Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci:

Tüfenkci, İnönü Üniversitesi Rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Ahmet Kızılay'ı makamında ziyaret ederek, görevinde başarılar diledi.

Üniversitelerdeki seçim süreçlerinin bilimsel çalışmaları bir anlamda akamete uğrattığını ve bir takım kamplaşmalara neden olduğunu belirten Tüfenkci, görev yapan hocaların büyük bir kısmının seçim sisteminin değiştirilmesi noktasında görüş bildirdiğini söyledi.

Bu isteklere siyaset ve hükümet olarak kayıtsız kalamayacaklarını ifade eden Tüfenkci, "Biz öğretim görevlileri arasında seçimlerden dolayı bir husumet ve bir kamplaşma olsun istemiyoruz. Bunu bütün olarak tüm üniversiteler için söylüyoruz. Bence rektörlerimizin farklı bir yöntemle seçilmesinin artık zamanı gelmiştir." diye konuştu.

Üniversitelerin şehirler için değerli olduğunu dile getiren Tüfenkci, büyükşehirlerde iki hatta üçüncü ve dördüncü üniversitelerin bulunması gerektiğine inandıklarını belirtti.

Son dönemde Ar-Ge çalışmalarına büyük destek verdiklerini vurgulayan Tüfenkci, üniversitelerin yeni geliştirilen yöntem, buluş ve Ar-Ge çalışmalarıyla ekonomiye büyük katkı sağlayacaklarını düşündüğünü ifade etti.

Türkiye'deki birçok üniversitenin tıp fakültelerinde ekonomik anlamda ciddi sıkıntılar bulunduğunu kaydeden Tüfenkci, "Bunu gidermek için belki parça değil ama bütüncül açıdan yaklaşarak yeni bir düzenleme hayata geçirmek lazım. Tıp fakültelerinin üniversitelerin üzerindeki yükün bir kısmının alınması gibi veya personelde yeni anlayışlarla tasarrufa gidilmesi gibi birçok noktanın yeniden ele alınması gerekir. Rektörlük seçimlerinin getirmiş olduğu oy ihtiyacı nedeniyle bazen tıp fakültelerinde deyim yerindeyse 'hovardaca' işler yapıldığını görmüş oluyoruz. Bu konuda arkadaşlarımızla çalışıyoruz. İnşallah kısa zamanda bitirip üniversitelerle ilgili yeni bir sistemi hayata geçireceğiz." diye konuştu.

- "Başkanlık sistemini hiçbir zaman askıya almadık"

Bakan Tüfenkci, bir gazetecinin başkanlık sistemine ilişkin değerlendirmelerini sorması üzerine, "Başkanlık sistemini hiçbir zaman askıya almadık. Başkanlık sistemi ve yeni anayasa hem seçim vaatlerimizde hem hükümet programlarımız içerisinde var. Parti olarak yeni bir anayasa yapılmasını canı gönülden istiyoruz. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin açıklamaları gerçekten bizim için değerli ve önemli. Türkiye'nin artık bu durumu halletmesi lazım. Yani ortada bir fiili durum var. Bu fiili durumu hukuki zeminde oturtmamız lazım. Türkiye'nin artık bu konuları tartışmaması, hızlanması lazım. Biz patinaj yapıyoruz ve parlamenter sistemle gelebileceğiz, yapabileceğimiz noktalara büyük ölçüde ulaşmış durumdayız." ifadelerini kullandı.

Türkiye Cumhuriyeti tarihine bakıldığında parlamenter sistemin büyük ölçüde sıkıntılar yaşattığını belirten Tüfenkci, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin zayıf hükümetlere ve istikrarsızlığa asla ve asla tahammülü yok. Eğer Türkiye'de istikrarsız ve zayıf bir hükümet, parlamento olsaydı, parlamentodaki çoğunluğumuz tek başına iktidar olmasaydı, 15 Temmuz'da Türkiye bu kadar direnemezdi, bu açık. 15 Temmuz'da eğer Türkiye ekonomik anlamda da bu direnci göstermişse esasında bu yakalamış olduğu siyasi istikrar ve tek başına iktidar olmanın vermiş olduğu rahatlıkla oldu. Türkiye'nin güçlü yönetimlere, güçlü liderlere ihtiyacı var ve başkanlık sistemi de bu anlamda güçlü bir yönetimin oluşması bakımından önemli. Bir atak yapabilmek için darbe anayasasıyla bize dikilmeye çalışılan bu dar elbiseden kurtulmamız lazım. Toplumun her kesiminde de bu beklenti olduğuna inanıyoruz. Başbakanımız il başkanları toplantısında açıkça ilan etti. Kısa zamanda yeni anayasa değişikliğini Meclis'in gündemine taşıyacağız."

Bakan Tüfenkci, bir başka gazetecinin "Önümüzdeki dönem erken seçim veya referandum var mı?" sorusu üzerine, "Erken seçim değil ama 2017'de eğer parlamentoda yeni anayasa kabul edilirse, hangi aritmetikle kabul edilirse edilsin ister 330 ve üzeri, ister 367 ve üzeri kabul edilirse edilsin biz yeni anayasayı milletin de onayına sunmak istiyoruz. Milleti biz her zaman en son hakem olarak kabul eden bir iktidarız. Dolayısıyla eğer kabul edilirse mutlaka tabi ki referanduma gidilecek." yanıtını verdi.

- FETÖ soruşturmaları

Tüfenkci, FETÖ soruşturmalarına ilişkin bir soruya da, "Yargı iş yükü açısından ağır bir yükle karşı karşıya kaldı. Yargının yine de çok iyi bir şekilde işlem yaptığını görebilirsiniz. 3 bin 500'e yakın hakim ve savcının FETÖ iltisakı nedeniyle açığa alındığını düşündüğünüzde yargı esasında iyi çalışıyor ama daha da mı hızlanması gerekir. Yeni alınan hakim ve savcılar da mesleğe başladıktan sonra inşallah bu daha da hızlanacak." dedi.

Bütün örgütlerin siyaseti ve siyasetçiyi itibarsızlaştırma adına propaganda yaptıklarını aktaran Tüfenkci, şunları kaydetti:

"Bir ülkede siyaseti, siyasetçiyi itibarsızlaştırırsan, onun yerini çeşitli vesayet odakları alır. Siyasetçi itibarsızlaşsın onun yerine kim olduğunu bilmediğimiz, çeşitli vesayet odakları veya perde arkasındaki güçler buralara nüfuz etsin isterler. Siyasetçi halk tarafından denetlenir, halk tarafından notu verilir ve halk tarafından da onay alır. Dolayısıyla siyasetçinin itibarsızlaşması esasında halkın itibarsızlaşması. Biz AK Parti olarak zaten FETÖ'yle ilgili 2014'te, 2015 seçimlerinde gerekli temizliği yapmıştık. Aradan kaçanlara da zaten partimizin genel merkezi gerekli araştırmayı yaparak sesiz sedasız kararlarını alıyor. Diğer partilerde olanlar da bu hassasiyet içerisinde bunu yapmalı. Yapmadıkları taktirde millete ihanet eden bu şer şebekesi mutlaka o partiye de ihanet eder. Çünkü o yapıya mensup insanların aklı, bedeni ve fikri başka yerdedir, kiralıktır. Dolayısıyla içinde barındıranlara hiçbir hayrı dokunmaz. AK Parti açısından gerekli noktada gerekli hassasiyet zaten en üst düzeyde gösterilir."