletimiz 'evet'e ruhsat verdi. Şimdi ise evet ile ruhsatı alanların emeğe değer verme zamanı. Ağustos ayında toplu sözleşme masası kurulacak. 4. Dönem Toplu Sözleşmesi evet ile yolu açılan yeniden büyük Türkiye'nin ilk imtihanı olacak. Sorunlarımızı çözmek, beklentilerimize karşılık bulmak, tekliflerimizi kazanıma dönüştürmek için masada olacağız." dedi.
ABONE OLMemur-Sen, bu yıl 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü, "tarihin ilk toplu iş sözleşmesi" olarak nitelendirilen ''Fincancılar Anlaşması''nın 1766 yılında imzalandığı Kütahya'da Zafer Meydanı'nda kutladı.
Sendika yöneticileri, 25 ülkeden gelen bazı sendikaların temsilcileri ve çok sayıda çalışan ile vatandaşların katıldığı kutlamada konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, birlik mayasının yüreklere çalındığı, kardeşlik harcının inançla karıldığı, beylikten devlete geçiş kararının alındığı diyar olan, tarihte ilk toplu sözleşmenin yapıldığı yer olan Kütahya'da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutlamanın anlamlı olduğunu söyledi.
1 Mayıs'ı emeğin hakkını haykırmak yerine kışkırtma ve provokasyon fırsatı olarak görenler olduğunu belirten Yalçın, şöyle konuştu:
"Kan, vandalizm, anarşizm üzerinden emeğin itibarına, dayanışma zeminine zarar verip, meydanları germek isteyenler olabilir. Biz paylaşmanın, hakça bölüşmenin erdemini anlatma derdindeyken çatışmanın, restleşmenin tezgahını kurmaya, yakmaya, yıkmaya, kırmaya, dökmeye odaklananlar olabilir. Haklarımızı artırmanın, kazanımları çoğaltmanın, çalışma şartlarını insanileştirmenin peşine düşmek yerine geçmişin acıları üzerinden zihinleri bulandırmaya yeltenenler olabilir. Marjinal gruplar 1 Mayıs'ı Taksim'e çıkma ayini görebilir. Aymazlık gösterip bazıları örgütlü gücü ideoloji değirmeninde öğütebilir. Biz bu tuzaklara düşmediğimiz için Anadolu'ya çıktık ve ülkenin her şehrini her meydanını 1 Mayıs meydanı bildik."
Yalçın, Memur-Sen olarak ne Taksim'i kutsamayı ne de 1977'de yaşanan acıyı yok saymayı doğru bulduklarını dile getirerek, "1 Mayıs sadece Taksim'de kutlanmalı" anlayışını haksız, "1 Mayıs kesinlikle Taksim'de kutlanmamalı" bakışını da yersiz bulduklarını aktardı.
- "1 Mayıs 1977 Taksi̇m olayları araştırılsın, karanlık aydınlatılsın"
1 Mayıs vesilesiyle, hükümete ve siyasi partilere seslenen Yalçın, "1 Mayıs 1977 olaylarını aydınlatacak Meclis araştırma komisyonu kurun, faili bulun. 1977 üzerinden alanları gerenlerin sermayelerini de ellerinden alın.
Kim yaptı, kimler kan akıttıysa ortaya çıkarın.
Gözyaşı dökenler ile kan dökenler birbirinden ayrılsın. Faili meçhul aydınlansın. Hayatını kaybedenlerin ailelerinin gönül huzuru sağlansın. Her 1 Mayıs öncesi haber başlıklarında; 'Taksim Israrı' yerine, 'Emekçiler milli gelirin adil bir şekilde Taksim'ini istiyor' manşetleri yer alsın." diye konuştu.
- "4. Dönem Toplu Sözleşme için gün sayıyoruz"
Yalçın, ağustos ayında 4. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin başlayacağını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"2018 ve 2019 yıllarında kamu görevlilerinin yararlanacağı mali ve sosyal haklar için, zam oranlarının belirlenmesi, kadro sorunun çözülmesi için pazarlık masasına oturacağız. Türkiye'nin 16 Nisan'da millet iradesiyle prangalarından kurtulması için 2 ay ter akıttık. '2 ay sadece emek için değil, aynı zamanda hararetle evet için çalışacağız.' dedik ve 350 merkezde program organize ederek salonlarda anlattık, alanlara aktık. Milletimiz 'evet'e ruhsat verdi. Şimdi ise evet ile ruhsatı alanların emeğe değer verme zamanı. Ağustos ayında toplu sözleşme masası kurulacak. 4. Dönem Toplu Sözleşmesi evet ile yolu açılan yeniden büyük Türkiye'nin ilk imtihanı olacak. Sorunlarımızı çözmek, beklentilerimize karşılık bulmak, tekliflerimizi kazanıma dönüştürmek için masada olacağız."
- "Toplu sözleşmede tekli̇fleri̇mi̇z kazanıma dönüşmeli̇"
Kadrolu istihdamın mutlak istekleri, iş güvencesinin de kırmızı çizgileri olduğunu vurgulayan Yalçın, "4/B'lilerin, 4/C'lilerin kadroya geçirilmesi en büyük hedefimiz. Amalı, fakatlı cümlelere tahammülümüz yok artık. Kamuda görev yapan taşeron işçilerin, memur işi yapıp, işçi kadrosunda bulunanların, beklentilerinin zamana yayılmasını, üzerinde çalışılmasını değil, atılan imzaya sadık kalınmasını, kadroya geçiş vaadinin toplu sözleşmeyle imza altına alınmasını isteyeceğiz. Ekonomik gelişmişlikten, refah artışından pay isteyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Maaş zammına da değinen Yalçın, "Enflasyona karşı koruyan değil, enflasyonun üstünde konuşlanan, gerçekleşen enflasyon ile tahmini enflasyon verileri arasındaki makası kapatacak. Erime riski oluşturmayan oran teklifleriyle masada olacağız. Taban aylıkta artış, emekliliğe etki eden tazminat yansıtma oranlarında yukarı yönlü bakış isteyeceğiz." dedi.
Yalçın, toplu sözleşme masasında kılık, kıyafet serbestliğinin de gündeme getireceklerini kaydetti.
- "Memura siyaset hakkı ve grev i̇sti̇yoruz"
Memura siyaset hakkının verilmesi gerektiğini savunan Yalçın, "Referandumda gençlere Meclisin yolunu açtık. Meclis kapısının memura da açalım. Kamu görevlilerine yönelik siyaset yasağını da memura grev yasağını da kaldıralım. İşçiysen siyaset hakkın var. Memursan siyaset hakkın yok. Böyle bir şey olabilir mi Allah aşkına." ifadelerini kullandı.
- "16 Ni̇san'da kazanan Türki̇ye oldu"
Yalçın, 16 Nisan'daki "evet" kararının sadece yerel vesayeti bitirmediğini, küresel vesayetin fay hatlarını da titrettiğini dile getirerek, şunları söyledi:
"Evetler sadece anayasayı değiştirmekle kalmadı, küresel çetelerin, içimizdeki lejyonerlerin kirli tezgahlarını da bozdu. Referandum sürecinde içeride kurulan tezgahları, dışarıda yürütülen kirli kampanyaları, ihanette ve bölücülükte ortaklığı hepimiz gördük. Almanya ve Hollanda'nın ırkçı tavrını, demokrasi kisveli faşizmini müşahede ettik. Terör örgütlerine sahne kuranları, cumhurbaşkanına, bakanlarına, milletvekiline engel çıkaranları, Türkiye'ye kin ve nefretini kusanları hem milletimiz hem de tarih kaydetti."
Yalçın, referandumda "hayır" diyen hiçbir vatandaşın kaybetmediğini, hayır çıkması için kamp kuran, kamplaşma ve kutuplaşma senaryoları yazan ülkelerin, örgütlerin, sahte müttefiklerin, vesayetçi muhterislerin kaybettiğini bildirdi.
- "15 Temmuz'da alana i̇nen ve şehitler veren bi̇r teşkilatız"
Bu 1 Mayıs'ın 15 Temmuz'dan sonraki ilk 1 Mayıs olduğunu anımsatan Yalçın, şunları kaydetti:
"15 Temmuz'da alana i̇nen ve şehitler veren bir teşkilatız. Kahramanmaraş'taki 1 Mayıs'ta aramızda olan 4 üyemizi 15 Temmuz'da şehit verdik. Biz biliyor ve inanıyoruz ki, şehitler ölmez, şehitler için 'öldü' denilmez. Evet onlar aramızdalar. Evet onlar soylu mücadelemizde daima yanımızdalar. Onlar bu şahitlikleriyle soylu mücadelemizin yıldızları olarak yaşayacaklar. Bize yol göstermeye, ışık vermeye, rehberlik etmeye devam edecekler. Aynı gece gazilik beratı edinen yüze yakın üyemiz var. Pensilvanyalı Lawrence'ın canilerine, Alamut Kalesi'nin Haşhaşilerine direnen, had bildiren yiğit kardeşlerimiz, Hayme Ana meşrebli ablalarımız, kız kardeşlerimiz var. Memur-Sen olarak, şehitlerimize, gazilerimize vefa borcumuz olduğunu hiç unutmadık. Onlar sonsuza kadar gönül defterimizde üyemiz kalmaya devam edecekler."
Yalçın, 15 Temmuz sonrası açığa alma ve ihraçlarda gösterilen kararlılığın, mazlum ve mağduru ayıklamada da gösterilmesi çağrısında bulunarak, OHAL Komisyonu'nun bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini savundu.
Konuşmanın ardından halk oyunu gösterileri sunuldu, konserler verildi.